Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1445 E. 2022/2292 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1445 – 2022/2292
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1445
KARAR NO : 2022/2292

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2016/263 Esas 2019/449 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 24.02.2016 tarihinde davalılardan …’ın maliki, …’ün işleteni,… Sigorta AŞ’ne zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı, …’in sevk ve idaresindeki … plakalı ambulansla görevli olmamasına rağmen kırmızı ışıkta geçerek, davacı şirkete ait, …’nin sevk ve idaresindeki yeşil ışıkta geçen … plakalı araca çarptığını, kazanın olduğu esnada davacı …’ın yanında 3 aylık hamile eşinin de olduğunu, davacı …’ın eşi ve doğacak çocuğu için büyük panik ve korku yaşadığını, manevi zarara uğradığını, 24.02.2016 tarihli kaza tespit tutanağındaki kusur oranını kabul etmediklerini, davacı sürücünün kusursuz olduğunu, davalı sigorta şirketine araç hasarı için başvurduklarını, davalı sigorta şirketi tarafından tarafların %50’şer kusurlu olduğu ve davacı şirketin aracında meydana gelen hasar miktarının 11.683,58 TL olarak belirlenmiş ise de belirlenen kusur ve hasar miktarını kabul etmediklerini belirterek, öncelikle mahkemece kusur oranı ve davacı şirkete ait araçta meydana gelen hasar miktarı ile değer kaybının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davacı … yönünden 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan; davacı şirkete ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybına yönelik şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde; olay günü çağrı nedeniyle yanında acil tıp teknisyeni … ile birlikte kazaya karışan … plakalı ambulas ile vakıaya gittiğini, sireni açık vaziyette kavşaktan geçerken davacının kendisine çarptığını, kaza sonrası olay yerine başka ambulans gönderildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı… Sigorta AŞ. vekili, kazaya karışan … plakalı aracın 01/10/2015-01/10/2016 tarihleri arasında 31.000,00 TL limitle davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, araçların kusur oranları ve kazanın oluş biçimin net olmadığından kusur ve hasar yönünden bilirkişiden rapor alınmasını, davacıya araç hasarı için 23/03/2016 tarihinde 5.841,00 TL ödeme yatıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile davacının kazanın meydana gelmesinde %70, davalı araç sürücüsü …’in ise %30 oranında kusurlu olduğu, davacının olay tarihinde görevli olduğu anlaşılan ambulans sürücüsü davalıya dikkatsizliği ve dalgınlığı sonucu durmadığı ve mevcut sürati ile frensiz şekilde seyrini sürdürerek ambulansa yandan çarptığı, geçiş üstünlüğü olan …’in ise yeşil ışıkta seyrini sürdüren araçları gözlemleyerek bu araçlarla arasında emniyetli mesafe bırakmadığı ve yeşil ışıkta bekleyen araçlara yeterince tedbirli davranmadığından tali kusurlu olduğunun birbiri ile uyumlu olan bilirkişi raporları ile anlaşıldığı, bilirkişinin 16/05/2016 tarihli raporu ile araçtaki hasarın 15.500,00 TL olduğunun tespit edildiği, davalı sigorta şirketi tarafından hasara ilişkin 5.841,00 TL ödeme yapıldığı, meydana gelen trafik kazasından dolayı araçta meydana gelen hasardan araç işleteni, araç sürücüsü, ZMMS’nin kusur oranında müteselsilen sorumlu oldukları, alınan bilirkişi raporları ile kazada davacının %70 oranında kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu olduğu, ödeme yapılan hasar bedelinin meydana gelen hasarı karşıladığı anlaşıldığından maddi tazminat açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, yine davacı meydana gelen kaza neticesi eşinin hamile olduğunu büyük korku ve panik yaşadıklarını, hamileliğe ilişkin doktor muayenesi belgelerini sunacağından bahisle manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacının eşinin olaydan sonra rahatsızlandığına ilişkin hamileliğinin riske girdiğine ilişkin bir belge