Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1807 E. 2022/2447 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1807 – 2022/2447
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1807
KARAR NO : 2022/2447

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : 2018/709 Esas 2020/289 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı…Sigorta AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özete;22.01.2018 tarihinde davacılardan …’nin oğlu diğer davacıların kardeşi …’ın çalıştığı kafeden iş çıkışı işçi servisi olarak kullanılan davalılardan …’a ait, … Sigorta AŞ’ne Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi, … Sigorta AŞ.’ne kasko sigorta poliçesi ile sigortalı …’nın sevk ve idaresindeki …plakalı araçta yolcu konumunda iken … adına kayıtlı … Sigorta AŞ’ne Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında…’ın vefat ettiğini, davacılar … … ile … …’ın müteveffa ile aynı evi paylaştıklarını, müteveffanın davacılara her anlamda destek olduğunu, müteveffanın ölümü ile destekten yoksun kaldıklarını, ayrıca tüm davacıların manevi zarara uğradığını, davalı sigorta şirketlerin başvuru üzerine davalı…Sigorta AŞ .tarafından 56.0000,00-TL önerilmesine rağmen kabul etmediklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davacı anne … … için 1.000,00-TL, kardeş … … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile; … … için 50.000,00-TL, … … için 25.000,00-TL, … için 25.000,00-TL, … için 25.000,00-TL, … … için 25.000,00-TL, … için 25.000,00-TL, Dilek … için 25.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın, davalı sürücü ve araç malikleri açısından kaza tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren, … Sigorta A.Ş. ve…Sigorta A.Ş.’den maddi zarar açısından poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere ihbar tarihinden, … Sigorta A.Ş. açısından manevi tazminattan kasko poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 19/11/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile, 2.000,00-TL olan maddi tazminat talebini, 20.483,24-TL ye yükseltmiştir.
Davalı … ,dava konusu kazaya karışan şahsına ait …plakalı aracın … Sigorta A.Ş. tarafından genişletilmiş kasko teminatı, müteveffanın çalışmakta olduğu kendisine ait işyerinin … Sigorta A.Ş. tarafından işyeri sigorta poliçesi ile işyeri paket sigortası, şahsına ait …plakalı aracın…Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS teminatı altında olduğunu, maddi-manevi tazminat ve hukuki sorumlulukları teminat altına alan sigorta şirketlerinin de davaya dahil edilmesini istemiştir.
Davalı…Sigorta A.Ş. vekili , dava konusu kazaya karışan …plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile 27.06.2017/2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davacı anne …’nin başvurusu üzerine 11/06/2018 tarihinde 59.044,65-TL tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödeme ile tüm sorumluluğun yerine getirildiğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini; aksi halde, tazminat hesabı yapılması halinde ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmasını, yapılacak hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 faiz oranının esas alınmasını, müteveffanın kardeşi … …’ın destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binen müteveffanın oluşan kazada müterafik kusurlu olduğunu ve ayrıca hatır için taşındığını bu nedenle tazminata karar verilmesi halinde % 20 oranında hatır taşıması, % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılmış ise hesaplanacak tazminattan indirilmesini, dava tarihinden faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın davalı şirket nezdinde trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, müteveffanın annesinin talep edebileceği toplam zararının 13.253,00-TL olarak tespit edildiğini, ancak davacının bu miktarı kabul etmeyerek ödeme için imzalaması gereken evrakı imzalamayarak alacaklının temerrüdüne düştüğünü, davacı annenin destek zararının SGK tarafından karşılandığını bu konuda SGK tarafından aleyhlerine rücuu istemiyle dava açıldığını, davacıların desteğinin alkollü halde araç kullanan sürücünün aracına binmesinin yanında araç içerisinde emniyet kemeri olmadan yolculuk yaparak ölümüne en az sürücüler kadar sebebiyet verdiğinden en az % 50 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunu, davalı şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ.vekili , kazaya karışan …plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde kasko sigorta poliçesi ile 27.06.2017/2018 tarihleri arasında 100.000,00-TL limitle sigortalı olup, sorumluluklarının sigortalının kusuru ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle belirlenecek tazminattan %40 indirim yapılmasını, talep konusu manevi tazminatların fahiş olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava konusu kazada …plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan vefat eden … mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talepli olarak açılan ve mahkemenin 2018/432 esas sırasına kayden görülen dava dosyası kapsamında aldırılan 03/01/2019 tarihli kusur raporu ile 07/03/2019 tarihli ek raporun denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan …’in 03/01/2019 havale tarihli raporuna göre, …’nın kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde % 25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, kazaya karışan …plaka sayılı aracın, davalı…Sigorta A.