Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/276 E. 2022/1440 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09.09.2018 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki motosikletin çarpışması sonucu müvekkilinin malul-sakat kaldığını, trafik tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin 17.08.1999 doğumlu olup kaza tarihinde 19 yaşında olduğunu, kazaya bağlı olarak çeşitli yerlerinden ağır şekilde yaralandığını, … plakalı aracın “….” poliçe numarası ile Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasının davalı tarafından yapıldığını, teminat limitinin 360.000,00 TL olduğunu, 7.12.2018 tarihinde davalının kazadan haberdar olduğunu ancak ödeme yapmadığı gibi başvuruya cevap da vermediğini beyanla fazlaya dair hakların saklı tutulması ile 100,00TL geçici iş görmezlik tazminatı, 100,00 TL bakıcı giderinin, 3.400,00 TL sürekli iş görmezlik tazminatının başvuru tarihi izleyen 15 gün sonrası temerrüt tarihi olduğundan, bu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi; sigorta şirketine yapılan başvurunun kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının ibrazı ve Kanuni sürelerin dolması gerektiğini, davacıya eksik belgelerin listesinin gönderildiğini ve eksik belgelerin ibrazı ile değerlendirme yapılacağının bildirildiğini, eksik belgelerin gönderilmemesi sebebiyle başvuru şartının yerine getirilmediğini ve davanın usulden reddi gerekeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte teminat limitlerinin 360.000,00 TL olduğunu, teminat limitinden kusur oranında mesul olacaklarını, iş bu kazanın tescilsiz motor sürücüsü …’ın asli ve tam kusurlu olmasından kaynaklandığını, motor sürücüsü …’ın motoru sevk ve idareye yeterli ehliyetinin olmadığını, kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giymediği için müterafik kusurlu olduğunu, tazminat hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, SGK’ya yazı yazılarak gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiğini, maluliyetin belirlenmesi için adli tıp raporu alınması gerektiğini, sigorta şirketinin geçici iş görmezlik tazminatı ve geçici iş görmezlik döneminde bakıcı giderinden sorumlu olmadığını ilgili sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında, 09/09/2018 tarihinde gerçekleşen çift taraflı trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı, … Üniversitesi ATK Başkanlığı’na ait rapor ile, davacının tüm vücut özür oranının %3 olduğu, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 4 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, 01/10/2019 tarihli bilirkişi kurul raporu ile, davalı … Sigorta poliçesiyle ZMMS’si bulunan … plakalı traktörün maliki ve sürücüsü olan dava dışı …’ın, trafik kazasının oluşumunda tamamen % 100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacının bakıcı giderinin 8.118,00 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 16.869,98 TL, sürekli iş göremezlik zararının 24.091,39 TL olduğunun hesaplandığı görülmekle; davalı tarafça tanzim edilen sigorta poliçesi gereğince iş bu zararlardan davalının sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, her ne kadar bilirkişi kurul raporunda, sürekli iş göremezlik hesabı yapılırken katsayı olarak 28,08 yerine 28,80 yazılarak maddi hata yapılmış ise de, bu hususta ek rapor alınmaya gerek görülmediği ve re’sen hesaplama yapıldığı, davacı vekilinin talep artırım dilekçesi dikkate alınarak, artırılan bedel üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, davacı tarafça dava tarihinden önce davalıya yapılan başvurunun 07/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu başvuru dilekçesinde davalı sigorta şirketine 15 gün mehil tanındığı görülmekle, 28/12/2018 tarihinde davalının temerrüde düştüğü gerekçesiyle -Davanın KABÜLÜ ile, 16.869,98 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 23.567,57 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 8.118,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 48.555,55 TL tazminatın 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; başvuru şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddedilmemesinin Hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirket aleyhine yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, ZMSS Genel Şartlarına göre “geçici iş göremezlik zararı” ile “geçici bakıcı giderleri”nin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, geçici işgöremezlik tazminatı açısından SGK sorumlu olup müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu sona erdiğini, yerel mahkeme gerekçeli kararında hükmedilen tazminata temerrüt tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren faiz işleyeceğine karar verildiğini, davacının müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuruda bulunmadığından hükmedilen alacağa ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderinin tazmini istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı … Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açtığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
2)Geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin olarak ise,
SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından SGK’nın sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile Kanun’la belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi Kanunen sorumluluğu bulunmayan SGK’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalı vekilinin geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebeplerine de itibar edilememiştir.
3)Sigorta şirketinin temerrüdü yönünden ise, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Yasanın 99. maddesi gereğince sigorta şirketinin ihbarı takip eden 8 iş günü sonunda temerrüdü gerçekleştiğinden, sigorta şirketinin davanın kısmi dava olup olmamasına bakılmaksızın zararın tamamı yönünden ödeme yükümlülüğü doğduğundan tazminatın tamamı yönünden temerrüdü gerçekleşeceğinden taleple bağlı olarak 15 gün süreden sonra faiz başlangıcına yönelik Mahkeme kabulü isabetlidir.
4)TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17. Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF” yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, … Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/6/2021 tarih ve 2021/2457 Esas, 2021/3304 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, karara esas alınan rapordaki hesap biçiminin davalı lehine olması ve aleyhe hüküm kurma yasağı gereği tazminat hesap biçimi kaldırma sebebi yapılamayacağından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacının gerçek zararını talep edebileceği, bilirkişi raporunun denetime elverişli bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.316,82 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 829,40 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 2.487,42 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansından varsa, kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
4-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliği ile harç mahsup ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.