Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1685 E. 2023/44 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1685 – 2023/44
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1685
KARAR NO : 2023/44

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2020
NUMARASI : 2018/1199 Esas 2020/295 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacılar vekili, 01.02.2014 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın çarpıştığını, … plakalı aracında savrularak … plakalı araca çarptığını, davacının araçtan inmeye çalıştığı sırada … plakalı aracın davacının yolcu olduğu araca çarpması nedeniyle davacı …’ın yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı …’ın maluliyeti nedeniyle 500,00 TL. çalışamadığı günler için 500,00 TL’nin davalılardan, … için 50.000,00 TL, … için 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminatı 7.794,12 TL. geçici, 113,099,39 TL. sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 120,393,00 TL. olarak belirlemiştir.
Davalılar … ve … vekili, kazanın üç araçlı kaza olduğunu, davalı ile davacının aracının çarpışmasından bir süre sonra diğer aracın davacı aracına çarptığını, davacının meydana gelen ilk kazada yaralanmadığını, araçtan dışarı çıktığı sırada yaralandığını, ilk kaza neticesinde davacı bu şekilde yaralanmış olsa idi aracından dışarı çıkıp ayakta kalmasının mümkün olmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece, Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 2017/1832 E- 2018/1436 K. sayılı kararına göre Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/548 E- 2015/824 K. sayılı dosyasında katılanın …, sanığın …, suçun taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu olduğu, 01.10.2015 tarihinde sanık hakkında 4.500.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın olayda asli kusurlu bulunduğu, kararın Yargıtay 12.Ceza Dairesince onanması üzerine 03.12.2019 tarihinde kesinleştiği, 01.02.2014 tarihinde meydana gelen kaza sonucu davacı …’ın yaralandığı, % 24,2 oranında malul kaldığı, olayın oluşumunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğu, dava sırasında davacının maddi zararlarının davalı sigorta şirketince karşılandığı, maddi zararların konusuz kaldığı, manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise; olay tarihi, olayın oluş biçimi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı sürücünün tam kusurlu oluşu, davacı Necati’nin yaralanma derecesi gözetilerek yaralanmasından dolayı duyduğu, davacı …’ın ise eşinin ağır biçimde yaralanmasından dolayı duyduğu manevi elem ve acının kısmen de olsa giderilmesi bakımından hakkaniyet ilkeleri de dikkate alınarak manevi tazminat belirlendiği gerekçesi ile maddi tazminat yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile; davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için ise 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının Afyonkarahisar Eskişehir istikametinde seyir halindeyken karşı yönden gelen … plakalı araç ile çarpıştığını, arkadan gelen … plakalı araç ise hızlı geldiğinden davacı …’ın araçtan indiği sırada kendisine çarptığını, davacı tarafın kabul ettiği üzere davalının kullandığı … plakalı araç ile davacının içinde bulunduğu … plakalı aracın çarpışmasından sonra davacının içinde bulunduğu araçtan dışarı çıktığını, belli bir süre sonra arkadan hızla gelen … plakalı aracın kendisine çarpması sonucu yaralandığını, davalı ile yapmış olduğu ilk kaza neticesinde davacı yaralanmış olsa idi aracından dışarı çıkıp, ayakta kalamayacağını, davacının yaralanmasına yol açan olayını ikinci çarpışma sonucu meydana geldiğini, davalının kullandığı … plakalı aracın karıştığı ilk kaza ile dava konusu yaralanmanın bağlantısının olmadığını, ilk kaza sonucu güvenliğini sağlamadan araçtan inen davacının ve süratli şekilde seyir ederek kaza yapan araçlara çarpan … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davanın açıldığı tarihte davacının tedavisinin halen devam etmesi nedeni ile maluliyet yönünde tazminat talep edilmesinin uygun olmadığını, davacının tedavisi tamamlanmadığından maluliyetinin tespitine imkân olmadığını, bilirkişi raporları incelendiğinde davacının inşaat işleri kolunda yıkıcılar mesleğini icra ettiği, hesabın da ona göre yapıldığının belirtildiğini, vergi kayıtları ve davacının beyanlarına göre davacının bu alanda 1 yılı aşkın bir süredir faaliyet göstermediğini, davacı iddia edildiği gibi kazadan dolayı belli bir oranda iş gücü kaybına uğramış olsaydı bugün için inşaatlarda çalışamaz olması gerektiğini, hâlbuki davacının şuan itibari ile inşaatlarda çalıştığını, manevi