Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1955 E. 2022/2478 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1955 – 2022/2478
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1955
KARAR NO : 2022/2478

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : 2019/686 Esas 2020/528 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 02.06.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek HMK.nın 107. Maddesi gereğince 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı 100,00 TL bakıcı gideri ve 4.300,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/16336 Soruşturma dosyasında yapılan uzlaşma ile davaya konu olaya ilişkin olarak tüm zararlarının karşılandığını, davacının olayla ilgili olarak herhangi bir şekilde maddi yada manevi tazminat talebinde bulunamayacağından davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/16336 sayılı soruşturma dosyasında, Cumhuriyet Savcılığı tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri çerçevesinde soruşturma konusu taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçunun uzlaşmaya tabi olması nedeni ile davacı …’a uzlaşma teklif formunun (D) bölümünde yer alan uzlaştırmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçları anlatılarak uzlaşma teklifinde bulunulduğu, davacı tarafından uzlaşma teklifi kabul edilerek uzlaştırma raporu düzenlendiği, şüpheli … tarafından davacıya 5.000,00TL ödeme yapılması konusunda tarafların anlaşmasının sağlandığı, Uzlaşma teklif formunun 16. bendinde ”Uzlaşmasının sağlanması halinde mağdur, soruşturma/kovuşturma konusu suç nedeni ile tazminat davası açamaz, açılmış bir dava var ise feragat etmiş sayılır.” hükmüne yer verildiği, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında açılan soruşturma ile ilgili olarak anılan yasa kapsamında kamu davasının açılmasının ertelenmesine 20.01.2020 tarihinde karar verildiği, CMK’nın 253/19 bendi hükmü gereğince uzlaşma nedeniyle tazminat davası açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Somut olaya öncelikli olarak Karayolları Trafik Kanununun uygulanması gerektiğini, 2918 sayılı KTK.nın 111. Maddesinde “bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.” ifadesinin yer aldığını, her ne kadar CMK 253. Madde kapsamında uzlaşma sağlandığından bahisle sigorta şirketinin tazminat sorumluluğunun kalktığı iddia edilse de özel kanun olan KTK öncelikli olarak uygulama alanı bulacağından sigorta şirketinin sorumluluktan kurtulamayacağını, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17658 E. ve 2017/190 K. sayılı kararı), davacının maluliyetiyle sonuçlanan kazada herhangi bir rücu durumu mevcut olmadığından ve müteselsil borçlulardan birisi olan araç sürücüsü ile uzlaşma raporu düzenlendiğinden sigorta şirketinin durumunu ağırlaştıran herhangi bir husus bulunmadığından sigorta şirketinin sorumlu olmaya devam edeceğini, Borçlar Kanunu 166. Maddesinde “Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa diğer borçlular bundan ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler.” ibaresi yer aldığını, müteselsil borçlulardan birisi olan kusurlu araç sürücüsü sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmadan düzenlenen uzlaşma raporuna taraf olduğundan sigorta şirketinin borçtan kurtulmasının mümkün olmadığını, uygulamada kullanılan uzlaşma teklif formları matbu olup 25 maddeden oluştuğunu, CMK 253/5’e göre uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul ve reddedilmesinin hukuki sonuçlarının anlatılması gerektiğini, matbu olan formda bahsedilen maddenin bulunması, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve kabul/ret durumlarında oluşacak hukuki sonuçların anlatıldığı anlamına gelmeyeceğini, açık olan bu düzenlemeye rağmen davacıya uzlaşmayı kabul etmesi halinde karşılaşacağı hukuki sonuçlar hakkında bilgilendirilmediğini, trafik kazaları özel bir kanunla düzenlendiğinden ve kusuruyla kazaya sebebiyet veren yanında sigorta şirketi ve işleten de kusursuz sorumlu olarak bulunduğundan uzlaşma sağlanırken ayrıca ve açıkça tereddüte mahal vermeyecek şekilde sigorta şirketi açısından tazminat davası açılamayacağının da belirtilmesi gerektiğini, uzlaşma raporunda böyle bir kayıt bulunmadığından sigorta şirketinin tazminat borçlusu olmaya devam edeceğini, uzlaşma teklif formunda 12 punto ile yazılması gerekli maddelerin 8 punto olarak yazıldığını, Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını, yapılan uzlaşma teklifi bu yönden de geçerlilik sonuçlarını doğurmayacağını, davalı … Sigorta A.