Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1731 E. 2023/219 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1731 – 2023/219
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1731
KARAR NO : 2023/219

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2020
NUMARASI : 2016/904 Esas 2020/156 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 31/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili asıl davaya konu dava dilekçesinde;10/03/2015 tarihinde davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı tır ile diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından trafik sigortalı kamyonetin çarpışmaları sonucu meydana gelen trafik kazasında kamyonette yolcu konumundaki …’ın vefat ettiğini, davacının nişanlısı olan …’in vefatı nedeniyle davacı …’in nişanlısının desteğinden yoksun kaldığını belirterek şimdilik davacı için 2.400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100,00 TL defin-cenaze gideri toplamı 2.500,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalı sigorta şirketlerinden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 24.02.2017 tarihli dilekçesinde kazaya karışan kamyonetin olay tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye trafik sigortalı olmadığının anlaşıldığını, plakanın karıştırıldığını belirterek davalı … sigorta A.Ş. hakkındaki davayı atiye terk ettiklerini bildirmiş; 23.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini asıl ve birleşen davalar yönünden toplamda 82.719,80 TL olarak artırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davalı şirkete sigortalı aracın davaya konu trafik kazasına karıştığı hususunun davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, KTT ile dava dilekçesindeki plakaların farklı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı şirkete 21/09/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 290.000,00 TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, dava öncesinde davalı şirkete başvurulduğunu ve … numaralı hasar dosyasının açıldığını ve bu kapsamda …’ın vefatı nedeniyle annesi … için 8.816,62 TL, babası … için 8.574,84 TL olmak üzere toplamda 17.391,46 TL ödeme yapıldığını, davacının kural olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkının bulunmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararına göre davacı lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle desteğin varlığının ve destek ihtiyacının ispatlanmasının gerektiğini, davacının talebinin kabul anlamına gelmemesi kaydı ile müteveffanın vefatı sebebi ile iş bu davada davacı olmadığı halde destekten yoksun kalan kimseler varsa mahkeme tarafından resen tespit edilmesi gerektiğini ve müteveffanın kendisinin ve anne ve babasının güncel nüfus kayıtlarının getirilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken tazminat talep edenlerin ölen kişi ile ilişkileri, yaşları medeni durumları ve vefat sebebiyle destekten yoksun kalıp kalmadıkları konusunun öncelikli olarak belirlenmesi gerektiğini, temerrüde düşmediklerini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu trafik kazasının asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu trafik sigortalı tır ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından trafik sigortalı kamyonetin çarpışmaları sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığını, kamyonette yolcu konumundaki …’ın vefatı neticesinde davacı …’in nişanlısının desteğinden yoksun kaldığını belirterek şimdilik 2.500 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500 TL defin-cenaze gideri toplamı 3.000 TL maddi tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı taraf sigorta şirketinden tahsilini ve dosyanın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/904 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava öncesinde söz konusu vefat nedeniyle yapılan tüm ödemelerin dikkate alınması gerektiğini ve varsa davalının sorumluluğunun tespiti halinde bakiye teminat limitinin aşılmaması gerektiğini, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı nezdinde 16/07/2017-16/07/2015 başlangıç ve bitiş tarihli Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu ve söz konusu poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının kaza tarihi itibariyle 290.000,00 TL olduğunu, …’ın vefatı nedeniyle annesi …’a 03/01/2017 tarihinde 13940500-1 numaralı hasar dosyasından 17.604,39 TL tazminat ödendiğini, davacının müteveffanın desteği olduğunu makul ve muteber delillerle ispatlamak ile yükümlü olduğunu zira vefat nedeniyle bir çok yakının destekten yoksunluk ve cenaze gideri talebinin bulunduğunu, asgari ücretle geçindiği beyan olunan müteveffanın kaç kişiye nasıl destek olabileceğinin usul ve yasaya uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile sigorta tahkim komisyonuna yazı yazılarak 2017.E. 26542 ile 2017.E. 