Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/278 E. 2022/1535 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 04/05/2017 tarihinde dava dışı sürücü…’in kullandığı ve davacının yolcu olarak bulunduğu, … plaka sayılı otomobil ile seyir halinde iken, dava dışı …’ın kullandığı davalı şirkete ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araç ile kusurlu olarak çarpması sonucu, davacının vücut bütünlüğünü yitirecek şekilde yaralanmasına yol açtığını belirterek fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydı ile yaralanma nedeniyle poliçe kapsamında geçici ve kalıcı iş gücü kaybı nedeniyle 100,00 TL, bakıcı gideri için 100,00 TL olmak üzere 200,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile istemini 89.153,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete kaza tarihi itibariyle bedeni zararlarda, şirketin sorumluluğunun, sigortalısının kusuru oranında olmak kaydıyla 300.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla, trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, istenebilirse tazminat miktarının, davacının sağlık raporu ve gelirine göre hesaplanması gerektiğini, hatır taşımacılığının söz konusu olduğunu, davacının dava öncesi müvekkili şirkete başvurusu olmadığı için kaza tarihinden itibaren faiz talep edemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile aleyhe hüküm kurulması halinde poliçe limiti ve kusur oranının dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, mevcut kaza iki taraflı olmakla, sigorta aktüerya ve kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan 14/05/2019 tarihli rapor aldırıldığı, bilirkişi kurulu tarafından yasal düzenlemeler ve dosyaya sunulan deliller bütünü ile gözetilerek, sağlık kurulu raporuna göre davacının vücut bütünlüğünü %8 oranında yitirdiği, 6 ay süreyle geçici iş göremezlik halinde kaldığı, ve bu süre zarfında bakıcı ihtiyacının bulunduğu, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacının kazaya karışan iki araçtan birinde yolcu olup, kusurunun bulunmadığı, davalı … şirketinin müteselsil sorumluluk istemine ve bu konudaki yasal düzenlemeye göre, kusur oranına bağlı olmaksızın oluşan zararın bütününden sorumlu olduğu, davacının yaşı, geliri, vb hususlar da gözetilerek, yapılan hesaplama cetvel halinde gösterilip, denetime elverişli ve gerekçeli olarak verilen raporda davacının kazada vücut bütünlüğünü yitirecek şekilde yaralanmasından ötürü 10.902,00 TL bakıcı gideri alacağı, 8.611,20 TL geçici iş göremezlik zararı alacağı, 69.658,62 TL kalıcı iş göremezlik zararı alacağı olmak üzere toplamda talep edebileceği maddi tazminat miktarı 89.153,00 TL olarak hesaplandığı, temerrüt tarihi usulünce 29/06/2017 tarihi olarak belirlenmiş olup, raporun taraflara tebliğ olunduğu, ek rapor alınmasını gerektirecek şekilde itirazda bulunulmamış olmakla, hesaplanan zararın poliçe limiti kapsamında olduğu da gözetilerek rapordaki hesaplama hükme esas alınmak suretiyle, ayrıca taraflar arasındaki arkadaşlık ilişkisi kapsamında davacı …’un dava dışı sürücü…’in kullandığı araca binmiş olmasına göre hatır taşımacılığı söz konusu olduğundan hesaplanan tazminat miktarından takdiren %20 oranında indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 71.177,46 TL ‘nin 29/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde, eksik evrakla başvuru nedeniyle davanın başvuru eksikliği nedeniyle reddi gerektiğini, kusur oranında sorumluluğa hükmedilebileceğini, maluliyet raporuna itiraz ettiklerini, maluliyet raporunun özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre alınması gerektiğini, raporu hazırlayan kurulun yönetmeliğe uygun teşekkül etmediğini, geçici iş göremezlik ödeneği ve bakıcı giderinin teminat kapsamında olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir.
Davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı … Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. Maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. Maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı … şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açtığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
Davalı … şirketi vekili davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de; geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zarar olup 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54.maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98.maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından davalı … şirketinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, aynı yasanın 88. maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” yine 91.maddesinde “İşletenlerin, bu Kanunun 85.maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırması zorunludur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü, varsa teşebbüs sahibi ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, ayrıca birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Müteselsil sorumluluk yasadan kaynaklanan bir sorumluluktur. Dava ve kaza tarihinde yürürlükte olan TBK’nın “Borçluların Sorumluluğu” başlığını taşıyan 163. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.” Aynı maddesinin 2. fıkrasında ise; “Borçluların sorumluluğunun, borcun tamamı ödeninceye kadar devam edeceği” hükme bağlanmıştır.
Yine müteselsil sorumluluk, dış ilişkide TBK’nın 61. maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır”şeklinde, iç ilişkide 62.maddede ise; “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenecek kusurun ağırlı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur” şeklinde düzenlenmiş olup, hüküm açıkça, zarara sebebiyet verenler arasındaki kusur oranlarının kendi aralarındaki rücu durumunda önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya baktığımızda; davacı vekili dava dilekçesinde müteselsil sorumluluğa dayanarak talepte bulunmuş, kazaya karışan araçlardan birinde yolcu olarak bulunan davacının kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı anlaşılmakla tazminat hesabı tam kusura göre yapılmıştır.
Davacının davasını teselsül hükümlerine göre açması, zararın tamamını sorumlulardan müteselsilen tahsilini talep etmesi, müteselsil sorumlulukta kural olarak borçlulardan her birinin borcun tamamından sorumlu olması, kusurun paylaştırıldığı durumlarda zarar gören isterse tüm zarar sorumluları hakkında dava açabileceği gibi sadece bunlardan birisinden de zararın tamamını isteyebilmesine göre davalının tazminatın tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
… Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın raporu ile kişinin özür oranının %8 olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 6 (altı) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirlenmiş olmasına, sürekli iş görmezlik tazminatının uzman aktüer bilirkişi tarafından hesaplanmış olmasına, istinafa başvuran taraf aleyhine değerlendirme yapılamamasına, dosya içeriğine ve kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirde bir isabetsiz bulunmamasına göre davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …Ş. vekili istinaf başvurunun HMK.nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.862,14-TL karar ilam harcından peşin alınan 1.216,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.645,74-TL harcın davalı … şirketinden alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinafa gelen davalı … şirketi tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.