sunmadığı, olayın maddi hasarlı trafik kazası olduğu, kazanın oluşumunda davacının asli kusurlu oluşu da dikkate alınarak manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanısıyla davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davaya konu trafik kazasının yaşandığı 24.02.2016 günü saat 09:44 sıralarında, davalı …’in sevk ve idaresindeki ambulans görevli olmamasına rağmen 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 71. Maddesine aykırı biçimde geçiş üstünlüğünü kullanması neticesinde kaza yaşandığını, yerel mahkeme kararının gerekçesinde ambulans sürücüsünün haksız ve hukuka aykırı olarak görevli olduğuna değinilmişse de dosyaya kazandırılan 29.04.2016 tarihli il sağlık müdürlüğü yazısı ile ambulansın görevli olmadığının bildirildiğini, buna bağlı olarak hazırlanan kusur raporlarının hatalı olduğunu,
Davaya konu maddi hasarlı trafik kazasının 24.02.2016 günü saat 09:44 sıralarında davacı …’ın … plakalı aracıyla Turan Güneş Bulvarından gelerek Simon Bolivar cadde istikametine geçmek isterken Yıldız ışıklı dönel kavşak sistemine geldiğinde, ambulansa ait siren sesini duyarak yol vermek ve ambulansın yerini tespit etmek amacıyla etrafı kontrol ederken arkadaki araçların korna çalarak kendisini ikaz etmesi üzerine ambulansın arka taraftan (Kahire caddesi) geldiğini düşünerek kendisine de yeşil ışık yanması üzerine ileriye doğru hareket ettiği sırada Ziaur Rahman istikametinden Turan Güneş Bulvarı istikametine kırmızı ışıkta geçerek gelen …’in sevk ve idaresinde ki … plakalı ambulans ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı … idaresindeki ambulansın, trafik kayıtlarında ambulans olarak değil kamyonet olarak kayıtlı olduğunu, olay yeri görüntüleri incelendiğinde de açıkça görüleceği üzere ambulansın davacının görüş açısında yer almadığından sireni duymakla birlikte başka bir istikametten geldiğini düşünerek, kendisine de yeşil ışık yandığından geçiş hakkını kullandığını, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı ambulansın kazanın yaşandığı esnada görevli olmadığının; 29.04.2016 tarihli müzekkere cevabı ile Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün kayıtları ve… Protokol Defteri incelendiğinde anlaşıldığını, dosyaya kazandırılan resmi yazılı belgeye rağmen, 23.05.2019 tarihli gerekçeli kararda ambulansın görevli olduğunun neye dayandırıldığına haksız ve hukuka aykırı olarak hiç değinilmediğini,
Dava dışı Mehmet Önder her ne kadar İlk Derece Mahkemesine sunduğu 03.02.2017 tarihli yazılı beyanında yaralanma nedeniyle çağrılan ambulansın kazaya uğradığını ve yeni ambulansın yönlendirildiği bilgisini vermişse de; plaka bilgisi dahil olmak üzere aracın işbu davada kazaya karışan araç olup olmadığının açıkça ispat edilmediğini, dosyaya sunulan bu tek taraflı irade beyanının değil Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün kayıtları ve… Protokol Defteri verilerinin dikkate alınması gerektiğini, … plakalı araç her şeyden evvel ambulans olarak değil kamyonet olarak kayıtlı olup baştan sona hukuka aykırı tutum içinde olan davalı …, … ve … Cenaze Hizmetlerine karşı davanın reddine dair karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu,
… idaresindeki … plakalı aracın Karayolları Trafik Kanununun 23. ve 34. maddesine göre aykırı hareket ettiği gibi ambulansın muayenesinin de eksik olduğunu, …’in idaresindeki … plakalı araçla, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun Geçiş Üstünlüğüne Sahip Araçlar ve Sürme Kuralları başlıklı 71. Maddesine aykırı hareket ettiğini, kaza sırasında görevli olduğunu iddia eden …’in, araç ihbar kaydını, vaka emrini ve ihbarın acil olduğunu ispatlayamadığını ayrıca madde hükmüne aykırı biçimde halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye soktuğunu, ayrıca Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliğinin Ambulans ve acil sağlık aracı personeli başlıklı 7. Maddesine de aykırı hareket ederek kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğini, bu halde meydana gelen trafik kazasında oluşan hasardan davalılar; araç sahibi (işleten), ticari faaliyeti için aracı işleten şirket (işleten gibi sorumlu olan), sürücü ve sigorta şirketinin sorumlu tutularak ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini,
