Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/182 E. 2022/1477 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/182 – 2022/1477
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/182
KARAR NO : 2022/1477

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : 2015/1558 Esas 2019/213 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 03/03/2014 tarihinde davalı … …’ın sürücüsü olduğu, davalı … …’a ait ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, yaya yolundan karşıya geçmekte olan müvekkili … … çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve ceza yargılamasında mahkum olduğunu, meydana gelen yaralanma nedeniyle hem müvekkili …’ün hem de eşi ve çocuğu olan diğer müvekkillerinin zor zamanlar geçirdiğini, müvekkillerinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkilleri adına 100,00-TL maddi tazminat ve müvekkili … … için 80.000,00-TL manevi tazminatın, müvekkili … için 20.000,00-TL manevi tazminatın, müvekkili … için 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan faizi ile tahsili ile davacılara verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili ikinci cevap dilekçesinde maddi tazminat talebini kuruşlandırarak, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak … için 70,00-TL, … için 20,00-TL, … için 10,00-TL talep ettiklerini belirtmiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesinde; … için maddi tazminat taleplerini 20.298,28-TL olarak artırdıklarını belirterek davalı yandan tahsilini istemiştir.
Davalı … … ve … … vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız olduğunu, müvekkili hakkında Ceza Mahkemesi tarafından Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verildiğini, bu nedenle kesinleşen bir mahkumiyetin olmadığını, ayrıca ceza dosyasında alınan raporda müvekkilli … …’ın tali kusurlu olduğunun belirtildiğinin açıkça görüldüğünü, davacının kendisinin kusurlu olması nedeniyle tazminat talebinin haksız olduğunu, ayrıca … haricindeki davacıların taleplerinin de haksız olduğunu, talep edilen miktarların da sebepsiz zenginleşmeye yol açacak miktarda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, manevi tazminatın sigorta teminatı kapsamında olmadığından sorumluluğu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazası nedeniyle, 6098 sayılı TBK’nun 54. maddesi gereğince geçici ve sürekli iş göremezlik zararından oluşan maddi tazminat ile 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 03/03/2014 günü davalı … …’ın sevk ve idaresi altındaki diğer davalıların maliki ve ZMMS sigortacısı olduğu araç ile olay yerine geldiği, bu sırada davacı … …’nın yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçmekte olduğu, davalı … …’ın davalı … … çarpması nedeniyle yaralamalı davaya konu trafik kazasının meydana geldiğinin anlaşıldığı, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusura ilişkin rapora göre kazanın meydana gelmesinde davacı … …’nın KTK’nın 68/1-c maddesindeki “Yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.” hükmünü ihlal ettiği, yeşil ışıktan geçerek gelen davalı … …’ın kullandığı araca ve yayalar için yanan kırmızı ışığa rağmen kontrolsüzce yola girdiği ilk geçiş hakkını davalının kullandığı araca bırakmadığı dikkatsizliği ve tedbirsizliği nedeniyle kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu, davalı … …’ın ise KTK’nın 52/1-a maddesindeki “Kavşaklara yaklaşırken, …. hızlarını azaltmak,” hükmünü ihlal ettiği hızını kontrollü bir şekilde yavaşlatmayarak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde kazanın oluşumunda %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacılar vekilinin rapora karşı itirazları nedeniyle aldırılan ek rapordaki ihtimalli olarak yer alan 2. hal olarak belirtilen davalı … …’ın istikametine kırmızı ışık yanması ihtimaline göre düzenlenen kusur oranına ise bu ihtimalin yalnızca davacı tanığı … … beyanlarına dayalı olarak tespit edilmiş olması, ancak davacı tanığı … … Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/260 Esas – 2015/9 Karar sayılı davası kapsamında dinlenmemiş olması, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/10232 soruşturma sayılı