Ş. nezdinde; 27/06/2017-27/06/2018 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, davalı sigorta şirketinin hasar dosyasından 11/05/2018 tarihli aktüerya raporunda; sigortalının kusur oranının %75 ve müteveffanın gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü ile yapılan değerlendirme sonucunda; davacı anne … … için hesaplanan 59.044,65-TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/06/2018 tarihinde ödendiği, davalı … Sigorta A.Ş. ve … sigorta AŞ. tarafından yapılmış ödeme bulunmadığı, SGK’nun 18/07/2019 tarihli yazısı ve eklerinden; kurum sigortalılardan iken iş kazası sonucu vefat eden müteveffanın hak sahibi annesi … …’a iş kazası ölüm geliri bağlandığı, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 32.238,62-TL olduğunun anlaşıldığı, denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’ın 14/11/2019 havale tarihli raporuna göre; her iki ZMSS sigorta poliçesinin de kaza tarihini kapsadığı ve ölen şahıs başına azami teminat limitinin ayrı ayrı 360.000,00-TL olduğu, … Sigorta Genişletilmiş Kasko Poliçesinin de kaza tarihini kapsadığı ve ihtiyari mali mesuliyet klozunun, manevi tazminat, maddi ve bedeni zararlar ayrımı yapılmaksızın azami 100.000,00-TL olduğu, rapor tanzim tarihi itibarıyla dosyada mevcut belgelerden davalı … Sigorta A.Ş.’nin 06/04/2018, davalı…Sigorta A.Ş.’nin 11/06/2018 ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise 09/10/2018 tarihinde temerrüdünün oluştuğu, müteveffa …’ın hak sahiplerinden ZMMS genel şartları ve eki düzenlemelere göre yapılan değerlendirme sonucu; … …’ın 103.232,41-TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle oluşan maddi zararının bulunduğu tespit edilmekle birlikte TBK’nun 55. maddesi uyarınca SGK ile davalı…Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemelerin tenzili ile bakiye; 20.483,24-TL tutarında karşılanmamış gerçek zararının bulunduğu, müteveffa hayatta iken davacı kardeş … …’a fiili ve düzenli şekilde destek olduğunun ispat edilememesi nedeniyle bu davacı yönünden destekten yoksun kalma tazminatının şartlarının oluşmadığı anlaşılmış olup, somut olayda; bilirkişi raporları incelendiğinde, davacı …’nin desteği olan …’ın emniyet kemerinin takılı olmadığı ve kaza anında araçtan dışarı fırladığı, yolcu …’ın kendi ölümü olayında alt düzeyde tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu durum karşısında destek …’ın emniyet kemerinin takılı olmadığı ve araçtan fırlama durumu dikkate alındığında, emniyet kemerinin takılmamış olmasının mütefarik kusur teşkil edeceği gözetilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığının yerleşik uygulaması gereğince hesaplanan tazminatından % 20 oranında indirim yapıldığında, davacı … … için 16.386,509-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkının bulunduğu, davalılar … ve …’nın sürücü olmaları nedeniyle, davalılar … ve …’ın kazaya karışan araçların işleteni olmaları nedeniyle, davalılar … Sigorta A.Ş. ve…Sigorta A.Ş.’nin kazaya karışan araçların Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçelerini düzenlemeleri nedeniyle maddi tazminattan sorumlu bulundukları kabul edilerek davacı … …’ın maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, hüküm altına alınan miktara davalılar …, …, … ve … yönünden olay tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A,Ş. yönünden dava tarihi olan 06/04/2018 tarihinden, diğer davalı…Sigorta A.