Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/198 E. 2022/1691 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/198 – 2022/1691
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/198
KARAR NO : 2022/1691

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2019
NUMARASI : 2015/736 Esas 2019/1106 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/04/2014 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan… plakalı araca, davalı Şirket’e Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı, dava dışı … Söyler sevk ve idaresindeki… plakalı aracın arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremez kalacak derecede yaralandığını, asgari ücretin üzerinden gelir elde eden müvekkilinin dava konusu kaza nedeniyle maddi zarara uğradığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 200,00 TL maddi (geçici ve sürekli iş göremezlik) tazminatın kaza itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili beyan dilekçesinde; taleplerinin 30,00 TL’sinin geçici iş göremezlik, 170,00 TL’sinin sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunu belirtmiş, 10/04/2019 tarihli dilekçesi ile de 200,00 TL tazminat talebini 97.262,19 TL’ye artırdığını belirtmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olmak üzere poliçe limitleri dahilinde gerçek zararla sınırlı bulunduğunu, davayı kabul anlamında olmamak kaydıyla öncelikle dava konusu olayın meydana gelmesinde kusur oranlarının tespitine müteakip, maluliyet oranının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurumu’ndan rapor alınmasını talep ettiklerini, geçici iş göremezliğe yönelik talebin teminat kapsamında olmadığını, olay tarihinden itibaren avans faizi talebinin yasal dayanağı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda davacının yaralanması nedeniyle vücut çalışma gücünü % 78 oranında kaybettiği ve sürekli olarak iş göremezlik halinde olduğunun tespit ediliği, kusur bilirkişisinin kök raporunda, davacı sürücü … …, olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı şirkete sigortalı… plakalı kamyon sürücüsü … … olayda kusursuz olduğunun tespit edildiği bu nedenle davacı … … dava konusu olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği, 20/03/2018 tarihli rapora davacı vekilinin itirazı üzerine dosyanın tekrar kusur bilirkişisine tevdi edildiği kusur bilirkişisi 03/05/2018 tarihli ek raporunda; davacı sürücü … … olayda %75 oranında kusurlu olduğu, davalı tarafından sigortalı kamyon sürücüsü … … olayda %25 oranında kusurlu olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91.maddesi gereğince sigortalı kamyon sürücüsünün kusuru oranında davacının zararlarından sorumlu olduğunun tespit edildiği, kusur tespitine ilişkin alınan ek raporun Ceyhan Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 esas sayılı dosyasında Ankara ATK tarafından tespit edilen kusur oranı ve kazanın oluşum şekli ile örtüştüğünden raporun karar vermeye elverişli olduğu gibi, aktüer rapor ile de davacının zararının hesaplandığı ve aktüer raporun da karar vermeye elverişli olduğu ve davacının ıslah ile birlikte 97.262,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatını talep etmekte haklı olduğu gerekçesi; davanın kabulü ile 97.262,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının davadan önce KTK’nın 97. maddesi gereğince, müvekkiline müracaatının dava şartı olduğunu, davacının dava şartını yerine getirmeksizin dava açtığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur yönünden ise; kazanın meydana gelmesinde müvekkili tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kusur oranı yeterince değerlendirilmeden müvekkili tarafından sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kusura ilişkin kök rapor ve ek rapor arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının davadan önce A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD’den alınan raporda %78 maluliyetinin tespit edildiğini, müvekkili tarafından alınan rapor kabul edilmemiş olmasına göre Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor alınması gerekirken, itiraz hakkı dahi bulunmayan rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davadan önce alınan raporun kaza ile maluliyet arasında illiyeti kanıtlamadığı gibi belirlenen maluliyetinde afaki olduğunu, mahkemece, müvekkili tarafından kabul edilemeyen maluliyet raporuna ve kusur raporuna göre afaki hesaplama ile tespit edilen 97.262,19 TL tazminat miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin de haksız olduğunu, kanuni başvuru şartları yerine getirilmemesi nedeniyle temerrüt gerçekleşmediği halde mahkemece kabul edilen temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu gibi kararda kabul edilen temerrüt tarihinin gerekçesinin de kararda belirtilmediğini, ayrıca avans faizine hükmedilmesinin de haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından KTK’nın 97. Maddesine uygun şekilde müvekkiline başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, maluliyet raporunun ve aktüer hesap raporunun uygun olmadığı belirtilerek istinaf edilmiştir.
