Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1589 E. 2022/2331 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1589 – 2022/2331
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1589
KARAR NO : 2022/2331

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2015/374 Esas 2020/197 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 01.09.2012 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı…’ye yaya geçidinden karşıya geçerken çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını tedavi sürecinde annesinin baktığını, davacının kaza sırasında lise öğrencisi olduğunu, kazadan dolayı okuluna ve dershanesine devam edemediğini, kaza sebebiyle üniversite eğitimine bir yıl geç başlaması sebebiyle zararının oluştuğunu, tedavi süresinde babasının sosyal güvencesinden yararlansa da kendisinin karşılamak zorunda olduğu muayene-tedavi masraflarının olduğunu, ekonomik geleceğinin sarsıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tedavi gideri, kazanç kaybı, efor kaybı, çalışma gücünün azalmasından dolayı kayıp ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan, davacı… için 40.000,00 TL, anne ve baba için ayrı ayrı 7.500,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sürücü ve araç malikinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında tedavi gideri için 3.360,67 TL, kazanç kaybı gideri için 250,00 TL, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı için 250,00 TL ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar için 250,00 TL olmak üzeri toplam 4.110,67 TL maddi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili, davalının sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacılar tarafından dava açılmadan önce başvuru yapılmadığını, kusur ve maluliyetin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı…, duruşmaya katılarak davanın reddini istemiş, diğer davalı …’e usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ile duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen cevap vermemiş, savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; bilirkişi tarafından düzenlenen 10.02.2016 tarihli raporda, davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya…’nin olayda kusurunun bulunmadığı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığından alınan raporda, 1995 doğumlu…’nin geçirdiği kaza neticesinde vücut çalışma gücünden kaybetmediği, 9 ay süreyle iş göremez kaldığının belirlendiği, davacılar vekili tarafından davacının kaza nedeni ile birçok kemiğinin kırıldığı (kafa tası, leğen kemiği, sol kol), beyin kanaması geçirdiği, his kaybı oluştuğu, sol kolunda hareket kısıtlılığı oluştuğu, vücudunda birçok yara izi kaldığı, psikolojisinin bozulduğu ve boyun ve sırtında fıtık rahatsızlığı meydana geldiği, duruş bozukluğu oluştuğu, bu nedenle itiraza konu raporda vücut genel çalışma gücünü kaybetmediği yönünde değerlendirme yapılmasının kabulünün mümkün olmadığından bahisle rapora itiraz edilmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan 06.06.2018 tarihli raporda, davacının sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı, davacılar vekilinin itirazı üzerine bu defa, Adli Tıp 2. Üst Kurulundan alınan 02.05.2019 tarihli raporda davacının sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği tespit edildiği, doktor bilirkişi raporuna göre 997,67 TL tedavi gideri, 53,40 TL yol gideri, 2 ay süre ile bakıcıya ihtiyacı bulunduğu, buna göre bakıcı giderinin 1.881 TL olduğu, davacı…’nin kaza tarihinde 18 yaşından küçük olmakla birlikte öğrenci olduğundan, gelir getiren bir işte çalıştığı da iddia edilmediğinden Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre küçüklerin geçici iş göremezlik zararlarının bulunmadığı, kazanç kaybı ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zarar kalemleri yönünden ise, dosyaya bu talepler yönünden herhangi bir delil sunulmadığından davacının kazanç kaybına uğradığına ve ekonomik geleceğinin sarsıldığına yönelik iddialarının ispatlanamadığı, davalı sürücünün kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında olayda hiç bir kusuru bulunmayan davacının 9 ay süre ile iş göremez olduğu, 2 ay bakıma muhtaç kaldığı, davacı ile davalıların (işleten ve sürücünün) ekonomik ve sosyal durumu, davalıların sorumluluğunun niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü, kaza nedeniyle davacının sürekli maluliyetinin söz konusu olmaması hususları dikkate alındığında, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacı… lehine takdiren 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, TBK’nun 56/2. maddesine göre, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebileceği, somut uyuşmazlıkta ise davacı küçüğün kaza neticesinde vücut genel çalışma gücünden kaybetmemesine göre ağır bedensel zarara uğradığından bahsedilemeyeceği, bu nedenle davacı anne ve babaya manevi tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesi ile maddi tazminat talebi ile açılan davanın kısmen kabulü ile 3.360,67 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı…’ye ödenmesine, manevi tazminat talebi ile açılan davanın kısmen kabulü ile davacı… için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi istem ile davacı … için talep edilen manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Bilirkişi raporunda hesaplamaların eksik olduğunu, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan ilaç vs. fişlerinden bazılarını tedavi gideri olarak hesaplamaya dahil edilmediğini, eczanelerden alınmış olan kasa fişlerindeki ilaç giderlerinin hangi ilaçlara ait olduğunun bilinemediğinin gerekçe gösterildiğini, sunulan belgelerdeki harcamalar, meydana gelen kaza nedeniyle davacının tedavisi için yapıldığını, davalıların da bu hususta bir itirazı olmadığını, tüm harcamaların hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, itirazları değerlendirilmeden rapora itibar edildiğini, Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nun 02.05.2019 tarihli raporunda kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının iyileşme iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiğini ancak hesap bilirkişi raporunda davacının bu nedenle uğramış olduğu geçici iş göremezlik zararının hesaplanmadığını, davacı… yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, diğer müvekkiller … yönünden ise reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, … başından, sol kolundan ve kalça kısmından darbeye maruz kaldığını, başının sol kısmında, beyninde, darbeye bağlı kanama meydana geldiğini, Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi beyin kliniğinde ameliyat olduğunu, ortopedi kliniğinde de tedavi gördüğünü, sol kolunda parçalı