Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1743 E. 2022/2413 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1743 – 2022/2413
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1743
KARAR NO : 2022/2413

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI : 2017/122 Esas 2020/262 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10.01.2016 tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki… Sigorta A.Ş.’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı… plakalı aracıyla davacıya ait sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu davacının savrularak orta refüje çarptığını ve yan döndüğünü, kazada davacının belinin kırıldığını, aracının ise pert duruma geldiğini, araçta meydana gelen hasarın tespiti için Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/19 D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucunda aracın pert total kabul edildiğini, sovtaj bedeli indirildiğinde zararın 12.000,00-TL olduğunun tespit edildiğini, Adli Tıp uzmanından alınan mütalaada davacının 9 ay süre ile geçici iş göremez olduğunun, Ankara Numune Hastanesinin raporuna göre de %13 sürekli sakatlık belirlendiğini, davalı sigorta şirketine 21.04.2016 tarihinde başvurulmasına rağmen, sürekli iş göremezlik için ödeme yapılmadığını, hasar için 14.10.2016 tarihinde 12.000,00-TL hasar ödemesi yapıldığını, davacının … mühendis olarak çalıştığı belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL tedavi ve hastaneye gidiş geliş gideri, 100,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00-TL geçici iş göremezlik zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte; araçtaki hasardan kaynaklı faiz alacağına ilişkin 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketine başvuru tarihi ile ödeme tarihi arasındaki işlemiş yasal faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen; 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, tespit giderlerinin de yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 06.02.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından yargılama sırasında 30.01.2019 tarihinde 41.319,88-TL ödendiğini yapılan bu ödemeye ilişkin olarak temerrüt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki döneme ilişkin olarak faiz talep ettiklerini, hasar faizi olarak taleplerini 503,01-TL’ye, sürekli, geçici işgöremezlik ve tedavi gideri taleplerini 111.740,74-TL’ye yükselttiğini belirtmiştir.
Davalı… Sigorta Şirketi vekili, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket tarafından 25.02.2015 – 08.02.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, şirketin sorumluluğunun gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet yönünden ATK’dan, zarar yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınmasını, davacının gelir durumunu Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, vergi levhası gibi somut delillere kanıtlanması gerektiğini, geçici işgöremezlik zararının teminat dışı olduğunu, davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye almış olması durumunda bunların mahsubunun gerektiğini, delil tespiti dosyasının tarafı olmadıklarını, temerrüte düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, dava konusu kazada kusuru bulunmadığını, maluliyet ve kusur yönünden ATK’dan raporu alınmasını, davacının manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu ve bu talebi karşılayabilmesinin mümkün olmadığını, aracın… adına kayıtlı olması nedeniyle davanın araç malikine ihbar edilerek reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 01/11/2017 tarihli raporuna göre, davacının trafik kazasına bağlı çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %42,2 olarak belirlendiği, somut olayda; davalı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı olan davalı …’ın olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü davacı …’ın herhangi bir kural ihlali görülmediğinden dolayı kusursuz olduğu, yargılama sırasında davalı sigorta şirketinin davacıya 41.319,88-TL ödemede bulunduğu, davacının geçici iş göremezlik nedeniyle tazminat talebi incelendiğinde, davacının çalıştığı kuruma bu nedenle yazılan müzekkere cevabında davacıya maaşı dışında arazide çalıştığında alabileceği yan bir ödeme yapılmadığı, bunun aksinin davacı yanca ispatlanamadığı anlaşıldığından bu yöndeki davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacının hasar bedelinin faizine ilişkin tazminat talebi değerlendirildiğinde, davacının