Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1895 E. 2022/2362 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1895 – 2022/2362
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1895
KARAR NO : 2022/2362

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2019
NUMARASI : 2016/856 Esas 2019/1095 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının kullandığı araç ile davalıya trafik sigortalı araç arasında meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını, davacıda çalışma gücü kaybı oluştuğunu belirterek şimdilik sürekli iş gücü kaybı nedeni ile 100,00 TL, geçici işgücü kaybı nedeni ile 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde; dava açılmadan önce başvuru dava şartının yerine getirilmediğini, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusursuz olduğunu, sigortalı araç sürücüsü ile davacının kusur dağılım oranları ile çalışma gücü kayıp oranlarına ilişkin raporların ATK’dan alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası sonucu oluşan oluşan bedensel zararların davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, Trafik sigortası genel şartları 01/06/2015 tarihinde değiştirilip, tazminatın diğer yasal düzenlemeler yanında bu genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin 2918 sayılı yasanın 90.maddesinde yapılan değişikliğin ise 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, genel şartların C 11 maddesi gereğince ” yeni genel şartların ancak bu tarihten sonra düzenlenecek poliçeler dolayısı ile uygulanabileceğinin” öngörüldüğü, davaya konu kazaya karışan araç ile ilgili poliçenin 24/02/2016 tarihinde düzenlenmiş olması ve kazanın 15/06/2016 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle somut uyuşmazlıkta eski trafik sigortası genel şartlarının uygulanması gerektiği,… plakalı araç için davalı sigorta şirketi tarafından 24/02/2016 tarihinde kaza tarihini de kapsayacak şekilde zorunlu karayolu trafik sigorta poliçesi düzenlendiği, 15/06/2016 tarihinde sigortalı araç arıza nedeni ile yol kenarında yeterli uyarıcı işaretleme olmaksızın durakladığı sırada davacının kullandığı aracın arkadan gelerek sigortalı araca çarpması şeklinde kazanın gerçekleştiği, hazırlık soruşturması sırasında alınan 11/09/2017 tarihli raporda belirtildiği gibi davacı araç sürücüsünün güvenli takip mesafesine ve şerit değiştirme kurallarına uymaması nedeniyle % 75 oranında, sigortalı araç sürücüsünün ise duraklama halinde yeterli güvenlik önlemini almadığı için% 25 oranında kusurlu olarak kazaya neden oldukları, davacının olay nedeni ile çalışma gücü kaybına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 16/02/2018 tarihli raporda, Kaza tarihinde yürürlükte olan yasa ve diğer düzenleme hükümlerine göre, davacının sürekli çalışma gücü kaybı oluşturmayacak ve 9 ayda iyileşecek şekilde yaralandığının belirtildiği, Bu rapora yönelik itiraz üzerine ATK. 2.İhtisas Kurulundan alınan 09/05/2019 tarihli raporda ise davacının yine sürekli çalışma gücü kaybı oluşturmayıp 9 ayda iyileşecek şekilde yaralandığı şeklinde görüş bildirildiği, davacı ile ilgili her iki rapor birbirlerini doğruladığı için yeni bir rapor alınmaksızın, bu raporlara itibar edildiği, olay nedeni ile SGK tarafından davacıya 6.101,94 TL rücuya tabi ödeme yapıldığı, davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenebilmesi için alınan bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zararının 4.547,05 TL olduğu, SGK tarafından ödenen 6.101,94 TL nedeni ile davacının sigorta şirketi tarafından giderilmesi gereken zararının bulunmadığı, sürekli çalışma gücü kaybı oluşmadığı için buna ilişkin tazminat talebinin de reddi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 14.05.2015 tarihli ve 29355 sayılı Resmi gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası Genel Şartları dikkatli incelendiğinde C.11 Maddesinde, bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmeler için uygulanacağının hüküm altına alındığını, Ancak bu genel şartlar ekinde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Yönetmeliğinden hiç bahsedilmediğini, Daha sonra 02.08.2016 tarihli