Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/186 E. 2022/1289 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/186
KARAR NO : 2022/1289

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2019
NUMARASI : 2017/438 Esas 2019/590 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/05/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili, davalı … Anonim Türk Sigorta A.Ş. vekili ve davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; işleteni … Enerji A.Ş. olan ve sürücüsü davalılardan … olan … plakalı aracın karıştığı 12/11/2015 tarihli kazada müvekkili …’in ağır yaralandığını, vücudunda kemik kırıkları oluşarak hayati tehlike geçirdiğini, şahsın tedavi sonrası %19 oranında engelli duruma geldiğini, ceza soruşturmasının Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinde karara bağlanıp …’ın asli kusurlu bulunduğunu, ZMMS sigortacısının … Sigorta olup müvekkilinin kaza nedeniyle yaşadığı manevi sıkıntı nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle zararın tazmini yönünden şimdilik 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
… Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın 17/07/2015-2016 tarihleri arasında ZMMS ile … nolu poliçe ile müvekkili nezdinde sigortalı bulunduğu, araçtaki kusur durumunun belirlenmesini işletenin kusuru nispetinde zararın tazmin edilebileceğini illiyet bağının araştırılmasını, temerrüdün gerçekleşmediğinin nazara alınmasını, maluliyet durumunun araştırılmasını, manevi zarar klozlarının bulunmadığını, ayrıca müterafik kusur ve hatır taşımasının değerlendirilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
… Enerji A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın kısmi dava olup olmadığı hususunun araştırılmasını, geçici ve sürekli iş göremezliğe ilişkin durumun belirlenmesini, ceza yargılamasında müvekkilinin taraf olmadığını, kusur miktarlarının yanlış belirlendiğini ve ceza dava dosyasında alınan rapor ile olayın oluş şeklinin birbirleri ile çeliştiğini, davacının olayda ağır kusurlu olduğunu belirterek, yeni kusur raporu alınmasını, manevi tazminat yönünden ekonomik durumun dikkate alınmasını ve müterafik kusur indirimi yapılmasını, ticari faize karar verilmemesini ve davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 31/08/2018 tarihli raporuna göre, davacının kaza nedeniyle vücut genel çalışma gücünden % 25,2 nispetinde kaybettiği ve dokuz ay süreyle iş göremez kaldığının belirlendiği, davalı … şirketinin 17/07/2015 başlangıç tarihli poliçesinde kişi başına sakatlanma ve ölüm tazminatı 290.000,00 TL olup, davacının uğradığı zarar miktarının sigorta teminatı içerisinde kaldığı, davalı … şirketinin dava tarihinden önce yollanan ihtarı tebellüğ ettiği tarihten 8 işgünü sonrası olan 14/06/2016 tarihinde temerrüdün oluşması nedeniyle bu temerrüt tarihinden itibaren, aracın ticari (kamyonet) olması sebebiyle avans faizleri oranında faize karar verilmesi ve davanın maddi tazminat yönünden kabulü gerektiği, ancak olayın oluş şekli tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak talep edilen manevi tazminat miktarında kısmi takdiri indirim yapılarak davacı lehine istenilen 50.000,00 TL manevi tazminat miktarından 35.000,00 TL manevi tazminat tutarının olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve işleten şirketten tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 114.711,39 TL sürekli işgöremezlik ve 8.761,24 TL geçici işgöremezlik tazminatları toplamı 123.472.63 TL’nin 12/11/2015 olay tarihinden itibaren (davalı …nin temerrüt tarihi olan 14/06/2016 tarihinden) işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 35.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile …’nden 12/11/2015 olay tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde, dosyaya ibraz edilen kaza anına ilişkin görüntülerin incelenmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, kendilerinin dahil olmadığı ceza yargılamasının aleyhe delil kabul edildiğini, manevi tazminat yönünden reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu, her ne kadar davanın taraflarından birinin sigorta şirketi olması sebebiyle dava bir ticari dava ise de, davanın konusu müvekkil şirket bakımından bir ticari iş niteliğinde bulunmadığından müvekkil aleyhine ticari faize hükmedilmesinin de hukuka uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında bulunmadığını belirterek, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat hesaplamalarında müvekkilin bütün aylık geliri toplamı yerine asgari ücretin esas alınmasının yerinde olmadığını, öte yandan aktif yaşam süresinde esas alınan 60 yaşın günümüz koşullarında yeterli olmayıp 65 yaşın esas alınması gerektiğini, ayrıca 2019 yılında asgari ücretin % 26’nın üzerinde artırılıp 2.020,00 TL’ye çıkarıldığını, rapora itirazlar gereğince müvekkilin asgari ücret dışındaki gelirleri ve karar tarihindeki asgari ücret dikkate alınarak yeniden hesaplama yapılması gerektiğini, manevi tazminat miktarının düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesabında zarar görenin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Davacının fiilen çalışması halinde bilinen dönem gelirinde fiilen elde ettiği gerçek gelir nazara alınmalı, rapor tarihinden sonraki bilinmeyen aktif dönem zararı ise rapor tarihindeki bilinen en son geliri nazara alınarak hesaplanmalıdır. Diğer yandan zarar görenin memur olması halinde geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam edeceğinden, bu dönemdeki zararı, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeleri kadar olacağından, davacı ancak gelirinde meydana gelen azalma nedeniyle oluşan zararını talep edebilir. Ayrıca, davacı “memur” olup, emeklilik yaşı 65’dir. Bu nedenle davacı için 65 yaşa kadarki dönem aktif, 65 yaş sonrası dönem ise pasif (emeklilik) dönemidir. Davacıya ait tüm bordrolar getirtilmeli ve emekli olup olmadığı araştırılmalıdır. Diğer taraftan, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi; TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak (taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) hak sahiplerin bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmış ise de, progresif rant yöntemi yerine 1.8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
Bu gerekçeler ile davacı vekili ve davalı … Sigorta Şirketi’nin istinaf isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen şekilde deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi bakımından, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacı vekili ve davalı … Sigorta AŞ vekillerinin sair, davalı …Ş. tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 19/07/2019 tarih, ve 2017/438 Esas, 2019/590 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekillerinin sair, davalı …Ş. vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde taraflara iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.