Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1683 E. 2022/2442 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1683
KARAR NO : 2022/2442

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI : 2016/72 Esas 2020/134 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.03.2015 tarihinde, davacıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı, davalı şirkete ait, ehliyetsiz sürücü …’in sevk idaresindeki … plakalı aracıyla, … plakalı araçlara çarpışması nedeniyle meydana gelen kaza sonucunda, davacının hasar gören … plakalı araç hasarı için … Sigorta şirketine 30.12.2015 tarihinde 2.717,97-TL; … plakalı araç hasarı için… Sigorta A.Ş.’ne 13.11.2015 tarihinde 11.062,50-TL.; …plakalı araç hasarı için… Sigorta A.Ş.’ne 30.11.2015 tarihinde 2.778,00-TL olmak üzere toplam üç araç için 16.558,47-TL ödeme yaptığını, davacının ödenen bedellerin ehliyetsizlik nedeni ile sigortalısına rücu hakkı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.717,97-TL’nin 30.12.2015; 11.062,50-1TL’nin 13.11.2015, 2.778,00-TL’nin 30.11.2015 tarihinde itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 28.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile … plakalı araçla ilgili araç sahibi tarafından Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğunu, anılan komisyon kararı gereğince davacı şirket aleyhine yapılan icra takip dosyasına 17.02.2016 tarihinde 2.197,00-TL değer kaybı ödediklerini bu nedenle 16.558,47-TL olan dava değerini 2.197,00-TL arttırarak 18.775,00-TL’ye yüksettiklerini arttırım konusu 2.197,00-TL’nin de ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin araç sürücüsü …’in ehliyetsiz olmasına rağmen kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, talep konusu hasarların fahiş olduğunu, ıslah konusu talebin eldeki davada istenemeyeceği belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında; davacı … şirketinin zorunlu trafik sigortacısı ve davalının işleteni olduğu … plakalı aracın 01/11/2014 – 01/11/2015 dönemine ilişkin olarak tanzim edilen ZMMS poliçesi mevcut iken 13/08/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde … ve … plakalı araçların hasarlanmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle söz konusu 3. aracın dava dışı sigorta şirketlerine davacı … şirketinin sigorta hasar tazminatını ödedikten sonra sigortalı … plakalı aracın sürücüsünün kaza sırasında sürücü belgesi bulunmadığı için davalıdan ödeme konusu toplam miktarı rücuen talep ettiği konu ile ilgili olarak kaza tarihinde yürürlükte olan ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS poliçesinin “Zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletene rücu hakkını” düzenleyen 4-c.m. gereğince; “Tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelmiş ise; sigortacının bu hususu zarar görenlere karşı ileri süremeyeceği fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği” açıkça hükme bağlanmış olup somut uyuşmazlıkta davacı … şirketinin davalıya rücu hakkının doğduğu, bu bağlamda, dosyaya sunulan ve mahkemece de denetime elverişli görülen bilirkişi kurulu 2. ek raporu doğrultusunda (ıslah talebine konu araç değer kaybı alacağı hariç olmak üzere) ve yukarıda değinilen 3 araç yönünden raporda belirtilen her bir ödeme itibaren ayrı ayrı işletilecek avans faizleri ile birlikte toplam 16.558,47-TL alacağın davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla; davanın dava konusu sigorta hasar tazminatı alacağı yönünden kabulüne, ıslah talebine konu araç değer kaybının ise; dava dilekçesinde dava konusu talep ileri sürülmediği ancak sonradan sunulan ıslah dilekçesi ile hüküm altına alınmasının talep edildiği, Yargıtay 23.H.D. Başkanlığı’nın 11/10/2018 tarih, 2016/503 Esas, 2018/4673Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında; HMK 124.m. ile usul hükümleri gereğince ıslah talebi yoluyla dava dilekçesinde ileri sürülmeyen bir talep konusunun ıslahen dava konusu haline dönüştürülmesine hukuken olanak bulunmadığı, bu itibarla da ıslah talebine konu araç değer kaybı alacağı yönünden talebin reddi veya kabulü yönünde hüküm kurulamayacağından, araç değer kaybı alacağına ilişkin talep yönünden ise açıklanan gerekçelerle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanısıyla (dava dilekçesinde talep edilen alacak miktarı yönünden) davanın KABULÜ İLE; dava konusu toplam 16.558,47-TL alacağın 11.062,50-TL’lik kısmının ödeme tarihi olan 13/11/2015, 2.778,00-TL’lik kısmının ödeme tarihi olan 30/11/2015 ve 2.717,97-TL’lik kısmının ise; 30/12/2015 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ıslah dilekçesine konu değer kaybı alacağı talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararına gerek kusur gerekse dava dilekçesinde belirtilen alacak kalemleri için yapılan hesaplama bakımından herhangi bir itirazları bulunmadığını, ıslah olarak kabul edilen talep bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu,
