Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/21 E. 2022/1631 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili ile davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 25/11/2012 tarihinde, davalı … …’ın idaresinde bulunan … plakalı araç ile seyir halindeyken, ışıklı kavşaktan karşıya geçmek isteyen davacı … kızı, diğer davacının kardeşi olan …’e çarptığını, yola düşen …, arkadan gelen ve davalı … idaresinde bulunan … plakalı aracın bir kez daha çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda …’nun hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücülerin kusurlu olduklarını, müteveffanın …. 3.sınıf öğrencisi olduğunu, kızının okuması için pek çok fedakarlıkta bulunan annenin, evini dahi sattığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 200.000,00-TL manevi tazminat ile 50.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili 26/05/2014 tarihli açıklama dilekçesi ile; 50.000,00-TL maddi tazminatın, müteveffayı okutmak için evlerini satmış olmaları nedeni ile ve defin masrafları için 5.000,00-TL, okul harcı ve okul masrafları için 5.000,00-TL, kirada oturmaları nedeni ile 5.000,00-TL ve 35.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatından oluştuğunu belirtmiştir. 19/12/2014 tarihli açıklama dilekçesinde ise; davacı … için 150.000,00-TL, davacı … için 50.000,00-TL manevi tazminat talepleri olduğunu belirtmiştir.
Davacılar vekili asıl davada 23/05/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 19.033,48-TL artırarak 69.033,48-TL’yi talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı taraflarca Ankara 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/334 esas sayılı dosyası ile açılan davanın olduğunu ve bu dosyasının derdest olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, davadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme ile tüm zararın karşılandığını ve düzenlenen ibranameye göre davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacıların destekten yoksun kaldıklarının usulüne uygun olarak ispatının gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce yapılan ödeme nedeni ile davacının tüm zararı karşılandığından davanın reddinin gerektiğini, kazanın oluşunda sigortalının kusurlu olduğunun ve kendilerine destek olunduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, tazminat hesabının aktüer bilirkişisi tarafından yapılmasını, davacılara yapılan ödemelerin tazminattan düşülmesinin gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kazanın oluşuna ilişkin olarak kusur durumunun ve talep edilebilecek tazminat miktarının usulüne uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşuna ilişkin kusur durumunun hukuk mahkemesi tarafından ayrıca belirlenmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunmadığını, olayın üçüncü kişinin ağır kusuru ile meydana gelmesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/11/2012 tarihinde, davacının kızı …’in ışıklı kavşakta karşıdan karşıya geçerken, davalı … …’ın idaresinde bulunan … plakalı araç ile kendisine çarptığını, yola düşen …, arkadan gelen ve davalı … idaresinde bulunan … plakalı aracın bir kez daha çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda …’nun hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kusurunun bulunmadığını, kızının vefatı ile destekten yoksun kalan ve maddi/manevi olarak çöküntüye uğrayan davacı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL maddi (destekten yoksun kalma) tazminatının tüm davalılardan, 150.000,00-TL manevi tazminatın … şirketleri dışındaki davalılardan, olay tarihinden itibaren işleyen en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından 25/02/2015 tarihinde verilen açıklama dilekçesi ile; talep edilen 10.000,00-TL maddi tazminatın, defin ve mezar masrafları için 1.000,00-TL, müteveffayı okutmak için ödemeler, çekilen krediler, okul masrafları, okul harçları için 1.000,00-TL, müteveffanın kaldığı evin kirası 1.000,00-TL ve destekten yoksun kalma tazminatı olarak 7.000,00-TL’den oluştuğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 06/022018 tarihli ıslah dilekçesi ile; 10.000,00-TL olan destek tazminatı istemlerini 49.628,33-TL artırarak, 59.628,33-TL talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce yapılan ödeme ile davacının tüm zararının karşılanması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya ilişkin olarak Kayseri 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava ile iş bu davanın birleştirilmesini, kazanın oluşunda sigortalının kusurlu olduğunun ve kendilerine destek olunduğunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, tazminat hesabının aktüer bilirkişisi tarafından yapılmasını, davacıya yapılan ödemelerin tazminattan düşülmesinin gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme ile tüm zararın karşılandığını ve düzenlenen ibranameye göre davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi görüşte olunması halinde ödenen rakamın hesaplanan tazminattan güncellenerek düşümünün yapılmasını, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı sürücü … …’ın idaresinde bulunan araç ile yaya olarak karşıya geçen …’e çarptığını, yayanın yolun orta şeridine düşmesi sonrasında hemen arkadan gelen ve davalı sürücü … idaresinde bulunan