Ş. yönünden ise temerrüt tarihi olan 11/06/2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, (davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğunun teminat limiti ile sınırlı tutulmasına), reddedilen kısım mahkemece takdiren indirildiğinden reddedilen maddi tazminat kısmı yönünden davalılar yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, davacı … …’ın maddi tazminat talebinin ise reddine karar vermek gerektiği, davacıların manevi tazminat talebinde yönünden yukarıda açıklandığı biçimde, davalılar … ve …’nın kusurlu eylemleri sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacı … …’ın oğlu, diğer davacıların kardeşi olan müteveffa …’ın ölümü neticesinde, davacılarda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeni ile ruh sağlıklarındaki bozulma ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müteveffa …’ın müterafik kusuru, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/06/1966 tarih, 1996/70 sayılı içtihadı ile belirlenen manevi tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilkeler ve Hukuk Genel Kurulunun 26/06/2004 tarihli ve 2004/370 karar sayılı içtihadı ile belirlediği caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu davacıların uğradığı manevi zararın giderimi amacı ile paranın satın alma gücü itibari ile belirlediği bir meblağın davalılardan (davalı sigorta şirketleri hariç olmak üzere) alınarak, davacılara verilmesi sureti ile zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmama, davalıları ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek hedeflenerek günün ekonomik koşullarına göre takdiren davacı … … için 15.000,00-TL, davacı … … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve davacı… … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 75.000,00-TL manevi tazminatının davalılar …, …, … ve … bakımından haksız fiil tarihi olan 22/01/2018 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. bakımından ise temerrüt tarihi olan 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, …, … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmesi gerektiği kanısıyla davacı … …’ın maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 16.386,59-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan (davalı … Sigorta AŞ hariç) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalılar …, …, … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta AŞ yönünden temerrüt tarihi olan 06/04/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı…Sigorta AŞ yönünden ise temerrüt tarihi olan 11/06/2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, (davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğunun poliçe teminat limitleriyle sınırlı tutulmasına), fazlaya ilişkin destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine,davacı … …’ın maddi tazminat talebinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne; Davacı … … için 15.000,00-TL, davacı … … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve davacı… … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 75.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, …, … ve … bakımından haksız fiil tarihi olan 22/01/2018 tarihinden, davalı … Sigorta AŞ bakımından ise 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limitiyle sınırlı tutulmasına,) fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalı…Sigorta AŞ.vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacıların murisi …’ın çalıştığı kafeden iş çıkışı …’nın sevk ve idaresindeki …plakalı araçta yolcu konumunda iken …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, davacı annenin evladını hiç kusuru olmadığı halde kaybettiğini, aynı şekilde … …’ın da destek gördüğü, babasının sekiz yıl önce ölmesinden sonra destekleyicisi abisinden bir daha destek göremediği gibi, okulunu bırakıp çalışmaya başlamak zorunda kaldığını, aynı şekilde diğer davacıların da kardeşlerini bir daha göremeyeceklerini, desteğin alkollü sürücülerin aşırı hızı yüzünden hayatını kaybettiğini kazanın bilinçli taksir olduğunu dolasıyla davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük ve yetersiz olduğunu ,
Davacı … …’ın, müteveffa …’ın küçük kardeşi olup kazadan sonra okulunu bırakmak, evin geçimini sağlamak yükümlülüğü altına girdiğini, evin geçimini sağlayan …’ın kardeşi …’a maddi destek olmadığının hangi gerekçeye dayanarak tespit edildiğinin karar gerekçesinde açıklanmadığını, …’ın tek desteğinin kazada hayatını kaybeden ağabey’i … olduğunu, okula giderken ufak bir harçlık, bazı hafta sonları birlikte çarşıya gittiklerinde kıyafetlerini alması gibi olaylara bakıldığında babaları … …’ı 11.08.2010 tarihinde ölümünden itibaren … için birlikte yaşadığı…’ın bir babanın evladına vermesi gereken desteği kardeşine verdiğini, …, … ve …’ın birlikte yaşadığını, müteveffanın kardeşine ve annesine, fiili ve parasal desteği verdiğini bu nedenle davalı … yararına destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesi gerekirken reddinin yasaya aykırı olduğu gibi bu konudaki bilirkişi raporuna itirazlarının da değerlendirilmemesinin yasaya aykırı olduğunu
Islah dilekçesi ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacı … için 20.483,24-TL’ye artırdıkları destek tazminatına karar verilmesi gerekirken indirim sonucu takdiren 16.386,59-TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf estemini kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanı kabulüne kara verilemsini talep etmiştir.
