Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1727 E. 2022/2370 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1727 – 2022/2370
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1727
KARAR NO : 2022/2370

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2020
NUMARASI : 2018/355 Esas 2020/516 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … vekili ile … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 22.01.2018 tarihinde, davalılardan … AŞ’ne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla davacının sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, davacının özel bir şirkette satış temsilcisi olarak aylık 3.601,80-TL maaşla çalıştığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 900,00-TL geçici işgöremezlik tazminatı ,50,00-TL sürekli işgöremezlik tazminatı ,50,00-TL tedavi, pansuman ve ulaşım gideri olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan; 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 07.02.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 34.171,35-TL’ye, geçici işgöremezlik tazminatı talebini 4.905,18-TL’ye, bakıcı, tedavi ve ulaşım gideri talebini 3.607,02-TL’ye yükselterek bedel arttırıma konu alacağın bedel arttırım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini istemiş; 16.09.2020 tarihli duruşmada tedavi ve ulaşım giderini yönelik talebinden feragat etmiştir.
Davalı … vekili, ana yoldan giden davalıya tali yoldan çıkan davacı çarptığından davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, kusur durumunun İTÜ ya da Karayolları Genel Müdürlüğünden seçilecek uzman kişilerden alınacak raporla tespit edilmesini, davacının beyan edilen gelirini kabul etmediklerini, SGK’dan herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasını, davacı kask takmadığından müterafik kusurlu olduğunu, kaza tarihinde davacının aracın sigortasının bulunmadığını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davalının kaza sebebiyle aracında 6.000,00-TL civarında hasar oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … AŞ.vekili, davacı tarafından 25.04.2018 tarihinde davalı şirkete eksik belge ile başvuru yapıldığını eksik belgelerin 02.05.2018 tarihinde istenmesine rağmen sunulmadığını dolasıyla öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini, kabul anlamına gelmemek üzere, kazaya karışan aracın davalı şirket tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının gerçek zarar, sigortalının kusuru ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, kusur ve maluliyet açısından konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasını, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi ve bakıcı gideri talebinin teminat dışında olduğunu sürekli işgöremezlik yönünden hesaplamanın Genel Şartlardaki esaslara göre yapılmasını, davacının kask takmaması sebebiyle müterafîk kusurundan ötürü hüküm altına alınacak tazminattan indirim yapılmasını, muacceliyet gerçekleşmediğinden yargılama gideri ve faiz talebinde bulunulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 22/01/2018 tarihinde oluşan kazada davalı sürücü …’ın % 25, davacı …’ ın % 75 oranında kusurlu olduğu, tarafların kusur oranı SGK tarafından yapılan ödemenin güncel değerinin mahsubu halinde davacının; 34.171,35-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4.905,18-TL bakiye geçici iş göremezlik tazminatına hak kazandığı, davacı vekilin tedavi ulaşım ve pansuman masraflarına yönelik talebinden feragat ettiği, dava dilekçesi ile bakıcı gideri yönünden harçlandırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılan bir dava da bulunmadığı, bu hususta alacağın belirli hale gelmesi suretiyle talepte bulunulamayacağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla davacın çektiği elem ve ızdırap, tarafların kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, maluliyet derecesi dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü gerektiğinden davacının daimi ve geçici iş gücü kaybına yönelik taleplerinin kabulüne, 34.171,35-TL daimi iş göremezlik tazminatı, 4.905,18-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 39.076,53-TL’sinin talep gereği 1.000-TL’sinin dava tarihi olan 10/05/2018 tarihinde bakiye 38.076,53-TL’sine ıslah tarihi olan 07/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakıcı