Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/297 E. 2022/1934 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/297 – 2022/1934
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/297
KARAR NO : 2022/1934

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2017/108 Esas 2019/752 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.10.2016 tarihinde davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki araçla karşıdan karşıya geçmekte olan davacı …’a çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davalı sigorta şirketine 23/01/2017 tebliğ tarihli başvurudan bugüne kadar herhangi bir sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 250,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 22.10.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatını 20.318,95 TL’ye, bakıcı giderini 9.255,80 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, kazaya karışan aracın davalı şirket nezdinde 03.12.2015-03.12.2016 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağı, tarafların kusur oranları ve maluliyet oranının ATK raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri teminat dışı olduğundan sigorta şirketinin bu talepler yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, ZMSS genel şartları hükümleri uyarınca tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 ve %1,8 teknik faiz olması gerektiğini, eksik evrakla başvuru yapıldığından faizinin dava tarihinden istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 04/10/2016 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki davalı yana ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı otomobili ile Muammer Aksoy Caddesini takiben olay mahalli Pırıl Sokak kavşağına geldiğinde, seyir istikametine göre solundan sağına doğru kavşak giriş noktasını kullanarak karşıdan karşıya geçmekte olan 13 yaşındaki davacı yaya …’a çarpması neticesinde davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, bu kazaya bağlı olarak adı geçen davacı küçüğün % 3 özür oranı olacak, erişkin olması halinde 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kalacak ve bu süre boyunca başkasının bakımına muhtaç olacak şekilde yaralandığı, söz konusu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’nun % 75, davacı yaya …’ın ise % 25 oranında kusurlarının bulunduğu, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 03/12/2015 – 03/12/2016 devresi için ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğu, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan 20.318,95 TL tutarındaki sürekli iş göremezlik zararı ile 9.255,80 TL tutarındaki bakıcı gideri zararından 2918 Sayılı KTK’nun 85/1, 91 ve ZMSS Genel Şartları A.3 maddeleri gereğince davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğu, davacı küçüğün kaza tarihinde öğrenci olduğu ve gelir getiren bir işte çalışmadığı, hal böyle olunca mahrum kaldığı bir kazancının söz konusu olmadığı ve dolayısıyla geçici iş göremezlik nedeniyle oluşan herhangi bir zararının da bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulüne, hüküm altına alınan tazminata davalının temerrüde düştüğü 07/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar vermek gerektiği kanısıyla davacı küçük … adına velayeten … tarafından maddi tazminat talepli olarak açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine; davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile, 20.318,95 TL maddi tazminatın 07/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, davacının bakıcı gideri talebinin kabulü ile, 9.255,80 TL tazminatın 07/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Huzurdaki başvuru, kaza tarihi ve poliçe tanzim tarihi itibariyle trafik sigortası genel şartlarında 01.06.2015 tarihi itibariyle yapılan değişikliklere tabi olduğunu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları; a.5. kapsama giren teminat türleri c) Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır şeklinde olduğunu, geçici bakıcı gideri tazminatının hem 6111 sayılı kanun gereği hem de trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, poliçe tanzim tarihi dikkate alındığından geçici bakıcı gideri tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Trafik sigortası genel şartlarına göre; “trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında sayılmıştır.” hükmü gereği davacının çalışma gücünü kısmen veya tamamen yitirmesi sonucunda kalıcı iş göremezlik tazminatı içerisinde değerlendirilmeyen giderlerin, yani geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin teminat dışı olduğunu bu gerekçelerle de haksız olarak talep edilmiş bulunan “geçici iş göremezlik” tazminatının reddi gerektiğini (emsal Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2012/6550 E.,2013/5872 K.26.03.2013 Tarihli ilamı ve 13.10.2010 tarih 2010/10-500-490 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2011/9399 E., 2012/12504 K. 14.11.2012 tarihli ilamı ),
Dava nezdinde kaza ve poliçe tanzim tarihi esas alındığında maluliyet raporunun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe” uygun olarak düzenlenmesini, aynı şekilde geçici iş göremezlik tazminatının da SGK tedavi gideri kapsamında sayılması durumunda SGK tarafından karşılanması gerektiğinden açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiğini, başvuranın geçici bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamına alındığını, genel şartlarda açıklandığı üzere; tedavi/sağlık giderlerine ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, bakıcı giderlerine ilişkin ikili bir ayrıma gidildiğini kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri tedavi gideri kapsamında sayıldığından bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu, kişinin kalıcı sakatlık raporu aldıktan sonra ortaya çıkacak bakıcı giderlerine ilişkin sorumluluğun ise sakatlık teminatı kapsamında bulunduğunu, sürekli maluliyet raporu alınmadan önce ortaya çıkan bakıcı giderlerine ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, sürekli maluliyet raporu alındıktan sonra ortaya çıkacak bakıcı giderlerine ilişkin davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun ise sakatlık teminatı limitleri ile ve genel şartlar dâhilinde açıklanan hesaplama yöntemine uygun olarak belirlenecek tutar ile sınırlı olduğunu, davayı kabul manasına gelmemek kaydıyla davacının hem kalıcı sakatlığına hem de sürekli maluliyet raporu alındıktan sonra ortaya çıkan bakıcı giderlerine hükmedilecekse, her iki tazminat da sakatlık teminatı limitleri ile sınırlı tutulması, tabloda maluliyet oranlarına göre talep edilebilecek bakıcı giderlerine ilişkin oranların esas alınması, %69 maluliyet oranının altında ortaya çıkan kalıcı sakatlık sebebiyle talep edilen bakıcı giderlerinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca tabloya göre maluliyet oranının denk geldiği aralıktaki katsayı nispetinde asgari net ücret dikkate alınarak bakıcı giderinin hesaplanması gerektiğini, bakıcı tutulduğunun belgelendirilmesi durumunda asgari brüt ücretin hesaplamalarda dikkate alınmasını, davayı kabul manasında olmamak üzere Mahkemece tüm bakıcı giderlerinin tedavi teminatı kapsamında olduğuna dair karar verilmesi halinde 6111 Sayılı yasa kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davacının talebine konu geçici iş göremezlik ve tedavi gideri talebinin de reddi gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın geçici iş göremezlik yönünden reddine, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri yönünden kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin poliçe kapsamında olmadığı gerekçesiyle istinaf isteminde bulunulmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde; “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli iş göremezlik, kalıcı sakatlık ya da maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir. Aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi ya da özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “.ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “ve genel şartlarda” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, tedavi gideri bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, belgesiz tedavi gideri, bakıcı gideri ve geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin tedavi, bakıcı gideri ve geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve tedavi, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı bu zararlarını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) Buna göre, davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı (davacı kaza tarihinde 13 yaşından olup gelir getirici bir işte çalışmadığından geçici işgörmezlik tazminatının reddi bu nedenle yerindedir) ile bakıcı giderinin teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi doğru görülmemiştir.
Mahkemece davacının maluliyetinin belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda, davacının yaralanması nedeniyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre yapılan değerlendirmede %3 iş gücü kaybının bulunduğu, 9 ay bakıcı ihtiyacı olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlenmiş olup, bu rapor doğrultusunda hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderinden davalının sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olmasına göre davalı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.020,25 TL karar harcından peşin alınan 505,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.515,18 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.