aracında meydana gelen hasarın tespiti için Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/19 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucunda onarım bedelinin aracın 2. el değerine yakın olmasıyla pert total kabul edilmesi gerektiği, sovtaj bedeli indirildiğinde zararın 12.000,00-TL olduğu, hasarın 14/10/2016 tarihinde davalı sigorta şirketince ödendiği, davalı sigorta şirketine bildirilen zararın ihbar tarihi (27/04/2016) ile ödeme tarihi arasındaki dönem dikkate alındığında yapılan hesap gereği davacıya bu nedenle talep gibi 503,31-TL hasar bedeli yasal faizinin davalılarca ödenmesi gerektiği, mahiyeti itibarıyla faize faiz yürütülmesi mümkün olmadığından bu alacağa yönelik feri nitelikteki faiz isteminin reddi gerektiği, davacının tedavi giderine ilişkin tazminat talebi değerlendirildiğinde, adli tıp uzmanı bilirkişiden alınan rapor içeriğine göre, davacının kazadan sonra bakıcı ihtiyacının bulunduğu, bu suretle davacının zorunlu tedavi giderlerinin hesap edildiği, bu yönden davacı vekilince talep konusu ıslah edilmediğinden talep gibi 100,00-TL tazminatın davalılar tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, davacının sürekli işgöremezlik nedeniyle tazminat talebi değerlendirildiğinde, davacının çalıştığı kurumdan alınan maaş bordoları, SGK yazı cevabı, davacıya yargılama sırasında yapılan ödeme, tarafların kusur durumu, davacı hakkında tanzim olunan Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen rapor, bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre mahkemeye sunulan ve İstanbul Adli Tıp Kurumunca düzenlenen maluliyet raporuna göre düzenlenen 03.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirket tarafından yapılan ödeme mahsup edilmeksizin davacıya ödenmesi gerekli tazminatın (465.229,89X%13) 60.479,88-TL olarak hesaplandığı, ancak yukarıda gerekçesi de belirtildiği üzere Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen rapor esas alındığında davacıya ödenmesi gerekli tazminatın (465.229,89X%42,2) 196,327,01-TL olduğu, yargılama sırasında ödenen meblağ tenzil edildiğinde ise davacıya ödenmesi gerekli meblağın 155.007,13-TL olması gerektiği, davacı vekilinin ıslah dilekçesi incelendiğinde bu alacak talebi yönünden 111.138,74-TL’si kadarını talep konusu ettiği, davalı şirketin dava açmazdan evvel 02/05/2016 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, kısmi dava niteliğinde davada tespit olunan miktara talep gibi yasal faiz uygulanacağı, davacı tarafın ıslah dilekçesine konu ettiği üzere yargılama sürerken davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya yapılan ödeme nedeniyle (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 02/05/2016 tarihinden, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihinden itibaren 30/01/2019 ödeme tarihine kadar 41.319,88-TL’nin işleyecek feri nitelikteki yasal faizinden davalıların sorumlu olduğu, ancak ıslah dilekçesinde yapılan ödeme mahsup edilerek maddi tazminat miktarı belirlendiğinden ve harçlandırılmadığından bu yönden davacı yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, davacının talep konusu manevi tazminat talebine gelindiğinde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluşumu, kusur durumu, davacının oluşan maluliyeti, kazanın meydana geldiği tarih ve olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurularak 12.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsili gerektiği kanısıyla davanın kısmen kabulü ile; 111.138,74-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın 100,00-TL’sine (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 02/05/2016 tarihinden, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihinden; bakiye kalan tutarına ise her bir davalı yönünden ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama sürerken davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya yapılan ödeme nedeniyle 41.319,88-TL’nin (poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 02/05/2016 tarihinden, diğer davalı … yönünden ise kaza tarihinden itibaren 30/01/2019 ödeme tarihine kadar işleyecek feri nitelikteki yasal faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 503,01-TL hasar bedeli faizinden kaynaklı maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bu alacak yönünden feri nitelikteki faiz talebinin reddine,100,00-TL tedavi giderinden kaynaklı maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 02/05/2016 tarihinden diğer davalı … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat isteminin (100,00-TL) reddine,12.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin kararı esas itibariyle hukuka ve içtihatlara uygun olmakla birlikte sürekli işgöremezlik zararı için faizin ıslah tarihinden başlatılması ve manevi tazminatın çok düşük olarak belirlenmiş olması açısından hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğunu,
