Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1803 E. 2023/137 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1803 – 2023/137
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1803
KARAR NO : 2023/137

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI : 2014/273 Esas 2019/1014 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 10/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı, dava dilekçesinde 11.04.2012 tarihinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan … Sigorta Aracılık İşlemlerine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı, …’a ait …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca …’e ait …’in sevk ve idaresindeki … Şti ‘ne kasko sigorta poliçesi, …’a zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu sağ kolunda pekçok kırık oluştuğunu, halen 11 adet vida bulunduğunu, kaza tarihinde özel bir şirkette hizmet sözleşmesi ile çalışırken 18.09.2020 tarihinde işten ayrıldığını, davalı … hakkındaki Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1144 Esas sayılı dosyasının devam ettiğini, yaşadığı kaza nedeniyle manevi olarak acı yaşadığını ve ruhsal durumunun bozulduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000,00-TL geçici işgöremezlik, 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 6.000,00-TL hastane, tedavi, kontrol, yol ve yemek bedeli olmak üzere toplam 8.000,00-TL maddi tazminat ile 25.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ileride zarar doğacağı ihtimali mahkemece dikkate alınarak kararın kesinleşmesinden itibaren iki yıl için tazminat hükmünü değiştirme yetkisinin saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiş; 19.12.2018 tarihli bedel arttım dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatını 1.154,99-TL’ye ,sürekli işgöremezlik tazminatını 150.002,35-TL’ye hastane ve tedavi giderlerini 18.443,66-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili; 11.04.2012 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu, sürücüsü … olan ve …’a ait … plakalı ticari taksiye diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafik kurallarına aykırı olarak çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, söz konusu kazada sürücü …’ün herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davalı …’in asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, kendisine ait kazaya karışan … plakalı aracın dava konusu kaza nedeniyle pert olduğunu, …’in kusursuz olduğunu, kazaya emniyet kemeri takmayan davacı taraf ile aşırı süratli olan davalı …’ın müterafik kusurlarının kazanın sonuçlarını ağırlaştırdığını, avukat olan davacının hastane, yol, kontrol giderlerinin Türkiye Barolar Birliği tarafından karşılanmasına rağmen davacının Baroya başvurmadığını, davacı tarafın çalışmadığı için maaşını alamadığı ve izinli olduğu günler için eksik aldığı maaşını kendi beyanlarında da değinildiği üzere, SGK’dan geçici iş göremezlik tazminatı olarak aldığını, davacı tarafın sürekli iş göremezlik tazminatı talep edebilmesi için varsa sakatlığının ve buna bağlı iş gücü kaybının tespiti gerektiğini, davacı tarafın manevi tazminat isteğinin son derece fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …; olay günü … plakalı araç ile otoparka girmek üzere yolu kontrol ettiğinde yolun boş olduğunu gördüğünü, sola dönüş işareti bulunan yoldan sola sinyal vererek otoparka girmek üzere döndüğünde … plakalı ticari aracın süratli gelerek kullandığı araca sağ arka kısımdan çarptığını, çarpmanın etkisiyle kullandığı aracın otoparka sürüklendiğini, kullandığı araca çarpan ticari araç sürücüsünün şehir içi hız limitini ihlal ettiğini ve hızını kesmediğinden aracına çarptığını, ticari araçta ön koltukta oturduğu halde emniyet kemerini takmayan davacı taraf ile aşırı süratli olan ticari araç sürücüsünün müterafık kusurlarının kazanın oluşumunu ve sonuçlarını ağırlaştırdığını, davacının geçici işgöremezlik alacağının SGK’ca ödendiğini, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı için sakatlığının ve buna bağlı iş gücü kaybının tespiti gerektiğini, manevi tazminat isteğinin son derece fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekili; davacı tarafın dilekçesinde belirttiği … plakalı araca ilişkin davalı şirket nezdinde herhangi bir poliçenin tespit edilemediğini, bu sebeple dosyada herhangi bir sorumlulukları olmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, kusur oranının tespiti ile davacının maluliyetinin tespiti bakımından ATK’dan rapor alınmasını, geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinden SGK’nun sorumlu olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, dava tarihine kadar davalı şirkete yapılmış bir ihbar bulunmadığından dava tarihi itibarıyla yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Şti.temsilcisi…, … Sigorta şirketine husumet yöneltilmesi gerekirken kendilerine husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … A.