Davalı…Sigorta AŞ.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: mahkemece eksik inceleme ve hükme elverişli olmayan hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak usul ve yasaya aykırı karar verildiğini,
Hükme esas alınan aktüer raporunun hatalı ve hesaplamanın fahiş olduğunu, tazminat hesabında yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmadığını, yapılmış olması halinde davacı annenin bakiye alacağının kalmadığının anlaşılacağını raporun bu yönden de kabul edilmeyeceğini,
TBK’nun 52. maddesi gereğince kimse kendi kusurundan yaralanamayacağından davacıların davasının reddi yerine kabulünün yasaya aykırı olduğunu, müteveffa kazaya kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olup, bu durumun poliçe teminatı dışında yer aldığını,
Müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması, bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olması halinde, bu kurum tarafından yapılan ödemelerin mahsubu gerekli olup bu yönde araştırma yapılmadığını,
Kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı şirketin ancak dava tarihinden yasal faizle sorumlu tutulması gerekirken ihbar tarihinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu,
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca, desteğini gelir durumunun davacı tarafından kanıtlanması gerektiği, hükme esas bilirkişi raporunda tek bir maaş bordro esas alınarak hesaplama yapıldığını, asgari ücret üzerindeki gelir ispatlanmadığından bilirkişi raporunun yasaya aykırı olduğunu,
Dava konusu kaza sırasında müteveffa sigortalı araçta yolcu olduğundan ve alkollü sürücünün aracına bindiğinden TBK’nun 51 ve 52 maddeleri gereğince hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bu yönde indirim yapılmamasının yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince davacılar vekili ile davalı…Sigorta AŞ. vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi; TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi gerekir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas, – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas, – 2021/34 Karar sayılı ilamı)
Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90.maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle hükme esas 14.11.2019 tarihli aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile davalılar lehine kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas gelir, işlemiş ve işleyecek devre, esas alınan asgari ücret yılı başta olmak üzere) davacının muhtemel ve beklenen yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrü esas alınarak, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan progresif rant tekniği uygulanmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesinde; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2021 tarih ve 2017/(17)4-3189 Esas, 2021/525 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, KTK’nın 111. maddesinde ibra ile ilgili bir özel düzenlemeye yer verilerek, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebileceği belirtilmiştir. Kanun’un bu hükmünden yararlanmak için ayrı bir iptal davası açılmasına ya da ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasının bulunması da yeterlidir. Zira anlaşmanın yapıldığı günden başlayarak belirtilen süre içinde bir davanın açılmış olması da, davacının bu anlaşma ile bağlı kalmak istemediğini göstermektedir. Nitekim, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da davadan önce yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmekte, davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde ödeme tarihi itibariyle davalı tarafça gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez rapor tarihindeki veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması, hesaplanan tazminattan davalı tarafça yapılan ödemelerin güncellenmiş değerinin mahsubu ile davacının talep edebileceği bakiye tazminatın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda eldeki davadan önce davacı anne … …’ın davalı…Sigorta AŞ’ne 26.03.2018 tarihinde tebliğ edilen başvurusu üzerine adı geçen sigorta şirketi tarafından davacı …’ye 11.06.2018 tarihinde 59.044,65-TL ödendiği, iş bu davanın 19.10.2018 tarihinde açıldığı, hükme esas 14.11.