Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1619 E. 2022/2326 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1619 – 2022/2326
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1619
KARAR NO : 2022/2326

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : 2018/565 Esas 2020/359 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili, davalı … Şti. vekili, davalı … vekili ve davalı…. Şti. temsilcisi tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 01.12.2017 tarihinde …. Şti. adına kayıtlı, …. Şti tarafından işletilen ve … idaresinde bulunan … plakalı araç ile …. Şti. adına kayıtlı, … idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpıştığını ve kaldırımda yürümekte olan davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davacının çalışma gücünde azalma meydana geldiğini, bakıcı tuttuğunu, ulaşım gideri yapmak zorunda kaldığını, her iki aracında davalı … … A.Ş.’ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 75.000,00 TL manevi tazminatın … şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen, tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini davalı … şirketi 63.868,24 TL’den sorumlu olmak üzere 71.001,23 TL olarak artırmıştır.
Davalı … şirketi vekili davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde davalının kusuru olmadığını, kaza krokisinin yanlış olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili, davalıya ait araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kaza tespit tutanağında davalıya ait araç sürücüsünün ters yola girdiği belirtilmiş ise de yolun ters yön olduğuna dair işaret levhası bulunmadığını, kamera kayıtlarından da yol kenarında bekleyen davacıya hangi aracın çarptığının görünmediğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı…. Şti. temsilcisi, davalıya ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmiş davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; kaza tespit tutanağına göre, sürücü … idaresinde bulunan … plakalı kamyonet ile dönel kavşaktan sola girerek aracın sağ yan kısımları ile sokak üzerinde seyrini sürdüren … idaresindeki … plakalı otobüsün sol kısımları ile çarpıştığı, kazanın meydana gelmesinde …’nın kavşak kurallarına uymaması nedeniyle asli, …’ın kavşağa yaklaşırken hızlı ve dikkatsiz olması nedeniyle tali kusurlu olduğunun belirtildiği, davacının yaralanması nedeniyle işgücü kaybı olup olmadığının belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda davacının kaza nedeni ile 6 ay geçici işgöremez halde kaldığı, 6 ay süre ile başkasının bakımına muhtaç olduğu ve % 8 oranında sürekli işgücü kaybına uğradığının belirtildiği, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/229 Esas sayılı dosyasında alınan raporda davalı …’nın kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması nedeniyle asli % 85 oranında, …’ın hızlı ve dikkatsiz olması nedeniyle tali % 15 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, davacının iyileşme sürecindeki tedavi giderinin belirlenmesi için hekim bilirkişiden alınan raporda davacının ulaşım için gereken harcama bedelinin 187,00 TL, 6 aylık bakım giderinin 11.925,00 TL olduğunun belirtildiği, işgücü kaybı zararının belirlenmesi için alınan raporda, davacının kaza ve poliçe düzenleme tarihinde geçerli genel şart hükümleri dikkate alınarak davalı … şirketi yönünden TRH-2010 yaşam tablosunda ve asgari ücret düzeyinde elde edeceği gelire göre, diğer davalılar için ise PMF yaşam tablosu esas alınarak ayrı ayrı yapılan hesaplamada geçici iş gücü kaybı tazminatı, sürekli iş gücü kaybı tazminatı ve bakıcı gideri zararları belirlendiği, … şirketinin sorumlu tutulabileceği zararın 63.681,24 TL, diğer davalıların sorumlu tutulabileceği zararın 70.814,23 TL olduğunun belirtildiği, davacının meydana gelen kaza sonrasında yaralandığı kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 71.001,23 TL iş gücü kaybı, bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatının davalı … şirketi 63.868,24 TL’den sorumlu olmak üzere ve dava tarihinden diğer davalılar kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar…. Şti, …. Şti., …, …. Şti. ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı … … A.Ş. vekili, davalı …. Şti. vekili, davalı … vekili ve davalı…. Şti temsilcisi tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesinde, davacı tarafça kazaya neden olan iki aracın da … … A.