Ş. ….Şti. yetkilisi …, acente olarak husumet ehliyetleri bulunmadığını, davanın … A.Ş.’ne yönetilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
… Sigorta Şirketi vekili, davalılardan …’a ait … plakalı aracın artan mali sorumluluk sigorta poliçesi ile 31.05.2010 – 31.05.2011 tarihleri arasında, davalı … ait … plakalı aracın birleşik kasko sigorta poliçesi ile 27.08.2011 – 27.08.2012 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sıralı sorumluluk gereği ZMMS poliçesinin üstünde kalan miktar için geçerli olduğunu, dava öncesi yapılmış başvuru bulunmadığından faizle sorumlu olmadıklarını, kusur belirlendikten sonra poliçe teminatı limitinde kalan kısma itirazları olmadığını, tedavi giderlerinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
… A.Ş. vekili, dava dilekçesi ve tensip zaptında davalı olarak … Sigorta Aracılık Hizm. ünvanının yer aldığını, dava dilekçesinin … A.Ş.’nin Ankara Bölge Müdürlüğüne tebliğ edildiğini, taraf sıfatları bulunmadığından aleyhlerine hüküm kurulamayacağını, tebligatın hataen mi yoksa unvandaki hata nedeniyle mi yapıldığını açıklanmasını, aleyhlerine açılmış dava yok ise de İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kazaya karışan … plakalaı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olup sorumluluklarının gerçek zarar ve sürücünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacı tarafından davadan önce başvuru yapılmadığını, temerrüte düşmediklerini, kusur ve maluliyet yönünden rapor alınarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın davalı …’a ait, davalı … yönetiminde olduğu, aracın … A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi (poliçe no: 17715053 başlangıç-bitiş tarihi 14/04/2011-14/04/2012), … Sigorta Şirketi tarafından Artan Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile (poliçe no: 189923110 başlangıç-bitiş tarihi 31/05/2010 – 31/05/2011), kazaya karışan … plakalı aracın … mülkiyetinde olup, kaza esnasında … tarafından kullanıldığı, aracın … Sigorta Şirketi tarafından Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi (poliçe no: … başlangıç-bitiş tarihi 27/08/2011 – 27/08/2012 ), … tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (poliçe no: 200200010211863 başlangıç – bitiş tarihi 05/05/2011 – 05/05/2012) ile sigortalı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın 11/04/2012 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davadaki tarafların kusur durumu, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik, hastane masrafı, tedavi ve yol giderleri ve manevi tazminat talebi hakkının olup olmadığı, var ise miktarı noktasında toplandığı, deliller toplandıktan sonra davacının maluliyet oranının tespiti için Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 11/05/2015 tarihli raporda davacının vücut çalışma gücünden %9,3 oranında kaybettiği, 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının belirtildiği, dosyanın Ankara ATK Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, 08/01/2017 tarihli ATK raporuna göre; davalı sürücü …’in %75 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın %15 kusurlu olduğu, davacı … …’ın %10 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan 24/05/2018 tarihli rapora göre, kazaya karışan … plaka sayılı araca ait ZMMS poliçesinin kaza tarihini kapsadığı ve sakatlanma halinde şahıs başına azami teminat limitinin 225.000,00-TL’sı olduğu, kazaya karışan araçlara ait, diğer davalı sigorta şirketleri nezdindeki sigorta poliçelerinin iş bu rapor tanzim tarihi itibarıyla dosyada mevcut olmadığı, davalı sigorta şirketlerinin 10.04.2013 dava tarihinde temerrüdünün oluştuğu, davacı … …’ın, trafik kazası sonucu uğradığı, geçici is göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 7.584,48-TL, sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının ise 135.002,11-TL olduğu tespit edilmekle birlikte, TBK 55. madde uyarınca, dava dışı işverenlikçe yapılan ücret ödemeleri ile SGK tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin, davacı açısından hesaplanan geçici iş göremezlik zararından tenzil edilmesiyle, bakiye; geçici is göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının, 595,74-TL, sürekli is göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının, 135.002,11-TL olduğunun belirlendiği, hastane masraflarının tespiti için alınan 23/11/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; … …’ın 12/04/2012 tarihinde geçirdiği trafik kazası ve onunla ilişkili süreçte gördüğü tedaviler sonucunda dava dosyası içerisinde belgelenmemiş ve Yargıtay’ın verdiği kararlar dikkate alınarak yapmış olabileceği giderlerin 2012 yılı itibari ile 13.561,00-TL olduğunun rapor edildiği, davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiye dosyanın tevdi edildiği, söz konusu 02/05/2019 tarihli ek bilirkişi raporuna göre; davacı vekilinin 19/12/2018 tarihli alacağın ıslah yoluyla arttırılması talebi dilekçesinde yer alan SGK tarafından karşılanmamış olarak tanımlanan 2012 fiyatları ile 4.480,00-TL olduğunun rapor edildiği, mahkemece usul ve yasaya uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporunun denetime elverişli olması nedeni ile kabul edildiği, davacı vekili tarafından ıslah dilekçesinin sunulduğu, harcının yatırıldığı, mahkemece yapılan yargılamada; davalılar … … Ltd. Şti. ve … Aracılık İşlemleri yönünden açılan davada; davalıların acente olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 102 ve devamı maddelerinde acentelik müessesesinin düzenlendiği, 105/2. maddesinde acentenin müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabileceğinin düzenlendiği, acentenin müvekkili adına sözleşme yapma ve TTK’nın 102. vd. maddelerinde belirtildiği gibi müvekkili adına işlem yapmakla yetkili olup, müvekkili adına borçtan doğrudan sorumlu olmadığı, TTK.nın 105/2. maddesi hükmüne göre, acentenin aracılıkta bulunduğu veya akdettiği sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklardan dolayı acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağı, icra takibi yapılamayacağı, asaleten husumet yöneltilemeyeceği, olması gerekenin, acentenin müvekkiline karşı husumetin yöneltilmesi olduğu, her ne kadar davacı vekili 20/11/2019 tarihli celsede davalı sigorta şirketinin ve adres bilgileri maddi hatadan kaynaklandığını, 07/08/2019 tarihli beyan dilekçesini tekrar ettiğini beyan etmiş ise de, davacının 07/08/2019 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde … yazılmasının maddi hata olduğu, … Anonim Şirketi olması gerektiği, yine davalı …’ın sigortalısının … Sigorta Aracılık İşlemleri olarak dava dilekçesinde belirtildiği ve kendisine dava dilekçesinin tebliğ edildiği, 18/12/2013 tarihli yazı ile de sigorta şirketine izafeten acente aleyhine dava açıldığını belirttiğini, ancak yine beyan dilekçesi içeriğinde … Limited Şirketinin, … Şirketinin acentesi olduğunun kendilerince bilinmediğini, bu sebeple maddi hata kapsamında bu hususun da düzeltilmesi gerektiğini, … adının da … Sigorta Şirketi olarak değiştirilmesinin talep edildiği anlaşılmış ise de, mahkemece dava dilekçesi içeriği gözetilerek … yönünden yapılan hatanın maddi hata olduğu kabul edilerek düzeltildiği, ancak … … Ltd. Şti. ile … Sigorta Aracılık İşlemleri yönünden davanın açıkça aracı şirkete karşı açıldığı, bu hususu teyit eder davacının dosya içerisinde birden fazla beyanının bulunduğu, davanın açıkça acenteye karşı açıldığının beyan edilmesi karşısında söz konusu nitelemenin maddi hata olarak daha sonra beyan edilmesi karşısında HMK’nun 124. maddesi kapsamında yanılgıya dayalı olarak taraf değişikliği olarak kabul edilemeyeceği 124/1. maddesi kapsamında da talep edilmiş bir taraf değişikliği talebi bulunmadığından davalılar … … Ltd. Şti.ve … Aracılık İşlemleri yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, davalılar …, …, … ve … ve … yönünden yapılan yargılamada; 11/04/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanma sebebiyle vücut çalışma gücünden %9,3 oranında kaybettiği, 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığının bilirkişi raporu ile anlaşıldığı, olaya ilişkin aldırılan kusur raporları neticesinde çelişkileri gideren ATK raporunun hükme esas alındığı ancak