gideri yönünden harçlandırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılan bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin feragati nedeniyle tedavi, ulaşım ve pansuman giderlerine yönelik talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … vekili ile … AŞ.vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile 22.01.2018 günü öğlen saat 12.10 sularında Çankaya İlçesi Emek Semtinde bulunan Taşkent Caddesi’nde 1. Vites ile yol alırken 77. Sokaktan kontrolsüz bir şekilde ana yola çıkmak için gelen … Plakalı motosikletin çarpması sonucu bu trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre davalının Karayolları Trafik Kanunu madde 57/1-c, davacı motosiklet sürücüsünün madde 52/1-a hükümlerini ihlalden kusurlu bulunduğunu, davacı tarafın da iş bu tutanağı esas alarak maddi ve manevi tazminat talebiyle eldeki davayı açtığını, davalının seyrettiği Taşkent Caddesinin, 77. Sokak ile mukayese edildiğinde daha yoğun bir trafik işleyişine sahip, çift yönlü daha geniş olup davacı tarafın bulunduğu 77. Sokağın ise tek yön trafiğine açık, Taşkent Caddesine göre daha dar, çok daha az bir trafik işleyişine sahip bir sokak olduğunu, bu durumun ekte sunulan video kayıtlarından da açıkça anlaşılabildiğini, davalının seyrettiği Taşkent Caddesi toplu ulaşım araçlarının güzergahı olup ana yol olduğunu, olay mahalli incelendiğinde davalının geldiği yolun ana yol, davacı tarafın geldiği yolun ise tali yol olduğunun açıkça görüldüğünü, bu nedenlerle bu elim trafik kazasında asli kusur ve kusurun tamamının davacı yanda olduğunu, davacının tali yoldan kontrolsüz bir şekilde ana yola çıkarak nizami olarak yolunda seyreden davalıya çarptığını, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin benzer bir olaya ilişkin vermiş olduğu 2015/18093Esas, 2016/4335Karar, 2014/24300 Esas, 2015/2996 Karar sayılı numaralı kararlarının iddialarını destekler mahiyette olduğunu, olay yerinde tutulan tutanağın hukuki ve fiili gerçeklikleri yansıtmadığını, bu nedenle ilgili belediyelerden olay mahallinde bulunan yollardan hangisinin ana yol hangisinin tali yol olduğunun sorulması ve ayrıca olay mahallinde yapılacak keşif ile davalının seyrettiği Taşkent Caddesi’nin hem genişliği hem de trafik yoğunluğu itibariyle ana yol niteliğinde olduğunun tespit edilmesi; bu araştırmalar neticesinde davalının olayda kusurunun olmadığı, davacı yanın ise tam ve asli kusurlu olduğu belirlenerek davanın reddi gerekirken davalının tali kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda dosyaya sunulan video kayıtlarının incelenmediğini, video kayıtlarında davalının ne denli yavaş seyir ettiğinin açıkça görülebildiğini, köşeden üzerine doğru gelen davacıyı görür görmez durduğunu bunun da hızlı olmadığını kanıtladığını ,
Davacı yanın gelirine ilişkin tazminat hesaplamasında kullanılan miktarı da kabul etmediklerini, sağlık giderlerinin SGK tarafından karşılandığını,
Davacı yanın motosiklet kullanırken kanunun kendisine getirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini aracına uygun kıyafet giymediğini, kamera kayıtlarında kafasında bulunan kaskın da bağlı olmadığı bu nedenle de kafasından fırladığının görüldüğünü, davacının uğradığı cismani zararın ağır olmasından kendisinin sorumlu olduğunu, davacı aracının zorunlu trafik sigortasının da olmadığını ,
Davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın da yüksek olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Aş.vekili istanf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından kaza tarihi ve kaza saati araştırılmaksızın kurulan hükmün yasaya aykırı olduğunu, sigorta şirketi tarafından yapılan tetkiklerde meydana gelen kaza tarihi ve saati dikkate alındığında, kaza tarihini kapsayan geçerli bir poliçe bulunmaması sebebiyle davacı tarafın davalı şirketten talep edebileceği bir zarar kalemi bulunmadığını, tramer sorgusunda da görüleceği üzere poliçe oluşturma tarihi 22.01.2018, saati 12:11:48 olup davaya konu kaza tespit tutanağında ise kazanın 22.01.2018 saat 12:15 de meydana geldiğinin belirtildiğini, 6744744 numaralı Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesinin kaza saatini teminat altına almadığını, davacı tarafın sigorta şirketinden talep edebileceği bir zarar kalemi bulunmadığından davanın reddini gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu ,
