Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/19 E. 2022/1495 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/19
KARAR NO : 2022/1495

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2019
NUMARASI : 2018/766 Esas 2019/687 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 12.08.2018 günü, … yönetimindeki, davalı şirkete sigortalı … plakalı çekici … plakalı yarı römorkun, davacıya ait … plakalı araca çarparak hasar verdiğini, davalı tarafa ait aracın Melih Gökçek Bulvarı üzerinde nizami olarak seyretmekte olan davacı aracına çarparak olay yerini terk ettiğini, … plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle davacı aracında ağır hasar meydana geldiğini, ekspertiz raporuna göre araçta 9.983,80 TL hasar belirlendiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL hasar bedelinin temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş; 09/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 8.018,26 TL’ye çıkarmış, artırılan tutar için avans faizi istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Aracın maliki … olduğunu, davacı … araç maliki olmadığından dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu kazanın davacı tarafa ait araç sürücüsünün arkadaşı ile yarış yapmakta iken meydana geldiğini ve olayda %100 kusurlu olduğunu, davacı aracında meydana geldiği belirtilen hasar bedelinin çok yüksek olduğunu, davacı tarafın kasko sigortasının olup olmadığının ve hasar bedelinin karşılanıp karşılanmadığının araştırılması gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle benzer hasarlardaki onarım uygulamalarına göre eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, davalı şirketin temerrüde düşmediğini, avans faizi talebinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, hasara uğrayan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davacı … adına kayıtlı olduğu, kazadan 3 gün sonra 15/08/2018 tarihinde dava dışı …’a satıldığı, bu haliyle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davacının yarış yaptığı ve kazanın bu nedenle oluştuğuna dair delil bulunmadığı, kaza tespit tutanağı ve alınan bilirkişi raporu gözetildiğinde; sigortalı aracın aynı yönde seyreden davacı aracına sol arka kesimden çarpmak suretiyle hasar verdiği, kaza sonrası sigortalı aracın olay yerini terk ettiği belirlenmiş olup söz konusu belirlemeye göre sigortalı aracın tam kusurlu olduğunun mahkemece de kabul edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı … şirketinin oluşturduğu hasar dosyasında yer alan fotoğraflar ve davalı tarafça alınan eksper raporundaki tespitlerden istifade ile eksperin belirttiği parça bedelleri ile işçilik bedellerinin makul olduğu ancak değişecek lastikler nedeniyle lastik bedelinden %30 oranında kıymet tenzili yapılması gerektiği ve aracın 17 yaşında olması, 184,091 km yol katetmesi dikkate alarak değişen parçalar nedeniyle parça bedelinden amortisman indirimi yapılması gerektiği gözetilerek hasar bedelinin 8.018,26 TL olarak belirlendiği, denetime ve mevzuata uygun olarak düzenlenen rapora itibar edildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesine göre, bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına veya ölümüne sebebiyet vermesi ve maddi hasar oluşması halinde teşebbüs sahibi ve araç işleteninin oluşan zarardan sorumlu olduğu, aynı yasanın 88. maddesine göre; birden fazla zarar verenin bulunması halinde zarar verenlerin, zarar görene karşı müteselsilen sorumlu oldukları, yine aynı kanunun 90. maddesine göre maddi tazminatın biçim ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, Karayolları Mali Sorumluluk Sigortası, KTK gereğince yaptırılması zorunlu bir sigorta olup, sigortacının poliçe ile işletenin hukuki sorumluluğunu belirli limitler içerisinde üstlendiği, somut olayda kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı olduğu ve bu nedenle işletenin hukuki sorumluluğunun sigorta şirketi tarafından üstlenildiği anlaşıldığından ıslah dilekçesi ve taleple bağlılık kuralı gözetilerek, sigortalı aracın çekici olması nedeniyle işletilmesi gereken faizin avans faizi olduğundan bahisle, davanın kabulüne 8.018,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tutarın dava tarihinden itibaren 100,00 TL’sine değişen oranlı yasal, 7.918,26 TL’sine değişen oranlı yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, bu çelişkiler giderilmeden kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu, davacı tanığı …’ın “Olay günü ben kadir arkadaşımın kullandığı … plakalı araçta yolcuydum, aracın sağ ön koltuğunda oturuyordum, başkaca kişi yoktu, Melih Gökçek Bulvarı üzerinde seyir halindeydik, saat 23:00 sularındaydı önce tırı biz solladık, tır sağ şeritten devam ediyordu. Kavşağa geldiğimizde fasılalı kırmızı ışık bize yandığı için yavaşladık bu arada arkadan gelen tır selektör yaptı. Bizde sağa doğru kaçmaya çalıştık, tır bize arka taraftan soldan çarptı ve durmayarak yoluna devam etti” şeklinde beyanda bulunduğunu, bu beyanın gerçeği