Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1363 E. 2022/2269 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2020
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 01/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/11/2017 tarihinde, dava dışı sürücü … idaresinde bulunan …. plakalı aracın yaya ….. çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda … hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde sürücünün %25 oranında kusurlu olduğunu, kızının ölümü nedeni ile davacının destekten yoksun kaldığını belirterek, HMK 107. maddeye göre 1.000,00-TL tazminatın 03/06/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 02/03/2020 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile talebini 20.079,83-TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile aktüer hesap raporunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, uygulanması gereken faizin ise yasal faiz olduğunu, yargılama gideri taleplerinin kabul edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan aracın davacının kızı olan ….. çarpması ile meydana gelen kazanın oluşunda yayanın %75 oranında, dava dışı sürücünün ise %25 oranında kusurlu olduklarını, kaza nedeni ile yayanın hayatını kayıp ettiğini, davacı babanın destekten yoksun kalan sıfatı ile tazminat talep etme hakkı bulunduğunu belirterek, davanın kabulü ile, 20.079,83-TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/06/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6704 sayılı yasanın 5.maddesi ile değişik 2918 sayılı yasanın 97. maddesine göre, davalıya başvuru yapılmadan dava açılamayacağından ve davacının usulüne uygun başvurusu bulunulmadığından, başvuru şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, usulüne uygun başvuru olmaması nedeni ile davacı taraf lehine başvuru tarihinden avans faizine hükmedilmesinin, yine eksik evrak ile yapılan başvuru nedeni ile arabulucu sürecinin de zorunlu hale geldiğini, davacının eksik işlemi nedeni ile sonuç alınamayan arabuluculuk işleminden dolayı davalı aleyhine vekalet ücreti takdirinin de usule aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne kusur atfedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre, dava açılmadan önce, 21/05/2019 tarihinde, davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından, KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosyadaki mevcut delillere göre, dava konusu kazaya ilişkin olarak, kaza tespit tutanağında yapılan değerlendirme ile ceza yargılaması dahil, tüm aşamalarda alınan kusur raporlarının aynı yönde olduğu ve kazanın, park halinde bulunan aracın önünden ve sağ taraftan çıkan 6 yaşındaki çocuğun sigortalı aracın sağ ön kesimine çarpması ile meydana geldiği; kazanın oluşunda, yayanın aracın hız ve mesafesini dikkate almadan kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde, park halindeki araçların arasından ve kontrolsüzce yola çıkması nedeni ile kusurlu, sürücünün ise meskun mahalde yola gereken dikkatini vermeyip, hızını mahal şartlarına göre ayarlamaması, park halindeki aracın önünden yola giren yayaya çarpmasında kusurlu olduğu, müteveffa yaya daha ağır kusurlu olsa da sigortalı aracı kullanan sürücünün de kusurunun bulunduğu sabittir. Uzman bilirkişiler tarafından yapılan kusur tespitinin bu oluşa, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, Yerel Mahkemece bu kusur oranlarının kabulü ile hükme dayanak alınmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi ile sigortalı olan aracın, …. ait ve ticari amaçla kullanılan araç olduğu sabit olmakla, alacağa avans faiz uygulanmasında bir usulsüzlük görülmemiştir. Davacı taraf, davadan önce 21/05/2019 tarihinde, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, sigorta şirketi tarafından eksik evrak bulunduğu ve eksik evrak nedeni ile haklı olarak itiraz edildiğine dair kayıt sunulmadığı gözetildiğinde, hükmedilen tazminata başvuru tarihinden 8 gün sonrasından faiz başlatılmasında da bir usulsüzlük görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.371,65-TL karar harcından peşin alınan 350,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.021,65-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.