Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1377 E. 2022/2226 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 24/07/2018 tarihinde, davalı …..idaresinde bulunan… plakalı araç ile seyir halindeyken davacı …. kullandığı …. plakalı motosikletin çarpışması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı … için 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, davacı … için 40.000,00-TL, davacılar … ve … için ise 20.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı .. tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce davalı … şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kazaya karışan…plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasının davalı … tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı sürücü idaresindeki aracın davacı yaya … çarpması ile meydana gelen kaza nedeni ile davacının vücut genel çalışma gücünü %10 oranında kayıp edecek şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın %20 oranında ve davalı sürücünün ise %80 oranında kusurlu olduklarını, yaralanan davacı maddi tazminat taleplerinin davalı … tarafından yargılama aşamasında karşılanarak tarafların sulh olduklarını, ödemenin diğer davalıya da sirayet ettiğini belirterek, davacı …’in maddi tazminat talebi yönünden sulh nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı … yönünden 20.000,00-TL’nin, davacı … yönünden 10.000,00-TL’nin ve davacı … yönünden 10.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’tan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeni ile davacı …’in ağır şekilde yaralanması ve kaza sonrası yaşadığı süreç gözetildiğinden takdir edilen manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz olduğu gibi, hükmedilen manevi tazminatlar için vekalet ücreti takdir edilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın …. …. ilçesinde meydana gelmesi nedeni ile davaya …. mahkemeleri tarafından bakılması gerekirken yetkisiz mahkeme tarafından bakılmasının, davalı … AŞ. ile sulh olunması gözetildiğinde davaya görevsiz mahkemece bakılmış olmasının, ceza mahkemesinde alınan kusur raporu ile mahkemece alınan kusur raporu arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usule aykırı olduğu gibi, yaralanan davacının anne ve babası lehine manevi tazminat hükmedilmesinin ve fahiş miktarda manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ve davalı …’ın istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava açılış tarihi itibari ile davalılardan birinin Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısı olması dolayısıyla mahkemenin görevli olduğuna, davalı … şirketinin Ankara’da bölge müdürlüğü bulunması nedeni ile mahkemenin davaya bakmaya yetkili olduğuna, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre, düz ve eğimsiz asfalt kaplama T kavşakta meydana gelen kazada; davalı sürücünün tali yoldan gelerek kavşağa giriş yapıp, geçiş üstünlüğünü motosiklete vermemesi, bu nedenle kazanın oluşunda %80 oranında kusurlu olmasına, motosiklet sürücüsü davacının ise anayoldan gelip, geçiş üstünlüğü kendisinde olsa da kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeni ile %20 oranında kusurlu olduğunun belirlenmesine, yapılan kusur tespiti ile kusur oranlarının oluşa, usul ve yasaya uygun olmasına ve mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, hükmedilen manevi tazminat miktarları yönünden; 6098 TBK’nun 56. maddesindeki “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, yaralanan davacı …’ın çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu yanında diğer davacıların da anne ve baba olarak çocuklarının yaralanması nedeni ile yaşadıkları tüm sıkıntılar, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve özellikle dava konusu trafik kazası nedeniyle davacı …’ın % 10 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği ve uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun bulunmasına göre davacılar vekili ve davalı …’ın bu konulardaki istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak, davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olup, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, ihtiyari dava arkadaşı oldukları ve usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları sabittir. Bu durumda, esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden, lehlerine hükmedilen manevi tazminat miktarları dikkate alınarak vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10 ve 13. maddelerine göre, kabul edilen miktarlar üzerinden ayrı ayrı nispi vekalet ücretine karar verilmek üzere yerel mahkeme kararı kaldırılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı …’ın istinaf isteminin esastan reddine, davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine; vekalet ücretine dair istinaf talebinin kabulü ile hükmedilen manevi tazminat miktarları üzerinden davacı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmek üzere Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
ll-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 03/03/2020 tarih, 2019/181 Esas 2020/201 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacı …’in maddi tazminat talebi hakkında SULH nedeni ile her iki davalı yönünden ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ İLE;
a-Davacı … yönünden 20.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b-Davacı … yönünden 10.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c-Davacı … yönünden 10.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 24.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat talebi bakımından Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 276,66-TL’den mahsubu ile bakiye 222,26-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat talebi bakımından vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Manevi tazminat talebi bakımından 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 2.732,40-TL karar ve ilam harcının davalı …’tan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri 854,00-TL olmak üzere toplam 898,40-yargılama giderinden, (maddi tazminat talebi bakımından yapılan yargılama giderleri dışında kalan), manevi tazminatın kabul-ret oranı dikkate alınarak 443,65-TL’si ile davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/1.ve 13/1.maddelerine göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/1.ve 13/1.maddelerine göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak bu davacıya verilmesine,
9-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/1.ve 13/1.maddelerine göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak bu davacıya verilmesine,

10-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
lll-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafça yapılan 87,00-TL istinaf yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacı tarafa verilmesine,
V-İstinaf talebi red edilen davalı … yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.732,40-TL karar harcından peşin alınan 683,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,00 -TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Vl-İstinafa gelen davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Vll-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Vlll-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …


Üye …


Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.