Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1381 E. 2022/2287 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2020
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 02/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, 09.06.2017 tarihinde davalılardan … … A.Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki….. plakalı aracın davacılardan …’ın sevk ve idaresindeki motorsiklete çarpması sonucu davacı …’ın yaralandığını, motorsiklette yolcu olan davacılardan … ve …’ın oğlu, diğer davacıların kardeşi ….. öldüğünü, davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketine 01.03.2018 tarihinde başvuruları üzerine davalı tarafından 50.338,00 TL önerildiğini ancak kabul etmediklerini, davacılar … ve …’ın oğullarının vefatı ile desteğinden mahrum kaldıklarını, oğullarını ve kardeşlerini kaybeden davacıların acı ve keder duyduklarını belirterek, davacı anne … ve baba … yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … ve … için 100.000,00’er TL, diğer davacıların her biri için 30.000,00’er TL olmak üzere toplam 380.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 04/04/2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 77.768,15 TL, davacı … için 48.873,73 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kazaya karışan …. plakalı aracın davalı şirkete 08.11.2016-08.11.2017 tarihleri arasında 310.000,00 TL limitle ZMMS poliçesi ile sigortalı olup, sorumluluklarının gerçek zarar, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müteveffanın davacıların destek olduğunun ispatlanmasını, tazminat hesabında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’nın uygulanması gerektiğini, dava tarihinden yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kazanın meydana gelmesinde motosiklet sürücüsü davacı …’ın kusurlu olduğunu, motorsiklette yolcu koltuğu bulunmadığı gibi müteveffanın kask takmadığını ve ölümün buna bağlı meydana geldiğini, desteğin 12 yaşında olup gece 02.40‘da dışarıda bulunması nedeniyle davacı anne –babanın da müterafik kusurlu olduğunu, davacıların davadan önceki talepleri doğrultusunda kendilerine 09.11.2017-27.11.2017 tarihlerinde 33.000,00 TL manevi tazminat ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı …’ın sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı … şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan ve diğer davalının sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacı …’ın kullandığı motosiklette yolcu olarak bulunan davacıların oğulları ve kardeşi olan ….. yaralanarak 11/06/2017 tarihinde vefat ettiği, davacılar anne … ve baba …’ın oğullarının vefatı ile desteğinden mahrum kaldıkları, anılan davacıların destek zararından, müteveffa yolcu olup dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığından, davalıların … Trafik Kanunun 85. ve 88. maddeleri ile ZMMS Genel Şartları ve TBK’nin 162. maddesi uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacı anne ve babanın destek zararının hesabında poliçe tanzim ve kaza tarihi itibariyle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel şartlarının uygulanması ve vefat tarihinde 13 yaşında olan müteveffanın 18 yaşından itibaren gelir elde etmeye başlayacağı varsayılarak tazminat hesabı yapılması gerektiği, ayrıca müteveffanın 13 yaşından 18 yaşına kadar da % 5 oranında yetiştirme giderinin çalışan anne ve baba yönünden hesaplanacak tazminat hesabından düşülmesi gerektiği, bilirkişi raporunda da anılan hususlar belirtilerek hesaplama yapıldığı, ancak dosyaya celp edilen sosyal ekonomik durum araştırmasında Suriye’den ülkemize göç eden davacı babanın da çalışmadığının anlaşılmasına rağmen % 5 yetiştirme giderinin davacı baba yönünden yapılan tazminattan düşülmesi doğru olmamışsa da davacılar vekili, rapora bu yönde itirazda bulunmayıp davasını bilirkişi raporunda belirtilen tutar üzerinden ıslah ettiğinden davacı baba yönünden destek zararının 48.873,33 TL olduğunun kabulü gerektiği, davacı anne yönünden destek zararının bilirkişi raporunda isabetli şekilde belirlendiği üzere 77.768,15 TL olduğu, davalı … vekili tarafından müteveffanın kask takmadığı ve ölümün bu nedenle meydana geldiği savunulmuş ve müteveffanın kask takmadığı dosya kapsamı ile sabit ise de dosyaya yansıyan ölüm nedeni ile kask takılmaması arasında illiyet bulunmadığından davalının bu savunmasına itibar edilemeyeceği, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile davadan önce davalı … şirketine başvurdukları ve başvurularının 01/03/2018 tarihinde ulaştığı, davalı … şirketinin 8 iş günü sonrası olan 14/03/2018 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, diğer davalının yönünden de temerrüdün müteveffanın ölüm tarih olan 11/06/2017 tarihinde oluştuğu, davacıların oğullarını ve kardeşlerini kaybetmeleri nedeniyle duydukları elem, ızdırap, tarafların sosyal ekonomik durumu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi ve davacı … yönünden kazada % 25 kusurlu olması dikkate alınarak davacı anne ve baba için 50.000’er TL, davacı … dışındaki kardeşler için 25.000’er TL, davacı … için 18.000 TL manevi tazminatın uygun olduğu anlaşıldığından davacılar … … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin kabulü ile,77.768,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketi yönünden 14/03/2018 temerrüt tarihinden davalı …’dan ise 11/06/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’ya verilmesine, 48.873,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketi yönünden 14/03/2018 temerrüt tarihinden davalı …’dan ise 11/06/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; davacı … … için 50.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … … için 18.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL, davacı … … için 25.000,00 TL, davacı … … için 25.000,00 TL, davacı … … için 25.000,00 TL, davacı … … için 25.000,00 TL’nin 11/06/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı … şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, 25.12.2018 tarihli Ankara Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde %75 kusurlu olduğu belirlenmiş ise de söz konusu kusur raporunu kabul etmemekle birlikte her halükarda şirketin, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında meydana gelen zarardan sorumlu olmasına rağmen, hesaplanan tazminatın tamamından sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacıların murisinin kaza anında kaskı ve koruyucu kıyafetleri bulunmadığını, desteğini kafa ve boyun bölgesinden yaralandığını, davacılar murisinin kaza anında kaskı ve koruyucu kıyafetleri olmaması nedeniyle hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, indirim yapılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu,