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiğini; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 21/06/2019 tarihli Raporunun; … tarafından tıbbi değerlendirmeye tabi tutulduğunu anılan birimce düzenlenen raporda,”… isimli şahsın yaralanması (sağ tarafta iskium pubis kırığı, symphisis pubiste ayrılma ve sakroiliak eklemde ayrılma) ile 22/01/2018 tarihinde geçirdiği kaza arasında nedensellik bağı bulunmakta olup kişinin son durumunu gösterir muayene bulgularına göre kişide mevcut (sağ ve sol kalça eklem hareket kısıtlılığı) sekeli kazaya bağlı olarak gelişmiştir. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nın 21/06/2019 tarihli Raporunda; 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre düzenlenmiş olup hesaplamada hata yapıldığını, kişinin trafik kazası nedeniyle oluşan yaralanması 21/06/2019 tarihli raporda kayıtlı bulgulara göre; 20/02/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerince %8 oranında engelliliğe neden olacak niteliktedir.”denildiğini, bilirkişi tarafından 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe uygun rapor düzenlenmesine rağmen tanımlanan yara izleri %10 sürekli maluliyete sebep olacak nitelikte olmadığını, maluliyet oranının hatalı değerlendirmeler içerdiğini, bu durum karşısında adil ve güvenilir bir yargılama için, maluliyet oranının usulüne uygun ve itirazları doğrultusunda yeniden belirlenmesi gerektiğini ,
Somut olayda davacının müterafik kusurunun olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, davaya konu kaza sonrası düzenlenen Kaza Tespit Tutanağında sürücü …’ın kask takıp takmadığının tespit edilemediğini, dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle belirlenecek tazminat tutarından BK.52. (BK.44 eski) maddesi gereği indirim yapılması gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatı trafik poliçesi teminatı dışında olduğundan geçici iş görmezlik tazminatı taleplerinin reddi yerine kabulünün yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … vekili ile … AŞ. vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, ulaşım ve tedavi gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … vekili kusur, müterafik kusur, gelir ve manevi tazminat yönünden; davalı sigorta şirketi vekili ise, kaza tarihini ve saatini kapsayan poliçe bulunmaması, maluliyet oranı, müterafik kusur, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf isteminde bulunmuştur.
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde;
Davalı sigorta şirketi vekili, davalının sevk ve idaresindeki aracın poliçesinin 22.01.2018 saat 12:11,48 yapıldığını kazanın ise 22.01.2018 saat 12:15 de meydana geldiğini belirterek kaza saatinde geçerli poliçe bulunmadığı belirtmiş ise de dava konusu kazanın saatinin poliçe tanzim saatinden 3 dakika 12 saniye sonra olduğu, davacının dava öncesi davalı şirkete 25.04.2018 tarihli başvurusu üzerine davalı tarafından poliçe olmadığı yönünde itirazda bulunulmadan davacıdan 02.05.2018 tarihli dilekçe ile sağlık kurulu raporu, TC kimlik numarası, gelir belgesi, kaza tespit tutanağının istendiği dolasıyla kaza tarihi ve saatinde davalıya ait aracın davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının 21.06.2019 tarihli raporu ile davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle maluliyetinin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin esas alındığı … doğumlu davacı …’ın sağ ıskium pubis kırığı (pelvis kırığı %5 ,sağ kalça kırığı %5 )simfizis pubiste ve sakroiliak eklemde ayrılma (%10) nedeni ile Balthazard formülü uygulandığında kişinin özür oranının %10 (yüzde on ) olduğu, 9 (dokuz) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı belirlenmiş olmasına anılan raporun kaza tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak yetkili kurum tarafından hazırlanmasına göre davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas, 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb)