24643 numaralı dosyaların celbini, poliçe teminatı dışındaki cenaze gideri talebinin reddi gerektiğini, ret talebinin kabul edilmemesi halinde davacı tarafından nişanlılık ilişkisinin ve buna bağlı destek olunduğunun ispatı gerektiğini, tüm cenaze- defin giderinin davacı tarafından yapıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, kusur durumu ve tazminat miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması, sigortanın zenginleşme aracı olarak kullanılmasının engellenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkemece asıl ve birleşen davaların, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle, ölenin yakını (nişanlısı) tarafından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. maddesi gereği açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze ve defin gideri istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin asıl dosyada (Mahkemenin 2016/904 Esas), 10.03.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle nişanlısını kaybeden davacı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100,00 TL cenaze ve defin gideri isteminde bulunduğu, daha sonra davacı tarafın, davalı … Sigorta A.Ş. bakımından davayı takip etmediğini bildirdiği, birleşen dosyada ise; aynı kaza dolayısıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500,00 TL cenaze ve defin gideri isteminde bulunulduğu, somut olayda; kaza tespit tutanağına göre birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS poliçesi sigortalı olup dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile, asıl dosyanın davalısı … Sigorta A.Ş.’ne ZMMS ile sigortalı olup dava dışı …’un sevk ve iadesindeki … plakalı tırın trafik kazası yapmaları nedeniyle … plakalı kamyonet içerisinde yolcu olarak bulunan ve davacının nişanlısı olduğu kolluk araştırması ve dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile belirlenen dava dışı …’ın vefat ettiği, destek tazmininin ölenin yakınları lehine takdir olunduğu, desteğin ölümü yüzünden kendisine bakılan kimsenin bu bakımdan kısmen veya tamamen yoksun kalınması halinde olanaklı bulunduğu, buradaki amacın, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması olduğu, bu yoksun kalmanın maddî bir zararı ifade ettiği, olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesinin amaçlandığı, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı geretiği, nişanlılık evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti olmadığı, kaldı ki destek tazminatının, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminat olduğu, bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimsenin devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunması gerektiği, genel olarak bakım ihtiyacının, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlattığı, eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulunun gerçekleşmiş sayılacağı, burada önemli olanın, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeyine göre normal karşılanan giderler olduğu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı), kusur bilirkişi tarafından düzenlenen 07.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki davalı … sigorta şirketine sigortalı kamyonetiyle olay mahalli kavşağa yaklaşırken aracının seyir hızını; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/a-b 57/1-a, Yönetmeliğin 109/a, 101/a-b maddelerine göre azaltarak kavşağa yaklaşması ve kavşağa geldiğinde de bölünmüş yola çıkış yapmadan önce kavşak başında durarak solundan anayolu takiben kavşağa aynı Kanunun 57/b-4 -84/h maddelerine göre ilk geçiş hakkı ile giriş yapan diğer davalı … sigorta şirketine sigortalı çekicinin dava dışı sürücüsüne ilk geçiş hakkını vermeden kavşaktan geçişine bağlı kendi aracının sağ yan tarafının olduğu yerden, tır çekicisinin ön tarafıyla çarpışması şeklinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda 1. dereceden asli kusurlu (%62,5 oranında) olduğu,dava dışı sürücü …’un; sevk ve idaresindeki davalı … sigorta şirketine sigortalı çekici ve çekiciye bağlı yarı römork (DORSE) plakalı tır aracıyla olay mahalli olan yerleşim alanı ve azami 50 km seyir hızının olduğu kavşağa yaklaşırken, her ne kadar seyirle geldiği yol bölümü itibarıyla kavşaktan ilk geçiş hakkına sahip ise de, kendisine tanınan 50 km seyir hızının altına 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/a-b, Yönetmeliğin 101/a-b maddelerine riayetle seyir hızını azaltarak ve daha dikkatlice ve tedbirlice kavşağa giriş yapması gerekirken, kendi beyanıyla sabit olacağı gibi 50 km seyir hızının olduğu yolda 70 km. seyir hızıyla hız kesmeden giriş yaptığı sırada, seyir yönüne göre yolun sağından bölünmüş yola çıkan … plakalı kamyonetin sağ yan kısmına, kendi tır çekicisinin ön kısmı ile çarpması neticesi kamyonette yolculuk yapan dava konusu …’ ın ölümüne sebebiyet verdiği trafik kazasının oluşumunda aynı Kanunun 51, Yönetmeliğin 100. maddesine de riayetsizliği nedeniyle olayda 2. dereceden tali kusurlu (%37,5 oranında) olduğunun belirtildiği, söz konusu kusur raporunun hükme esas alındığı, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 11.03.2019 tarihli raporda, davacının talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatının toplamda 82.719,80 TL olduğu (davalı … Sig.A.