Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/294 E. 2022/1622 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi)

KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 13/03/2016 tarihinde, davalı …’ün sevk ve idaresindeki, davalı …’ün işleteni olduğu ve davalı … tarafından ZMMS ile sigortalı aracın müvekkillerine çarpması sonucu müvekillerinin yaralandığını, müvekkillerinin kaldırımda yürürken aracın kaldırıma çıkması sonucu kazanın meydana geldiğini, kaza nedeni ile müvekillerinden …’ın yatağa bağlı kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak müvekkil … için 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … için 3.000,00 TL manevi tazminatın, sigorta şirketi maddi tazminat ile sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davacı vekili maddi tazminata yönelik alacak kalemlerinin 100,00 TL’sinin ulaşım gideri, 900,00 TL’sinin bakıcı gideri olduğunu beyan etmiş, ıslah dilekçesi ile bakıcı giderini 15.102,34 TL olarak, 100,00 TL yol giderinin de hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, ayrıca bilirkişi tarafından hesaplanan 9.106,05 TL geçici iş görmezlik tazminatı ve 82.704,04 TL sürekli iş görmezlik tazminatının da kaza tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen davalı yandan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 04/04/2019 tarihli beyan dilekçesi ile ıslah dilekçesi ile talep ettiği kalemlerin Yargıtay içtihatları gereğince ek dava olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … – … vekilinin cevap dilekçesinde; kazanın meydana geldiği yerin yaya kaldırımı değil taşıt yolu olduğunu, müvekkil …’ün hiç bir kusurunun bulunmadığını, müvekkillinin başka bir araca çarpmamak için önce sağa sonra sola manevra yaptığını, ancak yağmur yağıyor olması nedeni ile yolların ıslak ve kaygan olduğunu bu esnada yaya geçidi bulunmayan yoldan karşıya geçmekte olan davacılara çarpmak durumunda kaldığını, olayın oluşunda hiç bir kasıt ve ihmalin bulunmadığını, müvekkil …’ün kaza olduğu esnada olay yerinde dahi olmadığını, bu nedenle müvekkil … yönünden yapılan açıklamaları tekrar ettiklerini, davacı …’nın vücut bütünlüğüne dair bilgi ve belge bulunmadığından bu konuda beyanda bulunmalarının mümkün olmadığını, ancak son ziyaretlerinde davacı …’nın yatağı bağlı olmadığını bizzat gördüklerini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkil şirket tarafından sigortalandığını, davadan önce başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle davanın reddi gerektiği, davacıların sosyal ekonomik durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereğince geçici iş göremezlik zararı sağlık giderleri teminatına alındığını, bu yöndeki taleplerin reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun teminat limitleri dahilinde olduğunu, zarar görenin müterafik kusuru olması halinde tazminatta uygun bir oranda indirim yapılması gerektiğini, davacı tarafın iddia edilen gelir durumu somut delillerle kanıtlanması gerektiğini, davacılara geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri dolayısıyla herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, davacılar vekilinin; müvekkillerinin 13/3/2016 tarihinde yaya kaldırımında yürürken davalı … sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu yaralandıklarını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat bedelinin tahsili için eldeki davayı açtığı, deliller toplandıktan sonra … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim dalı Başkanlığından alınan raporda davacı …‘ın sürekli iş göremezlik durumunun %64, bakıcı ihtiyacının 3 ay, geçici iş görmezlik süresinin 12 ay olduğu, … ‘ın maluliyetinin söz konusu olmadığı, geçici iş görmezlik durumunun 3 hafta olduğunun tespit edildiği, kusur ve aktüerya bilirkişisinden alınan raporda; davalı araç sürücüsünün olay sırasında havanın yağışlı olması nedeni ile sokak içerisinde aracının kayması sonucu yaya olarak seyreden davacılara çarptığı, kaza tespit tutanağı, Asliye ceza Mahkemesinde alınan kusur raporu ve olay nedeniyle alınan davacı beyanlarından kazanın kavşak giriş çıkışı olan ve yayaların sırtlarının araçlara dönük olarak yürüyüşleri sırasında meydana