Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1563 E. 2023/96 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1563
KARAR NO : 2023/96

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2020
NUMARASI : 2017/652 Esas 2020/423 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacılar vekili, 12.08.2017 tarihinde davalı … şirketine ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete arkadan çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacıların desteği …’ın vefat ettiğini, … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, manevi zararlarından davalı şirketin poliçe teminat limitleri dahilinde sorumluluğu bulunduğunu belirterek müteveffanın babası … için 30.000,00-TL, annesi … için 30.000,00-TL, eşi … için 70.000,00-TL, kızı … 40.000,00-TL, kızı … için 40.000,00-TL manevi tazminatın 12.08.2017 olay tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası’nca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; dava konusu kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı şirket tarafından 23.10.2016/2017 vadeli 486310816 nolu Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, dava konusu olayda iddia edilen kusura itiraz ettiklerini, sigortalı aracın kusurunun bulunmadığını, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, kazanın meydana geliş biçimi, davacıların sosyal ve ekonomik durumları gibi somut veriler göz önüne alındığında talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, ceza dava dosyasında kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı … tarafından düzenlenen Genişletilmiş Kasko Poliçesinin manevi tazminata ilişkinin kısmının “artan mali sorumluluk” kapsamında kaldığı, aracın karıştığı kazalar nedeni ile kombine limitin sınırsız olarak belirlendiği, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda sürücü …’ın idaresindeki motosikletle meskun mahal dışında, gece vakti, aydınlatmanın bulunmadığı olay yerine seyrederken, olay yerindeki tarla yolundan gelip ana yola girerek bölünmüş yolun bir bölümünü geçip, diğer bölüme girmeden önce mahal şartlarını da dikkate alarak orta refüj üzerinde bekleyip, sağ taraftan gelebilecek, taşıt trafiğini, gelen araçların hız ve yakınlığını dikkate alarak yola girmesi gerekirken aksine hareketle, ana yolu takiben gelen ve ilk geçiş hakkına sahip sürücü… idaresindeki kamyonun seyir şeridine girerek seyir konumunu aldığı sırada, arkadan gelen kamyonun sadmesine maruz kalması sonucu meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, sürücü…’nın ise idaresindeki kamyon ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, hızını far ışığı altındaki görüş alanına göre ayarlamayıp sol taraftan yola giren ve seyir şeridine kadar seyrini sürdürüp seyre başlayan motosikleti zamanında fark edemeyip çarpmış olmakla tali kusurlu olduğunun belirlendiği, Adli Tıp Raporu ile dosyada bulunan ceza dosyası raporlarının çelişmesi nedeni ile dosya trafik fen heyetinde görev yapmış üçlü heyete tevdi edildiği, heyet raporunda …’ın yol kenarındaki bahçesinden bölünmüş karayoluna katıldığı, U dönüşü yapmak amacı ile devamlı çift çizgi ile bölünerek oluşturulan orta refüje geçiş yaparak duruşa geçtiği, sağından gelen trafiği kontrol ettikten sonra U dönüşünü tamamlayarak yolun sağ şeridine girdiği, 50 metre seyrettikten sonra arkasından gelen … plakalı davalı kamyonun motosiklete arkadan çarptığı, olayda davalıya sigortalı … plakalı aracın fren ve direksiyon tedbirine başvurmaması, dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanması nedenleri ile tam kusurlu olduğu, gerekçesi ile davacı … için 50.000,00-TL, … için 40.000,00-TL, … için 40.000,00-TL, … için 20.000,00-TL, … için 20.000,00-TL manevi tazminatın 06.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının sigortalı araç sürücüsünün kusuru nedeniyle sigortalı aracın işleteninin sorumluluğunu ona halef olarak teminat altına aldığını, bu halde dava konusu manevi tazminat taleplerinden asıl olarak araç sürücüsü… sorumlu olup manevi tazminatın araç sürücüsünün sosyal ve ekonomik durumu araştırılarak takdir edilmesi gerektiğini, manevi tazminatın sorumlunun yani sürücünün fakirleşmesine yol açmaması gerektiği gibi lehine tazminata hükmedilen tarafın da açık şekilde zenginleşmesine sebep olmaması gerektiğini, dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının %20 olarak tespit edildiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bu denli düşük olmasına rağmen toplamda 170.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesinin fahiş olduğunu, dava konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını, ticari iş niteliğinde olmadığını, avans faizine yönelik taleplerin de reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı … şirketine ihtiyari mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacıların desteği idaresinde bulunan araca çarptığını ve desteğin ölümüne neden olduğunu belirterek müteveffanın eşi, çocukları, anne ve babası olan davacılar için manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusuru ile kazaya neden olduğu kabul edilerek manevi tazminata hükmedilmiştir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında… idaresinde bulunan … plakalı kamyonun aynı istikamete seyreden … idaresinde bulunan … plakalı motosiklete çarptığı olayda kamyon sürücüsü…’nın tam kusurlu olduğu müteveffa …’ın kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınan 24.12.2019 tarihli raporda, sürücü … idaresindeki … plakalı sepetli motosiklet ile tarla yolunu takiben gelip, olay yerinde bölünmüş yola girip bölünmüş yolun bir bölümünü geçip, bölünmüş yolun diğer bölümüne U dönüşü yaparak Gölbaşı istikametine kamyonun seyir şeridinde konum aldığı esnada, Kahramanmaraş istikametinden, Devlet karayolunu takiben Gölbaşı istikametine doğru sağ şeritte seyretmekte olan sürücü… idaresindeki … plakalı kamyonu ile motosiklete arkadan çarpması