Davaya konu olay haksız fiilden kaynaklanan tazminat olup, sigorta şirketi açısından temerrüd tarihinde, diğer davalı açısından ise kaza tarihi itibariyle zarar doğmuş olup faiz başlangıcının da buna göre belirlenmesi gerektiğini, davaya konu olayın 10.01.2016 tarihinde meydan geldiğini, araçta oluşan hasar için Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/19 D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, adli tıp hekiminden sürekli işgöremezlik için rapor alınarak sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 02.05.2016 tarihinde temerrüde düşürüldüğünü, sigorta şirketi açısından temerrüd tarihinden, diğer davalı için açısından ise kaza tarihinden itibaren tüm zarar açısından sorumluluk doğmuş olup faiz başlangıcının ıslah tarihinden başlatılmasının hatalı olduğunu, mahkemece yapılan kısmi ödeme için faiz başlangıcı olarak temerrüd ve kaza tarihini esas alınmış olmasına karşın, maddi tazminat için ıslah tarihinin esas alınmasının da kendi içinde çelişkili olup Mahkeme kararının sürekli işgöremezlik zararı yönünden faiz başlangıcına ilişkin kararının kaldırılarak faiz başlangıcının sigorta şirketi açısından temerrüd tarihi, diğer davalı açısından ise kaza tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini,
Belirlenen manevi tazminat miktarının son derece düşük olduğunu, davacının jeoloji mühendisi olarak çalışmakta iken kaza sonucu bel kemiğinin kırılması ve platin takılması nedeni ile sahada çalışmadığını, saha görevine gönderilemediği için gelirinin son derece düştüğünü bu nedenle 54 yaşında emekli olmak zorunda kaldığını, henüz okul çağında iki çocuğu bulunan davacının hem maddi hem de manevi olarak zorluk yaşadığını, bel kırıklığı nedeni ile ameliyat sonrası çok uzun süre yatağa bağımlı, başkalarının bakımına muhtaç olarak yaşadığını, halen kaza nedeni ile oluşan sakatlık nedeni uzun süre süre ayakta kalamadığını, ağrılar çektiğini, çektiği acı ve ıstırabın karşılığı olarak belirlenen 12.000,00-TL’nin son derece az olup bu nedenle çok düşük olarak belirlenmiş manevi tazminat miktarının makul seviyeye çıkarılması gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yargılama içerisinde Hacettepe ATK’ dan Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği’ne göre %42,2 maluliyet oranını gösterir rapor alınmış olup taraflarınca yönetmeliğe ve maluliyete itiraz edilmesi üzerine İstanbul ATK’dan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği’ne göre %13 maluliyet oranını gösterir rapor alındığını, 10.01.2016 tarihinde meydana gelen kaza yönünden Hacettepe ATK tarafından düzenlenen Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği hükümleri esas alınarak belirlenen %42,2 maluliyet oranın esas alınarak hüküm kurulduğunu, yönetmeliğin tespitinde poliçe tanzim tarihi (25.02.2015) esas alınacak ise yönetmeliğin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, kaza tarihi (10.01.2016) esas alınacak ise Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği / Erişkinler Yönetmeliği esas alınması gerektiğini, hüküm kurulurken anılan hususlara dikkat edilmemiş olmasının hatalı olduğunu, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğinin esas alınmasını gerektiren genel şartların 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup yönetmeliğin belirlenmesinde poliçe tanzim tarihi esas alınacak ise 01.09.2013 – 01.06.2015 arası için Maluliyet Tespiti Yönetmeliğinin esas alınmasını dosyada Maluliyet Tespiti Yönetmeliğine göre alınmış bir rapor bulunmadığını, Yönetmeliğin 10.01.2016 kaza tarihine göre belirlenmesi halinde Engelli Sağlık Kurulu Raporu alınacağını,
Poliçe tanzim tarihi 25.02.2015 olan dava dosyasında davacınıın maluliyet oranının maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliğine göre düzenlenmesi gerektiğini, Hacettepe ATK tarafından düzenlenen rapor ile %42, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapor ile %13 maluliyet belirlenmiş olup raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekirken çelişkinin giderilmediğini,