geldiği, kazanın kaldırımda olmadığı, kusurun % 25 davacılarda, % 75 davalılarda olduğu tespit edildiği, poliçe tarihi itibarı ile yeni genel şartlar uygulanarak …‘ın ev hanımı, …‘ın emekli olması nedeniyle buna ilişkin gelir durumu gözetilerek raporun hazırlandığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesi verdiği, ıslah ile talepte bulunulmayan geçici ve kalıcı iş görmezlik bedelinin de istendiği, davalılar vekilince talep dışına çıkılarak dava dışı talepler yönünden ıslahın olmayacağının ileri sürüldüğü görülmüş ise de; HGK 2015/9-2701 esas, 2019/723 sayılı 20.6.2019 tarihli Yargıtay İlamı gereğince harcın tamamlanması suretiyle HMK 179 maddesi uyarınca geçici ve kalıcı iş görmezlik yönünden ıslah talebinde bulunabileceğinin kabulünün gerektiğinin görüldüğü, davadan önce davalı … şirketine ZMMS nedeniyle başvuru şartı gerçekleşmemiş ise de, Genişletilmiş Kasko Sigortası nedeniyle sorumluluğunun olacağı, Kasko Sigortasında başvuru zorunluluğunun olmadığı gözetilerek; manevi tazminat yönünden kazanın oluş şekli, davalı sürücünün asli kusurlu olması, tarafların sosyal ekonomik durumları, davacıların kazada yaralanma durumu, davacı …‘ın % 64 maluliyet durumu ile yaşanan korku ve endişe hali gözetilerek davacıları zenginleştirmeyecek davalıları ödeme güçlüğüne düşürmeyecek oranda duyulan acı ve ızdırabın bir nebze telafisi için manevi tazminata hükmedilmesi gereği ve 100,00 TL ulaşım giderinin makul olduğu gerekçesi ile; davanın kısmen kabulüne; maddi tazminat yönünden Yargıtay HGK 2015/9-2701 esas ve 2019/723 sayılı kararı gereğince harç yatırılarak ıslah edilmiş olduğundan ıslah talebinin kabulüne, 100 TL yol 2.927,23 TL bakıcı, 82.704,04 TL kalıcı, 9.106,05 TL geçici iş görmezlik bedeli toplamı 94.837,32 TL’nin (yol giderleri dışında kalan 94.737,00 TL’sinden davalı … Şirketinin poliçe teminatı ile sınırlı olduğu gözetilerek) davalılar …, … ve …nden müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın … için 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş hüküm davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın, davalı …’nın ulaşım gideri ve bakıcı gideri için açıldığı halde, dava dilekçesi ve beyan dilekçesinde belirttiği talepleri dışında sürekli iş görmezlik ve geçici iş görmezlik zararlarına da ilişkin olarak davanın kabulüne karar verilmesinin taleple bağlılık ilkesine ve iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı olduğunu, davacının ıslah ile talep sonuçlarını değiştirmesinin mümkün olmadığını, davacının tam ıslah ile dava dilekçesi vererek taleplerini değiştirmesi mümkün ise de davacının talebinin bu mahiyette olmadığını, bu nedenle bu talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini; tedavi gideri ve bakıcı giderinin de müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu, davayı kabul etmemek üzere geçici iş göremezlik zararlarından bu nedenle de sorumluluğu olmadığını ve reddi gerektiğini, ayrıca bakıcı gideri yapılmadan talep edilemeyeceğini, davacının bakım kaynaklı zararının bulunmadığını, bu nedenle de talebinin reddinin gerektiğini, ayrıca aile içi bakım söz konusu ise takdiri indirim yapılması gerektiğini, bilirkişi tarafından hesaplanan 6.094,40 TL tedavi giderinin de afaki hesaplandığını, SGK tarafından yapılan ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini, rapor tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması halinde, faizin rapor tarihinden itibaren belirlenmesi gerektiğinden, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı tarafından açılan dava ulaşım gideri ve bakıcı gideri olmasına rağmen, bilirkişi tarafından talebi aşar şekilde geçici iş görmezlik ve kalıcı iş görmezlik zararı hesaplanması üzerine davacının ıslah dilekçesi ile bu zararlar yönünden de talepte bulunduğu, ıslah dilekçesi ile talep edilmeyen kalemler yönünden karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece gerekçeli kararda yer verilen Yargıtay HGK kararının olaya uygun olmadığını; kusur oranını kabul etmediklerini, kazanın taşıt yolunda meydana geldiğini, bu nedenle rapordaki kusur oranına itiraz edilmesine rağmen Adli Tıp Kurumundan rapor alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu; maluliyet