Ş.’nin 31.019,92 TL’lik kısmından, davalı … Sig. A.Ş.’nin ise kalan 51.679,87 TL’lik kısmından sorumlu olduğu), ayrıca 07.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise cenaze ve defin gideri alacağının 500,00 TL olduğunun belirlendiği, davacılar vekilinin 23.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini toplamda 82.719,80 TL olarak artırdığı, Mahkemece yapılan yargılama, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; 10/03/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının desteği (nişanlısı) …’ın vefat ettiği, kaza nedeniyle tarafların kusur durumu, murisin geliri ve diğer tüm hususlar dikkate alınarak aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre; davacının talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 82.719,80 TL olduğu, belirlenen tazminatın davalı … Sig. A.Ş. 31.019,92 TL’lik kısmından, davalı … Sig. A.Ş. ise kalan 51.679,87 TL’lik kısmından sorumlu olduğu, ayrıca cenaze ve defin gideri alacağının 500,00 TL olduğu, kusur durumuna ve talebe göre bunun 312,50 TL’lik kısmından davalı … Sigorta A.Ş.’nin, 100,00 TL’lik kısmından ise davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu anlaşılmakla; Mahkemenin işbu 2016/904 Esas Sayılı asıl dosyası bakımından; Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın kabulü ile; 31.019,92-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100,00-TL cenaze ve defin giderinin temerrüt tarihi olan 14/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, birleşen Ankara 12. ATM’nin 2017/164 E. Sayılı dosyası bakımından; Davanın kısmen kabulü ile; 51.679,87-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 312,50-TL cenaze ve defin giderinin davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde 21.09.2014 – 21.09.2015 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının, mütevvefanın desteği olduğunu ispatlamakla yükümlü olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için öncelikle müteveffanın davacının desteği olduğunun somut delillerle ispatlanması gerektiğini, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimsenin destek sayıldığını, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması gerektiğini, nişanlılık, evlilikten önceki döneme ilişkin bulunduğundan bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlülüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti olmadığını, destekten yoksun kalan kimsenin de devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunması gerektiğini, genel olarak bakım ihtiyacının, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlattığını, eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulunun gerçekleşmiş sayılacağını, burada önemli olanın, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderler olduğunu, hangi nedene dayanırsa dayansın, desteğini yitiren kişi ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağına sahip ise destekten yoksunluk zararından söz edilemeyeceğini, söz konusu uyuşmazlıkta da davacının, müteveffa ile nişan ilişkisinin ispatlanmasının ardından müteveffanın desteğinden yoksun kaldığının ispat etmesi gerektiğini, ancak davacı, iddiasını ispat edemediği halde bilirkişice destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması ve söz konusu hesaplamanın hükme esas alınmasını kabul etmediklerini (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/9975 E. 2016/11755 K. Sayılı kararı), bahse konu davada da 22 yaşında olup aılesı ıle bırlıkte yaşama ıhtımalı yüksek olan davacının aılesıyle bırlıkte yaşayıp yaşamadığı, ıhtıyaçlarını nasıl karşıladığı, müteveffa ile aralarında düzenli ve eylemli bir yardım ilişkisinin olup olmadığı araştırılmadan sadece davacının ıddıaları doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinin,davalı şirketi haksız ödeme yükü altına sokmasını da kabul etmediklerini,Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/15109 E., 2014/9623 K. Sayılı ve yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9975 E., 2016/11755 K. Sayılı kararlarda da görüleceği üzere; “…müteveffanın nişanlısı olan davacının destek tazminatı talebinin tümden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru bulunmadığını, iş bu kararın da bozulması gerektiğini, davalı şirketin kendi sorumluluğu kapsamında 26.12.2016 tarihinde ölenin geride kalan annesi … için 8.816,62 TL, babası … için ise 8.574,87 TL destekten yoksun kalma tazminat ödemesi yaptığını, ancak davacının, nişan