Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1387 E. 2022/1563 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1387 – 2022/1563
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1387
KARAR NO : 2022/1563

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2020
NUMARASI : 2019/342 Esas 2020/249 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 26.10.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davalı tarafından davacıya 24.05.2019 tarihinde 22.516,02-TL ödendiğini, davacının zararlarının ödenen bedelden daha fazla olduğunu, arabulucuya yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500,00-TL sürekli ve 500,00-TL geçici iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında daimi iş görmezlik tazminatını 63.623,58-TL geçici iş görmezlik tazminatını 6.532,50-TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, davalı tarafından davacıya 24.05.2019 tarihinde 22.516,02-TL tazminat ödediğinden sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının maluliyetinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, hesaplamanın TRH 2010 ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini sorumluluğunun poliçe limiti ve kusur oranında olabileceğini, ödemenin güncellenmesini, faizin hatalı talep edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; … Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 13.11.2019 günlü ve 663 sayılı raporunda, davacının %27 oranında vücut çalışma gücü kaybının bulunduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, aktüer bilirkişi raporu ile daimi iş görmezlik zararının 87.388,78-TL, geçici iş görmezlik zararının ise 6.532,50-TL olduğu; davalının yaptığı 22.516,02 ödeme ve faizi olan 1.249,18-TL bedelin düşülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile, 63.123,58-TL daimi iş görmezlik ve 6.532,50-TL geçici iş görmezlik olmak üzere toplam 70.156,08-TL bedelin 31.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Yerel mahkeme tarafından yargılama sonucunda davalı aleyhine adli tıp ücretine hükmedilmediğini, yerel mahkeme tarafından davacının … Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ na sevkine karar verildiğini, söz konusu kurul raporu için 450,00-TL ücret ödendiğini, ödenen bedele ilişkin dekontun mahkemeye sunulmuş olmasına rağmen yargılama gideri olan bu bedele davalı taraf aleyhine hükmedilmediğini, dava şartı olan arabuluculuk uyuşmazlık yoluna başvuruda bulunulduğunu ve 25.06.2019 tarihinde son toplantı yapılarak anlaşamama tutanağının imzalandığını, Bakanlık bütçesinden arabuluculara ödenen bedel olan arabulucu ücretinin yargılamanın bitiminde yargılama gideri gibi davayı kaybeden taraf aleyhine hükmedilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından arabulucu ücreti bakımından hüküm tesisi edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dosyada mevcut %27 oranlı rapor ile davacının davalı şirkete sunduğu ilk raporda belirlenen %8 maluliyet raporu arasında çelişki meydana geldiğini, çelişkinin Adli Tıp Kurumu 3. ihtisas kurulundan alınacak rapor ile giderilmesi gerektiğini, bu sebeple hesap raporu fahiş olup hesaplanan tazminat tutarlarının gerçeği yansıtmadığını, hesaplama yapılırken öncelikle ödeme tarihi ile hesaplama yapılıp ödemenin yeterliliğinin tartışılması gerektiğini, bilirkişi raporunda doğrudan hesap yapılarak ödemenin güncellendiğini, davalının geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu bulunmadığını, 01.06.2015 tarihli trafik sigorta poliçesi genel şartlarına göre SGKnın sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda,
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücünün yaptığı tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davalı sigorta şirketi vekili verdiği cevap dilekçesinde davacının maluliyetinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini belirtmiş, mahkemece davalı sigorta şirketinin talebi gibi davacının maluliyet oranı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmiş ve buna göre alınan aktüer raporuna göre tazminata hükmedilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 280. maddesi gereğince bilirkişi raporu mahkemece taraflara tebliğ edilir. HMK.nın 281. maddesinde ise bilirkişi raporuna itiraz düzenlenmiş olup “(1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. (2) Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. (3) Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.” şeklinde düzenleme yapılmış, belirtildiği üzere tarafların kendilerine tebliğ edilen bilirkişi raporuna karşı 15 günlük süre içerisinde itiraz etmesi gerektiği halde davalı sigorta şirketi tarafından bilirkişi raporuna karşı süresi içinde herhangi bir beyanda bulunulmadığı, istinaf sebebi yapılan hususların yargılama aşamasında süresi içerisinde ileri sürülmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK.nın Tasarruf ilkesi başlıklı 24. Maddesinde; “(1) Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. (2) Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz. (3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder” ve taraflarca getirilme ilkesi başlıklı 25. maddesinde; “(1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. (2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.” düzenlemeleri yapılmıştır. HMK.nın 357. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesinde yapılamayacak işlemler düzenlenmiş, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz hükmü getirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece davalı sigorta şirketinin talebi gibi davacının maluliyetinin belirlenmesi için Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınmış olması, süresi içerisinde davalı tarafından maluliyet raporuna karşı itiraz edilmemiş olması, sigorta şirketi tarafından ödemeye esas alınan maluliyet oranına göre ödeme tarihi itibariyle davacının zararının karşılanamayacağının anlaşılmış olması ve geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGKnın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici iş göremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecek olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK.nın yargılama giderlerinin kapsamı başlıklı 323. maddesinde yargılama giderleri sayılmış, HMK’nın 326/1. maddesinde ise yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceği belirtilmiştir. Mahkemece dava kabul edildiğine göre davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin de davada haksız çıkan taraf olan davalıya yükletilmesi gerekirken davacı tarafından ödenen maluliyet raporu ücretinin yargılama giderlerine eklenmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ayrıca 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi gereğince tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarının Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği, Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı, yine bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin anlaşmaya varılamaması halinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı düzenlendiği halde, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücreti ile ilgili bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmekle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2.maddesi gereğince kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davanın KABULÜ İLE, 63.123,58-TL Daimi iş görmezlik ve 6.532,50-TL geçici iş görmezlik olmak üzere toplam 70.156,08-TL bedelin 31/05/2019 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 4.792,36-TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40-TL peşin ve 237,00-TL tamamlama harcı toplamı 281,40-TL’nin mahsubu ile noksan olan 4.510,96-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.920,29-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin harç, 237,00-TL tamamlama harcı, 89,70-TL tebligat/posta/müzekkere müzekkere masrafı, 750,00-TL bilirkişi ücreti ve 450,00-TL adli rapor masrafı olmak üzere toplam 1.615,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. maddesi gereğince ödenekten karşılanan arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 4.792,36-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.198,89-TL.nın mahsubu ile kalan 3.593,47-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 67,50-TL yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 09.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.