Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1449 E. 2022/2223 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1449 – 2022/2223
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1449
KARAR NO : 2022/2223

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2020
NUMARASI : 2019/477 Esas 2020/139 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.05.2018 tarihinde, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı… plakalı aracın yaptığı tek taraflı kazada kusursuz olan davacının yaralandığını, sağ kolunda kırık olduğunu, davalıya 04.12.2018 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, HMK’nun 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00 TL geçici, 3.800,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 06.02.2020 tarihli dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatını 6.412,46 TL’ye, bakıcı giderini 1.015,64 TL ’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davacının davalı şirkete başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun gerçeği yansıtmadığını, kazaya karışan… plakalı aracın 08.03.2018-08.03.2019 tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere,kusur oranının ve davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak ATK’ca belirlenmesi gerektiğini, zarar hesabının TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faize göre yapılmasını, geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri isteminin teminat dışı olup bu zararlardan SGK’nun sorumlu olduğunu, davacının araçta hatır için taşınıp taşınmadığı ve emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırması ve hatır taşımasının bulunması, müterafik kusurlu olması halinde tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamı, dava, cevap, maluliyet raporu, hesap raporu birlikte değerlendirildiğinde; 29.05.208 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu araçla, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı aracın çarpışması neticesinde, davacının yaralandığı ve vücut genel çalışma gücünün %0 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 4 ay ve bakıcı ihtiyaç süresinin 3 hafta olduğu,bu itibarla geçici iş gücü ve bakıcı zararını karşı tarafın kusuru olan %100 oranında talep edebileceği,davacının kalıcı maluliyetinin bulunmaması nedeniyle kalıcı işgöremezlik talebinin reddi gerektiği ve davacının hatır için taşınması nedeniyle %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği anlaşıldığından davacının kalıcı iş göremezlik tazminat talebinin reddine,davacının bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.129,98-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 812,51-TL bakıcı gideri tazminatının 17/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağı ile de sabit olduğu üzere, yargılama konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacının hiçbir kusuru bulunmadığını, yargılama konusu trafik kazası sebebiyle davacının uğradığı maluliyet oranını gösterir 13.06.2019 tarihli Kayseri Şehir Hastanesi’nce tanzim edilmiş Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporu’nda (aleyhe hususları kabul anlamına gelmemek kaydıyla) davacının kazaya bağlı %2 oranında kalıcı maluliyetinin olduğunun tespit edildiğini, ancak Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/477 E. sayılı dosya ile yapılan yargılamada Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenmiş 06.11.2019 tarihli Adli Tıp Raporu’nda davacının kalıcı maluliyeti olmadığı yönünde görüş bildirildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla 02.12.2019 tarihinde Yerel Mahkemeye itirazını sunarak dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’na gönderilerek dava konusu olay nedeniyle davacının geçici ve kalıcı iş göremezliğinin tespiti ile yeniden rapor düzenlenmesine karar verilmesi talebinde bulunmalarına rağmen itirazın reddine karar verildiğini 13.06.2019 tarihli Kayseri Şehir Hastanesi’nce tanzim edilmiş Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu Raporu ile Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenmiş olan 06.11.2019 tarihli Adli Tıp Raporu arasındaki çelişki giderilmeden, davacının kalıcı maluliyet oranı denetime açık, yeterli, gerekçeli, objektif bir rapora dayanarak tespit edilmeksizin; kalıcı iş göremezlik talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İstinafa konu kararda ayrıca hatır taşıması iddiasıyla da %20 oranında indirim uygulandığını, hatır taşımalarında