ilişkisine dayalı olarak müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını ispat edemeden davacıya tazminat ödemesi yapılmasının davacı lehine sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebi hukuki mesnetten yoksun olduğunu ve reddi gerektiğini, itirazları saklı klamak kaydıyla; bir an için davacının trafik poliçesi ölüm teminatından yararlanma hakkı olduğu kabul edilse dahi cenaze ve defin giderlerinden herhangi bir sorumlulukları bulunmadığını, ilgili belediyeler ve belediyelere bağlı mezarlıklar müdürlüğü tarafından cenaze hizmetinin ücretsiz verildiğini, sigortalının üçüncü şahsın ölümüne neden olduğu durumlarda ödenecek olan cenaze ve defin gideri taleplerinin de belediyeler tarafından hizmet verilmeyen hallerde ölüm teminatı kapsamında ödendiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacı tarafından cenaze ve def’in giderine ilişkin yapılan giderlerin gerçekten yapıldığının kanıtlanması gerektiğini, bu harcamaların gerçekten yapılmış olması ve faturalandırılarak kanıtlanması gerektiği hususunun Yargıtay içtihatları gereği olduğunu, cenaze ve defin giderlerinin öncelikle bilirkişi incelemesine tabi olduğu, yapılan masrafların belgelendirilmesi gerektiği ve masraf yapıldığının ispat edilememesi halinde cenaze ve defin giderine hükmedilemeyeceğini (Yargıtay 17. Hukuk Daıresı 2016/1114 E. 2016/1555 K., Yargıtay 17. Hukuk Daıresı 2014/4893 E. 2016/895 K. Yargıtay 17. Hukuk Daıresı 2014/214 E. 2015/7344 K. Yargıtay 17. Hukuk Daıresı 2014/508 E. 2015/7783 K.), davacı tarafından cenaze ve def’ine ilişkin yapılan her harcamanın davalı şirketin sorumluluğunda olmadığını, davacının kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderlerden sorumlulukları bulunmadığını, taziye teşekkür gideri, yemek gideri, mevlid gideri vs. gibi zorunlu olmayan cenaze merasimi giderlerine yönelik istemlerin reddinin gerektiğini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde açılan bir davada alınan ara kararı ile cenaze giderlerinin kapsamının Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sorulduğunu ve cevabi yazıda: “İslâmi hükümlere göre, ölen bir müslümanın cenazesinin usulüne göre yıkanması, kefenlenmesi ve namazının kılınıp kabre defnedilmesinin dini bir görev olduğu, bu hizmetler dışında cenaze için yapılması gereken dini bir görevin olmadığı, söz konusu hizmetlerin, teşkilâtı bulunan yerlerde Belediyelerce belirli bir ücret karşılığında yapıldığı, Belediye teşkilâtı olmayan veya Belediyelerce cenaze hizmetleri yapılmayan yerlerde bu hizmetlerin mahalli örfe göre komşuların ve din görevlilerinin yardımları ile cenaze sahibi veya yakınları tarafından yerine getirildiği, bu duruma göre cenaze için yapılması zorunlu masrafların cenazenin nakli, kefen ve yıkama ücreti ile kabir kazma ve defnetme ücretinden ibaret olduğu, ölenin ruhu için ücretle okumanın dinen caiz olmadığı, ancak mezarın kaybolmaması için israf ölçüsüne varmadan basit şekilde yaptırılmasının caiz olduğu” şeklinde açıklama yapıldığını, bu talebin de reddi gerektiğini (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/16063 E., 2017/949 K Sayılı ve 02.02.2017 Tarihli Kararı), Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere davacının öncelikle cenaze ve defin gideri yaptığına ilişkin bir belge, fatura sunularak iddiasını ispatlaması gerektiğini, böyle bir belge sunulamıyorsa defin işlemlerinin yapıldığı il ve ilçe müftülüklerine yazı yazılarak, yapılacak giderlerin belediye veya müftülükler tarafından ücretsiz yapılıp yapılmadığının sorulması, eğer ücretsiz hizmet verilmiyorsa bu giderlerin ortalama olarak ne kadar olabileceğine ilişkin bir yazı istenmesi gerektiğini, bilirkişinin hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan cenaze ve defin gideri tazminatı tespit etmesi ve Mahkeme tarafından da cenaze ve defin giderine hükmedilmesini kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Asıl ve birleşen davalar, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili, asıl dosya davası … sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı çekici tır ile birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı kamyonet arasında meydana gelen trafik kazasında,kamyonette yolcu konumunda olan davacının nişanlısı …’ın vefat ettiğini belirterek davacı nişanlı … için destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin gideri talep etmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 53. maddesi gereğince, ölüm hâlinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler bu sebeple uğradıkları kayıpları zarar sorumlularından talep edebilir.Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır.Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. Maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölüm gerçeklemeseydi daha sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır.
