Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/295 E. 2022/1870 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/295 – 2022/1870
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/295
KARAR NO : 2022/1870

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : 2018/848 Esas 2019/699 Karar

DAVACILAR :

VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı… Tic. AŞ vekili ve davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 07/04/2017 tarihinde, davalı sürücü … idaresinde bulunan…plakalı araç ile davacı … idaresinde bulunan… plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı …’in yaralanması nedeni ile 250,00-TL sürekli iş göremezlik, 250,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 500,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi için başvuru tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, davacı …’in yaralanması nedeni ile bu davacı için 25.000,00-TL manevi tazminat ve eşinin yaralanması nedeni ile diğer davacı … için 5.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, sigorta şirketi hariç, diğer davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı… Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan…plakalı aracın ruhsat sahibinin davalı şirket olmakla birlikte, aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile 18/06/2015 tarihinde … Tic. Ltd. Şti.’ne kiralandığını, kira süresinin 27/06/2016 tarihinde imzalanan ek sözleşme ile 18 ay daha uzatıldığını ve kaza tarihinde bu şirkete kiralanmış olması nedeni ile davalı şirketin işleten sıfatı bulunmadığından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davanın belirsiz alacak mı kısmi dava olarak mı açıldığının belirlenememesinin usule aykırı olduğunu, araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kazaya karışan…plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, ancak sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesine ilişkin olarak kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davacının müterafik kusurunun incelenmesini ve davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; dava konusu kazaya ilişkin olarak Ankara 20.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/292 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda kazanın, davalı sürücü …’in asli ve plakası belirlenemeyen ticari taksinin tali kusuru ile meydana geldiğini, davacı sürücünün kusurunun olmadığını, davalı … AŞ tarafından uzun süreli kiralamaya dair itirazda bulunulsa da verilen kararın kiralanan şirkete rücu edilebileceğinden bu itirazın kabul edilmediğini, davacı …’in maddi tazminata ilişkin taleplerinin davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığını, manevi tazminata ilişkin taleplerin ise manevi tazminatın belirlenmesine dair ilkeler doğrultusunda belirlendiğini belirterek, davacı …’in davalılardan … Sigorta AŞ’ye karşı davasının feragat nedeniyle reddine, davacı … ‘in diğer davalılara karşı açtığı maddi tazminat davasının müşterek ve müteselsil sorumluluk ilkeleri gereğince davalı … Sigorta AŞ tarafından maddi tazminat talepleri karşılanmakla bu davalılar hakkında konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı … için 20.000,00-TL ve davacı … için 4.000,00-TL manevi tazminatın 07/04/2017 olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar… Tic. A.Ş ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu kaza nedeni ile davacı …’in vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde, davacı …’in ise eşinin ölebileceği korkusu ve endişesini yaşadığını, her iki davacının yaşadıkları dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı… Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kazaya karışan aracın kayıt malikinin davalı şirket olmakla birlikte uzun dönem kira sözleşmesi ile …Tic. Ltd. Şti.’ne kiralanmış olmasına ve davalı şirkete husumet düşmemesine rağmen davalı yönünden aleyhe hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından davanın ihbarı talebi dahi yerine getirilmeden hatalı kusur raporuna dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından gönderilen dava dilekçesi ve tensip zaptının muhtara tebliği edilmesi ve eline geçmemesi nedeni ile cevap hakkının elinden alındığını, dava konusu kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen ticari taksinin kusurlu olduğunu, kendisinin kusurunun olmadığını, yeterince araştırma yapılmadan düzenlenen kusur raporunun usule aykırı olduğunu ve bu raporu dayalı olarak belirlenen manevi tazminat miktarının da haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalı… Tic. A.Ş. vekili ve davalı …’ın istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu kazaya bağlı olarak davacı …’in yaralanması nedeni ile bu davacı için geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat; davacı … içinse eşi davacının yaralanması nedeni ile manevi tazminat talep edilmiştir. Maddi tazminata yönelik talepler açısından dava konusuz kalmış, manevi tazminat istemleri yönünden karar verilmiştir.
Davacı …’in yaralanmasına ilişkin olarak yerel Mahkemece maluliyet raporu alınmamış, kazaya ilişkin olarak yürütülen Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasında, adli tıp uzmanı doktor bilirkişiden alınan rapora dayalı olarak karar verilmiştir. Belirlenen manevi tazminat miktarlarına tarafların itirazları da dikkate alındığında; kaza nedeni ile yaralanan davacı …’in yaralanması nedeni ile davacıların zararlarının kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranı, varsa iş göremezlik süresinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu bakımından kaza nedeni ile davacı …’in gördüğü tüm sağlık hizmetlerine ilişkin kayıtların ilgili birimlerden getirtildikten sonra Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan rapor alınarak, sonucuna göre -taraflar için mali ve sosyal durum araştırması da yaptıktan sonra- her iki davacının manevi tazminat istemleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine, dava konusu kazanın oluşuna ilişkin olarak yerel Mahkemece kusur raporu alınmamış, Ankara 20.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/292 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama ve bu dosyada alınan kusur bilirkişisi raporuna dayalı olarak karar verilmiş olmakla birlikte, dayanak ceza mahkemesi dosyasının dava dosya içerisinde yer almadığı görülmüştür. İtirazların incelenmesi ve yargısal denetimin yapılabilmesi bakımından, karara dayanak yapılan Ankara 20.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/292 esas sayılı dosyasının dosya içerisine alınmadan karar verilmiş olması da usulüne uygun görülmemiştir.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda kazaya karışan…plakalı aracın ruhsat sahibinin davalı… Tic. AŞ olmakla birlikte, aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile dava dışı …Tic. Ltd. Şti.’ne kiralandığı iddia edilmektedir. Davalı… Tic. AŞ’nin bu konudaki iddialarını ispata yarar şekilde tüm delillerini sunması sağlandıktan sonra, kazaya karışan aracın uzun süreli olarak kiralanıp kiralanmadığı, dolayısıyla araç işletenin kim olduğu konusunda değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile bu yöndeki itirazın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Kaldı ki, davalı… Tic. AŞ’nin davanın dava dışı …Tic. Ltd. Şti.’ne ihbarı yönünde talebi bulunmakta olup, masrafı bu davalı tarafından karşılanmak üzere, ihbar talebinin yerine getirilmemesi de hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı… Tic. AŞ vekili ve davalı …’ın istinaf başvurularının kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklar korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı… Tic. AŞ vekili ve davalı …’ın istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/10/2019 tarih, 2018/848 Esas 2019/699 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Ankara 27. İcra Dairesinin 2019/14934 esasına yatırılan 42.324,73 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* bu belge, 5070 sayılı kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.