Öncelikle, davalı vekili, davacının 2918 Sayılı Yasanın 97. Maddesindeki sigorta şirketine başvuru şartı usulüne uygun yerine getirilmeden davanın açıldığını ileri sürerek usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, dava tarihi olan 06/10/2015 tarihinde, sigorta şirketi hakkında açılacak davalarda, dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruya ilişkin yasal düzenleme olmaması, ayrıca davacının da davadan önce sigorta şirketine müracaat ederek dava açmış olmasına göre davalı vekilinin dava şartının bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, davacının esasa ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
1-Davacının maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Somut olayda; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 19/07/2016 tarihli raporda; “Şahsın maluliyetinin hesaplanmasında olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmıştır. Şahsın olay anındaki yaşı:54, MGN:1, organik beyin hasarı için; A cetveli I.Liste, ASN:18-B-b, AAÖ:57, SİGS: A, göz arızası için; A cetveli II.Liste, ASN:4, AAÖ:20, SİGS: A olarak alındığında Balthazard formülü uygulandığında vücut genel çalışma gücünden kayıp oranı %78(yüzdeyetmişsekiz) olarak hesaplanmıştır.” denilerek maluliyet oranı tespit edilmiş ise de; Hacettepe Üniversiteleri Hastaneleri 19.09.2016 tarihli Göz Hastalıkları polikliniğinden alınan son durum raporunda “06.09.2016 tarihli oftalmolojik muayenesinde ışık refleksi sağ gözde olmadığı, sol gözde pozitif olduğu, tashihli en iyi düzeltilmiş görme keskinliği sağ göz için 0,3 ve sol göz için 1.0 olduğu, biyomikroskopik ön segment muayenesinde sağ göz pupil fiks dilate, nükleer skleroz diğer ön segment bulgularının doğal olduğu ve sovl göz için nükleer skleroz, diğer ön segment bulguları doğal şeklindeolduğu, dilatasyonlu fundus muayenesinde sağ gözde disk minimal soluk makula görülebilen retine doğal olduğu, sol göz için disk, makula görülebilen retina doğal şeklinde olduğu, yapılan patern VEP sonuçları görme muayenesi ile uyumlu olduğu, görmedeki azlığın hastanın kaza öncesi göz muayene notlarının olmaması nedeniyle kaza sekeli olup olmadığı kanaatine varılamadığı,” denilerek rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Davacının, tedavi evrakları arasında, kaza sonrası göz rahatsızlığı nedeniyle kazaya bağlı tedavi gördüğüne yönelik evrak bulunmamaktadır.
Bu nedenle hükme esas alınan rapor, davacının tedavi evraklarında göz rahatsızlığına tedavi evrakları bulunmamasına, son durum raporunda da bu konuda kazaya bağlı olduğuna yönelik kesin bir değerlendirme yapılmamış olmasına göre özellikle görme kusuru yönünden maluliyet raporu karar vermeye elverişli değildir.
Bu durumda, davacının tüm tedavi evrakları, özellikle gözünde meydana geldiğini iddia ettiği rahatsızlık nedeniyle kaza öncesi ve sonrasına ilişkin tedavi evrakları var ise dosyaya kazandırılarak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, davacının meydana gelen kaza nedeniyle geçici ve sürekli maluliyetinin meydana gelip gelmediği, davacının ileri sürüdüğü yaralanmalarının kaza ile illiyetinin, bulunup bulunmadığı hususlarının değerlendirildiği, geçici ve sürekli maluliyet meydana gelmiş ise süresinin ve oranın tespit ediliği rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, karar vermeye elverişli olmayan maluliyet raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Davacının aktüer hesap raporuna yönelik istinaf talebine gelince; Aktüer Bilirkişi hükme esas alınan raporda, maluliyet raporunda davacının maluliyet oranının %78 olduğu tespit edilmiş olmakla birlikte, sürekli iş görmezliğine etkisinin %100 oranında olduğunun belirtildiği gerekçesi ile, sürekli iş göremezlik zararını %100 maluliyete göre hesaplamıştır.
Alınan maluliyet raporda, sürekli maluliyetin %100 olduğuna yönelik bir tespit bulunmadığı halde raporda kullanılan ifadeler hatalı değerlendirilerek %100 maluliyet oranına göre tazminat hesaplanmış olması da doğru görülmemiştir.
Yukarında açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile; uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklandığı üzere eksiklikler giderilerek, kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle, davalının usulü kazanılmış hakları da korunarak davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/11/2019 tarihli 2015/736 Esas 2019/1106 karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2020/260 E. Sayılı dosyasına depo edilen 212.000,00 TL bedelli teminat mektubunun İİK’nın 36. Maddesi gereğince yatırana iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.