Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/327 E. 2022/1935 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/327 – 2022/1935
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/327
KARAR NO : 2022/1935

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019
NUMARASI : 2017/454 Esas 2019/648 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.07.2010 tarihinde, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı … plakalı aracın davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının 06.04.2017 tarihli engelli raporunda belirlendiği gibi vücut genel çalışma gücünü %13 oranında kaybedecek şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücünün %40 oranında kusurlu olduğunu, 07.03.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurmaları üzerine davalı tarafından davacıya 08.05.2017 tarihinde 16.988,71 TL ödeme yapılmasına rağmen ödemenin yetersiz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 500,00 TL sürekli, 500,00 TL geçici işgöremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş;13.06.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatını 11.648,16 TL’ye yükselterek 500,00 TL geçici 11.648,16 TL sürekli işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; Kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olup sorumluluğunun şahıs başına 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davacının başvurusu üzerine davalı şirket tarafından tazminat miktarı hesaplanarak 08/05/2017 tarihinde 16.988,71 TL maluliyet tazminatı ödendiğinden zararının karşılandığını, aksi halde ödeme tarihindeki verilere göre rapor alınmasını, ödemenin yeterli olması halinde davanın reddini, yetersiz olması halinde ödemenin denkleştirilmesini, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, temerrüdün sözkonusu olmadığını, yasal faiz istenebileceğini, ıslah edilen kısmın zamanaşımı uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamından; 30/07/2010 günü sürücü belgesiz davacı sürücü …’ın (…) olayda %75, sürücü …’ın (…) olayda %25 oranında kusurlu olduğunun Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Bşk. Raporu ile tespit edildiği, davacının olayda Akdeniz Üniversitesi Başkanlığından alınan 09/01/2019 tarihli raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, kaza nedeni ile vücudunda kırık ve yaralanmalar sonucu oluşan hareket kısıtlılıkları nedeniyle vücut çalışma gücünden %17,2 oranında ve 3 ay sürekli olarak iş göremezlik halinde kaldığının tespitinin yapıldığı, bilirkişi tarafından davacının geliri ile ilgili başkaca iddia olmadığından, asgari ücret üzerinden geçici iş göremezlik zararının 449,34 TL, sürekli iş göremezlik zararının 11.648,16 TL olduğunun hesaplandığı, sigortalı aracın ticari araç/taksi olmasına göre davalı sigortaya davacının başvuru tarihine göre temerrüt tarihi olan 08/05/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiğinden dava dilekçesi ve değer arttırım dilekçesi ile talep edilen davanın kısmen kabulü ile; 449,34 TL geçici iş göremezlik, 11.648,16 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 12.097,50 TL iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 08.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı yanın ıslah ettiği tutarın zamanaşımına uğradığını, Yargıtay kararlarında ve öğretide; kısmi davada dava edilmeyen alacak kesimi için fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceğinin kabul edildiğini, davacı vekilince ıslaha konu yapılan ve fazlaya ilişkin hak kapsamında talep edilen tazminat alacağı, Karayolları Trafik Kanunu 109.maddesi; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne göre zamanaşımına uğradığından talep edilmesi olanağı bulunmadığını, davaya konu olay 30.07.2010 tarihinde gerçekleşmiş olup; iş bu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 89. Maddesi gereğince uzamış ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu, davacının ıslah tarihi itibariyle uzamış ceza zamanaşımı süresinin de sona erdiğini, açıklanan nedenlerle zamanaşımına uğrayan ıslah talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Belirsiz alacak davalarında, davanın açılmış olması ile tazminat alacağının tamamı yönünden zamanaşımı kesilmekle, davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı davada sonradan dava değerini belirlemesi durumunda zamanaşımı süresi yeniden işlemeyeceğinden belirlenen alacak kısmı için zamanaşımı söz konusu olmayacaktır.
Dava konusu kaza 30.07.2010 tarihinde meydana gelmiş, davacı vekili tarafından eldeki dava belirsiz alacak davası olarak 500,00 TL geçici, 500,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı talebiyle 22.06.2017 tarihinde açılmış, 13.06.2019 tarihli bedel arttım dilekçesiyle sürekli işgöremezlik tazminatı 11.648,16 TL’ye yükseltilmiştir. Davalı vekili bedel artırım dilekçesinden sonra süresi içinde verdiği dilekçe ile arttırılan bedelle ilgili zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. Maddesinde “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı KTK.’nun 109. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar, Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ceza zamanaşımı süresi ise olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nın 89 ve 66. maddelerine göre 8 yıldır. Buna göre, olay tarihi olan 30.07.2010 tarihinden itibaren 8 yıllık zamanaşımı süresi 22.06.2017 dava tarihinde dolmadığından ve eldeki dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından arttırılan bedel yönünden de zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 826,38 TL karar harcından peşin alınan 206,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 619,78 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yatırılan gider avansından varsa kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.