Davalı …’in yukarıda açıklanan sebeplerle kusur durumu gözetilmeden, ambulansı kullandığından ve görevli olduğundan bahisle hesaplanan kusur raporlarının hatalı olduğunu, kaldı ki karşı yanın ZMMS’si kapsamında sigorta şirketine hasarının ödenmesi yönünde bildirimde bulunulduğunu, davalı sigorta şirketinin kazada her iki aracında %50 kusurlu olduğunun belirtildiğini ancak haksız ve hukuka aykırı biçimde dava aşamasında davacının %70 kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de kusurun davalı …’de olduğunu, kazanın gerçekleştiği sırada davacı …’ın kullandığı araçta şoför koltuğunun yanında seyahat eden eşinin yaklaşık 3 aylık hamile olduğunu, davalının gerçek kusur oranı da göz önüne alındığında davacının yan koltuğunda oturan eşi için ve çocuğu için duyduğu korku, endişe ve paniğe karşı manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken reddinin yasaya aykırı olduğunu, olayın ardından davacının eşinin ve çocuğunun sağlık durumunun kontrolü için hastaneye götürdüğünü, bilindiği üzere hamileliğin bu evreleri düşük yapma ihtimalinin en yüksek olduğu evreler olmakla davacının ve eşinin yaşadığı korku ve paniğin yadsınamayacağını, davalı ambulans şoförü …’in davaya konu kaza ilgili olarak trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan kesinleşmiş cezası bulunduğunu, Ankara 24.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/978 Esas 2016/1687 Karar sayılı 21.11.2016 tarihli ilamında; “Olay tarihinde 09:44 sıralarında olay yeri olan Çankaya Turan Güneş Bulvarından Simon Bulvarı caddesine geçmek isteyen ve Yıldız ışıklıdönel kavşak sistemine idaresindeki … plakalı aracıyla gelen katılan, kendisine trafikte yeşil ışık yanması üzerine hareket ettiği sırada içinde sadece sürücü sanık bulunan ve bu sebeple acil bir vakaya gidip gitmediği belirlenemeyen … plakalı ambulans şoförü 2918 Sayılı Kanunun 71. maddesinde düzenlenen geçiş önceliği hakkını kötüye kullanarak aynı kanunun geçiş önceliği olan araçların bu hakkı kullanırken halkın mal ve can güvenliğini tehlikeye sokmamak şartı ile kullanıp-kuralını ihlal ederek kavşaktaki katılanın sevk ve idaresindeki araca çarptığı, bu şekilde atılı suçu işlediği görüş ve kanaatiyle sanığın cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir” denilerek sanığın ışık ihlali yapmak suretiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasına dair karar verilerek neticede hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiğini, kararın 29.11.2016 tarihinde kesinleşmiş olmakla verilen ceza hükmünün de İlk Derece Mahkemesince göz önünde bulundurulmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı, değer kaybı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan 16.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait araçla ilgili davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen 15.03.2016 tarihli ekspertiz raporunun hasara uygun olduğu gerekçesiyle aynen benimsendiği, buna göre parça ve işçilik bedelinin 11.683,58 TL olduğu, KDV eklendiğinde ve hurda indirimi sonrası hasar miktarının 13.000,00 TL (araç 3 yaşından büyük olduğundan orijinal parça hesabı yapılmayacağı belirtilmiştir), sigorta yeni genel şartlarına göre değer kaybının 1.832,03 TL, piyasa koşullarında ise 2.500,00 TL olduğu belirlenmiş (Yargıtay uygulamalarına uygun değer kaybı hesaplanmamıştır) ise de anılan rapor açık ve denetime uygun olmadığı gibi davacı şirketin itirazlarının da karşılanmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu kazaya ilişkin olarak 24.02.2016 tarih saat 09.44 de düzenlenen kaza tespit