Ş.nin meydana gelen zarardan KTK 88 ve 85/5 maddeleri gereği müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarparak davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu olay nedeniyle Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/16336 sayılı soruşturma dosyasında, müştekinin … ve …, şüphelinin ise …, suçun taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu olduğu, suçun uzlaştırma kapsamında yer alan suçlardan olması nedeniyle savcılık tarafından dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. Maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerin yazılı olduğu, uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarının anlatıldığı, davacının tutanakta imzasının bulunduğu, uzlaşma raporunda …’ın kendisine 5.000,00 TL ödenmesi karşılığında uzlaşacağını beyan ettiği, şüpheli …’ın 5.000,00 TL ödemeyi kabul ederek 10.01.2002 tarihi ile 10.04.2020 tarihi arasında 5 taksitte ödeyeceğini belirttiği, tarafların bu şekilde uzlaştığı ve uzlaşma raporunu imzaladıkları, Kahramanmaraş C. Başsavcılığı tarafından 20.01.2020 tarihinde CMK.nın 253/19. Maddesi gereğince uzlaşma ediminin yerine getirilmesi ileri tarihe bırakılırsa CMK.nın 171. Maddesindeki şartlar aranmadan kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir hükmü gereğince kamu davasının açılmasının etlenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dairemiz tarafından şüpheli ve müşteki arasında edim karşılığı uzlaşma sağlanmış olması nedeniyle CMK.nın 253/19. Maddesinin uygulanabilmesi için edimin yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesi için Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı doyası uyap üzerinden incelenmiş, şüpheli tarafından uzlaşma sağlanan edimin yerine getirilmiş olması nedeniyle 02.06.2019 tarihli karar ile uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür
5721 sayılı CMK’nın 253/19 maddesinde; “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 20. Maddesinde şüpheli tarafından yerine getirilebilecek edimlerin konusu belirtilmiş, aynı maddenin 20/d bendinde mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi dahi edimler arasında sayılmış, tarafların uzlaşması için mutlaka maddi karşılık ödenmesi şartı ön görülmemiştir. Uzlaşmanın hangi sebeple yapıldığının sonuca etkili olmayıp, uzlaşılmış olmasının sonuç doğurur. Araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortası veya Güvence Hesabı arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunduğundan kendi aralarındaki iç ilişkide rücu şartları varsa zarar en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kalır. (TBK’nın 162,163.vd mad.),TBK’nın 166 maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçlular da borçtan kurtulur, aynı kanunun 168/2 maddesi gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekir
Açıklanan nedenlerle Yargıtay uygulamasına göre ceza soruşturması kapsamındaki uzlaştırma faaliyetlerinde, tutanak düzenlendiğinde davacının yaralanma durumunu bildiği, bir başka ifade ile davacının uğranılan cismani zararın farkında iken araç sürücüsü ile uzlaşmayı kabul ettiği, uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. Maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerin yazılı olduğu, davacının uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarını anladığına dair tutanakta imzasının bulunduğu, imza inkarında bulunulmadığı, davacının özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzaladığı, kaza tarihi ile uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarih arasında geçen süre ve soruşturma kapsamında davacının sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olduğunun anlaşıldığı, davacının imzaladığı uzlaşma tutanağının CMK’nun 253/19. maddesi gereğince ilam niteliğinde olduğu, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu sürücünün dolayısıyla işletenin kusuru oranında ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesi nedeniyle haksız fiil faili olan araç sürücüsü ile yapılan uzlaşmanın davalı sigorta şirketine de sirayet ettiği dikkate alındığında dava açılmadan önce soruşturma aşamasında davacı tarafından karşı araç sürücüsünden talep edilen edimin yerine getirildiği ve uzlaşma sağlandığı, CMK 253/19. maddesine göre artık davacının maddi tazminat davası açma hakkı bulunmadığı gibi açılmış davadan da feragat edilmiş sayılacağı düzenlendiğinden dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL.nın mahsubu ile kalan 26,30 TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRE İÇERİSİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere 29.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.