tazminattan indirim yapılmasının zorunlu olmadığını, BK 43 Ve 44. Maddeler uyarınca ve hakim takdirince hakkaniyete uygun olarak indirim yapılmasının esas olduğunu, Yargıtay’ın indirim öngören kararlarının içeriğine bakıldığında çoğunda hatır taşımasının mevcut olduğu hallerde; kazanın oluşumunda taşınanın da kusura katılımının olduğunun görüldüğünü, davaya konu olayda, kazaya asli ve tam kusuruyla sebebiyet verenin sürücü … olduğu ceza dosyası kapsamındaki belge ve delillerle de açıkça ortada olduğunu, hatır taşıması dolayısıyla indirim yapılacak ise hakimin bu konuda detaylı bir açıklama yapması ve konuyu karar yerinde tartışması gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatı ile geçici bakıcı giderinden SGK sorumlu olup anılan talepler teminat dışı olduğundan buna ilişkin taleplerin reddi gerektiğini,
Kaza sırasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı araştırılarak müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken bu yönde araştırma yapılmamasının yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine kara verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
İstinaf sebebi olmamakla birlikte hüküm altına alınan tazminatlara davalının temerrüt (dava öncesi davacı tarafından davalıya 03.12.2018 tarihinde başvuru yapılmış olup başvuru evrakları davalıya 04.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla temerrüdün 8 iş günü sonrası olan 17.12.2018 tarihi olduğu anlaşılmakla) tarihli olan 17.12.2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken 2018 yerine 2017 yazılması mahkemece yerinde giderilebilecek maddi hataya dayalı olduğundan bu husus kaldırma sebebi yapılmamıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiş, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Yargıtay (kapatılan 17. Hukuk Dairesi) 4. Hukuk Dairesinin Yerleşik İçtihatlarına göre yaralamalı trafik kazalarında davacının yaralanması nedeniyle tüm tedavi evrakları dosyaya kazandırılarak meydana gelen kaza nedeniyle geçici ve kalıcı maluliyet durumlarının Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından kaza tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuata göre alınacak rapor ile tespit edilmesi gereğine değinilmiştir.
Somut olayda, davacının maluliyetine ilişkin rapor Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığı’ndan alınmıştır. 06.11.2019 tarihli raporlarda; … adlı şahsın 31.10.2019 tarihinde Anabilim dalında yapılan muayenesinde; 2018 yılında araç içi trafik kazası geçirdiğini, Kayseri Şehir Hastanesine kaldırıldığını, sağ kolda kırık meydana geldiğini, ameliyat ile platin takıldığını, hastanede 4-5 gün kaldığını, sağ kolunun alçıya alındığını, şu anda soğuk havalarda sağ kolunda ağrı ve sağ kolu ile yük taşıyamama şikayetleri olduğunu, sağ kolunu kullandığı zamanlarda kolunda şişme olduğunu, sağ kolu ile sol kolu arasında uzunluk farkı meydana geldiğini, psikolojik şikayetleri olmadığını ifade ettiği, Yapılan fizik muayenesinde; sağ kol orta 1/3 lateralden başlayıp dirsek laterale uzanan 12,5×0,4 cm’lik hipopigmente operasyon skarı, sağ akromiyon dirsek arası mesafenin 22 cm., sol akromiyon dirsek arası mesafenin 24 cm., her iki dirsek ile el 5.parmak distal falanksı arası mesafelerin eşit olduğu,bilateral omuz, dirsek, el bilek ve parmak eklem hareket açıklıklarının tam olduğu, sağ üst ekstremite kas güçlerinin 4/5 (ağrı nedeniyle), sol üst ekstremite kas gücünün 5/5 olduğu, üst ekstremitelerde açılanma ya da duyu defisit olmadığı tespit edildiği ekte gönderilen dosyanın tetkikinde; Kayseri Şehir Hastanesinin 29.05.2018 tarih ve bila sayılı genel adli muayene raporunda; araç içi ‘ trafik kazası geçirdiği, sağ kolda ağrı şikayeti olduğu, Kayseri Şehir Hastanesinin 29.05.2018 yatış tarih ve … işlem nolu epikriz raporunda; sağ kolda ağrı ve şişlik şikayeti olduğu, öz geçmişinde epilepsi hastalığı olduğu, sağ kolda dirsek üstünde ağrı ve hassasiyet, deformite, krepitasyon ve radial sinirde nörolojik defisit olduğu, baş parmak ve diğer parmaklarda ekstansiyonu yapamadığı, hasanın duyu defisiti tariflediği, dolaşım bozukluğu olmadığı, çekilen grafide sağ humerus 1/3 distal oblik cisim kırığı (Holstein-Lewis) olduğu,30.05.2018 tarihinde büyük kemik kırıkları cerrahisi ve damar sinir eksplorasyonu ameliyatı yapıldığı, radial sinirin kırık hattına sıkıştığının görüldüğü, sinir bütünlüğünün korunduğu, kırık için AR-İF yapıldığı, 01.05.2018 tarihinde