Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1909 E. 2023/45 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1909 – 2023/45
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1909
KARAR NO : 2023/45

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2017/399 Esas 2020/429 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 22.06.2012 tarihinde davalı sigorta şirketlerine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı araçların sürücülerinin kusuru nedeniyle meydana gelen kaza sonucu yolcu olan davacının yaralandığını, davalı … A.Ş. tarafından 5.400,00-TL, davalı … A.Ş. tarafından 8.500,00-TL ödeme yapıldığını ancak ödemelerin az olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada her bir davalıdan ayrı ayrı 20,00-TL daimi maluliyet tazminatı, 10,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 10,00-TL tedavi gideri, 10,00-TL bakım – bakıcı giderinin ödeme tarihlerinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında ıslah dilekçesi ile talebini 7.268,06-TL olarak belirlemiştir.
Davalı … A.Ş vekili, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine 23.05.2017 tarihinde 5.493,83-TL ödeme yapıldığını, kusur ve maluliyet raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı … A.Ş vekili, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, davacıya 03.05.2017 tarihinde 8.160,00-TL ödeme yapıldığını, davalının ibra edildiğini, tedavi gideri, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını, davacının hatır için taşındığını ve müterafik kusuru olduğunu, kusur ve maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun raporunda, davacının kaza nedeni ile %9,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor ile kazanın oluşumunda davalı … A.Ş. tarafından sigortalanan davacının da içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsü …’in %75 oranında, davalı … A.Ş tarafından sigortalanan … plakalı araç sürücüsü…’nun %25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, aktüerya ve doktor bilirkişiden alınan raporda davalı … A.Ş’nin yapmış olduğu 5.493,83-TL ödeme mahsup edildiğinde, kusur oranına göre bu davalıdan talep edebileceği bir alacak bulunmadığı, … A.Ş tarafından yapılan 8.160,80-TL ödeme mahsup edilmek sureti ile kusur oranına göre talep edebilecek tutarın geçici iş göremezlikten doğan zarar 361,55-TL, sürekli iş göremezlikten doğan bakiye zarar 5.196,14 -L, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan sağlık gideri 672,26-TL, bakıcı gideri 505,13-TL olmak üzere toplamda 6.735,08-TL olarak hesaplandığı, davalı … A.Ş yönünden davanın reddi, … A.Ş yönünden ise davanın kabulü gerektiği belirtilerek davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın reddine, davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın kabulü ile, 6.735,08-TL’nin 03.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece … A.Ş. nin yapmış olduğu 5.493,83-TL ödeme mahsup edildiğinde davacının kusur oranı da dikkate alındığında bu şirketten talep edebileceği bir alacak kalemi bulunmadığının belirtilerek davanın reddedildiğini, karara esas alınan 06.02.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunun 6. Sayfasının son paragrafında … A.Ş. nin 23.05.2017 tarihinde davacıya ödediği 5.493,83-TL hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatından düşülerek … A.Ş. nin davacıya bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesinin olmadığını tespit edildiği, sonuç kısmında sigorta şirketlerinin davayı açmadan evvel ödediği rakamlar güncellenip düşüldükten sonra; geçici işgöremezlik tazminatı … yönünden 361,55-TL, … yönünden 120,52-TL, sürekli işgöremezlik tazminatı … yönünden 5.196,14-TL, … yönünden alacağı olmadığı, tedavi gideri alacağı … yönünden 672,26-TL, … yönünden 224,09-TL, bakıcı gideri yönünden … yönünden 505,13-TL, … yönünden 168,37-TL olarak hesaplandığı, bilirkişi raporu doğrultusunda talebin arttırıldığını, raporda zaten 5.493,83-TL düşülerek tazminat miktarı belirlenmiş iken mahkeme tarafından mükerrer işlem yapılarak ödemenin bir kere daha düşülmesinin davalı yan yönünden sebepsiz zenginleşmeye ve hak kaybına neden olduğunu, davalı sigorta şirketinin tacir olduğunu, tazminata ticari temerrüt avans faizi uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı … A.Ş.ne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı araç ile davalı … A.Ş. ne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı araçların çarpışması sonucu meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek davalılardan ayrı ayrı, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakım ve bakıcı gideri ile tedavi giderinin tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketlerinin kusur oranlarına göre davadan önce yapılan ödemelerin mahsubu ile davalı … A.Ş. tarafından yapılan ödemenin zararı karşıladığı gerekçesi ile bu davalı yönünden açılan davanın reddine, davalı … A.Ş. yönünden ise davanın kabulü ile 6.735,08-TL tazminatın davalı … A.Ş. den tahsiline karar verilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde, mahkeme kararların tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi ,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 Esas, 2007/611 Karar, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının dava konusu kaza nedeniyle yaralandığını belirterek davalılardan ayrı ayrı geçici ve sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri talep etmiş, ıslah dilekçesi ile …’nın sorumlu olduğu tutar 361,55-TL, … A.Ş. nin sorumlu olduğu tutar 120,52-TL olmak üzere toplam 482,07-TL geçici işgöremezlik tazminatı, … A.Ş. Yönünden 5.196,14-TL sürekli işgöremezlik tazminatı, … A.Ş. Yönünden 672,26-TL, … A.Ş. yönünden 224,09-TL olmak üzere toplam 896,35-TL tedavi gideri, … A.Ş. yönünden 505,13-TL, … A.Ş. Yönünden 168,37-TL olmak üzere 673,50-TL bakıcı gideri hesaplandığı belirtilerek her iki davalı yönünden dava değerini toplam miktar üzerinden 7.268,06-TL olarak ıslah etmiş, mahkemece davalı … A.Ş. yönünden ödeme ile zararın karşılandığı gerekçesi ile bu davalı yönünden davanın reddine, davalı … A.Ş. yönünden 6.735,08-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de HMK.’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği halde hüküm fıkrasında hangi talepleri yönünden hangi miktarda tazminatın kabul edildiği belirtilmeden denetlemeye uygun olmayacak şekilde toplam miktar üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece davacı tarafa ıslah dilekçesinde talep edilen her zarar kaleminin miktarının açıklatılması ve hüküm fıkrasında her zarar kalemi için ayrı ayrı miktar belirtilerek denetlemeye ve HMK.nın 297. maddesine uygun şekilde hüküm kurulması için kararın kaldırılması gerekmiştir.
2- Kabul şekline göre; Mahkemece davalı … A.Ş. yönünden verilen kararda davalı tarafından yapılan ödeme ile kusur oranına göre davacının zararının karşılandığı belirtilmiş ise de dosya kapsamında bulunan ödeme belgelerine göre davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin davacının sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğu, davacı tarafından talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve bakıcı giderine ilişkin ödemenin bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca tazminat hesabında tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bakiye ömür süreleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas, – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas, – 2021/34 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak (taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) davacının bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, davacı tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmiş olmasına rağmen 1931 tarihli “PMF” cetveline göre bakiye ömür süresinin tespiti ile tazminat hesabı yapılması doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece HMK.nın 297/2.maddesine uygun şekilde yeniden karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.01.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.