dosyasında da yer almaması, kazanın üstünden uzunca bir zaman geçtikten sonra yalnızca iş bu dava dosyası kapsamında tanık olduğunun bildirilmiş olması ve bu tanığın beyanlarını destekleyici başkaca bir delilin de dosya kapsamında yer almaması nedeniyle tanık … … beyanlarına itibar edilmediği, yalnızca bu tanık beyanları üzerinden düzenlenen ek rapordaki 2. hal olarak yer alan ihtimaldeki kusur oranına da bu nedenle itibar edilmediği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 02/10/2017 tarihli raporunda davacı … …’nın 6 ay süreyle mutat işinden gücünden kaldığı ve vücut genel çalışma gücünden %3 oranında kaybettiğinin anlaşıldığı, bu nedenle davalıların davacının zararlarından sorumlu olduğu, mahkemece aldırılan 10/09/2018 tarihli aktüerya bilirkişinin davacı … …’nın 1.292,64-TL geçici iş göremezlik zararı ile 3.806,93-TL sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı olmak üzere toplam 5.099,57-TL maddi tazminat zararının hesaplandığı, raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacı …’ün hesaplanan miktarda maddi tazminat talebinde haklı olduğu; davalılar … … ve … … vekili ıslah dilekçesinde karşı 24/12/2018 tarihinde zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de KTK’nın 109. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı için zararı öğrenmesi gerektiğinin şart olması, zarara ilişkin olarak mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 02/10/2017 tarihli raporu ile zararının öğrenildiği kabul edildiğinde ıslah tarihi olan 13/12/2018 tarihine kadar kısmi dava olarak açılan dava dosyasının ıslah edilen kısım üzerinden 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmemiş olması nedeniyle bu yöndeki itiraza itibar edilmediği, davacılar vekili 21/12/2015 tarihli cevaba cevap dilekçesi ve 26/05/2016 talep açıklama dilekçesi ile davacı … … için 20,00-TL üzerinden ve davacı … … için 10,00-TL üzerinden maddi tazminat davası açtıklarını belirttiği, davacılar … … ve … …’nın 03/03/2014 tarihli trafik kazasında yer almamaları nedeniyle TBK’nın 54. maddesinde sayılan zararlarını oluşmadığı ve bu madde uyarınca bir talepte bulanamayacakları bu nedenle … ve …’nın maddi tazminat taleplerinin haksız olduğu, davacıların meydana gelen kaza nedeniyle manevi tazminat da talep ettikleri, davacılar vekili dava dilekçesinde her ne kadar davalı … Sigorta A.Ş. yönünden de manevi tazminat talebini diğer davalılar ile birlikte istemiş ise de 21/12/2015 tarihli cevaba cevap dilekçesinde davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat taleplerinin bulunmadığını açıkça bildirmiş olması nedeniyle HMK’nın 141. maddesi de göz önüne alınarak davalı … Sigorta A.Ş. yönünden herhangi bir manevi tazminat talebinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, davacılar … …, … … ve … …’nın manevi tazminat talebi yönünden ise; davacı … …’nın davaya konu trafik kazasında yaralanması suretiyle uğradıkları manevi zarar nedeni ile, manevi tazminat talep edebilecekleri, davacı … … için 4.000,00-TL, davacı … … için 1.000,00-TL ve davacı … … için 500,00-TL miktarlarındaki manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu, gerekçesi ile “Davacı … …’nın davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 1.292,64-TL geçici iş göremezlik zararı ile 3.806,93-TL sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararından oluşan toplam 5.099,57-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı ve sorumlu olması koşuluyla, 100,00-TL’lik bölümü için iş bu dava tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, ıslah ile arttırılan 4.999,57-TL’lik bölümü için de ıslah tarihi olan 13/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … … verilmesine, davacı … …’nın fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine; davacılar … … ve … …’nın tüm davalılar hakkındaki maddi tazminat talep ve davalarının ayrı ayrı reddine; davacılar … …, … … ve … …’nın davalılar … … ve … … hakkındaki manevi tazminatı davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … … için 4.000,00-TL, davacı … … için 1.000,00-TL ve davacı … … için 500,00-TL miktarlarındaki manevi tazminatın dava tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen davacılar … …, … … ve … … ayrı ayrı verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,” karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan kusur oranını kabul etmediklerini, oluşa uygun olmadığını, mahkemece alınan kusur raporuna hem müvekkillerinin hem de bir kısım davalılar vekilinin itirazı üzerine Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden ek rapor alındığını, 14/06/2018 tarihli ek raporda alternatifli olarak kusur tespiti yapıldığını, rapor sonrasında aktüer bilirkişisinden alınan 10/09/2019 tarihli raporda da, kusur raporundaki alternatif duruma göre, birinci ihtimalde müvekkilinin maddi zararının 5.099,57-TL, ikinci ihtimalde ise 20.398,28-TL olarak hesaplandığını, mahkemece birinci ihtimale göre yapılan hesaplamaya göre karar verildiğini, kazanın ikinci ihtimalde belirtilen şekilde gerçekleştiği halde mahkemece belirlenen kusur oranına, tanık beyanlarına ve dosya kapsamındaki diğer delillere itibar edilmediğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ceza dosyasında davacı tanığı dinlenmediğinden şüphe duyulması nedeniyle, tanığın cep telefonu sinyalinin kaza anında olay mahallinde olup olmadığının araştırılmasının talep edilmesine rağmen bu konuda her hangi bir işlem yapılmamasının görmezden gelinmesinin haksız olduğunu, ayrıca … … ve … … hakkındaki tazminat talepleri yönünden ise ıslah dilekçesi ile tazminat taleplerini yeniden düzenledikleri ve maddi tazminat talepleri olmadığını belirtmelerine rağmen bu konuda karar verilmiş olmasının da usule aykırı olduğunu bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiğini, müvekkillerinin manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının da haksız olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin vücudunda meydana gelen tahribat sonucu hayat kalitesinin bir yıl boyunca düştüğünü, tuvalet ihtiyacında dahi başkasının yardımına muhtaç kaldığını, diğer müvekkilleri … ve …’nın da kişisel hayatlarındaki vazifelerine yerine getiremediklerini, buna rağmen manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmesinin haksız olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
1-Davacı vekili, istinaf dilekçesinde kusurun dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş, kazanın yaya olan müvekkilinin yeşil ışıkta yaya geçinden geçtiği sırada meydana geldiğini, mahkemece dinlenen tanık … … ifadesi ile de yeşil ışıkta geçtiğinin kanıtlandığı halde, mahkemece tanık beyanına itibar edilmemesinin hatalı oluğunu ileri sürmüştür.
Tanık beyanı, hukuk yargılamasında takdiri delil olup, niteliği itibariyle de zayıf bir delildir. Hakim tanık delillini diğer deliller ile birlikte değerlendirerek, serbestçe takdir eder.
Somut olayda, tanık … … mahkemede alınan beyanında; ” Ben davacı ve davalı tarafları tanımam. Davaya konu kazayı gördüm. Sivas caddesinde bulunan Yıldızevlerdeki ki tramvay durağının karşısında yaya olarak bekliyordum. İsmini sonradan öğrendiğim … …’da benim gibi kaldırımda bekliyordu. Yayalara yeşil ışık yanması üzerine tramvay durağına geçmek için yola indim . Bu esnada araç gelerek davacıya çarptı. Çarpan aracın hızını tam olarak bilemiyorum. Aradan 3 sene de geçtiği için şuan hızına ilişkin birşey söyleyemem. ” şeklinde beyanda bulunduğu, olayın üzerinden 3 yıl geçtikten sonra alındığı, genel bir açıklama mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, tanık olarak davada dinlenen ve davacı ile komşu olduğunu beyan eden bir kısım tanıklar ile aynı binada, davacı ile yakın adreste oturmasına rağmen, kendisinden önce dinlenen tanıkların aksine davacıyı tanımadığı ileri sürmüş olması hayatın olağan akışına uygun olmadığı görülmüştür.
Davacı ceza davasındaki olaya ilişkin ifadesinde; “Yıldızevler tramvay durağı ışıklarda yaya geçidinde idim. Işık bana yeşil yanıyordu. Sağıma baktım araçlar geliyordu. Kurtarırım dedim. Yaya geçidini kullanarak karşıya geçmeye başladım, yolu bitirmiş karşıya ulaşmak üzere idim. En sol şeritte ismini ifade verirken öğrendiğim… plakalı araç çarptı” şeklinde beyanda bulunduğu, olaya ilişkin beyanlarının, tanık … … ifadesi ile çeliştiği görülmüştür.
