Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1675 E. 2022/2329 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1675 – 2022/2329
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1675
KARAR NO : 2022/2329

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : 2018/731 Esas 2020/274 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 22.02.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın emniyet şeridinde durakladığı sırada…’ın idaresinde bulunan araç ile çarpması sonucu meydana gelen kazada…’ın vefat ettiğini, davacıların…’ın eşi, çocuğu, annesi, babası ve kardeşi olduğunu belirterek davacı eş … için 80.000,00 TL, çocuk … için 60.000,00 TL, anne … için 45.000,00 TL, baba … için 45.000,00 TL, kardeş… için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 250.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davadan önce kaza nedeniyle usulüne uygun başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, sigortalı aracın kazada kusuru olmadığını, vefat eden…’ın emniyet kemeri takılı olmadığından, olayın gerçekleşmesinde müterafik kusurunun mevcut olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’ndan alınan 17.10.2019 tarihli raporda… idaresindeki … plakalı otomobili ile emniyet şeridine girerek, emniyet şeridinde duraklama halinde olan …idaresindeki … plakalı çekiciye takılı yarı römorka arkadan çarptığı olayda sürücü…’ın emniyet şeridinde gündüz vakti görülebilir vaziyetteki araca arkadan çarpması nedeniyle %100 kusurlu olduğu, sürücü …’in idaresindeki yarı römork takılı çekiciyi emniyet şeridinde durdurması sonrası meydana gelen olayda kural ihlalinin ve kusurunun bulunmadığının belirtildiği, rapora itiraz edilmesi üzerine Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Daire Başkanlığı’ndan görevli/emekli bilirkişilerden oluşturulan 3 kişilik heyetten alınan raporda…’ın idaresindeki … plakalı aracı ile, yerleşim yeri dışında, gündüz vakti, görüşe engel bir cismin olmadığı, azami hızın 120 Km/h olduğu, yol şerit çizgileri bulunan iki seyir şeridi ve devamlı çizilmiş yol çizgisi ile ayrılmış asfalt kaplamalı 3.20 m genişliğinde banket (emniyet şeridi) bulunan otoyolda seyir halinde iken, yolun yakın ön ilerisine ve yakın çevresine gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek 2918 Sayılı Kanun’un 46, 57. Maddesi hükümlerine aykırı bir şekilde şerit değiştirmek suretiyle yolun banket kısmına girip, herhangi bir fren tedbirine başvurmaksızın, mevcut seyir hızı ile banket üzerinde duraklamakta olan sürücü …idaresindeki … plakalı çekiciye bağlı yarı römorka arka kısmından, aracının ön kısmı ile çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasının oluşumunda % 100 oranında kusurlu olduğu, dava konusu kaza ile ilgili Silivri Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında keşif yapılarak alınan kusur raporu ve dosyanın celp edilerek İstanbul Teknik Üniversitesi Karayolları Kürsüsü öğretim üyelerinden oluşturulan heyetten alınan raporda; ölen otomobil sürücüsünün kontrolsüz bir hızla seyrettiği, bu nedenle seyredeceği alanı etkin ve sürekli biçimde kontrol altında tutamadığı, seyretmekte olduğu şeritten emniyet şeridine girip fren yapmadan tır kamyonu römorkuna arkadan şiddetli bir şekilde çarparak kazanın meydana gelmesinde trafiğin akışı ve şerit izleme kuralı ile aracın hızının mevcut şartlara uygunluğunu sağlama zorunluluğuna aykırı şekilde seyrettiğinden, bu hatalı sevk ve idaresinin olayda 1.derecede ve tam etkili olduğu, bu nedenle %100 kusurlu bulunduğu, tır kamyonu sürücüsünün kamyonunu tamamen emniyet şeridine çekerek kısa bir süre için park etmiş olduğu, durumun taşıt yolunda seyreden araçlar için herhangi bir tehlike yaratmadığı, olayda etkili kural ihlali bulunmadığının belirlendiği, davalıya sigortalı aracın kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davacıların davasının reddine karar verilmiş karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kazanın meydana gelmesiyle ilgili olarak kusur durumlarının tespitine ilişkin birden fazla rapor alındığını, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, mahkemenin hüküm kurarken sadece davacıların murisi…’ın %100 kusurlu olduğu ve davalı sigorta şirketine sigortalı olan aracın kusursuz olduğu yönünde hazırlanan raporları esas alarak hüküm kurmasının yerinde olmadığını, gerekçeli kararda değinilen raporlarda davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsü …’e herhangi bir kusur atfedilmemiş olsa da kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında …’in çekici ve ona bağlı yarı römorku ile emniyet şeridinde duraklama halinde olduğu ve 2918 sayılı kanunun 47 /1-d maddesini ihlal ettiği için kusurlu olduğunun belirtildiğini, 2918 sayılı KTK’nın 84. ve 59. maddeleri gereğince kusurlu olduğunu, araç sürücüsünün emniyet şeridine zorunlu bir hal olmadan tamamen keyfi olarak park ettiğini, yerel mahkeme kararına esas alınan İstanbul Teknik Üniversitesinin 15.05.2020 tarihli raporun Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/214 esas sayılı dosyasında yapılan keşif sonrası tanzim edilen bilirkişi raporundaki kusur tespiti ile çeliştiğini, raporda …’in tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, bilirkişi raporu bir delil değerlendirme aracı olup vakıaların tespit edilmesine yardımcı olacağını, bilirkişi atandığında, hakimin karar verme yetkisinin bilirkişiye devredilmiş olmayacağını, şayet …, park etmenin yasak olduğu anılan yerde park halinde beklemeseydi,…’ın ölümü ile neticelenen bu kazanın meydana gelmeyeceğini, hüküm kurulurken, sadece, …’ın %100 kusurlu olduğu ve davalı sigorta şirketine sigortalı olan aracın kusursuz olduğu yönünde hazırlanan raporlar esas alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkidir.