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 Esas -2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan nedenler davacının geçici işgöremezlik tazminatı poliçe kapsamında olduğundan davalı tarafa izafe edilen %25 kusur oranına göre davalının 9 aylık geçici işgöremezlik süresine karşılık SGK tarafından yapılan ödemenin mahsubundan sonra bakiye 4.905,18-TL geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu tutulmasında ve davacının kaza anında kaskının takılı olması (kaldı ki; davacı kafasından da yaralanmamış olduğundan) nedeniyle müterafik kusurlu olmadığının anlaşılması nedeniyle belirlenen tazminatlardan müterafik kusur indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin anılan yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
2-Davalı … vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde;
Gerek 22.01.2018 tarihli saati 12:15 olan kaza tespit tutanağı gerekse mahkemece uzman bilirkişiden alınan 07/02/2020 tarihli raporda 22.01.2018 günü saat 12.15 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Taşkent caddesinde düz şekilde seyrederken 77. sokak kavşağına geldiğinde aracının sağ ön kapı kısımlarına sağından 77. sokaktan kavşağa giriş yapan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletinin ön kısımları ile çarpması, çarpmadan sonra motorun süzülerek arka kısımları ile aracın sağ arka çamurluk kısımlarına çarparak duruşa geçtiği iki taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında … plakalı araç sürücü …’ın aracının hızını kavşaklara yaklaşırken trafik durumunun gerektirdiği şartlara, trafik işaret levhalarında belirtilen yükümlülüklere uydurmamak ve yolda yanlış manevra yapmak sebebiyle 2918 sayılı karayolları trafik kanununun 52/a maddesini ihlal ettiği anılı kural ihlalinden ötürü kazanın oluşumunda % 25 oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın aracının kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, tali yoldan anayola çıkarken anayoldan gelen araca yol vermediği ve kavşaklarda geçiş önceliğine uymamaktan 2918 sayılı karayolları trafik kanununun 57/a,b-5 ve 84/h maddelerini ihlal ettiği, anılan kural ihlalinden ötürü kazanın oluşumunda % 75 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza sırasında kaskının takılı olduğu belirlenmiş olmakla anılan kusur oranları olayın oluş şekli dosya kapsamı mevcut delil durumuna uygun görüldüğünden mahkemece hükme esas alınmasında; davacının müterafik kusuru bulunmadığından hüküm altına alınan tazminat miktarlarından müterafik kusur indirimi yapılmamasında; davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında vergilendirilmiş gelirinin esas alınmasında; geçici iş göremezlik tazminatının SGK tarafından yapılan ödemenin tenzilinden sonra kusur oranına göre belirlenmesine; tarafların sosyal ekonomik durumları, davacının yaşı, maluliyet oranı, tedavi süreci, çektiği acı ve ızdırap, paranın satın alma gücü gözönüne alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kurullarına uygun olmasına göre davalı vekilinin anılan yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinin sonuç bölümünde talebini “Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, müvekkilimizin uğramış olduğu zararın, daimi maluliyet bedelinin, iyileşinceye kadar çalışamadığı sürelere ait kazanç kaybının, iyileşme süresince yaptığı tedavi, ulaşım, pansuman masraflarının vesaire maddi zararların karşılığı olmak üzere şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminata dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi, 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak müvekkile verilmesi talebimizin arzıdır.” (27.05.2019 tarihli açıklama dilekçesinde 900,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı; 50,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL tedavi, ulaşım, pansuman gideri olarak talebini kuruşlandırmıştır) olarak belirtmiş iken; 07.02.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesinde talebini “Müvekkil adına fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tutarak davalı aleyhine açtığımız tazminat davasında; Sayın Mahkemenizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, dava dilekçesinde talep ettiğimiz alacağımıza ek olarak; daimî iş göremezlik tazminatı olarak 34.121,35-TL, bakiye geçici iş göremezlik tazminatı 4.005,18-TL ve bakıcı gideri tazminatı olarak 3.557,02-TL daha alacak hakkımız olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda bakiye alacak olarak hesaplanan ve yukarıda yazılı alacakların da hükmen tespiti amacıyla müddeabihi ıslah ediyoruz.