tutanağından, davacı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Turan Güneş Bulvarından gelerek Simon Bolivar Caddesi istikametine geçmek isterken kavşağa geldiğinde beyanına göre kendisine yeşil ışık yandığını, tam bu sırada ambulansın siren sesini duyduğunu, ambulansın nereden geldiğini tespit edip ona yol vermek için kontrol ederken, ambulansı göremediğini, arkasındaki araçların korna çalarak kendisini ikaz etmeleri üzerine ambulansın arka taraftan, Kahire Caddesinden geldiğini düşünerek, kendisine de yeşil ışık yandığından ileri doğru hareket ettiği sırada aracının sağ ön kesimi ile sürücü beyanlarına göre uyarı ikaz ve ışıkları açık olan ve kırmızı ışık ihlalinde bulunan … idaresindeki (vakıaya gittiğini beyan eden) … plakalı ambulansın sol yan orta kısmına çarpması ile oluşan maddi hasarlı trafik kazasında …’nin KTK’nun 71. maddesi gereğince geçiş önceliği olan ambulansa yol vermemekle; ambulans sürücüsü …’in, KTK’nun 14/1-b maddesi gereğince geçiş önceliğine sahip ambulansın bu hakkını halkın can ve mal güvenliğini koruması kaydı ile kullanabileceğinden aksine davranışla kusurlu olduğu, ayrıca ambulansla ilgili KTK’nun 23 ve 24. maddeleri gereğince işlem yapıldığı; eldeki davada alınan 16.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizm. Genel Müdürlüğünün 29.04.2016 tarihli yazısı ekinde alınan Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün yazısından, 24.02.2016 tarihinde dava konusu ambulans ile ilgili herhangi bir görevlendirme kaydına rastlanılmadığının belirtildiği, keşif, kaza tespit tutanağı ve olay yeri görüntülerini içeren kamera görüntüleri incelendiğinde resimde görülen araçlardan beyaz renkli aracın kameraya ilk giren araç olduğu ve kamera görüntüsüne girdiğinde sağından gelen ambulansı görerek durakladığı, beyaz araçtan sonra kamera görüntüsüne giren sağdaki siyah renkli aracında beyaz renkli aracın sağ arka kesiminde ekran görüntüsünde olacak şekilde durakladığı, bu araçlardan sonra beyaz renkli aracın solundan görüntüye giren siyah renkli aracın (davacı), solundaki araçlar durakladığı halde seyrine devam edip ambulansın sol yan kesimine önlemsizce çarptığının görüldüğü, kamera görüntülerinde, kavşaktaki trafik ışıklarının renkleri görülmemekle beraber, araç hareketlerinden davacının seyir yönündeki trafiğe yeşil ışık yanmakta olduğu, kamera görüntülerinde ses bulunmadığından siren sesi duyulmamakla beraber, ambülansın tepe lambasının çalıştığı; geçiş üstünlüğüne haiz cankurtaranların (ambülanslar), görev sırasında, diğer araç sürücülerinin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmamak şartı ile trafik kısıtlama veya yasaklarına bağlı olmadığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun geçiş üstünlüğüne sahip araçlar ve sürme kuralları ile ilgili 71. maddesinde; “…Bu araçlar görev halinde iken geçiş üstünlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmamak, duyulur ve görünür geçiş üstünlüğü işaretini vermek şartı ile kullanılır. Bu araçlar, bu Kanun ve yönetmelikte yazılı trafik kısıtlama ve yasaklarına bağlı değildir.” hükmünü içerdiği, kamera görüntülerinden ambulansın tepe lambasının çalışmakta olduğu, davacı sürücünün de olay öncesinde siren sesini duyduğunu belirttiği, dolayısıyla olay anında ambulansın tepe lambasının ve sireninin faal durumda bulunduğu kanaatine varıldığı, ambulansın trafik kayıtlarında kamyonet olarak kayıtlı bulunduğundan bahisle geçiş üstünlüğüne haiz bulunmadığı iddia edilmiş ise de, aracın trafik kayıtlarında kamyonet olarak gözüküp gözükmediğinin olayın oluşumu ile illiyet bağının bulunmadığı, davalı taraf aracının olay anında ambülans konumunda bulunduğu kanaatine varıldığı, davalı sürücü … yönetimindeki ambulansın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 71. maddesi gereğince görev halinde iken geçiş üstünlüğüne sahip bir araç olduğu, bu hakkın, halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmamak, ışıklı ve sesli uyarı