Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/196 E. 2022/1292 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : … (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 20/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 19 Haziran 2016 günü saat 14:00 sıralarında, sürücü … yönetimindeki … plakalı davalı şirkete sigortalı otomobil ile Kastamonu yönünden … yönüne seyirle olay yerinde yolun solundaki çeşmeye geçmek isterken, karşı yönden gelen sürücü …yönetimindeki… plakalı motosikletle çarpışması sonucu, davacılar yakını motosiklet yolcusu …’nın öldüğü dava konusu trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza nedeniyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacılar için 1.000,00TL’den toplam 2.000,00TL eksik ödenen destekten yoksun kalma tazminatının, temerrüt (23.08.2016) tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ödenmesini ayrıca kazadan sonra, … şirketince davacı …’a 51.641,00 TL, davacı …’a 37.570,00 TL ödeme yapıldığı, söz konusu ödemelerin davalı … şirketinin temerrüde düştüğü 23/08/2016 ile ödeme yapılan 04/04/2018 tarihleri arasındaki fazlaya dair haklarını saklı tutarak 1.000,00’er TL avans faizini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa ödeme yapıldığından davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, aksi halde sigortalının kusurlu olması halinde yapılan ödeme güncellenerek tazminat hesabı yapılmasına, davacılar desteğinin kask kullanmamakla müterafık kusur indirimine, ölenin, davacılara gerçekten destek olduğunun ispatına, davacılara SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespitine, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken vergilendirilmiş kazancın esas alınmasına, kabul anlamına gelmemek kaydıyla … Genel Şartları eki TRH 2010 tablosunun esas alınmasına davacının avans faizi talebinin haksız olduğuna davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların miras bırakanın yolcu olduğu… plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’nın kazada kusursuz olduğu, davacılara, … şirketince toplam 98.999,77 TL’lik ödemenin 04/04/2018 tarihinde yapıldığı, … şirketinin temerrüde düştüğü tarihin 23/08/2016 tarihi olduğu, davacı …’ın geç ödemeden kaynaklı zararının (51.641,00 TLx9x589 / 365×100) 7.499,97 TL, davacı …’ın geç ödemeden kaynaklı zararının (37.570,00 TLx9x589 / 365×100) 5.456,40 TL olduğu ayrıca … şirketince yapılan ödemelerin güncellenmiş değeri dikkate alınarak davacı …’ın 127.607,13 TL, davacı …’ın 83.393,10 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, … şirketinin temerrüt tarihinin 23/08/2016 olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı … için 127.607,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı … için 83.393,10 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 23/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, davacı … için 7.499,97 TL yasal faiz, davacı … için 5.456,40 TL yasal faizin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkil … şirketinin sigortalısı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, raporda motosiklette yolcu olarak bulunan müteveffa …’nın kask takmamasının kusur sebebi değil ancak müterafik kusur indirimi sebebi olabileceği belirtilmişse de motosiklet sürücüsü …’nın kusurlu olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi tarafından hazırlanan raporda esas alınan gelirin hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda müteveffanın aktif dönem geliri 2018 yılı ortalama emsal net ücreti ile net asgari ücret oranlanarak 2,96 katsayısı elde edilip 2019/1. dönemden itibaren net asgari ücretlerin bu katsayı ile çarpıldığını, aktif dönem yıllık net gelirinin 71.782,72-TL olarak bulunduğunu, müteveffanın geliri emsal gelir alındığında dahi kişinin aktif dönem geliri 2018 yılı ile 2019/1. dönem arasındaki aylık gelir artışı bilinmediği için, beyan edilen 2018/2. dönem aylık emsal net geliri, 2019/1. döneme kadar memur maaş artış katsayısı kullanılarak arttırması gerektiğini, bu hususta işleyecek aktif dönem yıllık net gelirinin 63.095,82-TL bulunacağını, bilirkişi tarafından rapora konu destek payları hatalı ayrıldığını, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda destek paylarının anne ve baba için ayrı ayrı kaza tarihinden 27 yaş muhtemel evliliğe kadar 1/4, 27 yaş muhtemel evlilikten 29 yaş muhtemel 1. çocuğa kadar 1/6, 29 yaş muhtemel 1. çocuktan 31 yaş muhtemel 2. çocuğa kadar 1/7, 31 yaş muhtemel 2. çocuktan baba muhtemel bakiye