Ş.’ye sigortalı olduğu belirtilmiş ise de … şirketine herhangi bir başvuru yapılmadığını, 2918 Sayılı Trafik Kanunu 97. Maddesi gereğince her iki araç yönünden … şirketine başvuru yapılması gerekirken davacı tarafından bu yükümlülük yerine getirilmeden dava açıldığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi giderleri ve bakıcı giderlerine ilişkin taleplerin trafik … poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, “2918 sayılı Kanunun 98. Maddesi ve Trafik Poliçesi Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 Maddesi gereğince SGK’nın sorumlu olduğunu, HMK 26. Maddesi gereğince mahkemenin tarafların talepleriyle bağlı olduğunu, dava dilekçesinde kaza nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunulduğunu, mahkemenin talep kısmının açıklanması için davacı vekiline süre vermesi üzerine, talep kısmının refakatçı ve hasta bakıcı gideri, ulaşım bedeli, muayene, tahlil gideri çalışma gücünün azalması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı (kazanç kaybı) şeklinde açıklandığını, mahkeme davacı vekiline talep sonucunu açıklamak için ikinci defa süre verildiğini davacı vekili aynı talepleri tekrarladığını, maddi tazminat talebi bakımından kabul anlamına gelmemek kaydı ile … şirketinin dava konusu talep ile sorumlu olduğu düşünülse bile; mahkemenin talep edilenden fazlasına hükmettiğini, davacı vekilinin sürekli iş göremezlik tazminatını talep ettiğine dair dava dosyasında her hangi bir beyan ve ifadenin olmadığını, dava dilekçesi ve sonra sunulan beyan dilekçelerinde davacı vekilinin sadece geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğunu, kararın HMK’nın 26.Maddesine aykırı olduğunu, davalı sigortanın ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; gerekçeli kararda davalı tarafların itirazlarının dikkate alınmadığını, mahkemenin taraf iradesi yerine geçerek talep edilmeyen alacak kalemleri hakkında da karar verdiğini, dosyasında mevcut olan bilirkişi raporuna itirazı ettiklerini, 22.03.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre meydana gelen kazada; … %85 oranında, davalı …’ın ise %15 oranında kusurlu bulunduğunu, yaya davacı …’ün ise olayda kusuru bulunmadığı sonucuna varıldığını, raporun kazanın oluşumu ve olay yeri hakkında görüntüler içeren video ve olay yeri krokisi dikkate alınmadan, eksik inceleme yapılarak düzenlendiğini, yapılan tüm itirazlara rağmen mahkeme ek rapor düzenletmekten kaçınarak itirazları yok saydığını, davalının ileride dönel kavşak olduğunu gösterir herhangi bir uyarı levhası bulunmayan bir sokakta ve azami sınırın oldukça üstünde bir hızla seyreden otobüsün aracına çarpması nedeniyle kazaya karıştığını, kazanın oluşumuna davalının hiçbir katkısı, olmadığını, kazanın meydana geldiği Uzgörenler Sokak üzerinde ileride dönel kavşak olduğunu, ters yön olduğunu gösteren yahut “girilmez” yazan herhangi bir uyarı levhası bulunmadığını, HMK madde 141 ve HMK madde 26 hükmü gereğince mahkemenin tarafların talepleriyle bağlı olduğunun belirtildiğini, davacı tarafın maddi tazminat talebi açık olmadığı için mahkemece davacı tarafa açıklama yapması için süre verildiğini, talebin refakatçı ve hasta bakıcı gideri, ulaşım bedeli, muayene, tahlil ve gideri çalışma gücünün azalması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı (kazanç kaybı) şeklinde açıklandığını, tekrar 01.03.2019 tarihinde kurulan ara karar gereğince davacı tarafın maddi tazminat talebinin açıklanması istenildiğini, davacının talebini 300,00-TL refakatçi ve hasta bakıcı, 200,00-TL ulaşım bedeli, 100,00-TL muayene, tahlil, ameliyat, acil müdahale, 400,00-TL geçici iş göremezlik talepleri olduğunu açıkladığını, davacının açıklama dilekçesinde sürekli iş göremezlik/maluliyet zararı talep etmediğini, ıslah dilekçesi ile de ıslah kalemlerini tek tek belirtmeyerek bilirkişice belirlenmiş olan geçici iş göremezlik, maluliyet ve bakım gideri zararının bilirkişi raporunda toplam miktarı olan tutara ıslah ettiğini, davasını ıslah ederken dava dilekçesinde talep etmediği maluliyet zararını da ıslah miktarına dahil ederek, davasında harca esas değer olarak toplam 71.001,23-TL’ye yükselttiğini, mahkeme taleple bağlılık hükmünü hiçe sayarak dava dilekçesinde, cevap ve açıklama dilekçesinde davacı tarafça talep edilmeyen