raporunun da dosya kapsamına uygun olmadığını, … Üniversitesinden alınan ilk raporda maluliyetin %53 olduğu tespit edilmiş iken, sonrasında tanzim edilen raporda ise %64 olarak belirlendiğini, iki rapor arasında çelişki oluştuğunu, ilk derece mahkemesine bu nedenle yapılan itirazların haksız olarak reddedildiğini, çelişki giderilmeden alınan rapor çerçevesinde karar verilmesinin hatalı olduğunu; aktüer hesaplamanın da hatalı olduğunu, davacı …’ın kaza tarihinde 67 yaşında olduğu, mevcut hastalıkları nedeniyle çalışamıyor olduğunun göz ardı edildiğini, davacının 2032 yılına kadar aktif çalışacağının kabul edildiğini, bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, diğer taraftan bakıma muhtaçlığının da kanıtlanamadığını, bu nedenle bakıcı giderine hükmedilmesinin de haksız olduğunu, bilirkişi tarafından yol gideri hesaplanmamasına rağmen mahkemece farazi olarak yol gideri takdirinin de hatalı olduğunu, hüküm altına alınan manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Davacı vekili müvekkili … için talep edilen maddi tazminat talebinin ulaşım gideri ve bakıcı giderine ilişkin olduğunu dava dilekçesinde ve beyan dilekçesinde beyan etmiş iken, aktüer bilirkişi raporundan sonra verdiği ıslah dilekçesi ile talebini, geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve ulaşım gideri olarak ıslah etmiş, mahkemece ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
1- Hukuk yargılamasında, HMK’nın 26. Maddesinde ” (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” denilerek, kural olarak taleple bağlılık ilkesi benimsenmiştir. Dava ile mahkemeden tespit, eda veya inşai talepler açısından da taleple bağlılık dava dilekçesindeki talep çerçevesinde değerlendirilir. Kanun ile davacıya talebin değiştirilmesine yönelik bir imkan tanınmadıkça davacının dava dilekçesinde talep ettiği hususlar dışında karar verilmez.
Nitekim HMK’nın 140/3. Maddesinde “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. ” denilerek, davanın ön inceleme tutanağında esas alınan uyuşmazlık konuları çerçevesinde yürütüleceği kabul edilerek, dava dilekçesinde talep edilmeyen hususlarda kural olarak yargılama yapılarak karar verilmeyeceği kabul edilmiştir.
HMK’nın 176/1 maddesi taraflardan her birisinin, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilme imkanı tanımış ise de, dava dilekçesinde talep edilmeyen hususlarda, mahkemece karar verilmesi ancak davanın tamamen ıslahı ile mümkündür. Davanın kısmen ıslahı ile dava dilekçesinde talep ettiği dava değerini artırması mümkün ise de, dava dilekçesi ile talep edilemeyen tazminat kalemlerinin kısmi ıslah ile talep edilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2082 E. 2020/7164 K. Sayılı kararı “Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir. Böylece dava dilekçesindeki talepler artık hükme konu olamaz. Kısmen ıslahta ise önceden yapılan usulü bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun arttırılması söz konusu olur. Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K.,15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları) (HGK’nın 15.02.2017 gün, 2015/7-917 E.-2017/265 K.sayılı İlâmı)”)
Eldeki davada, davacı dava dilekçesinde ve açıklama dilekçesinde maddi tazminata ilişkin taleplerinin ulaşım gideri ve bakıcı giderine ilişkin olduğunu beyan ettiğinden, dava konusu talepler çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, kısmi ıslah ile talep edilmesi mümkün olmayan geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkinde, dava dilekçesindeki talep aşılarak karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalılar vekillerinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
2-Davalılar vekillerinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerine gelince; davacı tarafından meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanma nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Davacı yanın yaralanması neticesinde maluliyetinin meydana gelip gelmediği, maluliyet meydana gelmiş ise oranın doğru şekilde tespit edilmiş olması, maddi tazminat talepleri yönünden önemli olduğu kadar manevi tazminatın tespiti açısından önemlidir.