Davacılar vekili, davalı sigorta şirketine ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın emniyet şeridinde durakladığı sırada…’ın idaresinde bulunan araç ile çarpması sonucu meydana gelen kazada…’ın vefat ettiğini, davacıların…’ın eşi, çocuğu, anne, babası ve kardeşi olduğunu belirterek davacılar için manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu olaydan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında…’ın idaresinde bulunan aracı ile emniyet şeridinde duraklayan …idaresinde bulunan çekici ve römorka çarptığı olayda…’ın şerit izleme kurallarına riayet etmemesi ve arkadan çarpma nedeniyle asli kusurlu, …’in ise trafik güvenliği ile ilgili kural ve zorunluluklara uymama nedeniyle tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığından alınan 17.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda; kaza mahallinin bölünmüş, iki şeritli yol olduğu, 3.2 m genişliğinde emniyet şeridi bulunduğu, düz ve eğimsiz otoyol bağlantı yolu üzeri olduğu, azami hız sınırının 120 km olduğu, kaza tespit tutanağında fren izi tespiti bulunmadığı, çarpışmanın emniyet şeridinin içinde olduğu tespitinin yapıldığı, dosya kapsamındaki ifadeler, tüm bulgular ve olay yeri basit krokisi gündüz vakti, görüşün açık olduğu yolda emniyet şeridindeki araç sürücüsüne kusur atfeden değerlendirmeler oluşa uygun görülmediği belirtilerek sürücü…, idaresindeki otomobil ile otoyolda gündüz vakti seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, şerit izleme kurallarına uymayıp sevk ve idare hatası göstererek emniyet şeridinde gündüz vakti görülebilir vaziyetteki araca arkadan çarparak sebebiyet verdiği olayda %100 kusurlu olduğu, sürücü …, idaresindeki yarı römork takılı çekiciyi emniyet şeridinde durdurması sonrası meydana gelen olayın oluşumundaki oluş şartlarında, oluşa etken kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu belirtilmiş, davacılar tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine makine mühendisi bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 08.01.2020 tarihli raporda da sürücü…’ın arkadan çarpma nedeniyle %100 kusurlu olduğu belirtilmiş, davacıların itirazı üzerine İTÜ Ulaştırma, Karayolları ve Trafik Bölümünden seçilen üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 15.05.2020 tarihli raporda da; banketler emniyet şeritleri yayaların ve hayvanların kullanacağı, zorunlu hallerde de araçların faydalanacağı yol bölümleri olup, araçların seyir edecekleri şeritler olmadığını, olay mahallindeki yol, yatay güzergahta düz, düşey güzergahta eğimsiz olup, yolda görüşün açık, havanın yağışlı olduğunu, yolun emniyet şeridine park edilmiş olan TIR kamyonunun güvenli mesafeden fark edilmesini engelleyici herhangi bir durum olmadığını, dava dışı sürücü …’in, TIR kamyonunu tamamen emniyet şeridine çekerek kısa bir süre için park etmiş olduğu, bu durumun taşıt yolunda seyreden araçlar için herhangi bir tehlike yaratmadığı, sürücünün olayda etkili kural ihlali bulunmadığı, kazanın tek nedeninin ölen sürücünün kontrolsüz şekilde seyretmesi olduğu belirtilerek sürücü…’ın %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/214 E-2021/569 K. Sayılı dosyasında Sanık …hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan yapılan yargılama sonunda sanığın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile beraatine karar verildiği, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 2021/5211E-2022/2456 K. Sayılı kararı ile esastan reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle davalıya sigortalı araç sürücünün aracını emniyet şeridine park etmiş olması ve çarpışmanın emniyet şeridinde gerçekleşmiş olmasına göre dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında belirlenen kusur oranları ile ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporlarındaki kusur dağılımının birbirine uygun olması sebebiyle benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL. nın mahsubu ile kalan 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 08.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.