ancak kısmi ıslah (Talep artırım) dilekçesi ile geçmişte talep edilen bir alacak kalemi gibi kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı …. Şti vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı adına kayıtlı … plakalı aracı kullanan sürücünün ters yöne girdiği ve bu nedenle kazanın oluşmasında asli kusurlu olduğu trafik kazası tespit tutanağında belirtilmişse de, bu yolun ters yön olduğuna dair hiçbir tabela, uyarı levhası bulunmadığını kaza tutanağını kabul etmediklerini, kavşağın krokisinin yanlış çizildiğini kavşağın tam olarak 4 yolun birleştiği bir kavşak olmadığı gibi saatli ada da tam ortada bulunmadığını, yeniden inceleme yapılmadığını, davacı taraf davasını ıslah ederken dava dilekçesinde talep etmediği maluliyet zararını da ıslah miktarına dahil ederek, davasında harca esas değer olarak toplam 71.001,23-TL’ye yükselttiğini, ıslah dilekçesi ile de ıslah kalemlerini tek tek belirtmeyerek bilirkişice belirlenmiş olan geçici iş göremezlik, maluliyet ve bakım gideri zararının bilirkişi raporunda toplam miktarı olan tutarı ıslah ettiğini, sürekli iş göremezlik kazanç kaybı ile geçici iş göremezlik kazanç kaybı kalemleri farklı alacak kalemleri olmakla birlikte davacı taraf sürekli iş göremezlik/maluliyet zararı talep etmediğini, bilirkişi raporunda davacı …’ün bakiye kalan ömrü 29 yıl 9 ay 11 gün olarak hesaplandığını, davacının bu yaşa kadar çalışacağı varsayılarak, tazminat hesabı da buna göre yapılmasının hatalı olduğunu, emekli olacağının hesaba katılmadığını ileri sürmüştür.
Davalı …. Şti. temsilcisi istinaf başvuru dilekçesinde; gerekçeli kararda hiçbir itirazlarının dikkate alınmadığını, mahkemenin taraf iradesi yerine geçerek talep edilmeyen alacak kalemleri hakkında da karar verdiğini, kusur oranlarının kazanın oluşumu ve olay yeri hakkında görüntüler içeren video ve olay yeri krokisi dikkate alınmadan, eksik inceleme ile düzenlendiğini, şirketin gerekli özen ve sorumluluğu yerine getirdiğini, adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında kusurlu veya kusursuz sorumluluğu olmadığını, şirket çalışanı olan davalı …’ın kusurlu olduğunu, müteselsil ve müştereken sorumluluk kabul edilmeyeceğini, mahkemece davacı tarafın dava dilekçesinde talep ettiği maddi tazminat talebi açık olmadığından açıklama için süre verildiğini, davacı taraf refakatçı ve hasta bakıcı gideri,ulaşım bedeli, muayene, tahlil ve gideri çalışma gücünün azalması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı (kazanç kaybı) şeklinde açıklama yaptığını, 01.03.2019 tarihinde kurulan ara karar gereğince davacı tarafın maddi tazminat talebinin açıklanmasının istendiği, davacının 300,00-TL refakatçi ve hasta bakıcı, 200,00-TL ulaşım bedeli, 100,00-TL muayene, tahlil, ameliyat, acil müdahale, 400,00- TL geçici iş göremezlik talepleri olduğunu açıkladığını, davacının ne dava dilekçesinde ne de açıklama dilekçesinde sürekli iş göremezlik/maluliyet zararı talep etmediği halde ıslah dilekçesi ile de ıslah kalemlerini tek tek belirtmeyerek bilirkişice belirlenmiş olan geçici iş göremezlik, maluliyet ve bakım gideri zararının bilirkişi raporunda toplam miktarı olan tutara ıslah ettiğini, davacı taraf davasını ıslah ederken dava dilekçesinde talep etmediği maluliyet zararını da ıslah miktarına dahil ettiğini, davacı tarafından … şirketine başvuru yapılmadan dava açıldığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalıların HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, …. Şti. adına kayıtlı, …. Şti tarafından işletilen ve … idaresinde bulunan araç ile …. Şti. adına kayıtlı … idaresinde bulunan aracın çarpıştığını ve kaldırımda yürümekte olan davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde, mahkeme kararların tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Davacı vekili dava dilekçesinde davacının dava konusu kaza nedeniyle yaralandığını belirterek maddi tazminat talep etmiş, yargılama aşamasında refakatçi ve hasta bakıcı gideri, ulaşım gideri, muayene ve tahlil giderleri, çalışma gücünün azalması nedeniyle geçici iş göremezlik ve kazanç kaybı olduğunu açıklamış, ıslah dilekçesi ile dava değerinin toplam miktar üzerinden ıslah etmiş, mahkemece HMK.’