Tazminat hesabını yapacak olan bilirkişinin, … aktüerleri yönetmeliği uyarınca Hazine Müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler arasından belirlenmesi gerektiğini, dosyada mevcut bilirkişi aktüer raporunun ise lisanslı aktüer tarafından yapılmamış olup, hazırlanan raporda hata ve eksiklikler bulunduğunu, yetiştirme gideri tenzilinin sadece baba bakımından yapılmış olup anne … … bakımından yetiştirme gideri masrafı hesaplanıp hesaplanan tazminattan düşülmediğini, ayrıca raporda müteveffanın anne ve babası için işleyecek dönem yaşam olasılıkları hesaplanırken Dx değeri için rapor tarihindeki yaşları esas alınması gerekirken, müteveffanın destek başlangıç yaşı olan 18 yaşındaki annenin 55 yaşı ve babanın 58 yaşı esas alındığını, bunun da irat katsayılarının olması gerekenden daha yüksek çıkmasına neden olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda destek için askerlik çalışmasına yer verilmemesinin yasaya aykırı olduğunu,
Davacılar vekili lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken her bir davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
Yukarıda açıklandığı üzere kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalı şirketin sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğu dikkate alınmaksızın hesaplanan tazminatın tamamı üzerinden hüküm kurulması; davacılar murisinin kaza anında kasksız ve koruyucu kıyafetleri olmaması nedeniyle müterafik kusurlu olmasına rağmen müterafik kusur indirimi yapılmaması, eksik ve hatalı bilirkişi raporu üzerinden hüküm kurulması nedeniyle Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince davalı … … AŞ.vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … şirketi vekili, kusur oranına, müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasına, bilirkişinin lisanslı aktüer olmamasına, anneden yetiştirme gideri düşülmemiş olmasına, davacı anne-babanın işleyecek dönem yaşam olasılıklarının rapor tarihine göre hesaplanmamış olmasına, destek yönünden askerlik süresinin tazminat hesabında değerlendirilmemiş olmasına ve davacılar yönünden hüküm altına alınan vekalet ücretlerine yönelik istinaf sebeplerini ileri sürmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan 21.03.2019 tarihli aktüerya raporunda kaza tarihinde 13 yaşında olan desteğin Suriye vatandaşı olması nedeniyle askerlik yapmayacağı dolayısıyla askerlik döneminde de gelirinin olacağı; davacı anne … ve baba …’ın kaza tarihindeki yaşı dikkate alınarak davacı annenin bakiye ömür süresinin 28 yıl 9 ay 29 gün (08.04.2046), davacı babanın ise 22 yıl 4 ay 15 gün (24.10.2039) olduğu kabul edilmek suretiyle hesaplama yapıldığı görülmektedir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği; bakiye ömür belirlenirken, artık somut gerçeklik varken varsayıma göre hesap yapılması uygun olmadığından destek gören davacı anne ve babanın rapor tarihindeki yaşına göre, bakiye ömrünün belirlenmesi gerekmektedir. O halde, davacı anne ve babanın rapor tarihindeki yaşları gözetilerek, bakiye ömrünün belirlenmesi gerekirken, kaza tarihindeki yaşları esas alınmak suretiyle bu belirlemenin yapılması doğru görülmemiştir.
Kaza tarihinde 13 yaşında olan ve henüz askerliğini yapmadan ölen desteğin, askerlik yapacağı süre içinde anne ve babasına destek olamayacağının nazara alınması gerekirken desteğin Suriye vatandaşı olması nedeniyle askerlik yapmayacağı gerekçesiyle askerlik dönemine ilişkin hesaplama yapılmaması doğru görülmemiştir. Mahkemece öncelikle Suriye vatandaşı olan desteğin Türk vatandaşlığına geçip geçmediği İçişleri Bakanlığından sorularak Türk vatandaşı olmuş ise Türkiye’deki askerliği süresince; Türk vatandaşlığına geçmemiş ise Suriye’deki askerlik süresince davacı anne-babaya destek olmayacağı değerlendirilmek suretiyle hesaplama yapılması gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan 21.03.2019 tarihli aktüerya raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda; ölen Muhammed’in motosiklette yolcu olduğu ve kask takmadığı mahkemece de belirlenmiş olmasına rağmen kask takmaması ile ölüm arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamıştır. Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekmektedir. Buna göre hesaplanan tazminattan Yargıtay uygulamalarına göre 6098 sayılı TBK’nun 52. maddesi gereğince %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gereklidir. Somut olayda desteğe ait Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Araştırma Hastanesinin 09.06.2017 tarihli raporunda desteğin sol oksipital bölgede skalpte travmatik yumuşak doku şişliği, sefal hematom, sağ angulus mandibulada parçalı diplase kırık olduğu belirtilmiştir.Anılan raporda desteğin baş ve çene bölgesinden yaralandığı anlaşılmakla mahkemece desteğe ait hastane ve tedavi evrakları ile otopsi raporu ve Ankara 41 Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/765 Esas sayılı dava dosyası da getirtilip incelenmek suretiyle (kask takmamasının) müterafik kusur durumunun incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak usulü kazanılmış haklarda gözetilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre adı geçen davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre adı geçen davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran davalı … … A.Ş. tarafından yatırılan 2.162,73 TL nispi istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-Davalı … … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Kullanılmayan istinaf gider avansından artan kısmın davalı … … A.Ş.’ye iadesine,
5-Karar tebliğ ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.