davacı … …’a emniyet kemeri takmaması sebebiyle %10 kusur atfedilmesinin doğru görülmediği, mevcut durumun tekrar rapor alınmasını gerektirmeyecek düzeyde olduğundan ve davacının kemer takmadığının alınan tüm bilirkişi raporları ve dosyadaki bilgi ve belgelerle sabit olmakla söz konusu husus sebebiyle %20 müterafik kusur indirim uygulandığı, buna bağlı olarak davacıya yapılan ödemeler değerlendirildiğinde kaza tarihi dikkate alınarak PMF yaşam tablosuna göre hazırlanan bilirkişi raporu uyarınca geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 923,99-TL, (8.427,20-TL – 4.437,56-TL – 2.834,65-TL = 1.154,99-TL x %80 =923,99-TL) sürekli iş göremezlik nedeni ile oluşan maddi zararının 120.001,88-TL (150.002,35 x %80 = 120.001,88-TL) hastane tedavi ve yol giderinin 13.561,00-TL olduğunun anlaşıldığı, söz konusu zarardan her iki aracın da kazada kusuru bulunduğundan davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsü ve kusursuz sorumlu bulunan işleteni kazaya karışan diğer aracın sürücüsü ve kusursuz sorumlu bulunan maliki ile olay ve poliçe tarihi dikkate alındığında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta Poliçesi Genel Şartların uygulanamayacağı, bu sebeple kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesi kapsamında sorumluluğu bulunan … yönünden davanın kabulüne, davacının olay sebebiyle yaralandığı, yaralanmanın ağırlığı, şahsın kazadan önceki ekonomik durumu dikkate alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, …, … ve …’dan tahsiline davalı … yönünden ise, söz konusu tazminat türünün ZMMS kapsamında kalmadığından reddine karar vermek gerektiği belirtilerek; davalılar … … Ltd. Şti.ve … Aracılık İşlemleri yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, hastane tedavi giderleri yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile; 923,99-TL geçici iş göremezlik, 120.001,88-TL sürekli iş göremezlik, 13.561,00-TL hastane tedavi ve yol giderleri olmak üzere toplam 134.486,87-TL’nin davalılar …, …, … ve …’dan 11/04/2012 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 10/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden açılan davanın; … yönünden reddine, davalılar …, …, … ve … yönünden kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın 11/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikten davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı … … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş; davalı … … vekili tarafından süresi içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmadığından mahkemece 24.09.2020 tarihli ek karar ile HMK 344 maddesi gereğince istinaf talebinin reddine karar verilmiş ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapılmamıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının dava konusu kazadan sonra humerus şaft kırığı nedeniyle sekiz gün hastanede kaldığını, daha sonra …’nde 37 gün refakatçı gözetiminde 45 gün tedavi gördüğünü, hükme esas bilirkişi raporunda bu süre tazminatın hesabında dikkate alınmış olmasına rağmen Genelkurmay Başkanlığı Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezinde gördüğü 28 günlük fizik tedavi süresinin dikkate alınmadan hesaplama yapıldığını, dolasıyla tazminatın eksik hesaplandığını, gerek ceza dosyasında gerekse eldeki dosyada alınan kusur raporlarında davalı …’in asli davalı …’ün tali, davacının da emniyet kemerini takmadığı gerekçesiyle tali kusurlu bulunduğu belirlenmiş ise de davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olduğunu, kaldı ki aksinin kabulün de dahi meydana gelen zarar (humerus şaft kırığı) ile emniyet kemerinin takılı olup olmaması arasında uygun illiyet bağı bunulmadığını, illiyet bağı yönünden uzman bilirkişi raporu alınmadığını, hükme esas aktüer bilirkişi raporunda davacının %10 kusuru düşülerek hesaplama yapılmış olmasına rağmen mahkemece bilirkişi raporu ile belirlenen tazminattan %20 indirim yapılmasının, yine manevi tazminat miktarından %20 müterafik kusur gerekçesiyle indirim yapılmasının yasaya aykırı olduğunu,