tazminatın davacıların zenginleşmesine yol açabilecek şekilde olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalılar … ve … vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, 01.02.2014 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile çarpıştığını, davacının araçtan inmeye çalıştığı sırada … plakalı aracın davacının yolcu olduğu araca çarpması nedeniyle davacı …’ın yaralandığını belirterek davacı … için geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve davacı ve eşi için manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece verilen ilk karar ile kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek maddi tazminat davasının sigorta şirketi tarafından ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacılar için belirlenen manevi tazminatın davalılar … ve …’tan tahsiline karar verilmiş, davalı işleten ve sürücü vekili mahkemece kazanın iki ayrı kaza olduğunu, davacının davalıların karıştığı ilk kazada yaralanmayıp, araç dışına çıktığını, davacının dava dışı diğer aracın çarpması sonucu yaralandığını iddiası ile istinaf kanun yoluna başvuru yapılmış, Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarih 2017/1832 E. 2018/1436 K. sayılı kararında maddi vakıanın belirlenmesi için ceza mahkemesi dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği belirtilerek davalıların istinaf başvurusu kabul edilmiş, mahkemece Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/548 E- 2015/824 K. sayılı dosyasında sanık …’ın olayda asli kusurlu bulunduğu, kararın Yargıtay 12.Ceza Dairesince onanarak 03.12.2019 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile karar verilmiştir.
Dava konusu olaydan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında … idaresinde bulunan … plakalı aracın şerit tecavüzü yaparak … plakalı araca çarptığı, … plakalı aracın savrulduğu ve arkasından gelen … plakalı aracında … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’ın yaralandığı … plakalı araç sürücüsü …’ın şeride tecavüz nedeniyle tam kusurlu olduğu diğer sürücülerin kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece İTÜ Karayolları Kürsüsünden seçilen heyetten alınan bilirkişi raporunda kazaya 3 aracın karıştığı, davalı …’ın şeride tecavüz etme nedeniyle tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dava konusu olay nedeniyle Eskişehir 3.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/548 E. Sayılı dosyasında sanık … hakkında taksirle yaralamaya neden olma suçundan yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda da sanığın kazanın meydana gelmesinde ve davacının yaralanmasında tam kusurlu olduğu kabul edilerek sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş, karar sanık tarafından iki ayrı kaza olduğu, davacının ikinci kazada yaralandığı iddiası ile temyiz edilmiş, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2018/2687 E-2019/11299 K. Sayılı ilamı ile sanığın idaresindeki araçla seyir halinde iken karşı istikamete ayrılan şeride girerek karşıdan gelen katılanın yolcu olarak bulunduğu araçla çarpıştığı olayda, sanığın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, dosya kapsamına göre, sanık müdafinin katılanın başka bir aracı sollamak için sanığın şeridine girdiğine ilişkin, katılan vekilinin cezanın az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onamasına karar verildiği, kararın 03.12.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK.nın 74.maddesi “ Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir.
Madde metninde de anlaşıldığı üzere ceza mahkemesinin beraat kararının hukuk hâkimini bağlamayacağı, ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hâkimini bağlayacağı, beraat kararı suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hâkimini de bağlayacağı, bundan başka kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hâkimini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır (Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, s. 844). Ancak Hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K).
Dosya kapsamına, kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile belirlenen maddi vakıaya göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminatın takdirinde TBK.nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve … vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.073,95 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 163,43 TL +606,00 TL’nın mahsubu ile kalan 2.304,52 TL. harcın davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3- Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 27.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.