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda SGK tarafından yapılan ödemenin peşin sermeye değerinin yarısının ve 11.06.2018 ödeme tarihinden 14.11.2019 rapor tarihine kadar sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi ve mahsubu sonucu davacı anne … için 20.483,24 bakiye destek tazminatının olduğu belirlenmiş, mahkemece de bu meblağdan desteğin emniyet kemerinin takılı olmaması ve araçtan fırlaması nedeniyle müterafik kusuru olduğu gerekçesiyle %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle 16.386,59-TL hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan 14.11.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda davacı anne yönünden, davalı sigorta şirketince dava tarihinden önce yapılan ödemenin yeterli olup olmadığına dair ödeme tarihindeki (11.06.2018) verilere göre tazminat hesaplaması yapılmadan, doğrudan rapor tarihindeki verilere göre tazminat hesaplanıp, ödenen tazminatın güncellenmiş değeri mahsup edilerek tazminat hesaplanmış ve bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Oysa aktüer bilirkişi tarafından davalı…Sigorta AŞ. tarafından yapılan ödeme tarihindeki (11.06.2018) verilere göre davacı anne için ödenen tazminatın yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılması halinde hükme esas alınan 14.11.2019 tarihli rapordaki veriler dikkate alınarak, bilinen dönem 31.12.2019 tarihinde sonlandırılmak suretiyle hesaplama yapılması, desteğin müterafik kusuru oranında indirim yapılması, SGK tarafından yapılan ödemenin peşin sermaye değerinin yarısı, davalı…Sigorta AŞ. şirketi tarafından yapılan ödemenin yasal faiziyle güncellenip, tazminat hesabından tenzili suretiyle tazminatın hesaplanması gerekirken (bu hususlarda önceki aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak) eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 mad) maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 51. Maddesine (BK 43. mad.) göre hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak tazminatı belirleyecektir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. İlgili kanun maddeleri incelendiğinde yapılan ödemeler tazminatı belirlemede bir indirim nedeni olarak gösterilmediği gibi, Yargıtay uygulamaları ile artık yerleşik hale geldiği üzere borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır.
Somut olayda; davadan önce davacı anneye davalı…Sigorta AŞ tarafından ödeme yapılmıştır. Hükme esas 14.11.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, davacı annenin destekten yoksun kalma tazminatı SGK tarafından yapılan ödeme ile sigorta şirketi tarafından davadan önce ödenen miktar güncellenerek düşülmüş bulunan miktar üzerinden de mahkemece desteğin emniyet kemeri takılı olmadığı zararın artmasına etkenliği olduğu gerekçesi ile %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminata hükmedilmiştir. Ancak yukarıda izah edildiği üzere varılan sonuç hatalı olduğundan hesaplanan tazminattan önce müterafik kusur indirimi yapılmalı, daha sonra SGK tarafından yapılan ödeme ile davadan önceki ödemenin güncellenerek düşülmesi gerekmektedir.(Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 13.09.2022 Tarih 2021/14840 Esas, 2022/10137 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı…Sigorta AŞ.vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, usulü kazanılmış haklar da korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekili ile davalı…Sigorta AŞ.vekilinin sair istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı…Sigorta AŞ.vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 07.07.2020 tarih, 2018/709 Esas, 2020/ 289 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan 54,40-TL; davalı…Sigorta AŞ.tarafından yatırılan 280,84-TL istinaf karar harcının yatırdıkları oranda ve istek halinde kendilerine iadesine,
3-Davacılar ve davalı…Sigorta AŞ. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Davacılar ve davalı…Sigorta AŞ.tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın yatırdıkları oranda adı geçen davacılar ve davalı sigorta şirketine iadesine,
5-Ankara Batı İcra Dairesinin 2020/17452 Esasına yatırılan 33.000,00-TL Teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.