Dava dilekçesinde … A.Ş. ve … Şirketi aleyhine dava açılmış olmasına rağmen anılan şirketler yönünden davanın reddinin yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinin … A.Ş.’nin acentesine tebliği üzerine acente tarafından dava dilekçesinin … A.Ş.’ne gönderildiğini, … A.Ş.’nin aleyhlerine açılan davadan haberdar olarak vekil vasıtasıyla davaya katıldıklarını savunma yaptıklarını, bilirkişi raporlarına karşı beyanda bulunduklarını, davacıya 13.049,00-TL üzerinden sulh olmayı teklif ettiklerini, davacı vekili olarak 05.07.2019 ve 08.07.2019 tarihli dilekçelerinde … A.Ş. yönünden dava dilekçesindeki acente adının maddi hataya dayalı olarak yazıldığını davalının adının … A.Ş. olarak düzeltilmesi gerektiğini belirtiklerini, dolasıyla … A.Ş.’nin davalı sıfatı bulunmasına rağmen hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddinin yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde …’nın davalı olarak gösterildiğini, mahkemenin ise adres olarak gösterilen acente şirketinin ismini davalının ismine ekleyerek davanın sigorta şirketi aleyhine değil acente aleyhine açıldığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, red kararının yasaya aykırı olduğunu, yargılama sırasında dava dilekçesinin tebliği üzerine davalı … Sigorta Şirketi vekilinin davanın aleyhlerine açıldığını kabul ederek kazaya karışan araçların poliçelerini sunarak savunma yaptığını, bilirkişi raporlarına karşı beyanda bulunduğunu, davacı vekili olarak sundukları 05.07.2019 ve 08.07.2019 tarihli dilekçelerinde … yönünden dava dilekçesindeki şirket adının maddi hataya dayalı olarak yazıldığını, davalının adının … Sigorta Şirketi olarak düzeltilmesi gerektiğini belirtiklerini, dolasıyla … Sigorta Şirketi’nin davalı sıfatı bulunmasına rağmen hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddinin yasaya aykırı olduğunu;
Davalı …’e ait … plakalı araç üzerine konulan ve daha sonra itiraz üzerine gerekçesiz olarak ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının yasaya aykırı olduğunu ,anılan araç üzerine yeniden ihtiyati tedbir kararı konulması gerektiğini,
Davalılar …, …ve … A.Ş. lehine hükmedilen vekalet ücretleri ile davaya ilişkin yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığını,
Dava dilekçesinde davacının ileride zararının doğacağı ihtimalinin mahkemece dikkate alınarak kararın kesinleşmesinden itibaren iki yıl için tazminat hükmünü değiştirme yetkisinin saklı tutulması talebinin mahkemece reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme karının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatı, tedavi gideri giderleri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ,dava konusu trafik kazası nedeniyle yaralandığını belirterek içinde yolcu olarak bulunduğu araç ile karşı aracın sürücüleri ,işletenleri ve sigorta şirketlerinden geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat talep etmiş olup; mahkemece davalılar … … Ltd. Şti.ve … Aracılık İşlemleri yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, hastane tedavi giderleri yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile; 923,99-TL geçici iş göremezlik, 120.001,88-TL sürekli iş göremezlik, 13.561,00-TL hastane tedavi ve yol giderleri olmak üzere toplam 134.486,87-TL’nin davalılar …, …, … ve …’dan 11/04/2012 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 10/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden açılan davanın; … yönünden reddine, davalılar …, …, … ve … yönünden kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın 11/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, davacının müterafik kusurunun bulunmadığını, tedavi giderlerinin eksik hesaplandığını, … Sigorta Şirketi ve … A.Ş. yönünden verilen red kararının yasaya aykırı olduğunu, yargılama giderleri ve davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı olduğunu, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmaması gerektiğini, mahkemece iki yıl için tazminat hükmünü değiştirme yetkisinin saklı tutulması gerektiğine yönelik istinaf sebepleri ileri sürmüştür.
HMK’nun 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu maddenin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamak yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacaktır ki, bu da yargılamaya hâkim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” (HMK m.30) ile bağdaşmaz.
Ancak, HMK 124. maddeye göre yapılan taraf değişikliği isteminin kabulü koşullara bağlanmış olup; “tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması, maddi hata niteliğinde bulunması ve dürüstlük kuralına aykırı olmaması” halinde, mahkeme tarafından, karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliği istemi kabul edilebilecektir.
