Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1479 E. 2022/1564 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1479 – 2022/1564
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1479
KARAR NO : 2022/1564

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : 2019/359 Esas 2020/287 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili, 12.11.2017 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç ile davacının desteği …’ün yolcu olarak bulunduğu aracın çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu …’ün vefat ettiğini, davacının oğlunun ölümü ile destekten yoksun kaldığını, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/352 E. sayılı dosyasında … Sigorta A.Ş.’ye karşı dava açtıklarını, sigortalının tali kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 84.390,34 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, dava açılmadan önce usulüne uygun biçimde başvuru yapılmadığından dava şartı bulunmadığını, sigortalının kusuru oranında sorumlu olduklarını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, davacı murisinde olduğunu, müterafik kusurun araştırılması gerektiğini, murisin araçta hatır için taşındığını, davacıya destek olduğunun kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece toplanan delillere göre; 13.11.2017 günlü trafik kaza tespit tutanağından davacının oğlunun bulunduğu aracın KTK’nın 47/1-c maddesine aykırı davrandığı, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün kural hatasının olmadığının belirtildiği, Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/352 esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda davacı desteğinin bulunduğu araç sürücüsünün %20, davalının sigortaladığı araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 20.09.2018 tarihli raporu ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 23.05.2019 tarihli raporunda da benzer saptamalar yapılarak davacı desteğinin asli kusurlu olduğunun belirlendiği, davacının zararının saptanması için aktüer bilirkişiden rapor alındığı, 17.02.2020 günlü bilirkişi raporunda rapor tarihinde 84.390,34TL destekten yoksun kalma zararının belirlendiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 84.390,34 TL bedelin 27.06.2019 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacı yanın zararlarından, sigorta şirketinin ancak sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, sigorta şirketin müşterek müteselsil sorumluluğunun sadece sigortalısı araç işleteni ile arasında olduğunu, davada davacı yan, kazanın oluşumunda davalı şirkete sigortalı araç sürücü …’ın %20, müteveffanın yolcu konumunda bulunduğu karşı araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen sigorta şirketinin davacının tüm zararından sorumlu tutulmayacağını, (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 10.10.2013 tarih, 2012/13545 Esas ve 2013/16208 Karar sayılı ilamında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 11.03.2014 tarih, 2013/4256 Esas ve 2014/3421 Karar sayılı ilamı) davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte 17.02.2020 tarihli hesap raporunda da içeriğinde her ne kadar sigortalı araç sürücüsünün %20 oranında kusurlu olduğu belirtilmişse de sonucunda %100 kusura istinaden hesaplama yapıldığını, davalı şirketin yalnız %20 kusuruna tekabül eden 16.878,07-TL sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu olacağını, kesinlikle davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte faiz yönünden davalı şirketin sorumluluğu ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sınırlı olacağını, davaya konu hadise haksız fiil teşkil ettiğinden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine ilişkin kurulan hüküm hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öyle ki davacı tarafça usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan alacağın muacceliyetinden söz edilmeyeceğini, davacının ıslah ettiği miktar için ancak ıslah tarihinden itibaren faiz işleyebileceğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE;
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpıştığını, davacının desteği …’ün … plakalı araçta yolcu olduğunu, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/44 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Raporu ile sürücü …’ın asli kusurlu, …’ın alt düzeyde tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, diğer aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası olan … … Sigorta A.Ş. tarafından 05.04.2018 tarihinde davacıya ödeme yapıldığını, ancak eksik ödeme yapması nedeniyle Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/352 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu dosyada alınan rapor ile …’ın asli kusurlu (%80) ve …’ın tali kusurlu (%20) kusurlu olduğunun belirlendiğini, bu yüzden de geride kalanların muhtemel yaşam süreleri ve sigortalının tali kusurlu oluşu dikkate alınarak kalan bakiye tazminat alacağının hesaplanmasını talep etmiştir.
Mahkemece gerekçeli kararda ceza mahkemesi doyası ve Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında alınan kusur raporları alındığı belirtilerek, davalıya sigortalı araç sürücünün asli kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu raporlarına göre davacı desteğinin kusurlu olduğu belirtilerek aktüer bilirkişiden alınan raporda davacı anne için 98.003,23 TL destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiş, … … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin güncellenerek mahsubu ile 84.390.34 TL tazminat hesaplanmış, davacı vekili tarafından ıslah dilekçesinde 84.390,34 TL’nin 100,00 TL’sine dava tarihinden kalanına ıslah tarihinden faiz uygulanması talebiyle ıslah edilmiş, mahkemece belirtilen gerekçelerle 84.390,34 TL’nin 27.06.2019 tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de mahkemenin karar gerekçesi ile davalı sigortalısının asli kusurlu olduğu belirtilmişken daha sonra davacının desteğinin tam kusurlu olduğu belirtilerek dosya kapsamı ve karar içeriğinde birbiri ile çelişkili şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK.nın Tasarruf ilkesi başlıklı 24. maddesinde (1) Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.
(2) Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.
6100 sayılı HMK.nın 25. Maddesinde “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz ve Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.” düzenlemesi gereğince taraflarca getirilme ilkesi benimsenmiş olup hakimin tarafların söylemediği şeyi veya vakıları kendiliğinden dikkate alması hukuka aykırılık oluşturur.
HMK.nın taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. Maddesinde ise “ Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. “ hükmü gereğince hakim tarafların taleplerinin aşacak şekilde karar veremez.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalıya sigortalı … plakalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunu, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında sigortalı araç sürücünün %20 oranında kusurlu olduğunu belirterek diğer aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı … … Sigorta A.Ş.’den tazminata aldıklarının belirterek kalan tazminatın davalıdan tahsilini ve ıslah dilekçesinde dava dilekçesi ile talep edilen 100,00 TL’sine dava tarihinden, kalan miktara ıslah tarihinden faiz uygulanmasını talep ettiğine göre davacının talebi gibi davalının %20 kusur oranına isabet eden miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi ve hükmedilen tazminatın 100 TL’sine dava tarihinden kalan miktara ıslah tarihinden faiz uygulanması gerekirken davacı tarafın talebini aşacak şekilde HMK.nın 26. Maddesine aykırı olarak hüküm kurulmuş olması isabetli görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2.maddesi gereğince aktüer raporu ile belirlenen 98.003,23 TL tazminatın davalıya sigortalı araç sürücüsünün %20 kusur oranına isabet eden 19.600,64 TL’nin davalıdan tahsiline dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 19.600,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının 100,00 TL’sinin 12.07.2019 dava tarihinden, kalan 19.500,64 TL’nin 23.02.2020 ıslah tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.338,91 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’nin ve tamamlama harcı olan 1.433,00 TL’nin mahsubu ile kalan 138,49 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. Maddesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 1.338,91 TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 847,20 TL tebligat/posta/müzekkere/bilirkişi ücreti olmak üzere yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 194,81 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1- Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 09.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.