aracın yere düşen yayaya bir kez daha çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda yayanın hayatını kayıp ettiğini, kazanın meydana gelmesinde her iki sürücünün %50-%50 oranında kusurlu olduklarını, yayanın ise kusurunun bulunmadığını, asıl dava davacısı olan anne …’ın destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte, cenaze gideri, okul masrafı ve ev kirası talep ettiğini, birleşen davada ise davacı baba … için destekten yoksun kalma tazminatı yanında, cenaze gideri, okul masrafı ve kira masrafı talep edildiğini, maddi tazminata ilişkin olarak hesap bilirkişisi tarafından hesaplama yapıldığını belirterek, asıl davanın kısmen kabulüne, davacı …için 69.033,48-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … … ile … yönünden kaza tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden 12/02/2013 tarihinden, davalı … … A.Ş. yönünden ise 22/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı …için 80.000,00-TL ve davacı … için 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların diğer davalılar … A.Ş. ve … … A.Ş. hakkındaki manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı … için 59.628,33-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … …, … … ve … yönünden kaza tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden dava tarihinden, davalı … … A.Ş. yönünden ise 22/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … …, … … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kaza tarihinde 22 yaşında ve üniversite öğrencisi olan müteveffa için anne-babasının yapacağı yetiştirme giderinin, anne ve baba için ayrı ayrı olarak ve yine okuma giderlerinin ve okul harcının hesaplanan tazminattan indirilmemesinin, destek durumunun üniversite bitip, iş arama süresi geçtikten sonra başlaması gerekirken, kaza tarihinden itibaren destek hesabı yapılmasının, müteveffanın gelirinin asgari ücret olarak alınmamasının, hesap bilirkişisinin aktüer olmamasının usule aykırı olduğunu belirterek, belirtilen hatalar ile düzenlenen bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza tarihinde 22 yaşında ve üniversite öğrencisi olan müteveffa için anne-babasının yapacağı yetiştirme giderinin, anne ve baba için ayrı ayrı olarak ve yine okuma giderlerinin ve okul harcının hesaplanan tazminattan indirilmemesinin, destek durumunun üniversite bitip, iş arama süresi geçtikten sonra başlaması gerekirken, kaza tarihinden itibaren destek hesabı yapılmasının, müteveffanın gelirinin asgari ücret olarak alınmamasının, davalı … şirketinin ödediği rakamın ödeme tarihi verileri ile zararı karşılayıp karşılamadığı belirlenirken usulüne uygun değerlendirme yapılmamasının, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faize göre yapılmamasının ve hesap bilirkişisinin aktüer olmamasının usule aykırı olduğunu belirterek, belirtilen hatalar ile düzenlenen bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Asıl dava davacısı …ile birleşen dava davacısı …’in kızları …’in vefatına neden olan trafik kazasında, yaya … çarpan … plakalı araç davalı davalı … …’ın idaresinde, … plakalı araç ise davalı …’in idaresinde bulunmakta olup, ilk araç davalı … AŞ’ye, ikinci araç ise davalı … … A.Ş.’ye Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalıdır. Dava konusu kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsü %50-%50 oranında kusurlu kabul edilmiştir. Bu kusur durumuna göre davacı anne ve baba için destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yaptırılmış ve 29/11/2017 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Ancak; kaza tarihinde üniversite öğrencisi olan destek için kaza tarihinden itibaren, eğitim hayatının sonuna kadar yetiştirme gideri indirimi yapılmaksızın, iş bulma süresini dikkate almadan, yeterli emsal araştırmasına dayanmayan gelir kabulü ve ödeme tarihi verileri ile zararın karşılandığını belirlemeden düzenlenen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
1-Davacıların desteği …’in üniversite öğrencisi olduğu belirtilmiş olup, dosya kapsamında kaza tarihi itibari ile kaçıncı sınıf öğrenicisi olduğu belirlenememektedir. Mahkemece, öncelikle müteveffanın kaza tarihinde kaçıncı sınıf öğrencisi olduğu ve mezun olacağı tarihin ilgili öğrenim kurumundan sorulması gerekmektedir.
2-Mezuniyet tarihi belirlendikten sonra; mesleğine göre, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği ve emsal gelirinin ne kadar olacağının sorulması, emsal gelir araştırmasının ayrıcı kamu ve özel kuruluşlardan da sorularak belirlenmesi gerekmektedir.
3-Tazminat hesabı yapılırken çocuk-destekler yönünden yetiştirme giderinin dikkate alınması gerekmektedir; MK’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327. maddesinde ise;“Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir. Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir. Yargıtay uygulamalarına göre; anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5’er, anne çalışmıyorsa, sadece babadan %5 oranında yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir.
Somut olayda destek … her ne kadar 22 yaşında ise de vefat tarihinde üniversite öğrencisi olduğu sabittir. Üniversite eğitim süresinin sonuna kadar yetiştirme gideri mahsubu yapılmadan hesaplanan tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.
