Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/296 E. 2022/1539 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 09/10/2017 tarihinde davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın tek taraflı kazası neticesinde araçta yolcu olarak …’in yaşamını yitirdiğini, geride müteveffanın, aynı konutta yaşadığı üvey annesi (imam nikahlı …) ve ergin olmayan kardeşleri …, … ve …’in kaldığını, iş bu kazanın oluşumunda müteveffanın kusursuz olduğunu, davalı … şirketine destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi için 07/12/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, ancak olumsuz yanıt alındığını, kaza neticesinde müteveffanın babasının da vefat ettiğini, şayet müteveffa bu olay neticesinde yaşamını yitirmeseydi ortak konutta birlikte yaşadığı davacılara destek olacağını ve evin geçimini sağlayacağını, dolayısıyla davacılar ile müteveffa arasındaki destek ilişkisinin kabulü gerektiğini, zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranıyla davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili tarafından 11/11/2019 tarihli dilekçesi ile 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebinin 250,00 TL’sinin … yönünden, 250,00 TL’sinin … yönünden, 250,00 TL’sinin … yönünden ve 250,00 TL’sinin ise … yönünden olduğunu belirterek, davacı … yönünden davasını ıslah etmiş ve talebini 123.389,48 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından … adına kayıtlı … plakalı araç için … numaralı ZMMS poliçesinin tanzim edildiğini, 09/10/2017 tarihinde sigortalı aracın karışmış olduğu tek taraflı ölümlü ve maddi hasarlı kaza sonucu destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile şirkete yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığını, hasar dosyasına temin edilen aktüerya raporunda; müteveffanın kardeşlerine düzenli olarak yardım ettiğine dair herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığı, destek olabilmesi için yeterli düzeyde gelirinin olduğuna dair sübut delillerin bulunmadığı ve Yargıtay kararları gereği tazminat düşmediğinin ifade edildiğini, müvekkili şirketin ise bunun üzerine davacılar talebini reddettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; müvekkili şirketin belirlenecek gerçek zarardan sigortalısının kazadaki kusur oranına isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, kusur oranlarının tespiti ile davacının müterafik kusuru olması halinde Mahkemece bu oranda indirim yapılması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu, …’in yolcu olarak bulunduğu ve aynı kazada vefat eden babasının sevk ve idaresindeki FRI 1985 yabancı plakalı araç ile seyir halinde iken araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu trafik kazası meydana geldiği ve …’in vefat ettiğinin anlaşıldığı, davacıların, kazada kusuru olmayan …’in vefatı nedeniyle tazminat isteminde bulundukları, kusur tespiti için alınan bilirkişi raporunda; davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü müteveffa …’in, 2918 Sayılı KTK’nın 52. maddesindeki “sürücüler, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar.” kuralını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, tazminat hesabı için alınan bilirkişi raporunda ise; sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsadığı ve ölen şahıs başına azami teminat limitinin 330.000,00-TL olduğu, müteveffanın hayatta iken, davacılara fiili ve düzenli şekilde destek olduğunun iddia ve ispat edilmediği, bir başka ifade ile somut olayda destekten yoksun kalma tazminatının şartlarının oluşmadığı, ancak, sayın Mahkemece aksi kanaat hasıl olması halinde; müteveffa …’in vefatı sonucu; …’in 97.953,15-TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle oluşan maddi zararının bulunduğu bildirildiği, hesap bilirkişisi ek raporunda ise; tazminat hesabına yönelik alternatifli değerlendirmenin yeni asgari ücrete göre güncellenmesi sonucunda; müteveffa …’in vefatı sonucu, …’in 123.389,48-TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle oluşan maddi zararının bulunduğunu belirtiliği, davacılardan … müteveffa …’nin üvey annesi olsa da, dinlenen tanık beyanlarına göre müteveffa ile aynı evde yaşadıkları, aile geçimine katkıda bulunduğu ve ortak yaşam sürdüklerinin anlaşıldığı, bu nedenle davacı … yönünden destek ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerektiği, vefat edenin diğer davacılara destek durumunun kanıtlanamadığı, davacı …’in bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesine göre tazminat talep etmekte haklı olduğu gerekçesi ile davacılar …, … ve … yönünden açılan davanın reddine, davacı … yönünden davanın kabulü ile; 123.389,48 TL’nin 18/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan poliçe limitleri dahilinde tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekilinin müteveffa …’in vefatı nedeniyle kardeşlerin ve üvey annenin destek tazminatı talep etmesi nedeniyle destek tazminatı hesaplanmasının mümkün olmadığından, kendilerine destekten yoksun kalma tazminatı ödemeyeceğinin belirtildiğini, huzurdaki dava ile üvey anne için tazminat hesaplaması yapıldığını, ücret bordroları dosyaya sunulmuş olmasına rağmen bilirkişi raporunda bu ücretlerin dikkate alınmaksızın hesaplama yapılmasının eksik ve hatalı olduğunu, müteveffanın ücret bordroları dosyaya sunulduğu halde, gelirinin çok yüksek kabul edilerek hesaplama yapıldığını, maaş bordrolarının nazara alınmamasının hatalı olduğunu, müvekkili hakkında ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi mümkün iken 18/12/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin haksız olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece; trafik kazasında vefat edenin, davacı üvey anneye destek olduğu tanık beyanları ile de kanıtlandığından davacı …’nin davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine karar verilmiştir.