ve… sayılı resmi gazetede yayımlanan ZMM Poliçesi Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar ekinde bu rapora ilişkin düzenleme getirildiğini, “Ek 6: Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” maddesinin “Bedensel Zararlar” bölümünde sürekli sakatlığa ilişkin alınacak raporun, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu olduğunun belirtildiğini,bu düzenlemenin yayınlandığı tarihte yürürlüğe gireceğini ve yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağını, İlk derece mahkemesince oluşturulan karar gerekçesinde bu konunun eksik ele alındığını ve hatalı hüküm kurulduğunu, Oysa davaya konu araç poliçesinin düzenlenme tarihinin 24.02.2016, Kaza tarihinin ise 15.06.2016 olduğunu, Hüküm oluşturulurken poliçe tarihinin esas alınması gerektiği açık olduğundan, kaza tarihinin esas alındığı kabul edilse bile 02.08.2016 tarihinden önce rizikonun gerçekleştiğini, Nitekim emsal kararlardan da anlaşılacağı üzere Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetvelinin olay tarihi itibariyle geçerli olduğunu, Bu kapsamda 16.02.2018 tarihli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilim dalı Başkanlığı tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre hazırlanan raporda %11,3 olarak hesaplanan maluliyet oranının kabul edilmemesinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Dosya No:2017/2435 Karar No:2019/3821, “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi Dosya No: 2019/1888 Karar No : 2019/1313), Nitekim Anayasa Mahkemesinin, 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı, Resmi Gazete yayım tarihi 09.10.2020 olan kararıyla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki, tazminatların “genel şartlar”a göre belirlenmesini düzenleyen hükümlerinin ( 90 ve 92. maddelerinde) iptal edildiğini, Tazminat istemlerine öncelikle Karayolları Trafik Kanunu ve hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu’nun haksız fillere (tazminat) ilişkin hükümleri uygulanacak olup “Genel Şartlar”ın ise sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceğini, Bu durumda Maluliyet tazminatı hesabında uygulanacak yönetmeliğin, geçerli yönetmelik olan, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği olacağını, Bu kapsamda tarafların itirazları ve yerleşik içtihatlar dikkate alınmadan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik gereğince alınan rapor üzerinden hüküm oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereği alınan raporlar ve hesaplamalar kabul edilerek karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Kazaya karışan davalı taraf aracının 24.02.2016/2017 vadeli ZMSS poliçesi ile davalıya sigortalı olması, davaya konu trafik kazasının 15.06.2016 tarihinde meydana gelmesi, ZMSS Genel şartlarının 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmesi, davacının davaya konu trafik kazasında yaralanması sebebiyle SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik tazminatı ödendiğinin anlaşılması, davacının kaza sonucu sol bacağında, sol kaburgalarda kırık oluşması, davacının sol bacak ve yüzünün sol tarafında hissizlik şikayeti olması, bacağındaki kırık nedeniyle ameliyat geçirdiği, kaburgaların yamuk kaynadığının anlaşılması, maluliyet oranlarında esas alınacak yönetmeliklerin Yargıtay uygulamaları ile yerleşik hale gelmesi, davacının trafik kazası sonucu yaralanması sebebiyle maluliyetinin tespitinde yerleşik Yargıtay uygulamalarıyla benimsenen kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerinin esas alınması, AÜTF Hastanesince düzenlenen rapor ve bu rapora itiraz üzerine İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesince düzenlenen raporlarda davacının davaya konu kaza sonucu yaralanması sebebiyle özürlülük oranı olmadığının belirlenmesi ve mahkemenin gerekçesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80.70TL istinaf karar harcından, pesin alınan 54.40TL harcın mahsubu ile bakiye 26.30TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE DAVACI TARAF YÖNÜNDEN TEMYİZİ KABİL olmak üzere 16.12.2022 tarihinde oy birliği ilekarar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.