Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1793 E. 2022/2446 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1793
KARAR NO : 2022/2446

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2020
NUMARASI : 2019/623 Esas 2020/270 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.06.2019 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı dava dışı… ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla … marketin yanında park halinde bulunun … plakalı aracın arka bagajına malzeme koyan yaya davacı …’a çarparak yaralanmasına ve malul kalmasına neden olduğunu, davalı … şirketine 30.07.2019 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek HMK 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 150,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 12/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespiti için Hacettepe Üniversitesi ATK’ya gönderildiği, söz konusu kurum tarafından hazırlanan 25/02/2020 tarihli rapora göre, davacı …’da dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen herhangi bir maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, bakıcı ihtiyacının olmadığı ve tıbbi iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, söz konusu rapor usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu kaza nedeniyle davacıda meydana gelmiş herhangi bir maluliyet durumunun oluşmaması ve geçici iş göremezlik zararının SGK sorumluluğunda olması nedeniyle davacının davasının reddine karar verilmiş;hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasında yaya konumunda olan davacının yaralandığını, sağ diz kapağında modüller oluştuğunu, ön çapraz bağlarının hasar gördüğünü, ayrıca sair yaralarının da mevcut olduğu tespit edilmiş olup bu sebeple geçici ve sürekli iş göremez hale gelmiş olmakla birlikte, bakıcıya ihtiyaç duyduğunu bu nedenle eldeki davayı açtıklarını, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 06/03/2020 havale talihli maluliyet raporunda: 20 Şubat 2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Erişkinlik İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaydı oranı hesaplandığında 30/06/2019 tarihli kaza sonucunda maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı,kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren bakıcı ihtiyacının olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği belirlenmiş ise de bu rapora itiraz ettiklerini ,itirazları doğrultusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu 2 İhtisas Dairesinden rapor alınması gerekirken bu yöndeki itirazların kabul edilmemesinin yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan raporun fahiş derecede hatalı olduğunu, kaza neticesinde davacıya burkulma, gerilme tanısı konduğunu, sağ diz kapağının iç yan kısımlarında ve arka kısımlarında modüller oluştuğunu, ayrıca her iki bacağında da ezilmeler meydana geldiğini, bu sebeplerle kaza sonrasında bir ay bacaklarını kullanamaz duruma geldiğini ve kazanın üzerinden neredeyse 1 yıl geçmesine rağmen, hala gündelik hayatındaki hareketlerini bile gerçekleştirmekte zorlandığını, dolayısıyla hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını,
Hiç bir şekilde hükme esas alınan maluliyet raporunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının tıbbi iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin belirtilmiş olmasına karşılık, geçici iş göremezlik zararının SGK’nın sorumluluğunda olduğundan bahisle reddetmiş olmasının da hukuka aykırılık olduğunu, sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedaviye yönelik kaçınılmaz giderlerden poliçe gereği sorumluluklarının devam ettiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatı, ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili, maluliyet raporuna ve oranına, geçici işgöremezlik tazminatı ile bakıcı giderinin teminat içinde olduğuna yönelik olarak istinaf talebinde bulunmuştur.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalının 06/03/2020 talihli maluliyet raporunda; … oğlu, …doğumlu …’ın dosyasının incelenmesi, yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 30/06/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen sağ diz yumuşak doku yaralanması dikkate alınarak; 20 Şubat 2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla iş gücü kaybı oranı hesaplandığında, 30/06/2019 tarihli kaza sonucunda maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren bakıcı ihtiyacının olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.)
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenler davacının geçici işgöremezlik tazminatı poliçe kapsamında olduğundan davalı tarafa izafe edilen %100 kusur oranına göre davacının 3 aylık geçici işgöremezlik tazminatı yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıdaki açıklamalara göre mahkemece geçici işgöremezlik tazminatı yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.06.2020 tarih 2019/623 Esas ve 2020/270 Karar numaralı ilamının KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talebi halinde kendisine iadesine ,
3-Davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-İstinafa gelen davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına dair,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.