Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1491 E. 2022/2272 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1491 – 2022/2272
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1491
KARAR NO : 2022/2272

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2020
NUMARASI : 2019/203 Esas 2020/242 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 01/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 10.07.2018 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu yaralandığını, geçici ve sürekli iş göremezlik halinde kaldığını, bakıcı ihtiyacının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere 50,00-TL geçici iş göremezlik, 50,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL bakıcı giderinin olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan, 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında geçici iş göremezlik tazminatı talebini 1.015,64 TL, bakıcı gideri talebini 1.015,64 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi vermemiş, savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan kusur raporunda, sigortalı araç sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’in kusurunun bulunmadığının belirtildiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan rapora göre, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 3 hafta süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, 3 hafta süresince başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirlediği, aktüer raporuna göre geçici iş gücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının 1.015,64-TL, geçici bakıcı giderinden kaynaklanan tazminat alacağının 1.015,64-TL olduğunun belirlendiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluşumu, kusur durumu ve kazanın meydana geldiği tarih ve olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurularak davanın kısmen kabulü ile; 2.031,28-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin (50,00-TL) reddine, 3.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, dosya kapsamında tanzim edilen ATK raporundan da anlaşılacağı üzere, dava konusu kaza sebebiyle 32 haftalık hamile olan davacının 3 hafta süreyle geçici iş göremez halinde kaldığını, 3 hafta başkasının bakımına muhtaç kaldığını, kazanın kendisi dışında bebeğinin sağlığını da riske atmasının verdiği endişe, elem, acı ve üzüntü nedeniyle, davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olması ve davacının kusursuz oluşu gözetilerek, telafi edici ve caydırıcı unsurları etkin olmak üzere, manevi tazminat belirlenmesi gerektiğini, maddi tazminat yönünden davalıların tümüne, manevi tazminat yönünden ise sadece sürücü ve işletene karşı dava açıldığını, yargılama giderlerine hükmedilirken gözetilecek haklılık oranında bu hususun değerlendirilmesi gerektiğini, maddi tazminatın haklılık durumuna göre 2.031,28 TL kabul ve 50,00 TL red üzerinden değerlendirilmesi gerektiğini, hükmün 10 nolu sırasında her ne kadar arabuluculuk ücretinin 158,52 TL’sinin davalı sigorta şirketinden geriye kalanın davacıdan alınmasına karar verilmişse de, zorunlu arabuluculuk başvurusu sadece sigorta şirketi yönünden TTK’den kaynaklı alacak davalarında zorunlu olduğu için 1.320 TL’nin kime yükletileceği konusunda toplam maddi zararı talebi olan (2.031,28 + 50 = 2.081,28 TL) üzerinden 50 TL reddedildiği için 1.320 x 50 / 2.081,28 = 31,72 TL’nin müvekkilden geriye kalanın sigorta şirketinden alınmasına karar verilmesi gerektiğini, diğer yargılama giderleri ile hüküm fıkralarının da hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı yayaya çarptığını ve yaralanmasına neden olduğunu belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan, manevi tazminatın davalı işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından manevi tazminat ve yargılama giderleri yönünden istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hâkimin takdirine bırakılmış ise de hâkim; Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözeterek, hukuk ve adalete uygun hak ve nesafet kurallarına göre uygun miktarda tazminat takdir etmesi gerekmektedir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların değerlendirilmesi gerekir. Hakim manevi tazminata hükmederken; tarafların kusur durumu, kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları, zarar ile olay arasındaki illiyet bağı, yaralanma halinde yaralanmanın kaza sonucu meydana gelmiş olması, maluliyet varsa oranı, iyileşme süresi, tedavi süresi ve tedavi süresince yapılan işlemler, varsa ameliyatlar, ölüm halinde kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması, olayın tarihi, olayın ağırlığı, olay tarihindeki paranın satın alma gücü, davacı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak davacı için zenginleşme, davalı için yoksulluğa neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
Somut olay değerlendirildiğinde davalıların işleteni sürücüsü olduğu aracın geri manevra yaparken arakasında bulunan davacı yayaya çarptığı, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın raporuna göre davacının olay tarihinde 32 haftalık hamile olduğu ve kaza sonrasında bel ve sol kolunda ağrı meydana geldiği, 2 gün hastanede yattığı, 3 haftada iyileşeceği ve 3 hafta bakıcıya ihtiyacı olacağının belirlendiği, davacının yaralanması, trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru bulunmaması, olayın meydana geliş şeklinin davacı üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden (HGK 23.6.2004, 13/291-370) mahkemece davacı için belirlenen tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletilir. Dava kısmen kabul edildiğine göre davanın kabul ve red oranına göre yargılama giderlerinin davalılardan tahsili gerekirken ve arabuluculuk ücreti yönünden ise davacı tarafından davalı sigorta şirketi yönünden arabuluculuğa başvurulduğundan arabuluculuk ücretinin maddi tazminatın kabul ve red oranına göre davalı sigorta şirketine yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kesinleşmiş yönler ve istinafa başvuran taraf yararına oluşan hususlar dikkate alınarak davacı için 7.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve davanın kabul ve red oranına göre yargılama gideri belirlenerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararın KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-2.031,28-TL maddi tazminatın 100,00-TL’sinin davalılardan …Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 28.02.2019 tarihinden, diğer davalılar … VE …’dan kaza tarihi olan 10.07.2018 tarihinden; bakiye kalan tutarın ise ıslah tarihi olan 27/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin (50,00-TL) reddine,
2-7.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … VE …’dan kaza tarihi olan 10.07.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gereken 343,69-TL harcın (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 140,12-TL ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden AÜT gereğince 2.031,28-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 7.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı … yargılamada vekil ile temsil edildiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 7.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya ödenmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden AÜT gereğince 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya ödenmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve harcanan 144,80-TL’nin kabul/red oranına göre 141.18 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
9-Yargılama gideri olarak alınması gerekli 54,40-TL başvuru harcı, 54,40-TL ıslah harcı toplamı 108,80-TL ile,
Dosyada adli yardım kararı nedeniyle hazine tarafından karşılanan posta masrafları toplamı 177,00-TL, bilirkişi ücreti 500,00-TL, adli tıp gideri 318,00-TL olmak üzere toplam 995,00-TL’nin kabul/red oranına göre 970,12 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, geri kalan miktarın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Manevi tazminat yönünden ayrıca yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul/red oranına göre 1.287,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye irad kaydına, geri kalan miktarın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
11-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 01.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.