Davalı … … ceza yargılamasındaki ifadesinde; “Tramvay durağı ışıklarına yaklaştığım sırada, ışıklar bana yeşil yanıyordu. Ben en sol şeritte seyir halinde idim. Benim sağımda iki şeritten trafik akımı devam ediyordu. Işıklarda bulunan yaya geçidini geçmek üzere iken aniden, önümde ismini ifade verirken öğrendiğim, … Bıyık çıktı, yaya şahıs benim bulunduğum şeride nasıl geldi görmedim. Çünkü ben seyir halinde iken sağ tarafta bulunan araçlarda vardı. Bu şahıs muhtemelen araçların önünden geçerek önüme çıktı. Ben kaza esnasında frene bastım, fakat mesafe yakın olduğu için durmadım.” şeklinde; yine davalı … …’ın da tanık olarak ifadesinde “03/03/2014 günü saat: 12.00 sıralarında eşim … … sevk ve idaresindeki… plaka sayılı oto ile, doğu grajı istikametinden Sivas Bulvarını takiben şehir merkezi istikametine seyir halinde idik, Yıldızevler Mah. Yıldızevler Tramvay istasyonu önü ışıklara yakalaştığımızda önümüze ismi ifade verirken öğrendiğim, … … çıktı, eşim frene bastı ama mesafe yakın olduğu için duramadı, biz kaza esnasında en sol şeritte idik, sağımızda başka araçlarda seyir halinde idi, bu şahıs bize göre yolun sağından bizim bulunduğumuz alana nasıl ve ne şekilde geçtiğini tam olarak görmedim. Kaza anında ben aracın ön koltuğunda idim. ” şeklinde kazanın oluş şeklini beyan ettiği görülmüştür.
Her ne kadar, davacı vekili, davalı araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçerek müvekkiline çarptığının tanık …’nın beyanları ile kanıtlandığını, buna göre kusurun tespit edilmesi gerektiğini ileri sürümüş ise de; tanığın beyanlarının genel mahiyette olmasına, tanımadığını iddia etmesinin aksine diğer tanık beyanları ve adresleri nazara alındığında davacıyı tanıyabilecek konumda olmasına, soruşturma ve ceza yargılamasında tanıklığına yönelik bir tespitin bulunmamasına, davacının ceza yargılamasındaki olayın oluşuna ilişkin beyanı ile davalıların beyanları değerlendirildiğinde, tanık …’nın beyanın ve davacının iddiasının, davalı aracın ışık ihlali yaparak davacıya çarptığını kanıtlamaya yeterli olmamasına göre, alınan kusur raporunun ve mahkemenin kusura ilişkin kabulünün uygun bulmasına göre davacı vekilinin kusur tespitine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacılar vekili, dava dilekçesinde davacılar … ve … için talep ettikleri maddi tazminatı ıslah ettiklerini ve ıslah ile bu davacılar yönünden maddi tazminat talepleri olmadığını belirttikleri halde reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; Yargıtay yerleşik içtihatları ile ıslah ile talebin daraltılması veya talep vazgeçilmiş olması daraltılan veya vazgeçilen kısım yönünden feragat niteliğinde olup davacı dava dilekçesinde talep edilen tazminat kalemlerinden ıslah ile vazgeçtiğini ileri sürse dahi mahkemece bu kısım yönünden davadaki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinden sorumluluktan kurtulamayacağından, mahkemece dava dilekçesinde, davacılar … ve …’in maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
3-Davacılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf sebeplerine gelince; 6098 sayılı TBK’nın 56/1 maddesindeki “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü gereğince, haksız fiil nedeniyle cismani zarara uğrayan kişi haksız fiil sorumlularından manevi zararları için tazminat talep edebileceği gibi TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” Aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verildiğinden, ağır bedensel zararın meydana gelmiş olması halinde, yaralananın yakınları da manevi zararları için manevi tazminat talep edebilir.
Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira TMK’nın 4. maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Somut olayda, davacı … … meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığından bahisle manevi tazminat talep etmiş, diğer davacılar ise davacı …’ün eşi ve kızıdır. Kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %25 oranında, davacının ise %75 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının %3 oranında maluliyetinin meydana geldiği ve iyileşme süresinin 6 ayı bulacağı alınan raporlar ile tespit edilmiştir. Bu nedenle mahkemece, davacıların manevi tazminat talep edebileceklerini kabul etmesinde isabetsizlik yok ise de; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi itibariyle paranın satın alma gücü, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tali kusurlu olmasına rağmen kazanın meydana gelmesindeki etkisi, davacı …’ün maluliyet oranın ve iyileşme süresinin uzunluğu, maluliyetinin bundan sonraki yaşamasına etkisi ile elem ve ızdırabın ağırlığı dikkate alındığında, davacılar için yerel mahkemece takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarına ilişkin olarak ileri sürdüğü istinaf sebebi açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile dosya kapsamı itibariyle davacı … için 7.500,00-TL, … için 1.500,00-TL, … için 1.000,00-TL manevi tazminatın hakkaniyete daha uygun düşeceği sonucuna varılarak, davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Buna göre; davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile yukarıda 3 no’lu bentte yazılı nedenlerle istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, davanın esası hakkında yeniden karar verilerek, istinaf edilmeyen ve/veya istinaf edilmeyerek yerinde görülmeyen kısımlara yönelik kazanılmış haklar korunarak, manevi tazminata ilişkin olan kısım yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı … için 7.500,00-TL, … için 1.500,00-TL, … için 1.000,00-TL manevi tazminatın taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı … … ve … …’dan tahsili ile davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönlerde korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 28/02/2019 tarihli, 2015/1558 Esas 2019/213 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacı … …’nın davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 1.292,64-TL geçici iş göremezlik zararı ile 3.806,93-TL sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararından oluşan toplam 5.099,57-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı ve sorumlu olması koşuluyla, 100,00-TL’lik bölümü için iş bu dava tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, ıslah ile arttırılan 4.999,57-TL’lik bölümü için de ıslah tarihi olan 13/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … … verilmesine, davacı … …’nın fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine,
2-Davacılar … … ve … …’nın tüm davalılar hakkındaki maddi tazminat talep ve davalarının ayrı ayrı reddine,
3-Davacılar … …, … … ve … …’nın davalılar … … ve … … hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … … için 7.500,00-TL, davacı … … için 1.500,00-TL ve davacı … … için 1.000,00-TL miktarlarındaki manevi tazminatın dava tarihi olan 13/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … …, … … ve … … ayrı ayrı verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
4-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 348,35-TL harcın, davacılar tarafından peşin yatırılan 376,05-TL peşin harç ve 69,33-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 445,38-TL harçtan mahsubu, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 683,10-TL harçtan, peşin alınan 97,03-TL (maddi tazminata ilişkin harçtan mahsuptan sonra kalan bakiye) mahsup edildikten sonra kalan 586,07-TL’nin davalılar … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacılar tarafından peşin yatırılan 376,05-TL peşin harç ve 69,33-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 445,38-TL harcın, 348,35-TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 97,03-TL’sinin ise davalılar … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 10 adet müzekkere gideri 135,90-TL, 2 adet ATK posta ve çuval gideri 81,60-TL, 1 adet KEP reddiyatı 0,35-TL, 41 adet tebligat gideri 493,00-TL, 1 adet tanıklık ücreti 30,00-TL, 1 adet bilirkişi gideri 350,00-TL ve 2 adet ATK fatura gideri 879,00-TL olmak üzere toplam 1.997,55-TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 242,59-TL’sinin (davalı sigorta şirketi yönünden 77,02-TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan alınarak davacılara verilmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar … Sigorta A.Ş., … … ve … … tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran davacılara iadesine,
10-Davalılar … Sigorta A.Ş., … … ve … … tarafından mahkememiz veznesine yatırılan herhangi bir gider avansı bulunmadığından iadesi konusunda mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
11-Maddi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş. … … ve … …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … … verilmesine,
12-Maddi tazminat yönünden hesap edilen 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş. … … ve … …’a verilmesine,
13-Maddi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 20,00-TL’nin davacı … …’dan, 10,00-TL’nin davacı … …’dan ayrı ayrı alınarak davalılar … Sigorta A.Ş. … … ve … …’a verilmesine,
14-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden hesap edilen davacı … … için 5.100,00-TL, davacı … … için 1.500,00-TL ve davacı … … için de 1000,00-TL vekalet ücretlerinin davalılar … … ve … …’dan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine,
15-Davalılar … … ve … … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden hesap edilen 5.100,00-TL’nin davacı … …’dan, 1.500,00-TL’nin davacı … …’dan, 1.000,00-TL’nin davacı … …’dan ayrı ayrı vekalet ücreti alınarak davalılar … … ve … …’a verilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacılar tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 121,30-TL İstinaf Başvuru Harcı ve 77,20-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 198,50-TL’nin (sigorta şirketi hakkındaki istinaf sebepleri yerinde görülmemesine göre takdiren) 132,33-TL’sinin davalılar … … ve … …’dan alınarak davacıya verilmesine, Sigorta şirketine yönelik istinaf giderlerin davacılar üzerinde bırakılmasına,
lV-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.