işaretlerini bir arada kullanmak şartı ile kullanılacağını, bu araçların hizmetin yerine getirilmesi şartıyla, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirtilen yasaklama ve kısıtlamalarına bağlı olmadığı, geçiş üstünlüğüne sahip bir aracın duyulur veya görünür bir işaretini alan araç sürücülerinin kavşağı boşaltmak, gerekiyorsa geçişi engellemeyecek şekilde durmak mecburiyetinde olduğunu, bu bakımdan … plakalı aracın davacı sürücüsü …’nin, kavşağa yeşil ışık yanarken girmiş olmasına rağmen ambulansın görülür ve duyulur işaretini aldığında, bu araç sürücüsüne geçiş hakkını vermemekle, kavşağa girerken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, sağ ön ilerisinde kavşağa girip duraklayan araçların duraklama sebeplerini dikkate almadan bu araçların solundan önlemsizce seyrini sürdürüp ambülansın sol yan kesimine çarpmakla, fren tedbirine başvurmamakla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun kavşaklarda geçiş önceliğini belirleyen 57. maddesi (b) bendi 1. fıkrası hükmüne aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranmakla, meydana gelen olayda birinci derecede (%70 oranında)kusurlu; davalı ambulans sürücüsü …’in, yönetimindeki araç geçiş üstünlüğüne sahip bir araç olmasına rağmen bu hakkı, halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmamak şartı ile kullanabileceği, bu bakımdan, kavşağa yaklaşırken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, kırmızı ışıkta kavşağa girdiğini göz önüne alarak yeşil ışıkta kavşağa giriş yapabilecekler olabileceğini göz önünde bulundurmamakla, bu yüzden kırmızı ışık yanan kavşakta çok daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, meydana gelen olayda ikinci derecede (%30 oranında )kusurlu bulunduğu; İTÜ tarafından düzenlenen 30.04.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda da ambulans sürücüsü … kaza anında görevli olduğu kabul edilerek 06.09.2017 tarihli rapordaki tespit gibi davacının ambulansa geçiş önceliği vermediği gerekçesiyle asli (%70 oranında ) ambulans sürücüsü…’in de geçiş önceliğine rağmen kırmızı ışık yanan kavşakta çok daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla tali (%30 oranında )kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Dosyada mevcut Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 29.04.2016 tarihli yazı cevabından davalı sürücüsünün kaza tarihinde ve saatinde görevli olmadığı (dava dışı … plakalı ambulansın 24.02.2016 saat 09.30’da THF Spor Salonundan gelen çağrı üzerine 09.35’de göreve çıktığı, spor salonuna 90.40’da ulaştığı 09.49’da hastayı alarak ayrıldığı, 10.09’da hastaneye vardığı; 10.45’de hastaneden ayrıldığı, 11.05 da istasyona döndüğü, dava konusu kazanın 26.04.2016 saat 09.44’de olduğu ve … plakalı ambulansın görevli olmadığı); Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.11.2016 Tarih, 2016/978 -1687 sayılı ilamından da dava konusu kaza ile ilgili olarak ambulans sürücüsü … hakkında 2918 Sayılı KTK’nun 71.maddesini ihlalden TCK’nun 179/2 maddesi gereğince 25 gün hapis cezası verilerek HAGB uygulandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece 30.04.2018 tarihli raporu tanzim eden İTÜ bilirkişi heyetinden davalı ambulans sürücünün dava konusu kaza sırasında görevli olmadığı gözönüne alınarak görevli olmamasının olaya ve kusura etkisi ile davacı şirkete ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı konusunda sigorta ekspertiz dosyası, Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/978-1687 sayılı dava dosyası, olay yeri kamere görüntüleri ve 29.04.2016 tarihli Sağlık Bakanlığı yazısı da incelenmek suretiyle ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelenmeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Bu gerekçelerle, davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde davacılara iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacılarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.