SONUÇ: Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Mahkemenizce re’sen dikkate alınacak hususlar karşısında; ıslah talebimizin kabulü ile müddeabihin ıslahı yolu ile arttırdığımız kısmı ile dava dilekçesinde talep ettiğimiz miktarların birleştirilmesi sonucu; daimi iş göremezlik tazminatı olarak 34.171,35-TL, bakiye geçici iş göremezlik tazminatı 4.905,18-TL ve bakıcı gideri tazminatı olarak 3.607,02-TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkile verilmesine, tazminatların 1.000,00-TL’sine dava tarihinden geri kalanına ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.” olarak belirttiği anlaşıldığından mahkemece HMK’nun 26. maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak (bedel arttırım dilekçesine konu alacak sadece davalı sigorta şirketinden talep edilmiştir) dava dilekçesi ve 27.05.2019 tarihli açıklama dilekçesine konu 900,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 50,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatından davalı sigorta şirketi ile davalı …’ın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, bedel arttırım dilekçesine konu alacaklar yönünden ise sadece davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken davalı …’ın bedel arttırıma konu alacak miktarından da sorumlu tutulması doğru görülmediğinden davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf talebi yerinde görüldüğünden, istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … AŞ.vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.09.2020 tarih ve 2018/355 Esas, 2020/516 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacının daimi ve geçici iş gücü kaybına yönelik taleplerinin kabulüne, 34.171,35-TL daimi iş göremezlik tazminatı (davalı …’ın bu tazminatın 50,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla ), 4.905,18-TL geçici iş göremezlik tazminatı (davalı …’ın bu tazminatın 900,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla ) olmak üzere toplam 39.076,53-TL’sinin (davalı …’ın toplam tazminatın 950,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla ) talep gereği 1.000-TL’sinin (davalı …’ın 950,00-TL miktarla sınırlı olarak) dava tarihi olan 10/05/2018 tarihinde; bakiye 38.076,53-TL’sine (sadece davalı … AŞ.sorumlu olarak ) ıslah tarihi olan 07/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Bakıcı gideri yönünden harçlandırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılan bir dava bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı vekilinin feragati nedeniyle tedavi, ulaşım ve pansuman giderlerine yönelik talebinin reddine,
5-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
6-Peşin alınan ve ıslahla harcın mahsubu ile bakiye 2.264,28-TL harcın davalılardan alınarak (davalı … 309,00-TL’sinden sorumlu olarak ) hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 2.269,18-TL yargılama giderinin davalıdan kabul ve red oranı dikkate 2.266,45-TL sinin davalılardan (davalı … 310,00-TL’sinden sorumlu olarak ) alınarak davacıya verilmesine,
8-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesap edilen 5,861,47-TL vekalet ücretinin (davalı … 150,00-TL’sinden sorumlu olarak ) tüm davalılardan, manevi tazminat üzerinden 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya, red edilen manevi tazminat üzerinden 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a, 50,00-TL sinin davacıdan alınarak tüm davalılara verilmesine,
9-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Alınması gerekli 2.669,31-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 752,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.916,53-TL harcın davalı … AŞ’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davalı … AŞ.tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 752,78-TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde adı geçen davalıya iadesine,
4-Davalı … tarafından yapılanistinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf başvuru harçları peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan istinaf yargılama giderinin karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda davalılara iadesine
7- Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, harç ikmali ve iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.