kırık oluştuğunu, koldaki parçalı kırığın, beyin ameliyatı ağır geçtiği için ameliyat edilemediğini, sol kolunun üç defa alçıya alındığını, leğen kemiklerinin kırıldığını, sol kolu ve elinde hareket edemeyecek derecede his kaybı oluştuğunu, vücudunda kaza nedeni ile yara izleri kaldığını, bacağında, ayağında, kolunda, omzunda, kafatasında vs.). duruş bozukluğu ve boyun ve sırt fıtığı meydana geldiğini, manevi tazminatın çok düşük belirlendiğini, tamamının kabulü gerektiğini, davacılar … için manevi tazminat istemi reddinin doğru olmadığını, …’in vücut genel çalışma gücünü kaybetmemiş olması diğer davacıların kaza anında ve tedavi aşamasında yaşadıkları manevi acıları ortadan kaldırmadığını, davalı… lehine … için reddedilen manevi tazminatlar nedeniyle ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı…’ye çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek davacı… için tedavi gideri, kazanç kaybı, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıpları ve tüm davacılar için manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacılar …’nin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı, Adli Tıp Kurumu, 3. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulundan alınan raporların birbirine uygun olması nedeniyle hükme esas alınmasında, Yargıtay uygulamalarına göre kaza tarihinde 18 yaşından küçüklerin gelir getiren bir işte çalıştığı, kazanç elde ettiği ispat edilemiyorsa geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilemeyeceğinin kabul edilmesine ve uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamada bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin diğer istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Ayrıca 6098 sayılı TBK’nın 56/2. maddesine göre; ” Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı üzere, haksız eylem sonucu bedensel zarar görenin yakınları yararına manevi tazminata karar verilebilmesi için, zarar görenin yaralanmasının ağır bedensel zarar niteliğinde olması gerekmektedir. Ağır bedensel zarar, kanunda tanımlanmamış olup, yaralanmanın özelliğine ve yarattığı sonuçlara göre mahkemece takdir edilecektir.
Dava konusu olayda, kazanın 01.09.2012 tarihinde meydana geldiği, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacı küçük yaya…’ye yaya geçidi üzerinde çarparak yaralanmasına neden olduğu, araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle her ne kadar mahkemece alınan bilirkişi raporlarında maluliyetinin bulunmadığı belirlenmiş ise de davacının beyin kanaması geçirdiği, kanamanın boşaltılması için kafa kemiğinin çıkarıldığı subdural hematomun boşaltıldığı, diren konularak kemiğin yerine konduğu, pelvik sol inferior pubik ramusta parçalı deplase fraktür, humerus şaftı kırığı ve pubik kol fraktürü saptandığı, uzun kol ateli yapıldığı, 30.11.2017 tarihli kranial BT tetkikinde sol fronto temporaparyetal alanda otogreft ile kapatılmış kraniotomi alanı ve tespit materyalleri bulunduğu, sol humerus kırığının düzgün olarak kaynadığı, aynı tarihli pelvis grafisinde sol iskion kolu kırığının kaynadığının ve iyileşme süresinin 9 ay olacağının belirlendiği, davacının kaza sonucu yaralanması, tedavi süreci, yaşı kusur oranları, zararın ağırlığı, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı… yönünden belirlenen tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, davacı anne ve baba için talep edilen manevi tazminatın çocuklarının ağır bedensel zarara uğramadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de somut olayın özellikleri, davacı küçüğün maluliyeti bulunmasa da yaralanmasının şekli ve niteliği, tedavi süreci dikkate alındığından anne ve baba içinde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile davacı… için 25.000,00 TL. davacı anne … için 5.000,00 TL baba …için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, istinaf sebebi yapılmayan hususlar ve kesinleşen yönler korunarak HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacılar vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
A)1-Maddi tazminat talebi ile açılan davanın KISMEN KABULÜ ile 3.360,67 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 17/03/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, davalı… ve … yönünden kaza tarihi olan 01/09/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı…’ye ödenmesine,
Fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat yönünden alınması gereken 229,57 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 191,27 TL harç ve 11 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 27,28 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 3.360,67 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı …sigorta A.Ş. ve… kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, maddi tazminat yönünden reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …sigorta A.Ş. ve…’e verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 191,27 TL peşin harç ile 11 TL tamamlama harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
B)1-Manevi tazminat talebi ile açılan davanın KISMEN KABULÜ ile davacı… için 25.000,00 TL, davacı …için 5.000,00 TL ve … için 5.000,00 TL manevi tazminatın 01.09.2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.390,85 TL nispi karar ve ilam harcının davalı… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar yargılamada vekil ile temsil edildiğinden kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen davacı… için 9.200,00 TL, davacı …için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine,
4-Davalı… yargılamada vekil ile temsil edildiğinden reddine karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. Maddesi gereğince belirlenen davacı…’den 9.200,00 TL. davacı …’den 2.500,00 TL … için 2.500,00 TL vekalet ücretinin tahsili ile davalı…’e ödenmesine,
C)Davacılar tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 8,20 TL vekalet harcı, 750 TL bilirkişi ücreti, 655,30 TL tebligat ve toplu müzekkere gideri ile 1.892,50 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 3.333,70 TL yargılama giderinin davada ret ve kabul oranına göre 2.166,71 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
D)HMK’nun 333. ve GAT’nin 5. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde yatırana iadesine,
II-İstinaf Başvurusu Nedeniyle Yapılan Harç ve Masraflar Yönünden;
1-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 141,50 TL yargılama giderlerinin davalılar… ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 361/1. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRE İÇERİSİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere 08.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.