Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1529 E. 2022/2275 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1529 – 2022/2275
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1529
KARAR NO : 2022/2275

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2020
NUMARASI : 2017/529 Esas 2020/250 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 25.07.2017 tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan …’ün idaresindeki … plakalı aracın yaya geçidinden karşıdan karşıya geçmekte olan yaya davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığını, davacının kaza tarihinde aylık 2.250,00 TL gelirinin bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talep edilen 1.000,00-TL maddi tazminatın, 800,00 TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatına, 200,00 TL’sinin ise sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu belirterek geçici iş göremezlik tazminatını 6.442,68 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını 87.387,88 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olay sebebiyle dava öncesi gerekli tüm belgelerle kuruma başvuru yapılmadığından davanın reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışı olduğunu, davalının sorumluluğunun kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/a ve 74 ile KTY’nin 97. maddesindeki kuralları ihlal etmesinden dolayı olayın meydana gelmesinde % 75, davacı yayanın ise 2918 sayılı KTK’nun 68/c maddesindeki kuralı ihlal etmesi nedeniyle % 25 oranında kusurlu olduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 09.11.2017 tarihli raporda; davacının yaralanması neticesinde vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 6 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı yönünde görüş bildirildiği, davacı vekilinin itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulundan alınan raporda da; davacı hakkında maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, davacı hakkında düzenlenen 09.11.2017 ve 30.01.2019 tarihli maluliyet raporlarının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak düzenlenmiş olmaları nedeniyle; kaza tarihi itibarıyla geçerli Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacını maluliyet durumunun yeniden belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 22.07.2019 tarihli raporda; Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında davacının özür oranının % 13 olarak hesaplandığı, 6 ay süreyle işgöremezlik halinde kaldığının belirlendiği, aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda asgari ücret esas alınarak yaplan hesaplamada davacının geçici işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararının 6.442,68 TL, sürekli işgöremezlik nedeniyle oluşan maddi zararının ise 87.387,88 TL olduğunun belirlendiği, … plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla geçerli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin bulunmadığı, bu durumda 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/2-b maddesi gereğince davalı … başvurulabileceği, maddi tazminata, başvuru tarihinde davacının tedavisinin devam ediyor olması nedeniyle davalı kurumun dava tarihinde temerrüde düştüğü gerekçesi ile davanın kabulüne; 6.442,68 TL geçici iş göremezlik, 87.387,88 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 93.830,56 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava öncesi usulüne uygun şekilde başvuru şartının gerçekleşmediğini, 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97. Maddesi gereği davalı kuruma, usulüne uygun şekilde başvuru koşulu getirildiğini, Genel şartlarda kusurun, zararın ve tazminatın kapsamı ile miktarının hesaplanabilmesi için gerekli olan belgelerin noksansız ibraz edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, yasada belirtilen şekilde başvurunun yapılmaması eksikliğinin dava tarihinden sonra giderilemeyeceği bu sebeple davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından gerekli tüm evraklarla yapılmış bir müracaat olmadığını, davacıya noksanlıklar bildirilmiş olmasına rağmen gerekli belgelerin gönderilmediğini, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, dosyada mevcut olan 09.11.2017 ve 06.02.2019 tarihli heyet raporlarında davacının sürekli sakatlığının olmadığının tespit edildiğini, hükme esas alınan 22.07.2017 tarihli raporda ise maluliyet oranı %13 olarak belirlendiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınması gerekmekteyken bu taleplerinin kabul görmeyerek eksik incelemeyle karar verildiğini, 26.04.2016 tarihli ve 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Torba Kanunun 90. Maddesi “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” şeklinde düzenlendiğini, Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5 (c) bendi: gereğince raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınması gerektiğini, kusur raporunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulundan alınmadığını, davalı kurumun, kaza tarihinde geçerli sigorta poliçesi olmayan araçların kusuru nispetinde verdiği zararı karşılamak durumunda olduğundan, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında benimsenen ilkeler çerçevesinde kusur oranlarının tespiti gerektiğini, karara esas alınan kusur raporunun tek kişi tarafından düzenlendiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, kaza tutanağında davacının 1.73 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, davacıya verilen kusurun az olduğunu, müterafik kusurunun varlığının tartışmasız olduğunu, davalı sorumlu olmadığı halde geçici iş göremezlik yönünden karar verildiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan aracın yolun karşısına geçmeye çalışan davacı yayaya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davalıya başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. Maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Ayrıca geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. Maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. Maddesi ve 91. Maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. Maddesinde belirtilen SGKnın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalının bu yöne ilişkin istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında yolun sağından soluna geçiş yapan yayaya … plakalı aracın çarptığı olayda sürücünün 31 metre fren izi olduğu, 0.81 promil alkollü olarak araç kullandığı, yayanın çarpma sonucu 26 metre fırladığı belirtilerek asli kusurlu, yayanın ise yaya geçidinden geçiş yaptığı ancak geçiş için en uygun zamanı beklemediği gerekçesi ile tali kusurlu olduğu belirlenmiş, mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda sürücünün alkollü olarak yerleşim yeri içinde hızını mahal şartların uydurmadığı, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, yaya geçidi tabelası ve yer işaretlerine dikkat etmediği, ilk geçiş hakkını yayaya vermediğinden %75 oranında, yayanın ise ışık kontrollü yaya geçidinde duramayacak kadar yaklaşan aracı dikkate almadığından %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle maluliyet raporunun Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde kaza tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirlenmiş olmasında, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin raporun istinafa başvuran davalı lehine olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.409,56 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.602,39 TL. nın mahsubu ile kalan 4.807,17 TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 01.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.