Hükme esas alınan kusur raporunun kabul edilemeyeceğini, kazanın yaşandığı gün hava yağışlı, zemin kaygan olduğundan davalının aracın hakimiyetini kaybettiğini ve söz konusu kazanın yaşandığını, bu hususun raporda hiç değerlendirilmediğini, olay yeri ve hava şartları değerlendirildiğinde söz konusu kazanın yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu, davalı tüm önlemleri almış olmasına rağmen kaza yaşanmış olup kusur raporunda bu hususların değerlendirilmediğini, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ nden kusur raporu alınması gerektiğini,
Davacı tazminat hesabının daha yüksek miktarda çıkması için gelirini yüksek göstermiş olup hesaba esas alınan gelirin gerçeği yansıtmadığını, kaza tarihindeki gelirin dikkate alınması gerekirken kaza tarihinden sonra düzenlenmiş ve gerçeği yansıtmayan belgelerin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, kazanın meydana geliş tarihi 10.01.2016 olup dosyaya sunulan ve hesap raporunda esas alınan maaş bordrolarının 15.01.2016 – 14.02.2016 tarihleri arasını gösterdiğini, davacının kazadan sonra sırf aktüer hesabı yüksek çıksın diyerek kazadan sonra gelirini yüksek gösterdiğini, kaza tarihinden önceki 3 aylık gelirinin incelenmesi gerekirken kaza tarihinden sonraki gelirin esas alınmasının hatalı olduğunu, ayrıca anılan bordroda elle ikramiye tutarı yazıldığını, bu yazının herhangi bir bölümünde yazıyı doğrulayan imza da bulunmadığını, bu yazının sonradan eklendiğini, sonradan düşülen kayıtların altında yetkili kişinin imzasının bulunması zorunlu olduğunu,
Kazadan sonra davacı emekli olmuş olduğundan emeklilik dönemindeki tazminat hesabının AGİ’ siz asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, gerçek belli iken varsayıma gidilemeyeceğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinin SGK’ nın sorumluluğunda olduğunu, araç hasarına ilişkin zarar iddiası ve taleplerinin fahiş olduğunu, araç hasarı belirli olup belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, meydana gelen kazada davalının kusuru bulunmamakta olup talebin reddi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı ile davalı … vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı, tedavi ulaşım gideri, araç hasarından kaynaklanan faiz alacağı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili faiz başlangıcı ve manevi tazminatın düşüklüğüne; davalı … vekili ise maluliyet ve kusur oranına, bilirkişi raporuna esas alınan gelire, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderine, araç hasarına, manevi tazminat tutarına yönelik istinaf sebeplerini ileri sürmüştür.
1-Davalı vekilinin istinaf sebepleri yönünden dosya incelendiğinde;
Hükme esas alınan 03.03.2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının sürekli işgöremezlik zararı yönünden; dosya kapsamından davacının 14.07.2017 tarihinde emekli olduğu, yargılama sürecinde, dosyaya kazandırılan davacıya ait 2016/1-12 ve 2017/1-6 dönemlerine ilişkin maaş bordroları ile ikramiye ödeme bordrolarının incelenmesinde; davacının dönemsel aylık net ücretlerinin (2016/1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 aylar, 2017/1,2,3,4,5,6 aylara ait maaşları ile 2016 yılı 1,2,6,7,8,12 aylar, 2017/1,2,6 aylara ait ikramiyeleri esas alınarak) esas alındığı, ikramiye ödemesi, aylık ücretin eki niteliğini taşıdığından ödenen ikramiyelerin ortalaması alınarak, dönemsel aylık net ücret miktarlarına eklenmek suretiyle hesaplamaya gidildiği, dosya kapsamından davacının 14.07.2017 tarihinde emekli olduğu anlaşılmakta olup, bu tarihe kadar fiili çalışması karşılığı ücret /ikramiye bordrolarında tahakkuk ettirilen dönemsel aylık net ücretleri esas alınarak aktif dönem hesabı, 15.07.2017 tarihinden sonra ise emekli olduğu ve çalışmadığının kabulü ile asgari geçim indirimini içermeyen asgari ücret esas alınarak pasif dönem hesabı yapıldığı, buna göre davacının sürekli işgöremezlik zararının 465.229,89-TL olduğu; %42,2 maluliyet oranına göre 196,327,01-TL olduğu belirlenmiş olup; mahkemece yargılama sırasında ödenen meblağ tenzil edildiğinde ise davacıya ödenmesi gerekli meblağın 155.007,13-TL olması gerektiği, davacı vekilinin ıslah dilekçesi incelendiğinde bu alacak talebi yönünden 111.138,74-TL’si talep konusu ettiği anlaşıldığı gerekçesiyle anılan meblağın tahsiline karar verilmiş ise de hükme esas aktüer raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli görülmemiştir.
