Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/229 E. 2022/1867 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/229
KARAR NO : 2022/1867

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2019/72 Esas 2019/763 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat

KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/03/2018 tarihinde, sürücü … idaresinde bulunan … plakalı araç ile sürücü … idaresinde bulunan … plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda, … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunu, davalı tarafın doğan tüm zarardan müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 17/01/2019 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili davasını 94.028,87-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak ıslah etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce davalı … şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, ancak sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesine ilişkin olarak kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davacının müterafik kusuru ile hatır taşımasının da dikkate alınmasını, temerrüt tarihinden faiz isteminin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araç ile başka bir aracın karıştığı kaza sonucunda karşı araçta yolcu olarak bulunan davacının vücut genel çalışma gücünü %13 oranında kaybedecek ve 6 ay süre ile iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında, karşı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduklarını, kazaya bağlı yaralanması nedeni ile kalıcı maluliyete uğrayan davacının talep edebileceği tazminat miktarının bilirkişi raporu ile belirlendiğini belirterek, davanın kabulüne, 94.028,87-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 21/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitleri dahilinde davalıdan tahsiline karar verimiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararın dayanaksız, gerekçesiz ve eksik incelemeye dayandığını, davalı … şirketinin sadece kendi sigortalısının kusurundan sorumlu olduğunu ve dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu şeklindeki kabul ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle e sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacının vücut genel çalışma gücünü %13 oranında kayıp edecek şekilde yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde; ışıklı kavşakta geçiş üstünlüğe uymayan … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında, sigortalı araç sürücüsünün ise kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmaması nedeni ile %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, bu oluş üzerinden aktüerya konusunda uzman bilirkişiden alınan hesap raporuna göre davacının kalıcı iş göremezlik zararının 94.028,87-TL olduğunun hesaplandığı, yerel Mahkemenin bu hesap ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verdiği görülmüştür.
Müteselsil sorumluluk yasadan kaynaklanan bir sorumluluktur. Dava ve kaza tarihinde yürürlükte olan TBK’nun “Borçluların Sorumluluğu” başlığını taşıyan 163. maddesinin 1. fıkrasına göre “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.” Aynı maddesinin 2. fıkrasında ise “Borçluların sorumluluğunun, borcun tamamı ödeninceye kadar devam edeceği” hükme bağlanmıştır.
Yine müteselsil sorumluluk, TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden doyalı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” şekline düzenlenmiş, 62. maddede ise “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur” hükmü açıkça, zarara sebebiyet verenler arasındaki kusur oranlarının kendi aralarındaki rücu durumunda önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Açıklanan ilkeler altında somut olaya baktığımızda; davacı vekili dava dilekçesinde, kusurun, kazaya karışan araçlara dağılması halinde dahi, davalı … şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumluluğa ilişkin ilkeler gereğince zararın tamamını ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, uzman makine mühendisinden alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsünün %25, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü ise %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş, tazminat hesabı tam kusura göre yapılmıştır.
Davacının davasını teselsül hükümlerine göre açması, zararın tamamının davalıdan müteselsilen tahsilini talep etmesi, müteselsil sorumlulukta kural olarak borçlulardan her birinin borcun tamamından sorumlu olması, kusurun paylaştırıldığı durumlarda zarar görenin isterse tüm zarar sorumluları hakkında dava açabileceği gibi sadece bunlardan birisinden de zararın tamamını isteyebilmesine göre, davalının tazminatın tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.423,11-TL karar harcından peşin alınan 1.612,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.811,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.