Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/323 E. 2022/1839 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/323
KARAR NO : 2022/1839

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI : 2017/240 Esas 2019/1035 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 16/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … vekili ile… Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.11.2016 tarihinde davalı …’e ait sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığını ve malul kaldığını, davalı … şirketine başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olarak), 20.000.000-TL manevi tazminatın davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 26.10.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 27.040,43-TL’ye yükseltmiş, 31.10.2017 tarihli dilekçesi ile de manevi tazminat isteminden vazgeçtiklerini, sürekli işgöremezlik yönünden davaya devam edilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kazada davalının kusurunun bulunmadığını, davacının aniden önüne çıkması nedeniyle kazanın meydana geldiğini, kazada davacının kusurlu olduğunu, maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davacının davadan önce eksik belge ile davalı şirkete başvuru yaptığını, hasar dosyası açılarak 8.105,23-TL sürekli işgöremezlik tazminatı hesaplandığını, 02.03.2017 tarihinde davacıdan eksik belgelerin istendiğini ancak ibraz edilmediğinden davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davalı … şirketinin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde sorumlu tutulabileceğini, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan rapor alınmasını, faizin ancak dava tarihinden istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kaza tespit tutanağı da değerlendirmek suretiyle kusur durumuna ilişkin alınan usule, yargı kararlarına, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapora göre, meydana gelen kazada davacının % 75, davalı tarafından sigortalanan diğer davalıya ait aracın ise % 25 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen usule ve yürürlükteki mevzuata uygun rapora göre, meydana gelen kaza nedeniyle davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre sürekli iş göremezlik oranının % 6, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olduğunun belirlendiğini, aktüerya hesabı konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen usule, yargı kararlarına, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapora göre, davacının 2.446,20-TL geçici iş göremezlik ve 24.593,23-TL sürekli iş göremezlik zararının bulunduğunun tespit edildiği, davacı vekilinin 31/10/2017 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanında, manevi tazminata ilişkin olarak açmış oldukları davadan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmaksızın feragat ettiklerini beyan ettiği, vekaletname kapsamında feragat yetkisinin bulunduğu, davalı … vekilinin de 31/10/2017 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanında, davacı tarafın manevi tazminat talebinden feragate ilişkin beyanlarına bir diyeceklerinin olmadığını, kendilerinin de yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği, davacı vekilinin 26/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, geçici iş göremezlik zararı talebini 2.446,20-TL, sürekli iş göremezlik zararı talebini 24.593,23-TL olarak ıslah ettiği, tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, 21/01/2016 tarihinde davalı sürücü … yönetiminde bulunan ve dosyaya getirilen sigorta poliçesine göre davalı … tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığı anlaşılan … plaka sayılı aracın davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığı, kusur durumuna ilişkin olarak alınan rapora göre meydana gelen kazada davalı şirket sigortalısı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu, kaza tarihi dikkate alınarak uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının % 6, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olduğu, davalı …’in haksız fiile sebebiyet veren, davalı … şirketinin ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesine göre işletene düşen hukuki sorumluluğun aynı Kanunun 91. maddesine göre poliçede belirtilen limitler altında sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığı, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının da yukarıda açıklanan nedenler karşısında poliçe kapsamında davalı … sorumluluğunun bulunduğu, davalı … tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı … yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden ise olay tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine,davacı