Somut olayda, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda davacı …’ın meydana gelen trafik kazası nedeniyle meydana gelen zihinsel bozuklukları, göğüs hastalıkları ve cerrahisi, kas iskelet sistemindeki rahatsızlıklar, üst ekstremiteye bağlı sorunlar nedeniyle, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre hazırlanan raporda %60 oranında engelinin olduğu, 60 yaşından büyük olması nedeniyle maluliyetinin %10 ilavesi ile %64 olduğu, 3 ay bakıma muhtaç kaldığı tespit edilmiştir.
Aynı kurum tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tanzim edilen raporda ise kaza nedeniyle maluliyetinin %53 olduğu tespit edilmiştir.
Hükme esas alınan …’a ait raporda, tespit edilen engel oranın %30’luk kısmın …. kaynaklandığı raporda belirtilmiştir. …. 14/03/2018 tarihli raporunda ise; “Hastanın alınan öykü, incelenen evrak ve yapılan muayene sonucunda, …’ın Hafif Derecede Bilişsel Bozukluk olduğu kanaatine varılmış olup trafik kazası ile illiyetinin kurulamadığı, ilgilide trafik kazası sonrasında tedaviye rağmen devam eden hafif derecede iş göremezliğe neden olacak düzeyde Travma Sonrası Stres Bozukluğu olduğu” değerlendirildiği görülmüştür.
Davalılar, tarafından da maluliyet raporuna itiraz edilmiştir.
Bu durumda, davacının kazadan önce de bilinçsel bozukluğu bulunduğunun belirtilmiş olmasına, ayrıca hafif derecede iş göremezliğe neden olacak düzeyde bir stres bozukluğundan bahsedilmiş olmasına göre davacının kaza öncesi (var ise) tedavisine ilişkin kayıtlar ile kazadan sonra belirtilen rahatsızlığa ilişkin tedavi kayıtları (var ise) dosya içerisine kazandırılarak, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan kaza tarihinde çalışma gücü kaybının tespitinde esas alınacak yönetmelik hükümleri çerçevesinde, davacı …’nın geçirdiği kaza nedeniyle geçici ve sürekli maluliyetinin meydana gelip gelmediği, davacıda tespit edilen rahatsızlıkların trafik kazasından meydana gelip gelmediği, davacının maluliyetinin tespit edilmesi halinde kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, özellikle psikolojik rahatsızlığı mevcut ise kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, sürekli olup olmadığı engel/maluliyet oluşturabilecek mahiyette olup olmadığı hususlarının ayrıntılı şekilde değerlendirildirdiği, geçici iş göremezlik süresinin ve engel/maluliyet oranının tespit edildiği rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın esası hakkında karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Bu nedenle yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekili ve davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. Maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle davacı …’ın maluliyet raporu yukarıda açıklandığı üzere Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kurulundan alınarak davacının maluliyet durumu tespit edildikten sonra, davanın esası hakkında, dava dilekçesinde talep edilen kalemler çerçevesinde, kararın davalılar tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalıların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin ve davalılar … … ve … … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/09/2019 tarihli 2016/297 Esas 2019/668 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı … A.Ş. vekilinin ve davalılar … … ve … … vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılar tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden davalılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.