Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/2013 E. 2022/2479 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1963 – 2022/2425
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1963
KARAR NO : 2022/2425

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2020
NUMARASI : 2019/195 Esas 2020/498 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/05/2018 tarihinde, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve sürücü …’in idaresindeki… plakalı araç ile sürücü … idaresinde bulunan … plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, sürekli ve geçici iş göremezlik zararına uğradığını ve bakıcı gideri yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere HMK 107. maddeye göre 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/07/2018 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, 24/08/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı 8.705,46-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı 93.361,61-TL ve bakıcı gideri zararı 2.901,82-TL olarak artırılmıştır.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan red edilmesini, kazaya karışan… plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davaya bakmaya yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumunun ve davacının müterafik kusurunun usulüne uygun olarak, davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesini, davalı şirketin geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığını ve yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur raporu alınmasını, davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre mevzuata uygun olarak belirlenmesini, SGK tarafından yapılan ödemelerin belirlenmesini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan ve … idaresindeki araç ile davalı … Sigorta AŞ’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan ve … idaresinde bulunan aracın karıştıkları kaza sonucunda, …’in kullandığı araçta yolcu olarak bulunan davacının vücut genel çalışma gücünün %21 oranında kayıp edecek, 6 ay süre ile iş ve gücünden kalacak ve 2 ay süre ile bakıcıya ihtiyaç duyacak şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in %75 oranında, sürücü …’in %25 oranında kusurlu olduklarını, davacının talep edebileceği tazminat miktarının bilirkişi tarafından hesaplandığını belirterek davanın kabulü ile, 8.705,46-TL geçici iş göremezlik, 93.361,61-TL sürekli iş göremezlik ve 2.901,82-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 104.968,89-TL’nin 17/07/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davadan önce yaptığı usulüne uygun başvurusu bulunulmadığından, başvuru şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddine karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu, davacının maluliyetinin yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmemesinin, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmamasına rağmen bu yönde kabul kararı verilmesinin, kusura ilişkin olarak düzenlenen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin, kaza sırasında davacının emniyet kemeri takıp takmadığı dolayısıyla müterafik kusuru bulunup bulunmadığının araştırılmamasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davadan önce yaptığı usulüne uygun başvurusu bulunulmadığından, başvuru şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddine karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı aracı kullanan sürücünün kusurlu olduğuna yönelik tespitin hatalı olmasına rağmen; geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinden davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmamasına rağmen bu yönde kabul kararı verilmesinin, kaza sırasında davacının emniyet kemeri takıp takmadığı dolayısıyla müterafik kusuru bulunup bulunmadığının araştırılmamasının, ıslah edilen rakam için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmemesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle bakıcı gideri ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu kazanın oluşana ilişkin olarak taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğundan, oluşun somut deliller ile belirlenmesi gerekmektedir.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi TBK.74. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında, esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. TBK 74. maddesindeki düzenlemeye göre, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Ancak, ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı) Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hâkiminin, hukuk hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır. (Hukuk Genel Kurulu – 2008/4-564 E, 2008/536 K.)
Somut olayda, dava konusu kazanın oluşunun nasıl olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmakta olup; kaza nedeni ile Çamardı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/96 esas sayılı dosyasında devam eden davada Ankara Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 21/06/2019 tarihli raporda; sürücü …’in hızını ve sürüşünü mahal şartlarına göre ayarlamayarak, karşı istikametten gelen araca rağmen kendi şeridini kullanmaya özen göstermeyip, şerit ihlali yaparak karşı yönden gelen ve seyrini bozduğu sürücü … idaresindeki kamyonet ile kendi şeridinde çarpışmasıyla meydana gelen kazanın oluşunda asli kusurlu olduğu, sürücü …’in ise idaresindeki kamyonet ile seyir hızını mahal şartlarına göre ayarlamaması eğimli ve virajlı yol bölümünde karşı yönden şerit ihlali ile gelen araca karşı yolun sağına yaklaşarak önlem alma becerisini gösteremeyip, hatalı biçimde sola yönelerek, diğer aracın da kendi şeridine geçmesiyle istikametine göre sol şeritte önlemsizce çarpmasıyla meydana gelen kazanın oluşunda tali kusurlu olduğu belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 26/02/2020 tarihli kusur raporunda da aynı kusur durumu kabul edilmiştir.
Kaza nedeni ile Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/559 esas sayılı dosyasında görülen davada İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 22/11/2019 tarihli raporda da aynı gerekçeler ile …’in %80 oranında, …’in ise %20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam eden davada ise sürücü …’in kusursuz, …’in ise tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Eldeki davada kusur konusunda uzman bilirkişiden alınan 05/08/2020 tarihli raporda; Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan değerlendirmeye iştirak edilmeyerek, kazanın meydana gelmesinde kaza tespit tutanağında yapılan tespitin benimsendiği, buna göre şerit ihlali yapan sürücü …’in asli ve %75 oranında, sürücü …’in ise fren tedbirine etkin başvurmaması ve hızını ayarlamaması nedeni ile %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Görüldüğü üzere, dava konusu kazanın nasıl meydana geldiği, yani oluşun tartışmalı olduğu, bu gibi durumlarda ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından hukuk hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunması nedeni ile ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı gözetilerek, dava konusu kazaya ilişkin olarak kesinleşmeyen Çamardı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/96 esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılması, ceza mahkemesi kararının ve dolayısıyla oluşun kesinleşmesinden sonra, gerekirse kazadaki kusur durumunu belirler ve çelişkileri giderir şekilde, konusunda uzman bilirkişi heyetinden kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine, zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davacının kaza anında emniyet kemeri takıp takmadığı, takmıyor ise bunun yaralanmasına etken olup olmadığı belirlenerek, mahkemece müterafik kusur tartışılarak karar verilmesi gerekirken, bu konuda hiç değerlendirme yapılmaksızın karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklar da korunarak, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı … Sigorta AŞ vekili ile davalı … Sigorta AŞ ve davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/10/2020 tarih, 2019/195 Esas 2020/498 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde istinafa gelen davalılara iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Ankara 24. İcra Dairesinin 2020/10107 sayılı dosyasına yatırılan 176.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 26/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.