Kaza tespit tutanağı ve dosya kapsamından; sürücü …’in sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini yitirmesi sonucunda, araç içerisinde yolcu olarak bulunan oğlu …’in ve kendisinin vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece trafik kusur bilirkişisinden alınan raporda, tek taraflı meydana gelen trafik kazasında araç sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı …’in vefat eden …’in, kardeşlerinin annesi olduğu, bekar olarak vefat eden …’nin davacı … ile aynı çatı altında yaşadığı, öz annesi … 2004 yılına vefat ettiği, babasının gayri resmi birlikte yaşadığı Saide’den olan ilk çocuğunun 2009 d.lu olduğu, vefat edenin davacıya destek olduğu, tanık beyanları, sosyal ekonomik durum araştırması, nüfus kayıtları, adres kayıt sistemindeki adres bilgileri ile kanıtlandığı görülmüştür.
Toplanan delillere göre, vefat edenin üvey annesi olan Saide’ye eylemli olarak destek olduğu kanıtlanmış olmasına göre mahkemece, davacı …’nin ölenin desteğinden mahrum kaldığına ilişkin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekili, tazminat hesabında vefat edenin gerçek geliri nazara alınmaksızın hesaplama yapıldığından bahisle raporun karar vermeye elverişli olmadığını ileri sürmüş ise de; mahkemece vefat edenin çalıştığı kurumdan gelirine esas kayıtlar getirtilmiş, desteğin vefatından önce özel kesintiler kapsamında (multinet kesintisi) olarak 310,00 TL kesinti yapıldıktan sonra dahi 2017 yılı Eylül ayında 1.783,31 TL, Ağustos ayında 1.769,36 TL, Temmuz ayında 1796,56 TL, Haziran ayında 1.743,11 TL gelir elde ettiği, elde edilen gelirlerin düzenli mahiyette olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda 2017 Yılına ait bilinen geliri 1.773,08 TL olduğu kabul edilerek, 2018 yılı ve 2019 yılı geliri asgari ücret artış miktarı oranında artırılarak 2018 yılı 2.023,88 TL, 2019 yılı geliri de 2.551,28 TL kabul edilerek hesaplama yapılmış, bilinmeyen aktif dönem hesabında da, son gelir nazara alınarak bilinmeyen aktif dönem zararı hesaplanmıştır. Buna göre, bilirkişi tarafından desteğin bilinen dönem zararının hesaplanmasında, gerçek ve düzenli olan geliri ölçüt alınarak hesaplama yapılmış olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin desteğin gelirinin hatalı hesaplandığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, desteğin bilirkişi tarafından kabul edilen gelirinin, gerçek gelirine uygun olmasına, mahkemece hükmedilen tazminata talebi aşmamak üzere davalıya müracaatı üzerine davalı tarafından destek zararı nedeniyle ödeme yapılmayacağına ilişkin cevabi yazının tarihi nazara alınarak temerrüdün gerçekleştiğinin kabul edilmiş olmasında davalı aleyhine olabilecek hata bulunmamasına, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından içtihat değişikliğine gidilerek tazminat hesabında TRH2010 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresi tespit edilerek, “progresif rant yöntemi” uygulanmak suretiyle tazminat hesaplanması gerektiği, kabul edilmiş ise de, mahkemece hükme esas alınan raporda “Devrebaşı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü” ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılmış olmasının davalı lehine olmasına göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 8.428,74 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.107,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.321,64 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.