ömür sonuna kadar 1/8 ve baba destekten çıktıktan sonra anneye muhtemel bakiye ömür sonuna kadar 1/4 oranında olduğunu, ancak olması gereken destek paylarının anne ve baba için ayrı ayrı kaza tarihinden 26 yaş muhtemel evliliğe kadar 1/4, 26 yaş muhtemel evlilikten 28 yaş muhtemel 1. çocuğa kadar 1/6, 28 yaş muhtemel 1. çocuktan 30 yaş muhtemel 2. çocuğa kadar 1/7, 30 yaş muhtemel 2. çocuktan baba muhtemel bakiye ömür sonuna kadar 1/8 ve baba destekten çıktıktan sonra anneye muhtemel bakiye ömür sonuna kadar 1/4 oranında ayrılması gerektiğini, bakiye ömrün hatalı belirlendiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda müteveffanın annesinin ve babasının bakiye ömürleri kaza tarihinde anne için 42 yaş, baba için 46 yaşı esas alınarak anne için 37,30 yıl, baba için 29,36 yıl olarak hesaplandığını ve destek sonu tarihlerinin anne için 05.10.2053, baba için 30.10.2045 olarak bulunduğunu, müteveffanın annesi ve babasının rapor tarihinde halen hayatta olduklarından rapor tarihindeki anne için 45 yaşı, baba için 49 yaşı esas alınarak anne için 34 yıl, baba için 27 yıl olarak hesaplanması ve destek sonu tarihlerinin anne için 20.05.2053, baba için 08.06.2046 olarak bulunması gerektiğini, müvekkil şirketin 23.08.2016 tarihinde temerrüde düştüğü belirlemesinin yerinde olmadığını, ayrıca davacı tarafın iddia ettiği temerrüt tarihinden ödeme tarihine kadar ödenen tutar için faiz taleplerinin evleviyetle reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı … şirketi tarafından destek paylarının doğru hesaplanmadığı ileri sürülmüş ise de, destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde destekten yoksun kalanlara ayrılacak paylar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe, %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanacağından bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Hesaplamada anne babanın hesap tarihi yerine kaza tarihine göre muhtemel yaşam süresinin belirlenmiş olmasının istinaf edenin lehine olmasına göre, davacının okulundan mezun olacağı tarih ve sonrasındaki iş bulma süresinin sonuna kadar geçecek süre için gelirinin net asgari ücret olarak ve çalışmaya başlamasından sonraki dönem yönünden ise tespit edilen gelirine göre tazminat hesabının yapılmasında ise bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, gelir tespitinin yöntemince yapılmadığı anlaşılmakta olup, öncelikle Mahkemece desteğin hangi tarihte mezun olabileceği üniversiteden sorularak davacı hakkında emsal gelir araştırması yapılması, davacının mezun olduğu bölüm mezunlarının hangi kurumlarda hangi unvan ile çalışma imkânı bulabildiklerinin öncelikle belirlenmesi ve buna göre özel sektör piyasasında veya kamu kurumlarında aylık ücretlerinin ne olacağının etraflıca araştırılması, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, üniversite mezunu olarak iş bulma durumuna göre elde edebileceği gelirin ve emsal gelirinin, aylık kazancının ne kadar olacağı, mesleğine göre yılın tamamında çalışıp çalışamayacağı gibi hususların araştırılması ve bu araştırmaların sonuçları dâhilinde gerçek gelirin net biçimde saptanması gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan, Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun incelenmesinde, tazminat hesabında ZMMS Genel Şartlar ekindeki hesaplama yönteminin kullanıldığı, TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faizin uygulandığı anlaşılmıştır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve anüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 Tablosu’nun esas alınmasına bir isabetsizlik görülmemiş ise de; progresif rant formülü yerine %1,8 faizin tatbik edilmesi isabetsizdir.
Bu durumda mahkemece, gelirin yöntemince tespiti ile TRH-2010 Yaşam Tablosu ile “muhtemel yaşam süresi” belirlendikten sonra “progresif Rant Yöntemi” uygulanarak “1/kn” formülüne göre %10 artırım, %10 indirim yapılmak suretiyle tazminat hesaplanması yöntemine göre ve usuli kazanılmış haklar korunarak bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı … şirketi vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … … AŞ. vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/11/2019 tarihli, 2018/857 Esas, 2019/999 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan 3.824,61 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya iadesine,
3-İstinafa gelen davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf gider avansından, kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.