Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/161 E. 2022/1560 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/161 – 2022/1560
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/161
KARAR NO : 2022/1560

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI : 2018/714 Esas 2019/931 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 12.09.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı… plakalı minibüs sürücüsünün neden olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan davacıların çocuğu küçük … …’ın vefat ettiğini, davalıya destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi için başvuruda bulunmalarına karşın ödeme yapılmadığını belirterek HMK.nın 107. maddesi gereğince davacı anne ve baba için ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 06.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini davacı anne için 104.373,35 TL davacı baba için 11.538,12 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, dava öncesi yapılan başvuru üzerine hasar dosyasının açılmış olduğunu, davacılara ödeme yapılacakken davanın açıldığını, kusur oranının tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas Kurulu’ndan rapor alınması gerektiğini, tazminat hesaplamasında TRH 2010 tablosunun ve 1,8 teknik faizin kullanılması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde etmiş olduğu gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; raporun tanzim tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplamada; müteveffa … …’ın 26.07.2016 doğumlu olup 12.09.2018 ölüm tarihinde 2 yaş 1 ay 16 günlük olduğu, TRH 2010 Erkek Mortalite Yaşam Tablosuna göre bakiye ömrünün 71 yıl olup 73 yaşına kadar yaşayacağının ön görüldüğü, tazminat hesabının asgari ücretin neti üzerinden hesaplandığı, buna göre davacı anne … … için 104.373,35 TL destekten yoksun kalma zararı, davacı baba … … için 11.538,12 TL destekten yoksun kalma zararı belirlendiği gerekçesi ile davanın kabulüne, davacı … … için 104.373,35 TL tazminatın davacı … … için 11.538,12 TL tazminatın 06.10.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazlarının dikkate alınmadığını, raporda hesaplanan tazminatın fahiş olduğunu, gelecek dönem peşin değerli irat katsayıları toplamının hak sahiplerinin hesap tarihindeki yaşının dikkate alınması gerekirken müteveffanın 18 yaşını doldurduğu tarihteki yaşlarının kullanılması nedeniyle olması gerekenden çok daha yüksek hesaplandığını, başvurucunun ancak 18 yaşından itibaren gelir elde edebileceği düşünülerek bu tarihten itibaren tazminat hesaplanması gerektiğini, müteveffanın askerlik yapacağı dikkate alınmadan bu dönem için de hesaplama yapıldığını, bilirkişi tarafından hak sahibi baba için hesaplanan tazminat tutarından yetiştirme giderinin tenzil edilmesi gerektiğini, ek olarak bilirkişi tarafından hazırlanan işbu raporda hak sahibi anne için hesaplanan tazminat tutarının mevzuata göre yapılacak bir hesaplama sonucundan yaklaşık 30.000 TL daha yüksek olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.6.b maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatları teminat dışında kaldığını, Zorunlu Sigortalar (Güvence Hesabı Kapsamındaki Sigortalar) çerçevesinde aktüeryal hesaplamayı gerekirken tazminat ödemelerinde uygulamaya ilişkin Genelge 2010/4 gereğince aktüeryal hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde hesaplamanın Müsteşarlık nezdinde tutulan Aktüerler Siciline kayıtlı aktüerler ile Müsteşarlık nezdinde tutulan listeye kayıtlı yardımcı aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi taktirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, trafik sigortası genel şartları ek:2 madde 10 gereğince hesaplamaya ilişkin standartlar Hazine Müsteşarlığı tarafından belirleneceğini, Karayolları Trafik Kanunu Madde 90 (Değişik:14/4/2016-6704/3 md.) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve Genel Şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacağının düzenlendiğini 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren ve Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklik ile hesaplamanın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre kullanılması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faizin %1,8 olarak düzenlendiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, faizin dava tarihinden uygulanması gerektiğini, hükmedilen tazminata yürütülecek faiz reeskont faizi değil yasal faiz olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı minibüs sürücüsünün neden olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan … …’ın vefat ettiğini belirterek davacı anne ve baba için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece olay ve poliçe tarihindeki düzenlemelere göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda destek küçüğün olay tarihinde 2 yaşında olduğu, 18 yaşına kadar babası tarafından yetiştirme gideri yapılması gerektiği, 18 yaşından itibaren gelir elde etmeye başlayacağı ve ailesine destek olacağı kabul edilerek TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanarak desteğin 18 yaşına geldiği tarihte anne ve babanın o tarihteki yaşı esas alınarak hesaplama yapılmış ise de aktüeryal hesaplamada davacıların yaşam boyu elde edeceği destek gelirinin ödeme tarihindeki karşılığının hesaplanması gerektiğinden anne ve babanın hesap tarihindeki yaşı (D) esas alınması gerekirken hatalı hesaplamaya dayanılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve Genel Şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Ancak TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, desteğin ve hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömürleri, destek alacakları süre, destek payları esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF” yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına” karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Açıklanan nedenlerle davacıların hak kazanabileceği tazminatının hesaplanması için TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, yetiştirme gideri, bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması ve desteğin askerlik yapacağı süre içinde AGİ’siz asgari ücret elde edeceği kabul edilerek hesaplama yapılması için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre davalı yararına oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi ereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalının diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı Sompo Japan Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/16740 Esas sayılı dosyasına depo edilen 171.000,00 TL’lik teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.