taburcu edildiği, Kayseri Şehir Hastanesinin 29.05.2018 tarih ve … işlem nolu radyoloji raporlarında; kranial BT’de sol frontal bölgede cilt altında fokal ödem sahası izlendiği, batın USG’nin normal olduğu, Kayseri Şehir Hastanesinin 29.05.2019 tarih ve B20196889 numaralı Engelli Sağlık Kurulu Raporunda; sağ humerusta platin olduğu, sağ omuz eklem hareket açıklığının kısıtlı olduğu,%2 engel oranı olduğu, günlük aktiviteleri engelleyen seyrek nöbetler ve epilepsi tanısıyla %15 engel oranı olduğu, toplamda kişinin engel oranının %17 olduğunun belirtildiği, 30.03.2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında, şahsın 29.05.2018 tarihinde meydana gelen kazaya bağlı “sağ humerus kemiğinde kırık” yaralanmasının herhangi bir fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olup maluliyet oranı tayinine mahal arızası bulunmadığı anlaşılmakla; kişinin özür oranı olmadığı; 30.03.2013 tarihli 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede yürürlükten kaldırılmış olmakla, 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik esas alındığında, şahsın 29.05.2018 tarihinde meydana gelen kazaya bağlı “sağ humerus kemiğinde kırık” yaralanmasının herhangi bir fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olup maluliyet oranı tayinine mahal arızası bulunmadığı anlaşılmakla; kişinin engel oranı olmadığı tespit edilmiş olup muayene ve rapor tetkik bulguları bildirilen … doğumlu,…”in 29.05.2018 tarihli yaralanması neticesinde;. Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları HakkındaYönetmelik hükümlerine göre kişinin özür oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu, Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin engel oranının % 0 (yüzde sıfır ) olduğu, 4 (dört) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, 3 (üç) hafta süresince bir başkasının yardımına ihtiyacı olduğu, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” nin 12. Maddesine (03.08.2013-28727 sayılı resmi gazete) göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığı belirlenmiş olup, anılan rapor yetkili kurumdan ve kaza tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak Engelli Sağlık Kurulu Raporu da değerlendirilmek suretiyle alındığından ve bu rapor doğrultusunda hesaplanan geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından davalının sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davacı ile davalı sigortalı araç sürücünün arkadaş oldukları gerek eldeki gerekse ceza dosyasındaki ifadelerden anlaşılmaktadır. Davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı belli olmamakla birlikte davacının araçtan fırlamadığı, kaza sonucu sağ kolundan yaralandığı anlaşıldığından yaralanması ve kaza sonrası durumu ile kazanın oluş şekli (davacının içinde bulunduğu araç polis otosundan kaçarken kavşaktan geçtikten sonra direksiyon hakimiyetini yitirip önce solundaki bir tuhafiye dükkanının ön cephesine ve yan duvarına çarpması sonucu takla atarak sırt üstü durması sonucu oluşmuştur) gözönüne alındığında emniyet kemerinin takılı olup olmamasının zararı arttırıcı bir neden olmadığı ve davacının müterafik kusurunun ispatlanmadığı dolasıyla müterefik kusur indirimi yapılmamış olması; hatır taşıması indirimi yapılması yerinde görüldüğünden davacı vekilinin ve davalı vekilinin anılan yönlere ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan maluliyet raporun yetkili kurumdan ve kaza tarihindeki yasal mevzuata uygun olarak alınması, dosya kapsamına uygun olması, maluliyet raporunun mutlaka Adli Tıp 3.İhtisas Kurumundan alınmasına yönelik yasal zorunluluk bulunmaması, 23.01.2020 tarihli aktüer raporu ile belirlenen geçici işgörmezlik tazminatı ve bakıcı giderinden davalının sorumlu olması, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması, müterafik kusur indirimi yapılmaması dosya kapsamı kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davacı ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 3531-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gerekli 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan TL’nin mahsubu ile bakiye TL’nin davacıdan; davalıdan alınması gereken 405,93 TL karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 351,53 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda davacı ve davalıya iadesine,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL OLMAK ÜZERE 23.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.