Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1939 E. 2022/2377 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1939 – 2022/2377
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1939
KARAR NO : 2022/2377

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2018/582 Esas 2020/466 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 03.10.2017 tarihinde, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, dava dışı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı ticari araçla seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarında yürüyen davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davalı sigorta şirketine 16.03.2018 tarihinde başvurmaları üzerine davalı tarafından %10 maluliyet, %75 kusur oranına göre 20.864,00-TL önerildiğini, ancak kabul etmediklerini belirterek HMK’nun 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 500,00-TL geçici işgöremezlik tazminatı, 500,00-TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 100,00-TL bakıcı gideri ve 675,00-TL SGK’ca karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 1.775,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 15.05.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 55.547,71-TL’ye, geçici işgöremezlik tazminatı talebini 20.074,54-TL’ye, bakıcı giderini 2.666,25-TL’ye yükseltmiş; 24.09.2020 tarihli duruşmada tedavi giderlerinin dava dışı sürücü tarafından ödendiğini, dolayısıyla konusuz kaldığını belirterek tedavi giderine yönelik talebinden feragat etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın 05.05.2017 – 05.05.2018 tarihleri arasında 330.000,00-TL limitle davalı şirketi nezdinde sigortalı olup, sorumluluklarının gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, maluliyet ve kusur yönünden AKT’dan, zarar yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, davacının müterafik kusurunun incelemesini, geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri yönünden SGK’nun sorumlu olduğunu, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini, davacının usulüne uygun başvurusu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, trafik kazası şeklinde gerçekleşen hadise nedeniyle Ankara 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/679 esas sayılı dosyasındaki ceza yargılamasında yaptırılan keşif incelemesi sonucu aldırılan bilirkişi raporunda davacının tali, sigortalı araç sürücüsünün ise asli olarak kusurlu kabul edildiği, eldeki davada alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı raporunun benzer nitelik taşıdığı, davacının %25, davalı sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu kabul edileceği, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, ceza dosyası, kaza tutanağı, Adli Tıp raporu, sigorta poliçesi, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; olay tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı aracın karıştığı davaya konu trafik kazası nedeniyle kaza tarihi itibarıyla geçerli maluliyet yönetmeliği hükümlerine göre T.C. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen rapora göre davacının vücut çalışma gücünden % 19 oranında kaybettiği, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 2 ay olduğu, tıbbı iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, aksine bir bilgi-belge bulunmadığından davacının kazancının asgari ücret olması, SGK yazı cevabı, tarafların kusur oranı, TRH-2010 yaşam tablosu, maluliyet raporu dikkate alınarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacının davalıdan 20.074,54-TL geçici iş göremezlik, 55.547,71-TL daimi işgöremezlik ve 2.666,25-TL bakıcı giderinden kaynaklı toplam 78,288,50-TL’nin tazminat talep hakkı bulunduğunun tespit edildiği, davalı tarafın dava açmazdan evvel yapılan başvuru neticesi 28/03/2018 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, her ne kadar dava ve talep arttırım dilekçesinde davacı vekili ticari faiz talebinde bulunmuş olsa da davanın mahiyeti itibarıyla avans ve yasal faiz dışında bu tür bir faiz türünün uygulanması mümkün olmadığından tespit olunan alacağa temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanacağı, vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunan davacı vekilinin son celse tedavi giderinden kaynaklı maddi tazminat talebinden feragat edildiğini belirttiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; 20.074,54-TL geçici iş göremezlik, 55.547,71-TL daimi işgöremezlik ve 2.666,25-TL bakıcı giderinden kaynaklı toplam 78,288,50-TL’nin 28/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalının poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, tedavi gideri nedeniyle davadan feragat edildiğinden bu yönden davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde dava dışı …Şti. adına kayıtlı olup kamyonet cinsi bir araç olduğunu, trafik tescil kaydında ticari olarak kayıtlı bulunduğunu, dolasıyla hüküm altına alınan tazminatlara ticari faiz uygulanması gerekirken ilk derece mahkemesinin “davanın mahiyeti itibariyle avans ve yasal faiz dışında bu tür bir faiz türünün uygulanmasının mümkün olmadığından tespit olunan alacağa temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanacağı”ndan bahisle ticari faiz talebini, “avans faizi” olarak ifade etmemeleri nedeniyle reddettiğini, dava dilekçesinde aracın ticari bir araç olduğunu açıklamalarına ve ticari faiz talep etmelerine rağmen “avans faizi” ibaresi yerine “ticari faiz” ibaresinin kullanılması nedeniyle ticari faiz isteminin reddinin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının faiz yönünden kaldırılarak/düzeltilmese karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın öncelikle “dava şartı eksikliği” sebebiye usulden reddi gerekirken; bu yöndeki savunmalarına itibar edilmeden hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, başvuru sahibi tarafından mevzuata uygun olarak alınan bir maluliyet raporu sunulmaksızın, yapılan başvurunun geçerli bir başvuru olmadığını,