vekilinin manevi tazminat talebi yönünden HMK’nin 309/4. maddesine uygun feragat beyanı doğrultusunda manevi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı … vekilinin beyanı uyarınca yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği kanısı ile manevi tazminata yönelik açılan davanın feragat nedeniyle reddine, maddi tazminata yönelik açılan davanın kabulü ile 2.446,20-TL geçici iş göremezlik zararı ile 24.593,23-TL sürekli iş göremezlik zararının davalı … Sigorta Anonim Şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihi olan 30/03/2017 tarihinden, davalı …’den ise kaza tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … ve… Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 24.12.2019 tarihli kararda hükmedilen tazminat miktarının hatalı kusur oranı ile hesaplandığını, 21.11.2016 tarihinde meydana gelen kazada… Sigorta poliçeli … plakalı aracın davacı yaya …’ya çarpması ile meydana gelen kazada …’nun maluliyeti sebebiyle 2.446,20-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 24.593,23-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, kaza tespit tutanağında sürücünün K.T.K M/52/1-B maddesini ihlal ettiği, yayanın K.T.K 68. maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiğini, 09.01.2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda da olayın meydana geldiği Ziya Oralay Caddesi… önünde yolun iki yönlü 10.40 metre genişliğinde, asfalt kaplamalı, düz, eğimsiz, yörenin yerleşim birimi içinde bulunduğu, yolda çevre aydınlatmasının mevcut olduğu, olay yerinde yaya geçidinin bulunmadığının tespit edildiğini, mevcut olan tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde davacı yaya …’nun yaya geçidi bulunmayan yolun karşı tarafına geçmek istediğinde, araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, yaklaşmakta olan aracın uzaklığını dikkate alması gerekirken, aksine yolu kontrol etmeden kendi güvenliğini sağlamadan taşıt yoluna girmekle, kat etmekte olduğu yolu uygun yerden ve kısa sürede geçmemekle, taşıt yoluna kontrolsüzce giriş yapmakla çarpılmaya maruz kaldığı olayda K.T.K M / 68 /B -B3 madde bentlerini ihlal etmekle birinci derecede asli kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsü …’in yönetimindeki araç ile yerleşim birimi içerisindeki yol kesiminde, hız limitleri dahilinde seyretmesi, aracın hızını yük ve teknik özelliğine görüş yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması dikkatli ve tedbirli olması gerekirken aksine davranmakla sebebiyet verdiği olayda 52/b maddesinin ihlali sebebiyle ikinci derecede tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle meydana gelen olayda davacı yayanın %75 kusurlu, sürücünün ise %25 kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, hesap bilirkişi raporunda davacının 9 ay geçici iş göremezlik tazminatı kapsamında 2.446,20-TL, -24.594,23 TL kalıcı iş göremezlik tazminatına hükmedildiğini, hesap bilirkişi raporunda dosyada alınan kusur bilirkişinin raporu oranlarında hesap yapılmadığını ve sigortalı aracın %100 kusuru üzerinden karar verildiğini ve hatalı hesaplama yapıldığını, hesap bilirkişi raporunda hesaplanan tazminatın… sigortalı aracın kusuru oranında hesaplanması gerektiğini, Mapfre sigortalı araca hükmedilen %25 kusur doğrultusunda karar verilmesi gerekirken %100 kusur üzerinden aleyhe hüküm kurulmuş olup yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, ayrıca… Sigorta aleyhine hükmedilen 2.446,20-TL geçici ış göremezlik tazminatının da poliçe teminatı kapsamı dışında SGK’nun sorumluluğunda olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının maluliyet oranının nihai olarak tespit edilmediğini, maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını, kurum tarafından hazırlanan raporda davacının maluliyet oranının % 6 olarak tespit edildiğini, davacının 21.06.2016 tarihinde geçirdiği kaza nedeni ile tedavi gördüğü hastaneden de tıbbi durumuna ilişkin belgelerin celp edilip dosyaya eklendiğini, davacının daha önce de 20.12.2017 tarihinde Adli Tıp Kurumunda muayene edildiğini, söz konusu tıbbi raporlar incelendiğinde davacının hızlı bir iyileşme süreci yaşadığı, kaza sonrası mevcut rahatsızlıklarının hızla azaldığının görüldüğünü, yerel Mahkemece hükme esas alınan tıbbi raporda belirlenen % 6 maluliyet oranının kalıcı olup olmadığı ve raporun nihai rapor olup olmadığının belirsiz olduğunu, davacının hızlı iyileşme süreci göz önüne alındığında belirlenecek ileri bir tarihte kontrol muayenesi yapılması gerektiğini, kaldı ki davacının Adli Tıp Kurumunda muayenesinin yapıldığı tarihte 53 yaşında olduğu, belirlenen maluliyet oranının sadece % 6 olduğu göz önüne