Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1735 E. 2022/2430 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1735 – 2022/2430
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1735
KARAR NO : 2022/2430

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : 2013/274 Esas 2020/146 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 10.09.2006 tarihinde davalıların işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00-TL. maddi tazminatın, davalı …’den olay tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’ den dava tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.11.2016 tarihli dilekçesinde, 10.000,00-TL maddi tazminat talebinin 9.000,00-TL’nın kalıcı iş göremezlik, 1.000,00-TL’nın geçici iş göremezlik tazminatı olduğunu açıklamıştır.
Davalı … vekili, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, kaza tarihinde davacının tazminata konu olacak şekilde ağır yaralanmadığını, bir sakatlığı söz konusu olsa bile kaza tarihinden itibaren 7 geçmesi nedeniyle başka olaydan kaynaklanacağını, dava konusu kaza ile herhangi bir illiyet bağının söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, davalının sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru ile sınırlı olup, bedeni zararlar halinde şahıs başına azami teminat limitinin 57.500,00-TL. ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/130 sayılı dava dosyasında davalı hakkında dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme ve yaralamaya sebep olmak suçundan kamu davası açıldığı, ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, sürücü …’in 2918 sayılı kanunun 53/b ve 84/f maddeleri gereğince asli kusurlu, sürücü…’in de 2918 sayılı kanunun 47/c ve 54/ b-1 ve 84/c bentlerini ihlali nedeni ile asli kusurlu oldukları belirtilerek davalının cezalandırılmasına karar verildiği, davacının yolcu olması nedeni ile kusuru bulunmadığı, davalıların zarardan müteselsilen sorumlu olduklarından kusur raporu alınmasına gerek görülmediği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 20.12.2018 tarihli raporda, olay tarihinde yürürlükte olan SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre, davacının vücut genel çalışma gücünü kaybetmediği, 4 ay süre ile geçici iş görmezliği olduğunun belirtildiği, davacının itirazı üzerine İstanbul ATK 2.İhtisas Kurulundan alınan 28.10.2019 tarihli raporunda da SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre davacının sürekli maluliyeti olmadığı, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, aktüer raporunda 1.529,36 TL geçici maluliyetten doğan tazminat hesaplandığı gerekçesi ile daimi maluliyet sebebiyle talep edilen 9.000,00-TL tazminat talebinin davacı kalıcı maluliyeti bulunmadığından reddine, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne, 1.000,00-TL tazminatın davalı …’den 10.09.2006 olay tarihinden, sigorta şirketinden 10.10.2013 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin kararını hatalı ATK raporuna dayandırdığını, ATK raporunun Ankara Numune Eğittim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 09.06.2016 tarihi raporda sol humerus kırığı, sol humerus diafizer eski fraktür mevcut olduğu %3 malul olduğu belirlenen rapordaki tespit ve değerlendirmeler hiç dikkate alınmadan hazırlandığını, davacının kalıcı iş göremezliği bulunmasına rağmen, bulunmadığı yönündeki raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davacının yeniden fiziki muayenesi yapılarak Ankara Numune Eğittim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen raporda dikkate alınarak üniversitelerin ilgili birimlerinden yeniden rapor alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu davacının yaralandığının belirterek maddi tazminat talep etmiş, açıklama dilekçesi ile maddi tazminatın geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece davacının dava konusu kaza sonucu yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için rapor alınmasına karar verilmiş, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 01.10.2015 tarihli raporda davacının psikiyatri ve fizik tedavi bölümlerinden son durum raporunun alınması gerektiği belirtilmiş, Ankara Numune Hastanesi tarafından düzenlenen 09.06.2016 tarihli raporda davacının sol humerus kırığı nedeniyle sol omuz hareketlerinin ağrılı olduğu belirtilerek %3 oranına engel oranı belirlenmiş, ancak psikiyatri bölümünde muayene edilmemiş, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 07.12.2016 tarihli raporunda bu kez psikiyatri bölümünde muayene edilmesi gerektiği belirtilerek son durum raporu istenmiş, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi psikiyatri bölümünde muayene edilmesine karar verilmiş ise de davacının muayeneye gitmemesi nedeniyle son durum raporu düzenlenememiş, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 28.09.2018 tarihli raporunda davacının 12 yıl önce trafik kazası geçirdiği, kaza sonucu sol omuz kırığı meydana geldiği, sol omuz hareketlerinin ağrılı ve sınırda kısıtlı olduğu, psikiyatri bölümünde muayene edilmediği, Ankara Numune Hastanesi raporu da değerlendirilerek sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 4 ayda iyileşeceği belirtmiştir. Davacı vekili tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden alınan 29.03.2019 tarihli raporda davacının son durumunun belirlenmesi gerektiği belirtilmiş, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından son durum raporu düzenlenmiş, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 28.10.2019 tarihli raporu ile dosyadaki tüm raporlar değerlendirilerek davacının Hacettepe Üniversitesi Hastanesi 02.07.2019 tarihli sağlık kurulu raporunda; 13 yıl önce aitk sonrası sol kol humerus şaft kırığına yönelik dış merkezde konservatif olarak takip edildiği, muayenesinde sol kolun sağ kola göre çap farkı mevcut olduğu, hastanın sol kolda palpasyonla ağrısı olduğu, bilateral üst ekstremite romlarının tam, nörovasküler araz saptanmadığı , sol üst eksremite romlarının tam, tam ekstansıyon ve fleksiyonda ağrısı mevcut olduğunun belirtildiği, grafilerin incelemesinde; 01.07.2019 tarihli sol humerus grafisinde diafizde kaynamış kırık sekeli izlendiği belirtilerek davacı …’in 10.09.2006 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirtilmiş, mahkemece rapor hükme esas alınmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle davacının dava konusu kaza nedeniyle yaralanmasına bağlı maluliyetinin bulunmadığının Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından ve Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan raporlar ile belirlenmiş olmasına, raporların ayrıntılı gerekçeli ve denetime uygun olması nedeniyle mahkemece hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40-TL. nın mahsubu ile kalan 26,30-TL. harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 26.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.