4-Yine, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde ödeme tarihi itibariyle davalı tarafça gerçekleştirilen ödemelerin yeterli olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmeli, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ile yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davalı tarafından yapılan ödemeye, hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak (güncelleme), hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.
Mahkemece, davalı … şirketlerince asıl ve birleşen dosya davacılarına kendi açtıkları dava tarihinden önce yapılan ödemelerin ödeme tarihi itibari ile yeterli olup olmadığına dair rapor alınması gerekirken, bu konuda değerlendirme yapılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, aktüerya konusunda uzman hukukçu yeni bir bilirkişiden; desteğin üniversiteden mezun olup işe başlama zamanına kadar geçecek süre belirlenip, üniversite eğitiminin sonuna kadar anne ve babası tarafından yapılacak yetiştirme giderleri de değerlendirilerek, belirlenen emsal gelir üzerinden öncelikle davalı tarafça davadan önce yapılan ödemelerin davacı tarafın zararını karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi, zararın karşılanmadığının tespit edilmesi halinde, ilk karara esas alınan 2017 rapor tarihi verilerine göre davacı anne ve baba için destekten yoksun kalma tazminat hesaplaması yapılması hususunda ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; bilindiği üzere HMK’nın 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda; taleple bağlılık ilkesi denilmektedir ve yargılamanın temel ilkelerinden biridir. Yargılama bu ve benzeri ilkeler ile şekillendirildiğinden, gerek taraflar gerekse hakim yargılamanın ilkelerini gözetmek durumundadır. Bunun sonucu olarak; ilk derece mahkemesinin davacının talep ettiğinden fazlasına karar vermesi durumunda, istinaf mahkemesinin kamu düzenini gözeterek kararı kaldırması gerekmektedir.
Somut olayda, asıl dava dilekçesi ile 50.000,00-TL maddi tazminat talep edilmiş, 26/05/2014 tarihli açıklama dilekçesi ile; 50.000,00-TL maddi tazminatın, 5.000,00-TL’sinin müteveffayı okutmak için evlerini satmış olmaları nedeni ile ve defin masrafı olarak, 5.000,00-TL’sinin okul harcı ve okul masrafları olarak, 5.000,00-TL’sinin kirada oturmaları nedeni ve 35.000,00-TL’sinin ise destekten yoksun kalma tazminatı olarak talep edildiği belirtilmiştir. Ancak 23/05/2018 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile talep edilen 50.000,00-TL maddi tazminatın tamamı destekten yoksun kalma tazminatı olarak talep edilmiş gibi 50.000,00-TL’lik taleplerini 19.033,48-TL artırarak 69.033,48-TL destekten yoksun kalma tazminatı istenmiştir. Oysa, 26/05/2014 tarihli açıklama dilekçesi ile istenen destekten yoksun kalma tazminatı 35.000,00-TL olup, ıslah ile 19.033,48-TL artırım yapıldıktan sonra 54.033,48-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekirken, talep aşılır şekilde hüküm kurulmuştur.
Aynı şekilde, birleşen dava dilekçesi ile 10.000,00-TL maddi tazminat talep edilmiş, 25/02/2015 tarihli açıklama dilekçesi ile; 10.000,00-TL maddi tazminatın, 1.000,00-TL’sinin müteveffayı okutmak için ödemeler, çekilen krediler, okul masrafları, okul harçları için, 1.000,00-TL’sinin def’in ve mezar masrafları için, 1.000,00-TL’sinin müteveffanın kaldığı evin kirası için ve 7.000,00-TL’sinin ise destekten yoksun kalma tazminatı olarak talep edildiği belirtilmiştir. Ancak 06/02/2018 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile talep edilen 10.000,00-TL maddi tazminatın tamamı destekten yoksun kalma tazminatı olarak talep edilmiş gibi 10.000,00-TL’lik taleplerini 49.628,33-TL artırarak 59.628,33-TL destekten yoksun kalma tazminatı istenmiştir. Oysa, 25/02/2015 tarihli açıklama dilekçesi ile istenen destekten yoksun kalma tazminatı 7.000,00-TL olup, ıslah ile 49.628,33-TL artırım yapıldıktan sonra 56.628,33-TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekirken, talep aşılır şekilde hüküm kurulmuştur. Davada talep kamu düzenine ilişkin olup, asıl ve birleşen davada talep edilen maddi tazminat yönünden talep aşılır şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda yeniden inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklar da korunarak, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/10/2018 tarih, 2014/565 Esas – 2018/760 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde istinafa gelen davalı … … A.Ş.’ye ve davalı … A.Ş.’ye iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.