alındığında söz konusu maluliyetin kazadan mı yoksa davacının yaşından kaynaklanan bir durum olup olmadığının açıkça belirlenmediğini, bu yönü ile Yerel Mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 21.11.2016 tarihinde seyir halinde iken yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, dosyaya sunulan mevcut deliller de göz önüne alındığında söz konusu kazanın meydana gelmesine davacının kusurunun sebebiyet verdiğinin görüldüğünü, davalının sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken davacının aniden kendisini yola atması nedeni ile mümkün olan en hızlı refleksle direksiyonu kırarak ve fren yaparak çarpışmadan kaçınmaya çalışmış ise de davacının çok ani olarak karşısına çıkması neticesinde kazayı engelleyemediğini, kazanın akşam saatlerinde ve havanın kararmış olduğu bir zamanda meydana geldiğini ve yeterli aydınlatma bulunmadığını, ayrıca karşı yönden gelen araçların far ışıkları da sürücülerin görüş alanını kısıtladığını, kazanın trafiğin yoğun olduğu bir zaman diliminde meydan gelmiş olup sürücülerin önlerinde giden araçlar nedeni ile de yol kenarındaki yayaları görüşlerinin sınırlı olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 68. madde düzenlemesi davacının kazanın oluşumuna neden olan kusurunu açık bir şekilde belirttiğini, söz konusu kazanın yayaların geçiş üstünlüğünün olduğu bir noktada meydana gelmediğini, mevcut yasal düzenleme gereği olarak yayaların kavşak ve yaya geçidi olmayan bir noktadan taşıt trafiği içerisine girecek şekilde yolu geçmek istemeleri halinde yolu kontrol etmeleri, kendi güvenliklerinden emin olana kadar harekete geçmemeleri gerektiğini, ancak davacının yolu kontrol etmeden ve ani bir şekilde harekete geçtiğini davalının tüm çabalarına rağmen söz konusu kazanın meydana geldiğini, davalının kazanın akabinde derhal aracını park ederek davacının yardımına geldiğini, gerekli sağlık kuruluşlarının aranmasını sağladığını, belirtmiş olduğu hususlar ve yasal düzenlemeler göz önüne alındığında davalının kusursuz olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar … ve… Sigorta A.Ş. vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi (sürekli işgörmezlik) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Gerek 21.11.2016 tarihli kaza tespit tutanağı gerekse mahkemece uzman bilirkişiden alınan 09.01.2018 tarihli rapor ve 23.03.2019 tarihli ek raporda 21.11.2016 günü, saat 18.42 sıralarında, davalı sürücü … yönetimindeki, davalı şirkete sigortalı … plakalı otomobil ile Ziya Oralay Caddesini takiben seyirle … önüne geldiğinde aracının sağ ön kısmı ile seyrine göre yolun sol tarafından sağ tarafına geçmekte olan davacı yaya …’ya çarpması sonucunda dava konusu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, olayın meydana geldiği Ziya Oralay Caddesi … önünde yolun iki yönlü, 10.40 metre genişliğinde, asfalt kaplamalı, düz, eğimsiz, olay saatinde sathın kuru, havanın açık, vaktin gece, yörenin yerleşim birimi içinde bulunduğu, yolda çevre aydınlatmasının mevcut olduğu, olay yerinde yaya geçidinin bulunmadığı, kaza yeri krokisinden, olay yeri yolun 10,40 metre genişliğinde, düz olup görüşün açık bulunduğu, çarpma noktasının, aracın seyir yönüne göre yolun sağ kenarına 4,30 metre mesafede işaretlendiği, davacı yayanın soldan sağa doğru 6,10 metre yol katettikten sonra araç tarafından çarpılmaya maruz kaldığı, yayanın taşıt yoluna aniden giriş yapmadığı, taşıt yolu üzerinde 6,10 metre yol yürüdükten sonra davalı sürücü yönetimindeki araç tarafından çarpılmaya maruz kaldığı, yaya …’un yolun 6,10 metrelik kısmını kat edip yolun orta kısmını geçmiş olmakla, o anda karşı yönden her hangi bir aracın gelmediğini gösterdiği, karşı yönden gelse dahi yörenin yerleşim birimi içinde bulunmakla sürücülerin kısa huzmeli farlarını yakarak seyir ettikleri anlaşılmakla farlarının vermiş olabileceği rahatsızlıktan da söz edilemeyeceği mevcut olan tüm bilgi ve belgelere incelenerek değerlendirildiğinde, davacı yaya …’nun, yaya geçidi bulunmayan yolun karşı tarafına geçmek istediğinde, araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, yaklaşmakta olan aracın uzaklığını dikkate alması gerekirken, aksine yolu kontrol etmeden, kendi güvenliğini sağlamadan taşıt yoluna girmekle, kat etmekte olduğu yolu uygun yerden ve kısa sürede geçmemekle, taşıt yoluna kontrolsüzce giriş yapmakla çarpılmaya maruz kaldığı olayda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 68/b – b3 madde bentlerini ihlal etmekle birinci derecede (asli) (% 75 oranında) kusurlu olduğu,davalı sürücü …’in, yönetimindeki araç ile yerleşim birimi içindeki yol kesiminde, hız limitleri dahilinde seyretmesi, aracının hızını aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması, dikkatli ve tedbirli olması gerekirken, aksine davranmakla sebebiyet verdiği olayda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/b maddesini ihlal etmekle ikinci derecede (tali) (%25 oranında) kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla anılan rapor ve ek raporun somut olayın oluş şekline ve mevcut delillere uygun olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Somut olayda, davacının maluliyetine ilişkin rapor Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınmıştır. 