Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/258 E. 2022/1436 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 03/11/2015 tarihinde müvekkillerinin kızı …’in, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken karşı yönden gelen … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile karşılıklı çarpışmaları sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucu …’in vefat ettiğini, desteklerinin ölümü ile müvekkillerinin maddi açıdan mağdur olduklarını, meydana gelen kazada davacı müvekkillerinin herhangi bir kusuru bulunmadığından …’ın kusuruna düşen kısım bakımından müvekkillerinin destek zararlarının karşılanmasını talep ettiklerini, müteveffanın vefat etmeden önce Düzce … Devlet Hastanesinde doktor olarak görev yaptığını, müteveffanın gelirinin tespitinde maaş bordrosunun yanı sıra KHK 375 ve … ödemelerinin de dikkate alınması gerektiğini, davalıya teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarının 23/08/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak 8 iş günü içerisinde ödeme yapmayarak temerrüde düştüğünü beyanla, fazlaya ilişkin talep ve her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL maddi tazminat (destekten yoksun kalma) bedelinin temerrüt tarihi olan 06/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte, davalı sigorta şirketinin kusur sorumluluğu doğrultusunda … plakalı aracın kusuruna düşen zarar limit sınırları içerisinde tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 14159173 nolu ZMMS poliçesi ile teminat kapsamına alındığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun genel ve özel şartlar dahilinde poliçede yazılı limit ile sınırlı olduğunu, dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespit edilemediğini, müteveffanın kendi kusurlu davranışı ile vefat ettiğini, SGK tarafından davacılara bir ödeme yapılmış olması halinde yapılan ödemenin hesaplanacak tazminattan tenzili gerektiğini, tazminat hesaplamasının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlan uyarınca yapılması gerektiğini, talep edilen avans faizinin dayanağının bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 03/11/2015 tarihinde Düzce … Köyü kavşağı yakınlarında, 2 şeritli, 9,7 metre genişliğinde, gündüz vakti açık hava ve kuru zeminde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karşı yönde virajdan gelen … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın şeridine geçmesi ile araçların sol ön kısımlarının çarpışması sonucu oluşan davaya konu trafik kazasında sürücü …’in hayatını kaybettiği, kazanın oluşumunda müteveffa sürücü …’in % 85, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise % 15 oranında kusurlarının bulunduğu, kazaya karışan … plakalı aracın 25/05/2015 – 25/05/2016 devresi için davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğu, ölüm halinde şahıs başına azami teminat limitinin 290.000,00 TL olarak düzenlendiği, aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından müteveffanın hak sahiplerinden …’ın 72.129,78 TL, …’ın ise 99.154,52 TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle oluşan maddi zararlarının bulunduğunun tespit edildiği ve fakat davacı anne ve baba ile dava dışı eş ve çocukların toplam zararının poliçe teminat limitini aştığı dikkate alınarak, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilindeki sorumluluğunun davacı … yönünden 41.221,14 TL, davacı … yönünden ise 56.665,40 TL olarak hesaplandığı, davacıların bilirkişi tarafından hesaplanan bu zararlarından sigortacı sıfatını haiz davalının 2918 Sayılı KTK’nın 85/1, 91 ve ZMSS Genel Şartları A.1 maddeleri gereğince sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davacıların maddi tazminat talepli davalarının kabulüne karar vermek gerektiği, hüküm altına alınan maddi tazminata davalının temerrüdünün gerçekleştiği 06/09/2016 tarihinden itibaren yasal faiz (kazaya karışan … plakalı aracın hususi araç olması nedeniyle) yürütüleceği gerekçesiyle davanın kabulüne; davacı … için 41.221,14 TL, davacı … için 56.665,40 TL maddi tazminatın 06/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, davalının sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacılara müvekkil sigorta şirketi tarafından 55.693,00-TL ödeme yapılmış olup iade edildiğini, desteğin eşi ve çocukları için ise müvekkil sigorta şirketi tarafından 203.000,00-TL ödeme yapıldığını, kaza tarihinde trafik poliçesi limiti 290.000,00-TL olup bakiye tazminat tutarının 87.000,00-TL olduğunu, ancak davada mahkeme tarafından davacılar lehine