Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1467 E. 2022/1962 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1467 – 2022/1962
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1467
KARAR NO : 2022/1962

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2020
NUMARASI : 2015/475 Esas 2020/94 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Türk Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/05/2015 tarihinde, davacı idaresinde bulunan … plakalı araç ile davalı … idaresinde bulunan … plakalı araçların karıştıkları kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün kusurununu olmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacının iyileşebilmesi için gerekli tedavi, bakıcı masrafları ve kazadan sonra maluliyeti ve çalışamayacak durumda olması nedeniyle uğramış olduğu zararlar ile davacıya ait aracın tamir masrafları ve aracın kullanılamadığı dönemi kapsayan araç kira bedeli ile diğer tüm maddi zararına istinaden 500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, davacının yaşadığı manevi sıkıntılar nedeni ile 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili 24/10/2016 tarihinde verdiği açıklama dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 300,00-TL tedavi gideri, 50,00-TL kazanç kaybı, 50,00-TL ulaşım gideri, 50,00-TL bakıcı gideri, 50,00-TL maluliyet tazminatı talep etmiştir.
Davacı vekili 29/11/2019 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile; taleplerini 46.153,83-TL daha artırarak, netice olarak 46.653,80-TL talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün tam kusurlu olduğunu, davalının olay sonrası korktuğu için olay yerinden ayrıldığını, talep edilen tazminat miktarlarının zenginleşme amacına yönelik olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, SGK tarafından yapılan ödemelerin sorulması gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacı idaresindeki araç ile davalı sürücü idaresindeki aracın karıştıkları kaza sonucunda davacının vücut genel çalışma gücünü %5 oranında kayıp ettiğini, 9 ay süre ile iş ve gücünden kaldığını ve bu süre içinde başkasının bakımına ihtiyaç duyduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün %15 ve davalı sürücünün %85 oranında kusurlu olduklarını, davacının yaralanması ve maluliyet oranına göre hesap bilirkişisi tarafından tazminat hesabı yapıldığını belirterek, davacının maddi tazminat davasının kabulüne, 10.316,02-TL bakıcı tazminatının, 343,94-TL geçici işgöremezlik tazminatına, 35.993,84-TL sürekli işgöremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 7.500,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre alınmasına rağmen, hesaplamanın PMF yaşam tablosuna göre yapılmasının kendi içinde çelişki oluşturduğunu, davacının maluliyetinin sadece %2.3 oranında olmasına rağmen 9 ay süre ile başkasının bakımına ihtiyaç duyduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davacının ceza yargılaması sırasında CMK 253.maddesine göre uzlaşma yapıp yapmadığının araştırılmamasının ve SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının sorulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle bakıcı ve tedavi gideri, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat ve davacı aracının kullanılamaması nedeni ile araç mahrumiyeti bedeli istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece maddi tazminat yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı … … Sigorta A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda; taleple bağlılık ilkesi denilmektedir ve yargılamanın temel ilkelerinden biridir. Yargılama bu ve benzeri ilkeler ile şekillendirildiğinden, gerek taraflar gerekse hakim yargılamanın ilkelerini gözetmek durumundadır. Bunun sonucu olarak; ilk derece mahkemesinin davacının talep ettiğinden fazlasına karar vermesi durumunda, istinaf mahkemesince, kamu düzeni gözetilerek, kararın kaldırılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesi fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacının iyileşebilmesi için gerekli tedavi, bakıcı masrafları ve kazadan sonra maluliyeti ve çalışamayacak durumda olması nedeniyle uğramış olduğu zararlar ile davacıya ait aracın tamir masrafları ve aracın kullanılamadığı dönemi kapsayan araç kira bedeli ile diğer tüm maddi zararına istinaden 500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Maddi tazminat taleplerinin kuruşlandırılması bakımından 24/10/2016 tarihinde verdiği açıklama dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 300,00-TL tedavi gideri, 50,00-TL kazanç kaybı, 50,00-TL ulaşım gideri, 50,00-TL bakıcı gideri, 50,00-TL maluliyet tazminatı talep etmiş, 29/11/2019 tarihinde verdiği ıslah dilekçesiyle ise; taleplerini bilirkişi raporu ile hesaplanan bakıcı gideri, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talepleri için 46.153,83-TL daha artırarak, netice olarak 46.653,80-TL talep etmiştir. Yerel Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının kabulüne, 10.316,02-TL bakıcı tazminatı, 343,94-TL geçici işgöremezlik tazminatı ve 35.993,84-TL sürekli işgöremezlik tazminatına hükmedilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesinde; ‘Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi’ gerektiği düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenlemenin de gereği olarak mahkemece verilen hükmün, hüküm sonucu kısmında isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde gösterilmesi, hükmün infazda tereddüt yaratmayacak mahiyette olması gerekmektedir. Bu yön, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Maddi vakıa ve hukuka uygunluk denetiminin yapılabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda davacı vekili dava ve açıklama dilekçesi ile talep kapsamında 300,00-TL tedavi gideri ile 50,00-TL araç mahrumiyet bedeli istemi bulunmuş olmasına ve bu talepler hakkından herhangi bir karar verilmemiş olmasına rağmen davanın kabulüne karar verilmiş olup; davacının talepleri yönünden ayrı ayrı ve gerekçelendirilmek sureti ile hangi talebin ne kadarının kabul, ne kadarının ret edildiği hususunda olumlu yada olumsuz, infazda tereddüt yaratmayacak mahiyette, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tek tek sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde gösterilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davacı tarafın davaya konu ettiği talepleri yönünden ayrı ayrı inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, eksik inceleme ve değerlendirme ile gerekçe gösterilmeden, taraflara yükletilen hak ve sorumluluklar yönünden açık olmayan, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte hüküm kurulması (10/04/1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı), doğru görülmediğinden Yerel Mahkeme kararı kaldırılmıştır.
Dava konusu kaza 30/05/2015 tarihinde meydana gelmiş, davacının yaralanmasına ilişkin olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınan 14/01/2019 tarihli raporda; davacının, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre kalıcı maluliyetinin %2.3, geçici iş göremezlik süresi ve bakıma ihtiyaç süresinin 9 ay olduğu; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre ise kalıcı maluliyetinin %5, geçici iş göremezlik ve bakıma ihtiyaç süresinin 9 ay olduğu belirlenmiştir.
Aktüerya konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 26/06/2019 tarihli hesap raporda; PMF yaşam tablosuna ve progresif ranta göre yapılan hesaplamada davacının maluliyet oranı %5 olarak alınmış ve 10.316,02-TL bakıcı gideri, 343,94-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 35.993,84-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olsa da; kaza tarihi dikkate alındığında hesaplama yapılırken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenen %2.3 maluliyet oranı esas alınması gerekirken, hatalı değerlendirme ile %5 maluliyet oranı üzerinden hesaplama yapılması usul ve yasaya aykırı görülmüş, yerel Mahkemece, hükme dayanak alınan rapor tarihi verilerine göre ve %2.3 maluliyet oranı, 9 ay geçici iş göremezlik ve bakıcı ihtiyacı üzerinden yeniden hesaplama yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi bakımından yerel mahkeme kararı kaldırılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı … … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda yeniden inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklarda korunarak, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı … … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/02/2020 2015/475 Esas 2020/94 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde istinafa gelen davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

6- Ankara 19. İcra Dairesi 31/12/2020 tarih ve 2020/5212 esas sayılı dosyasına yatırılan 100.850,00 TL. bedelli teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.