Eldeki davanın 27.01.2016 tarihinde açıldığını, davalı tarafından verilen cevap dilekçesi kendilerine tebliğ edilmeden 28.04.2016 tarihinde ıslah dilekçesi verilerek müdeabbihin 2.197,00-TL arttırıldığını, 26.09.2016 tarihinde ön inceleme duruşması yapıldığını, cevaba cevap dilekçesi ile de ıslaha konu alacağın yeniden açıkça talep edildiğini mahkeme tarafından ise bu hususlar gözetilmeksizin ıslah talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de kararın bu itibarla hatalı olup düzeltilmesi gerektiğini,
Dava dilekçesinde davacı şirket sigortalısı davalıya ait aracın …, … plakalı araçlara çarparak zarar verdiği belirtilerek kalem kalem her bir araç için yapılan ödemeler belirtilerek netice ve talep kısmından da gözetileceği üzere “fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla” dava ikame edildiğini, akabinde davacı tarafça … plakalı araca ilişkin ödenen ve davalı yandan talep edilen 2.717,97-TL’lik meblağa ek olarak … plakalı araçta meydana gelen zarar dolayısıyla ödenen 2.197,00-TL daha 28.04.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talep edildiğini, ıslahın, dilekçeler teatisi sırasında henüz cevap dilekçesi dahi tebliğ alınmaksızın, iddia ve savunmaların genişletilmesi yasağına takılmadan yapıldığından kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ıslah edilen kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazlarının; ek raporda da incelenmeden hüküm tesis edildiğini, hasar bedelleri tespitinde gerçekleşen onarımların kazaya ilişkin olup olmadığı hususunun araştırılmadığını, yalnızca bedel belirlenirken kasko eksperleri tarafından düzenlenen raporların dikkate alındığını, aracın kaza esnasında hasar gören parçalarının rayiç değerinin çok üzerinde yedek parça bedeli tespitlerinde bulunan kasko eksper raporlarında aynı şekilde piyasa bedelinin çok üzerinde işçilik bedelleri girildiğini … plakalı araçta 992,90-TL. yedek parça hasar tutarı olan bir aracın, 2.078,25-TL. işçilik bedelin olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi fahiş olduğunu, denetime elverişsiz şekilde yedek parça ve işçilik bedeli ile oluşturulan hasar bedellerini kabul etmediklerini,… plakalı aracın değişen parçalarının belli bile olmadığını, kök rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, iddia edilen onarımların ve bedellerinin piyasa ile orantılı olup olmadığı ve doğruluğunun ek raporda da değerlendirilmediğini, olayın oluş şekli gereği hatalı olarak tespit edilen kusur ve açıklandığı üzere denetime elverişsiz kasko eksper raporları dikkate alınarak verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, meydana gelen kazada davalı şirket sürücüsünün kusuru bulunmadığını, bilirkişi raporunda, … plaka sayılı …’ün sevk ve idaresindeki aracın, 3158 caddeyi takiben olay mahalli 3061 cadde kavşağına gelmeden önce hızını azaltıp, kavşağa dikkatli ve kontrollü bir şekilde giriş yapması gerektiği belirtilmesine rağmen %25 kusur oranı verilmesinin hatalı olduğunu, olayın oluşumuna kavşağa kontrolsüz şekilde çıkan… plakalı araç sürücüsünün sebebiyet verdiğini, kabul anlamına gelmemek üzere; meydana gelen kaza kontrolsüz çıkıştan kaynaklanmakta ise de hızını yavaşlatmayarak kazaya sebebiyet vermesinden dolayı araç sürücülerinin eşit kusurlu olacağını bu nedenle kusur tespitini kabul etmediklerini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısının kendi akidine karşı, trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı … şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalanan ve davalının işleteni olduğu … plakalı aracın, dava dışı … idaresindeyken, …, …,… plakalı araçlara çarpışması nedeniyle meydana gelen kaza sonucunda, davacı … şirketi tarafından zarar gören üç aracın sigorta şirketlerine hasar tazminatı ödendiğini, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan sürücünün ehliyetsiz olması nedeni ile rücu isteminde bulunulmuştur.
Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartlarının (zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı) başlıklı B.4.b. maddesinde tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye haiz olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi sonucunda vukua gelmiş ise sigortacının bu hususu zarar görenlere karşı ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmış bulunmaktadır. Poliçede yer alan bu şart esasen Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesi düzenlemesinin poliçeye aksettirilmiş bir hükmüdür. Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarı, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenir.
Somut olayda; gerek 13.08.2015 tarihli saati 15.45 olan kaza tespit tutanağında, gerekse uzman bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 24.09.2018 kök, 30.10.2018 ve 20.01.2020 tarihli ek raporlarda mülkiyeti davalı …. Şti. ne ait sürücü belgesiz sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı 2008 model … marka aracı ile Yaşamkent mahallesi 3061 caddeyi takiben 3158 cadde kavşağına geldiği esnada seyir yönünde bulunan yol ve trafik levhasını dikkate almadan seyir hızı ile giriş yapıp aracının ön kısımları ile solundan 3158 caddeyi takiben gelen mülkiyeti dava dışı …’e ait, … Sigorta poliçesiyle zorunlu mali mesuliyet sigortalı bulunan… plaka sayılı 2013 model …, B sınıfı sürücü belgeli ve dosya kapsamına göre alkolsüz olan dava dışı sürücü … yönetimindeki araçla çarpışıp sağa doğru savrulduktan sonra kavşak sistemine arka arkaya yaklaşan … plaka sayılı … Sigorta şirketine sigortalı 2012 model … marka aracın B sınıfı sürücü belgeli ve dosya kapsamına göre alkolsüz olan dava dışı sürücü … yönetimindeki araca ve … yönetimindeki… Sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı… marka münübüse çarpıp tüm araçların duruşa geçmesiyle meydana gelen dava konusu trafik kazasında, …’in seyir yönünde bulunan yol ver trafik işaret levhasını dikkate alıp aracının seyir hızını azaltıp daha kontrollü ve dikkatli bir şekilde kavşağa giriş yapması gerekirken aksine hareketle kontrolsüzce ve dikkatsizce hız kesmeden diğer yönden gelen araçla çarpışmasıyla meydana gelen dava konusu trafik kazasının oluşumunda birinci dereceden asli kusurlu (%75 oranında ); kavşak girişinde hızını azaltmayan… plaka sayılı araç sürücüsü …’ün tali kusurlu (%25), diğer araç sürücüleri … ve …’ün kusursuz oldukları; dava konusu kaza nedeniyle hasar gören … plakalı … marka, … tipi, 2012 model, 82.752 km.de hususi binek oto, … plakalı 2013 model… tipli oto ve … Plakalı … tipi, 2005 model, 490 145 km.de hususi minibüs olan araçların hasar bedellerinin araçların markası modeli, kullanım amacı, kaza ile uyumlu hasar durumları, sigorta ekspertiz raporları, tamir faturaları esas alınarak tamirin ekonomik olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle yedek parça ve işçilik ücretlerinin piyasa koşullarına göre değerlendirilmesi suretiyle hazırlanan uzman bilirkişi heyetinin kök ve ek raporlarının hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde talep etmediği ve eldeki davadan sonra ödediği değer kaybına ilişkin talebini ıslah yoluyla talep edemeyeceği, sigortalı aracı kullanan sürücü …’in kaza tarihini kapsar şekilde ehliyetnamesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. KTK 95. madde ve Sigorta Genel Şartları uyarınca, ehliyetsiz sürücü tarafından kullanılan sigortalı aracın yaptığı kaza nedeni ile zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminat bedelinin, davacı … şirketince sigortalısına rücu edilmesine dair verilen karar usul ve yasaya uygundur.
Açıklanan nedenlerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde kusur ve hasar yönünden uzman bilirkişi heyeti tarafından davacı ve davalının itirazlarının da değerlendirildiği kök ve ek raporların hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK.nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70-TL istinaf karar ilam harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalıdan alınması gereken 1.131,10-TL istinaf karar ilam harcından peşin alınan 282,75-TL’nin mahsubu ile bakiye 848,35-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf gider avansından kullanılmayan kısmın yatırdıkları oranda davacı ve davalıya iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme,harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.