yansıtmadığını, tanığın sigortalı aracı solladıklarını ve sigortalı aracın sağ şeritte yol aldığını belirttiğini, tır sellektör yaptığında sağa doğru manevra yaptıklarını fakat tırın sol arkadan çarptığından bahsettiğini, sağa doğru kaçan aracın sol tarafından hasar almayacağını, beyanlar ile hasarın uyumsuz olduğunu, sağa doğru manevra yapan aracın sağ arka köşesinin hasar görmesi gerektiğini, davacı tarafa ait araç sürücüsü …’in 16.08.2018 tarihinde karakolda vermiş olduğu ifadesinde de “sol taraftan çarpmanın etkisi ile aracın sağa savrulduğunun” belirtildiğini, sol taraftan darbe alan aracın sağa savrulmayacağını, HMK md. 31 ile Hâkimin davayı aydınlatma ödevi bulunmakta olup dosyada bulunan çelişkiler giderilmeden sonuca ulaşılmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun denetimden uzak çelişkilerle dolu olduğunu, davacı tarafın ve tanığının ifadesinde net çelişkiler bulunduğunu,bunun da olayın anlatıldığı şekilde gerçekleşmediğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın davacıya ait aracın yarış yaparken meydana geldiğini doğruladığını, davacı tarafa ait araç sürücüsü arkadaşları ile bulvar üzerinde yarış yapmaktayken tırı kontrolsüz sollama nedeniyle (makas atma) kazanın meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, Bilirkişi tarafından kazanın oluş şeklinin irdelenmediğini, kazanın anlatılan şekilde olup olmayacağının değerlendirilmediğini, kazanın oluş şekli ile hasar gören parçaların uyumlu olmadığını, sadece davacı tarafın beyanlarına göre hasarlı olduğu iddia edilen parçaların fiyatlandırılmasının yapıldığını, trafiğe açık alanda yarış yapan davacı tarafın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, raporun hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, kusurun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tespit edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazasının 12.08.2018 tarihinde saat 23:50’de meydana geldiği, resmi görevlilerce düzenlenen KTT’da davalıya trafik sigortalı aracın aynı yönde ön ilerisinde seyreden davacıya ait aracın sol arka kısmına çarparak olay yerini terk ettiği belirlenmiştir. Davacıya ait aracın sürücüsünün hazırlık beyanında kavşakta kendisine kırmızı fasılalı ışık yandığını, sağ tarafında bulunan tırın kendisi kavşaktan kontrollü şekilde geçtiği sırada sol arkasından aracına çarptığını, aracın çarpmanın etkisi ile savrulduğunu ve sağ şeritte durabildiğini, tırın olay yerinden kaçtığını, plakasının arkadaşları tarafından alındığını ifade etmiş, yine davacı aracında bulunan tanık …’ın 17.06.2019 tarihli duruşmadaki ifadesinde aracın sağ ön koltuğunda oturduğunu, aynı yönde seyrettikleri tırı solladıklarını, tırın sağ şeritte seyrettiğini, kavşağa geldiklerinde kendilerine fasılalı kırmızı ışık yandığı için yavaşladıklarını, arkalarından gelmekte olan tırın selektör yaptığını, sağa kaçmaya çalıştıklarını ancak tırın sol arkadan içinde oldukları araca çarparak yoluna devam ettiğini beyan etmiş, tanık ile sürücünün ifadelerinin birbirini teyit ettiği, beyanlar arasında çelişki olmadığı, sadece davalıya sigortalı araç sürücüsünün yarışan iki araç olduğundan söz ettiği, devamında ise araçların sağa manevra yaptıkları, hızını azalttığı, ancak araçlardan birinin sol arka kısmına, kendi yönetimindeki aracın sağ ön kısmıyla çarptığını, araçtan inenler olunca can güvenliği nedeniyle aracından inmediğini ifade etmiş, bu şekilde davacıya ait araç sürücüsü ile tanığın ifadesini tevilli ikrar ettiği anlaşılmış, yarış yapıldığı ve KTT’nın aksi somut delillerle ispatlanmamıştır.
Hükme esas alınan konusunda uzman bilirkişi raporunda davalı … nezdinde düzenlenen ekspertiz raporu, aracın hasarlı fotoğrafları, hazırlık beyanları, tanık ifadesi ve KTT’nın değerlendirilmesi, kazanın tanığın beyanında ifade ettiği şekilde gerçekleştiğinin belirlenmesi, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün fren tedbiri almaması, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması, davacı aracına arkadan çarpması nedeniyle olayda %100 oranında tamamen kusurlu olduğunun tespit edilmesi, ekspertiz raporu ve aracın hasarlı fotoğraflarından da yararlanılarak davacı aracında davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen hasarların belirlenmesi, aracın modeli, yaşı, km’si, özellikleri gözetilerek amortisman bedeli, hurda bedeli, kıymet kazanma tenzili uygulanarak sonuç hasar bedelinin hesaplanması, kusur durumunun kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunması, davacı aracında davaya konu kaza nedeniyle oluşan hasarın yöntemince tespit edilmesi, bilirkişi raporunun denetime ve hükme elverişli bulunması ve mahkemenin gerekçesine göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … AŞ. vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 547,73 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40 TL maktu ve 93, 00 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 410,33 TL harcın davalı … şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.