Karara esas alınan sağlık raporuna yönelik itirazları karşılanmaksızın hüküm verildiğini; bu hususun yapılan yargılamanın tek taraflı olduğunu ortaya koyduğunu, davacı tarafın tek taraflı talebi üzerine alınan sağlık raporuna ve içeriğindeki maluliyet oranına itibar edilerek hüküm verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça davalı şirkete yapılan hasar başvurusu üzerine, sunulan tüm tedavi evrakları ve sağlık raporlarının davalı şirketten ayrı ve bağımsız tüzel kişiliğe haiz bağımsız medikal firmaya yönlendirildiğini maluliyet oranının kaza ile bağlantılı olup olmadığı noktasında değerlendirme yapılmasının talep edildiğini, yapılan incelemeler neticesinde, davacı tarafça sunulan sağlık raporunun kişideki gerçek maluliyet oranını yansıtmadığı; kazaya bağlı olarak gelişebilecek maluliyet derecesinin çok daha az olacağı yönünde tespitte bulunulduğunu, davacı/başvuru sahibi kazazede tarafından sunulan sağlık raporu ile; sigorta şirketlerinde medikal firmalara aldırılan raporlar arasında çelişki olması durumunda bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, medikal firma raporunun da HMK anlamında delil niteliğine haiz olduğunu, bu hususta Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/8233 Esas ve 2016/7686 Karar numaralı kararında, tarafından davacı tarafça tek taraflı aldırılan raporların kabul edilmemesi gerektiği ve medikal firma raporlarının dikkate alınması gerektiğine işaret edildiğini, kaldı ki maluliyet oranına açık itirazları karşısında davacı tarafça tek taraflı olarak alınan maluliyet raporunun içeriği teyit edilmeden hesaplama yapılmaması gerektiğini, başvuran vekilince tek taraflı olarak alınan maluliyet raporunun içeriği teyit edilmeden hesaplama yapılmaması gerektiğini, bu yöndeki geçerli itirazları doğrultusunda, maluliyetin mevzuata uygun bir şekilde belirlenebilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu’na tevdi edilmesi gerekirken; bu yönde değerlendirme yapılmadan hüküm verilmesinin yasaya aykırı olduğunu,
Meydana gelen kaza nedeniyle bakıcı gideri, geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatından davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu talepler yönünden sorumluluğun ilgili yasal düzenlemeler uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olduğunu (Emsal T.C. Bursa Bam 3. Hukuk Dairesi 2018/4184 Esas – 2019/1965 Karar) belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili faiz türü yönünden; davalı sigorta şirketi vekili ise usulüne uygun başvuru bulunmaması, maluliyet oranı, geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf isteminde bulunmuştur.
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; Davalı sigorta şirketi vekili, davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, başvuru dilekçesine tazminat hesaplamasına ilişkin belgelerin eklendiği ve şirkete başvurunun 15.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından bağımsız medikal kurumdan 24.03.2018 tarihinde maluliyet raporu alındığı (davacının maluliyet oranın %15-%23 aralığında olduğu) 18.07.2018 tarihinde davacıya 20.864,00-TL sürekli işgöremezlik tazminatı önerildiği davacının kabul etmediği anlaşılmakla davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 23.10.2018 ve 27.03.2019 tarihli raporu ile davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle maluliyetinin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin esas alındığı 01.01.1959 doğumlu davacı …’in sağ humerus boyun kırığı (%20) ve sağ tibia ploto kırığı (%12) nedeni ile Balthazard formülü uygulandığında kişinin özür oranının %19 (yüzde on dokuz ) olduğu, 2 ay bakıcı ihtiyacı bulunduğu, 18 (onsekiz) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı belirlenmiş olmasına anılan raporun kaza tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak yetkili kurum tarafından hazırlanmasına göre davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ” olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb)
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenler davacının geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri poliçe kapsamında olduğundan davalı tarafa izafe edilen %75 kusur oranına göre davalının 18 aylık geçici işgöremezlik süresine karşılık 20.074,54-TL geçici işgöremezlik tazminatı ile 2 aylık bakıcı ihtiyacının karşılığı olarak da 2.666,25-TL TL bakıcı giderinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; gerek zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinde gerekse araç ruhsat kaydında kazaya karışan davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın kaza tarihinde dava dışı …Şti. adına kayıtlı 2011 model … kamyonet cinsinde ticari araç olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde aracın ticari araç olduğunu belirterek ticari faiz istediği ticari faizden kastının avans faiz olması nedeniyle hükmedilen tazminata avans faiz uygulanması gerekirken yasal faiz uygulanması doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, 2 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görüldüğünden, istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Yukarıda 2 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.09.2020 tarih ve 2018/582 Esas, 2020/466 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; 20.074,54-TL geçici iş göremezlik, 55.547,71-TL daimi işgöremezlik ve 2.666,25-TL bakıcı giderinden kaynaklı toplam 78,288,50-TL’nin 28/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (davalının poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Tedavi gideri nedeniyle davadan feragat edildiğinden bu yönden davanın reddine,
3-Alınması gereken 5.347,89-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.311,99-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 10.977,51-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 675,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 35,90-TL başvuru harcı, 35,90-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 264,00-TL ıslah harcı toplamı 341,00-TL ile,davacı tarafından yapılan posta masrafları toplamı 297,40-TL, bilirkişi ücreti 600,00-TL, adli tıp raporu ve hastane gideri 1.650,50-TL olmak üzere toplam 2.547,90-TL’nin kabul red/oranına göre 2.526,12-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Alınması gerekli 5.347,89-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 1.338,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.009,89-TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 93,20-TL istinaf yargılama giderinin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak, davacı tarafa verilmesine,
5-İstinaf başvuru harçları peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan istinaf yargılama giderinin karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda davacı ve davalıya iadesine
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç ikmali ve iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.