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği halde hüküm fıkrasında hangi talepleri yönünden hangi miktarda tazminatın kabul edildiği belirtilmeden denetlemeye uygun olmayacak şekilde toplam miktar üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece davacı tarafa ıslah dilekçesinde talep edilen her zarar kaleminin miktarının açıklatılması ve hüküm fıkrasında her zarar kalemi için ayrı ayrı miktar belirtilerek denetlemeye ve HMK.nın 297. Maddesine uygun şekilde hüküm kurulması için kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-Kabul şekline göre; 6100 sayılı HMK.nın Taleple bağlılık ilkesi başlıklı 26. Maddesinde; (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “ Bedensel zararlar sayılmış, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” olarak belirtilmiştir. Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir. Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet ) nedeniyle çalışma gücü kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
Davacı 6100 sayılı HMK’nun 176. maddesi “Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” düzenlemesine göre ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaların, dava konusunun veya istem sonucunun değiştirilebilmesi imkanı sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Bu hale göre yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmadığı gibi, dava dilekçesinde talep edilmeyen zarar kalemleri de ıslah dilekçesi ile talep edilemez.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu kaza nedeniyle davacının yaralandığı belirtilerek maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında mahkemece dava dilekçesinin açıklanması istenmiş, davacı vekili 01.03.2019 tarihli açıklama dilekçesinde, dava dilekçesinde talep ettikleri 1.000,00 TL maddi tazminatın refakatçı ve hasta bakıcı gideri için 300,00-TL, ulaşım bedeli için 200,00-TL, muayene, tahlil, ameliyat, acil müdahale giderleri için 100,00-TL, çalışma gücünün azalması nedeniyle geçici iş göremezlik kazanç kaybı için 400,00-TL talep ettiklerini açıklamış, mahkemece tazminatın belirlenmesi için alınan bilirkişi raporlarına göre dava değerini 71.001,23 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiş,12.12.2019 tarihli dilekçe ile davalı … şirketinin 63.868,24 TL ile sorumlu olduğunu belirtmiş, mahkemece ıslah dilekçesinin açıklanması için süre verilmiş, davacı vekili tarafından verilen 02.03.2020 tarihli dilekçe ile dosyaya sunulan hesap ve ulaşım bedeline ilişkin iki adet bilirkişi raporunda ayrı ayrı hesaplanan davacı zararını … … dışındaki davalılardan (70.814.23-TL + 187.00-TL ulaşım gideri=71.001.23-TL), … … A.Ş. yönünden (63.681.24-TL+187.00-TL ulaşım bedeli=63.868.24-TL) olarak ıslah ettiklerini, 01.03.2019 tarihli dilekçede davacının diğer zararları dışında çalışma gücünün azalması nedeniyle (kazanç kaybı) zararları yani maluliyet zararlarının talep edildiğini, kazanç kaybına sürekli ve geçici iş göremezlik zararlarının da girdiğini belirtmiş, mahkemece davacının talebi gibi maddi tazminatın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde talep ettiği zarar kalemlerini açıkladığı 01.03.2019 tarihli açıklama dilekçesinde refakatçı ve hasta bakıcı gideri, ulaşım bedeli, muayene, tahlil, ameliyat, acil müdahale giderleri, çalışma gücünün azalması nedeniyle geçici iş göremezlik kazanç kaybı için talepte bulunduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporu ile maluliyeti oranında sürekli iş göremezlik tazminatının da hesaplandığı, davacı vekilinin taleplerine sürekli iş göremezlik tazminatını da ekleyerek ıslah dilekçesi ile dava değerini ıslah etmiş ise de açıklama dilekçesinde belirtilmeyen dolayısıyla dava dilekçesinde talep edilmeyen zarar kaleminin ıslah yoluyla istenemeyeceği gözetilmeden sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece HMK.nın 297/2.maddesine uygun şekilde yeniden karar verilmesi gerektiğinden davalı … … A.Ş. vekili, davalı…. Şti. vekili, davalı … vekili ve davalı…. Şti temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine davalıların diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı … … A.Ş. vekili, davalı….Şti. vekili, davalı … vekili ve davalı…. Şti. temsilcisinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine.
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4- Ankara 4. İcra Dairesi 26/10/2020 Tarih ve 2020/5872 sayılı dosyasına yatırılan 143.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.