Somut olayda davacı, 11.04.2012 tarihinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan … Sigorta Aracılık İşlemlerine Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı, …’a ait …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca …’e ait …’in sevk ve idaresindeki … Şti’ne kasko sigorta poliçesi, …’a zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu yaralandığını belirterek talepte bulunmuş; 05.07.2019 ve 08.07 2019 tarihli dilekçeleri ile sigorta şirketlerinin isimlerinin maddi hata sonucu yanlış yazıldığını HMK’nun 124. maddesi gereğince davalı sigorta şirketlerinin adlarının … A.Ş., … Sigorta Şirketi olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesindeki sigorta şirketlerine ait isim hatasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı, maddi hata niteliğinde ve dürüstlük kuralına aykırı olmaması, dava dilekçesinin … A.Ş. ve … Sigorta Şirketine tebliğ edilmesi, anılan şirket vekillerinin davaya katılarak savunma yapmalar,ı bilirkişi raporlarına karşı beyanda bulunmaları gözönüne alınarak davacı vekilinin HMK’nun 124. Maddesine göre yaptığı taraf değişikliği talebinin kabul edilerek adı geçen şirketler hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Hükme esas alınan genel cerrahi ve adli tıp uzmanı bilirkişiden alınan 23.11.2018 tarihli kök ve 02.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda davacının Ankara Özel Turgut Özal Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesinde sekiz gün, Özel Sıla Fizik Tedavi Merkezinde otuzyedi gün tedavi olduğu, bu sürelere ilişkin refakatçi giderinin 1.053,00-TL, ulaşım giderinin 7.668,00-TL, ameliyat sonrası pansuman, ilaç farkı, katkı payı ve diğer malzemeler nedeniyle SGK’ca karşılanmayan tedavi giderinin 4.840,00-TL olduğu belirlenmiş ise de davacı vekili anılan raporlara itiraz ederek Genelkurmay Başkanlığı Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezinde gördüğü 28 günlük fizik tedavi süresince yapılan giderlerinin hesaplanmadığını bu konuda ek rapor alınmasını talep etmiş olmasına rağmen davacının bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacının Genelkurmay Başkanlığı Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezinde gördüğü 28 günlük fizik tedavi süresince yaptığı giderler yönünden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı olduğu gibi hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indirimi; her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Ayrıca yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği hususunun da gözönünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda gerek ceza dosyasında gerekse eldeki davada alınan kusur raporlarında davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle %10 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece davacının emniyet kemerinin takılı olmamasının zararı arttırıcı bir sebep olduğu gerekçesiyle aktüer bilirkişi tarafından belirlenen maddi tazminattan %20 oranında, manevi tazminattan da %20 oranında indirim yapılmak suretiyle karar verilmiş ise de; davacının dava konusu kaza nedeniyle sağ kolunda ve dirseğinde kırık olduğu gözönüne alındığında emniyet kemerinin takılı olmamasının zararı arttırıp artırmadığı, emniyet kemeri takılmaması ile zarar arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunda uzman doktor bilirkişiden rapor alınarak, davacının müterafik kusuru nedeniyle belirlenen tazminatlardan indirim yapılıp yapılmayacağının tartışılması ve sonucuna göre göre karar verilmesi gerekirken,yazılı gerekçeyle eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; yasal düzenlemeler gereği TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalılar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceğinden aksi düşünce ile maddi tazminata ilişkin reddedilen kısım yönünden davalılar … ,…ve … A.Ş. lehine, manevi tazminat yönünden de davalılar … ve… lehine vekalat ücreti takdiri, yargılama giderlerinin de aynı gerekçeyle kabul/ red oranına göre hesaplanması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıdaki açıklamalara göre mahkemece … Sigorta Şirketi ve … A.Ş.’nin davada taraf sıfatını kazanmış olduğu gözönüne alınarak, davacının müterafik kusuru ile zarar arasındaki illiyet bağı açısından uzman doktor bilirkişiden, eksik hesaplanan tedavi giderleri yönünden daha önce rapor alınan bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.12.2019 tarih, 2014/273 Esas ve 2019/1014 Karar numaralı ilamının KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf isteminde bulunan davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talebi halinde davacıya iadesine ,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-İstinafa gelen davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına dair,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.