neticesi dava konusu ölümlü olay meydana geldiği, kazanın; meskun mahal dışında, 7 m genişliğinde refüjle bölünmüş tek yönlü, eğimsiz, düz, zemini kuru, asfalt kaplamalı yolda, gece meydana geldiği, aydınlatmanın bulunmadığı, havanın açık ve kaza yerindeki azami hız limiti kamyon 83, motosiklet için 99 km/s, gevşek malzemeli zemin, tehlikeli viraj yön, azami hız sınırlaması trafik işaret levhalarının olduğu, Gölbaşı istikametine göre sağ şeridin sağında, banket çizgisine 1 metre mesafede çarpma noktasının gösterildiği, çarpma öncesi araçlara ait fren izi saptanmadığı, kamyona ait çarpma noktasından itibaren 7 m sürüklenme izi tespit edildiği, sürücü …’ın idaresindeki motosikletle meskun mahal dışında, gece vakti, aydınlatmanın bulunmadığı olay yerine seyrederken, tanık ifadelerinden anlaşılmakla, olay yerindeki tarla yolundan gelip ana yola girerek bölünmüş yolun bir bölümünü geçip, diğer bölüme girmeden önce, mahal şartlarını da dikkate alarak orta refüj üzerinde bekleyip, sağ taraftan gelebilecek, taşıt trafiğini, gelen araçların hız ve yakınlığını dikkate almadan yola girdiği, sağ taraftan ana yolu takiben gelen ve ilk geçiş hakkına sahip sürücü… idaresindeki kamyonun seyir şeridine girerek seyir konumunu aldığı sırada, arkadan gelen kamyonun sadmesine maruz kaldığı olayda %80 oranında, davalıya sigortalı araç sürücü…’nın ise idaresindeki kamyon ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, hızını far ışığı altındaki görüş alanına göre ayarlamayıp görüş alanını da gerektiği şekilde kontrol ederek seyretmeye önem ve özen göstermediği, sol taraftan yola giren ve seyir şeridine kadar seyrini sürdürüp seyre başlayan sürücü … idaresindeki motosikleti zamanında fark edemeyip çarpmış olmakla %20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, davacılar vekili tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine ceza mahkemesi dosyasında alınan rapor ile meydana gelen çelişkinin de giderilmesi için makina mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 06.03.2020 tarihli raporda ise sürücü …, … plakalı motosikleti ile yol kenarındaki bahçesinden, bölünmüş karayoluna katıldığı, U dönüşü yapmak amacıyla, fiziki engel bulunmayan ve devamlı çift çizgi ile bölünerek oluşturulan orta refüje geçiş yaparak duruşa geçtiği, sağından gelen trafiği kontrol ettikten sonra U dönüşünü tamamlayarak yolun sağ şeridine girerek 50 metre kadar sağ şeritte seyrettiği, bu esnada arkasından gelen… yönetimindeki kamyonun, motosikletine arkadan çarptığı, çarpma öncesinde, fren tedbirine ve direksiyon tedbirine başvurmadığı, çarpma anında motosikletin tüm ışıklarının yanar vaziyette olduğu, … Plakalı kamyon sürücüsünün, dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullandığı, önünde seyreden motosikleti fark edemeyip arkadan çarptığı kazada, Karayolları Trafik Kanununun 84/d Maddesine göre arkadan çarpma nedeniyle %100 kusurlu olduğu, … Plakalı aracın sürücüsü …’ın ise, olayda kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamına göre dava konusu kaza nedeniyle Adıyaman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/440 Esas sayılı dosyası ile sanık… hakkında taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan Adli Tıp Kurumundan alınan raporda olayın oluş şeklinin müteveffa sürücünün idaresinde bulunan motosiklet ile U dönüşü yaparken sağından gelen araçlara yol vermediği bu nedenle %80 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş, mahkemece hükme esas alınan 06.03.2020 tarihli heyet raporunda ise müteveffa sürücünün U dönüşü yaptıktan sonra sağ şeride geçip 50 metre ilerlediği ve arkasından gelen… idaresinde bulunan aracın arkadan çarptığı kabul edilerek davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de her iki raporda olayın oluş şekli farklı kabul edilerek kusur belirlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi gereğince “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir.Hukuk hakiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti, gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir. Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 Esas – 2014/1091 Karar). Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla ve ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı ile bağlıdır.
Mahkemece TBK.nın 74. Maddesine göre hukuk mahkemesi hakimi her ne kadar ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de dava konusu olayda olayın oluşuna ilişkin ceza mahkemesi kararı ile belirlenecek maddi vakıa, yani dava konusu olayda davacılar desteği idaresinde bulunan motosikletin U dönüşü yaptıktan ve şeridine girdikten bir süre sonra arakadan çarpıldığı veya U dönüşü yaparken sağından gelen aracı dikkate almadan yola girdiği hususunun belirlenmesi ve bu oluş şekline göre kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğinden ceza mahkemesi kararının sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre olayın oluş şekli dikkate alınarak gerektiğinde konusunda İTÜ veya Adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesinden kusur raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu nedenlerle, manevi tazminatın belirlenmesinde etkili hususlardan olan kusur oranlarının öncelikle belirlenmesi gerekli olup dava konusu olay ile ilgili olarak görülmekte olan ceza mahkemesi dosyası hukuk yargılamasını doğrudan etkileyecek nitelikte görüldüğünden ceza yargılamasına ilişkin dosyanın sonuçlanmasının beklenmesi ve olayın oluş şekline ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra bu oluşa göre araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi için rapor alınarak sonucuna göre manevi tazminatın takdir edilmesi gerektiğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Eskişehir 8. İcra Dairesinin 2020/4485 Esas sayılı dosyasına yatırılan 330.000,00-TL teminat miktarının yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.