26.06.2019 tarihli raporda; 08.09.1966 doğumlu …’nun 21.11.2016 tarihli yaralanması neticesinde; “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında özür oranının %6 (yüzde altı) olduğu, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik esas alındığında engellilik oranının %6 (yüzde altı) olduğu, 9 (dokuz) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı” belirlenmiş olup, bu rapor doğrultusunda davalıların %25 kusur oranına göre hesaplanan 24.593.23-TL sürekli iş göremezlik tazminatından davalıların sorumlu tutulmasında; tarihsiz aktüer bilirkişi raporunun sürekli işgöremezlik yönünden hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
31.10.2017 tarihli ön inceleme tutunağındaki beyan ve tespitin “Dava dilekçesi okundu. Davacı vekilinden soruldu: dava dilekçemi tekrar ederim ancak, davalı … hakkında açtığım manevi tazminat davamdan vazgeçiyorum, davalı ile anlaştık, manevi tazminat konusunda karşılıklı olarak birbirimizden vekalet ücreti yargılama gideri istemiyoruz, talebimiz gibi sürekli iş göremezlik nedeniyle yargılamaya devam olunsun, karar verilsin dedi. Beyanı okundu imzası alındı.
Davanın, trafik kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminden kaynaklandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; kusur, sürekli iş göremezlik oranı, davalı … şirketinin ödemeyi kabul ettiğini bildirdiği tarih itibariyle mevcut koşullara göre kabul edilen ödeme ile zararın karşılanıp karşılanmadığı, karşılanmıyor ise kaza tarihi ve genel şartlar gözedilerek maddi tazminat tutarı, temerrüt tarihi hususlarına ilişkin olduğu tespit edildi.” şeklinde olduğu anlaşıldığından mahkemece HMK’nun 26. maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak sadece davacının sürekli işgörmezlik tazminatı yönünden karar verilmesi gerekirken anılan madde gereğince talebin aşılması suretiyle talep konusu olmayan geçici işgöremezlik tazminatı yönünden de davanın kabulü isabetli görülmediğinden davalılar vekillerinin anılan yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, davalılar yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve… Sigorta A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24.12.2019 tarih 2017/240 Esas – 2019/1035 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Manevi tazminata yönelik açılan davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Taraflar yaranına talep olmadığından vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Maddi tazminata yönelik açılan davanın KABULÜ ile, 24.593,23-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … Şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihi olan 30/03/2017 tarihinden, davalı …’den ise kaza tarihi olan 21/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1.679,96-TL harçtan peşin alınan 772,63-TL harcın düşülmesi ile bakiye 907,33-TL harcın davalılar … ve … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacının yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 3.244,73-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Sigorta Anonim Şirketinden alınarak Davacıya verilmesine,
6-Dosya kapsamında yapılan yargılama giderlerinin maddi tazminata yönelik dava için yapıldığı anlaşıldığından, davacı tarafından yapılan 772,63-TL peşin ve ıslah harcı ile 31,40-TL başvurma harcı, 260,50-TL tebligat gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 84,95-TL posta gideri toplamından oluşan 1.276,85-TL olmak üzere toplam 2.048,21-TL yargılama giderinin Davalılar … ve … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak Davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak davacıya iadesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-Davalı …Ş. tarafından yatırılan 461,75-TL, davalı … tarafından yatırılan 462.00-TL istinaf karar harcının talepleri halinde yatırdıkları oranda adı geçen davalılara iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …. tarafından yapılan 20.00-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Başvuran taraflarça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.