toplamda 97.886,54-TL’ye hükmedildiğini, burada açıkça görüleceği üzere mahkeme tarafından poliçe limitiyle sınırlı tutulsa dahi poliçe limitinin aşılmasının söz konusu olduğunu, yine hesaplanan harçlar ve vekalet ücreti de bakiye tazminat tutarından değil mahkemece kabul edilen tutar üzerinden hesaplandığından açıkça hukuka aykırılık bulunduğunu, ayrıca aynı olayla ilişkili olarak Düzce 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/10 E. Sayılı dosyası müteveffa desteğin çocuğu …’in ölümüne ilişkin olduğu, her iki dosyanın birleştirilmesi için huzurdaki dosyaya 13.11.2019 tarihinde davaların birleştirilmesi talebinde bulunulsa da mahkemece gerekçesiz olarak bu talebin reddedildiğini ve esas hakkında hüküm verildiğini,
Dosyaya esas alınan %15’lik kusur raporuna bir itirazları bulunmamakla birlikte Düzce 4.AHM 2018/10 E. sayılı dosyada müvekkil sigortalısının kusuru %20 olarak hesaplanmış ve garamaten paylaştırmanın buna göre yapıldığını, bu nedenle de yine poliçe limitinin aşılması ve hem destekten yoksun kalanların hem de müvekkil sigorta şirketinin hak kaybına uğraması söz konusu olduğunu, destek … kaza tarihinde hamile olduğunu, müteveffa desteğin hamileliğinin 7. Ayında vefat ettiğini, ancak müteveffa ölmeden önce komada olduğunu ve buna rağmen doğum yaptırıldığını, ölüm neticesinin meydana gelme sebebinin yoğun bakımda komadayken doğum yaptırılmış olması olduğunu, kaza ile müteveffa desteğin ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığını, desteğin ölüm nedeni araştırılmadan, Adli Tıp Kurumundan bu hususla ilgili bir rapor alınmadan esas hakkında hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesinin hem poliçe limitinin aşılması sonucu doğuracak bir karar verdiğini ve bunun sonucu olarak müvekkil sigorta şirketinin olması gerekenden fazla harç ve fazla vekalet ücreti ödemesine hükmettiğini ve arıca müteveffa desteğin ölüm nedenini araştırmadan eksik inceleme ile hüküm kurduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
6098 sayılı TBK’nın 53.maddesinde ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazmini hükme bağlanmış olup, bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dâhilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/1. maddesinde; “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur” düzenlemesine yer verilmiştir.
KTK’nın 96. maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır. Zarar görenler arasında eşitlik esasını dikkate alan bu ilkenin, zorunlu mali mesuliyet sigortalarında da dikkate alınması gerekmekte olup, mahkemece garame hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davalı sigorta şirketi tarafından, iş bu davadan haberdar olduktan sonra açılan, derdest olan diğer davalarda da aynı yönde savunma yapması ve kanunen gerekmedikçe ödeme yapmamasının beklenmesi iyiniyet göstergesi olup, hayatın olağan akışına uygun olan da budur. Davalı sigorta şirketi iş bu davayı bildiği halde ödeme yapmakla kusuru bulunduğundan, iyiniyetli ödeme hali olduğu ve sorumluluktan kurtulduğu kabul edilemez. Limitini bu suretle tüketen davalı sigortacının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/2. maddesi gereğince, davacıya karşı da sorumluluktan kurtulabilmesi için öngörülen “başka tazminat taleplerinin olduğunu bilmeme” ve “iyiniyetle ödeme yapma” şeklindeki şartları sağlaması, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü ve ödeme yaparken garameten paylaştırma ile ödeme yapma konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerekir. Aksi halde davalının kusurlu eylemi nedeniyle, hak sahibi davacının tazminat alacağını azaltamayacağının kabulü gerektiğinden, limiti aşan kısımdan da sorumlu olup, bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Davalı sigorta şirketinin birleştirme talebi yönünden ise, diğer dosyanın kaza başına limitinin belirlenmesi açısından davayla ilgisi olabileceği, ancak istinaf aşamasında olduğu anlaşılan Düzce 4.AHM 2018/10 E., 2021/188 K. Sayılı dosyasının UYAP ortamında incelenmesinden kaza başına limitinin aşılmayacağı anlaşılmakla bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ölü muayene tutanağında harici bulgular ve hastane epikriz dosyasına göre ölüm sebebinin trafik kazasına bağlı kafa içi kanama ve yaygın beyin ödemi olduğunun belirtilmiş olmasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken toplam 6.686,62 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.617,25 TL.nın mahsubu ile kalan 5.069,37 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.