Davacı, dava konusu trafik kazası nedeniyle belinin kırıldığını, jeoloji mühendisi olarak kaza sonrası araziye çıkamadığını, 14.07.2017 tarihinde 55 yaşında malulen emekli olmak zorunda kaldığını, aksi halde 65 yaşına kadar çalışacağını belirtmiştir.
Bu durumda mahkemece davacının kaza nedeniyle malulen emekli olup olmadığının çalıştığı kurum ve SGK’dan sorularak gerekli belgelerin getirtilmesi, gerektiğinde bu konuda doktor bilirkişiden rapor alınarak bu yöndeki davacı iddiasının değerlendirilmesi, davacının kaza tarihi olan 10.01.2016 tarihinden altı ay öncesine ait maaş bodroları, ikramiye –yan ödeme belgelerinin çalıştığı kurumdan getirtilerek davacının gelirinin net şekilde tespiti, ikramiye–yan ödemelerin bulunması halinde bunların süreklilik arzedip etmediği de değerlendirmek suretiyle (süreklilik arz etmesi halinde gelirinin bunlara göre belirlenmesi) yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme de tenzil edilerek yeni bir aktüer bilirkişiden rapor alınarak davacının sürekli işgöremezlik zararının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken (davacının çalıştığı kurumun 22.07.2017 tarihli yazısında davacıya ilave yan ödeme yapılmadığı belirtilmiş olmasına rağmen davacı tarafından sunulan 2016 yılı Ocak ayı maaş bodrosunun altına elle aylık 930,00-TL ikramiye ödendiği yazılmış olup çelişki giderilmemiştir) eksik inceleye dayalı hüküm tesis isabetli görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde;
Kabule göre de; hüküm altına alınan sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden davacının talebi gibi davalı sigorta şirketi yönünden temürrüt tarihinden; davalı sürücü … yönünden kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ıslah edilen kısma ıslah tarihinden faiz işletilmesi; davalı sigorta şirketi tarafından yargılama sırasında ödendiği anlaşılan 41.319,88-TL sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden bu meblağ için konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve ayrıca 41.319,88-TL yönünden davalı sigorta şirketi yönünden temürrüt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki; davalı … yönünden kaza tarihi ile ödeme tarihi arasındaki faiz miktarı yönünden gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak belirlenecek meblağın tahsiline karar verilmesi gerekirken tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenmeden ve infazda tereddüte neden olacak şekilde HMK’nun 297. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, 2 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemece faiz başlangıcı, ödeme nedeniyle konusuz kalan kısım ve bu kısma ilişkin faiz miktarı ile sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacı ve davalı … vekillerinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı ve davalı … vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.06.2020 tarih 2017/122 Esas ve 2020/262 Karar numaralı ilamının KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf isteminde bulunan davacı ve davalı vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf harcının talepleri halinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine ,
3-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın yatırdıkları oranda karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
4-İstinafa gelen davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 23/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.