Dava konusu olayda davacı, müteveffa … ile nişanlı olduğunu iddia etmiş, iddiasının ispatına ilişkin olarak nişan fotoğrafı sunmuş ve tanık deliline dayanmıştır.Talimatla dinlenen davacı tanıkları, davacıyı tanımadıklarını, müteveffayı köylüleri olmaları sebebiyle tanıdıklarını, müteveffanın sağlığında nişanlı olduğunu, kaza olmasaydı kısa bir süre sonra düğününün olacağını, müteveffanın ev kızı olduğunu, herhangi bir işle meşguliyeti olmadığını, ortaokul mezunu olduğunu, geliri olmadığını ifade etmişlerdir.Müteveffa hakkında yapılan kolluk araştırmasına göre kazadan önce müteveffanın ailesi ile birlikte aynı evde yaşadığı, davacı ile nişanlı oldukları anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacının, müteveffa … ile nişanlı oldukları ispat edilmiş ise de; müteveffanın ev kızı olduğu,ailesi ile birlikte köyde yaşadıkları, herhangi bir işle meşgul olmadığı, gelirinin bulunmadığı, ortaokul mezunu olduğu, davacı ile destek arasında maddi yönden fiili ve düzenli bir bakım ilişkisinin bulunduğu ispat edilemediği gibi, ölüm meydana gelmeseydi tarafların evleneceği ve müteveffanın eş olarak davacıya sürekli, eylemli ve düzenli şekilde bakmasının kuvvetle muhtemel olduğu hususunun da ispatlanmadığı, müteveffa ile sadece nişanlı konumunda olmanın davacıya destek tazminatı talep etme hakkı vermediği, nişanlılık evlilikten önceki fiili durumu ifade ettiğinden bu dönemde nişanlıların birbirlerine karşı nafaka yükümlüğü yahut başka bir bakım ve gözetim mükellefiyeti olmadığı, ölen ile davacı nişanlısı arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının bulunduğunun ispatlanmadığı, davacının da devamlı ve gerçek bir ihtiyacı olduğunun kanıtlanmadığı, destek tazminatının, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminat olduğu, davacı nişanlının, desteğin ölüm tarihi itibari ile destek tazminatını gerektiren bir kazanç kaybı bulunduğuna, devamlı ve gerçek bir ihtiyacı olduğuna ilişkin olarak delil sunulmadığı gibi bu hususun ispatına yönelik delilleri bulunduğunun da iddia edilmediği, genel olarak bakım ihtiyacının, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı ifade ettiği, bir başka anlatımla eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulunun gerçekleşmiş sayılacağı, burada önemli olanın, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderler olduğu, hangi nedene dayanırsa dayansın, desteğini yitiren kişinin ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağına sahip olması halinde ise destekten yoksunluk zararından söz edilemeyeceği, somut olayda davacının müteveffanın sağlığında kendisine eylemli olarak baktığını yada ölüm olmasaydı ileride fiilen, düzenli, devamlı bakacağını, ölüm nedeniyle bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düştüğünü, gerçek ve devamlı bir ihtiyacı olduğunu, müteveffanın ölümünden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağına sahip olmadığını somut şekilde ispatlayamadığının (kabule göre de uyaptan alınan nüfus aile kayıt tablosundan davacının 25.03.2017 tarihinde bir başkası ile evlendiğinin) anlaşılmasına göre davacı için destekten yoksun kalma tazminatı şartları somut olayda bulunmadığından buna yönelik talebin reddine karar verilmesi gerektiği gibi, ayrıca davacının nişanlısı olan müteveffanın cenaze ve defin giderinin kendisi tarafından karşılandığına dair herhangi bir belge yada bilgi sunulmadığı, bu hususun davacı tarafça ispatlanmadığı, cenaze defin giderinin müteveffanın kendi ailesi tarafından karşılanmasının hayatın olağan akışına daha uygun bulunmakla davacının cenaze defin gideri de talep edemeyeceği gözetilerek davalı … sigorta şirketi aleyhinde açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı olduğu gibi davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Yerel mahkeme kararının, Dairemizce kaldırılan asıl davaya ilişkin hükümleri dışında kalan kısımları ve birleşen dava yönünden kurulan hüküm hakkında ilgili taraflarca istinaf talebi bulunmadığından, davacı taraf lehine oluşan usulü kazanılmış haklar dikkate alınarak infazda tereddüt yaşanmaması için aynen yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2020 tarih ve 2016/904 Esas-2020/156 Karar sayılı kararının Kaldırılmasına,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
a) 2016/904 Esas Sayılı asıl dava dosyası bakımından;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı tarafça davalı … Sigorta A.Ş. aleyhinde açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin gideri talebine ilişkin ispatlanamayan DAVANIN REDDİNE,
3-Davanın reddi sebebiyle davacıdan alınması gereken 179.90 TL harcın,davacıdan peşin alınan 29.20 TL ve ıslah için alınan 280.00 TL olmak üzere toplam 309.20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 129.30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davalı … Sigorta A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4 maddesi gereğince tespit ve takdir edilen 9.200.00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye VERİLMESİNE,
5-Davalı … Sigorta A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 1.700,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye VERİLMESİNE,
b)Birleşen Ankara 12. ATM’nin 2017/164 E. Sayılı dosyası bakımından;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; 51.679,87-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 312,50-TL cenaze ve defin giderinin davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2- Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 3.551,60-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.520,20-TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 31,40-TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.559,01-TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 187,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yapılan 1.486,70-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 921.75TL’sinin birleşen dosya davalısı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 531.50 TL istinaf karar harcının talebi halinde adı geçen asıl dosya davalısına iadesine,
3-Asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan toplam 31,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta şirketine verilmesine,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.