Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1361 E. 2022/2209 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2020
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …..vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 26.02.2016 tarihinde davalıya trafik sigortalı araç ile davacının içinde yolcu konumunda olduğu aracın çarpışması neticesinde davacı….. ağır şekilde yaralandığını, kaza sonucunda davacının iş göremezlik halinde kaldığını, eski sağlığına kavuşamadığını, meydana gelen zararlar için davalı … şirketine başvuru yapıldığını ancak taraflarına cevap verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın (300,00 TL sürekli- 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olmak üzere) başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 10.02.2020 tarihli bedel arttırım dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatını 11.708,91 TL’sine, sürekli iş göremezlik tazminatını 226.658,29 TL’sine yükseltmiş, 23/06/2020 tarihli duruşmada tedavi giderlerine yönelik talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının, davalı şirkete yasaya uygun başvuruda bulunmadığını, kazada hatır taşıması olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkemece, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı….. sevk ve idaresindeki araç ile davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı dava dışı…. sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucunda davacının %25 malul olacak şekilde yaralandığı, kaza nedeniyle tıbbi iyileşme süresinin 9 ay olduğu bu durumda davacının hem kalıcı maluliyete ilişkin zararını hem de geçici iş göremezliğe ilişkin zararını davalı … şirketinden isteyebileceği, her iki zararın da ayrı ayrı teminat kapsamına alındığı, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının yolcu olarak içinde bulunduğu araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edildiği, alınan hesap bilirkişi raporunun; mahkemece kabul edilen maddi olgulara ve kanıtlara dayandığı, objektif ve bilimsel nitelikte bulunduğu, hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla bilirkişi tarafından hesaplanan 226.658,29 TL sürekli iş göremezlik ve 11.708,91 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 238.367,20 TL’yi davacının davalı ….. Şirketinden isteyebileceği, davacının tedavi giderine ilişkin talebinin feragat nedeni ile reddi gerektiği kanaatine varıldığı, ayrıca … şirketinin 24/04/2017 tarihinde temerrüde düşürüldüğü ve aracın da hususi olduğu dikkate alınarak temerrüt tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi gerektiği, davalı … şirketi hatır taşıması iddiasında bulunmuş ise de …. Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma dosyasında kazaya karışan tarafların alınan beyanlarından hatır taşıması bulunduğuna ilişkin kanaat edinilmediğinden davalının hatır taşımasına ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı kanaatine varılarak hatır indirimi yapılmadığından bahisle, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik talebinin kabulüne, 226.658,29 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 11.708,91 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 238.367,20 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 24/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının tedavi giderine ilişkin talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda davaya konu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu bulunduğunu, ancak bu hatalı tespiti kabul etmediklerini, itirazlarının göz ardı edildiğini, zira raporda, sigortalı araç sürücüsünün, önünde yavaş bir hızla seyir halinde olan karşı araç sürücüne çarptığı belirtilerek kusur izafe edildiğini, sigortalı araç sürücüsünün emniyet birimlerine verdiği ifadesinde “karşı araç sürücüsünün kavşaktan kontrolsüz şekilde kendi bulunduğu şeride girdiğini ve çarpışmanın bu ani giriş nedeniyle gerçekleştiğini”, davacı ve içerisinde yolcu olarak bulunduğu karşı aracın sürücüsünün ise ifadelerinde “organize sanayi kavşağında yol kenarında araçlarını durdurmuş vaziyette arkadaşlarını bekledikleri sırada kazanın gerçekleştiğini” belirttiklerini, ancak kusur raporunda tarafların bu beyanları ile çelişecek şekilde sigortalı araç sürücüsünün, sağ şeritte yavaş bir hızla seyir halinde olan karşı araç sürücüne çarptığının belirtildiğini, zira tarafların kendi beyanları ile de sabit olduğu üzere davacının içerisinde bulunduğu karşı araç sürücüsünün kaza anında seyir halinde olmayıp yol kenarında durur vaziyette bulunduğunu, davacının ve içerisinde bulunduğu karşı aracın sürücüsünün beyanlarının dahi tek başına ihmal ve tedbirsizliklerini ortaya çıkardığını, zira hem davacı hem karşı araç sürücüsünün gidiş istikametine göre yol kenarında araçlarını durdurmuş vaziyette beklediklerini belirttiklerini, herhangi bir güvenlik önlemi almadan aracını yol kenarında bekleten karşı araç sürücüsünün ihmal ve tedbirsizliğinin açık olduğunu, bu nedenle karşı sürücüye kusur izafesi yapılması gerekirken hatalı şekilde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun belirtildiğini, maluliyet raporunun yönetmelikte belirtilen sağlık kuruluşlarından ve yönetmelikte belirtilen şekilde oluşması gereken heyetten alınmadığını, ayrıca maluliyetin, davacının ”posttravmatik epilepsi risk grubuna dahil olduğu” tespitine dayanılarak verildiğini, ancak yönetmeliğe göre bu tespitle kesin maluliyet verilemeyeceğini, davacının tehlike grubunda bulunmasının kesin maluliyetini göstermediğini, hastaneden taburcu olduktan sonra izlenmesini gösterir sağlık dosyasının temin edilmesi gerektiğini, aksi halde maluliyet tespit edilemeyeceğini, maluliyet raporunun hatalı olduğunu, buna ilişkin itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, … Motorlu Araçlar Zorunlu Mali sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5. b) Sağlık Giderleri Teminatı maddesi gereğince, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yalnızca davacının sürekli maluliyetine ilişkin sorumlu olup geçici iş göremezlik ve tedavi gideri talebine karşı davalının sorumluluğu bulunmadığını, davacının geçici iş göremezlik talebinin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu (Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. H.D.Dosya No : 2018/414 karar No : 2018/442), hesap raporunda pasif dönem tazminat hesabının anüite faktörü “Devre Başı Ödemeli Ertelenmiş Sınırsız Süreli Rant” formülü olan N60/Dx ile yapıldığını, Trafik Sigortası Genel Şartları Ek:3’te yer alan mad. 7 gereğince “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant ” formülünün esas alınması ve pasif dönem için anüite faktörü (N60-Nx+m)/Dx ile hesaplama yapılması gerektiğini,Tazminatın ax,n formülü ile hesaplanması, tazminat hesaplanırken “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant” formülünün esas alınması gerektiğini, bu formülde kullanılacak yaş parametresinin (x) hesap yapılacak mağdurun yaşını, hesaplamanın hangi süre için yapılacağını gösteren parametrenin (n) ise sürekli sakatlığa uğrayan kişin muhtemel yaşam süresini gösterdiğini, itirazları değerlendirilmeden hatalı rapor doğrultusunda karar verildiğini, söz konusu hataların giderilmesi halinde hesaplanan tazminatın yaklaşık 10.000,00 TL daha düşük olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince İstinaf eden davalı … şirketinin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin Aktüer Hesap Bilirkişinin hesap raporuna yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle davacı gerçek zararını talep edebilir. Gerçek Zarar, TBK ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen ilkeler çerçevesinde hesaplanmalıdır. Bu hususta alınacak aktüer bilirkişi hesap raporu da Gerçek Zarar hesabına ilişkin yönelik Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen ilkelere uygun ve denetime elverişli olmalıdır.
Her ne kadar; ZMMS kapsamında … şirketinin sorumluluğu açısından, ZMMS Genel Şartlarında zarar hesaplama yöntemi getirilmiş ve KTK’nun 90. maddesinde hesaplamanın ZMMS kapsamındaki zararlar açısından Genel Şartlara göre yapılması öngörülmüş ise de, KTK’nın 90. maddesindeki Genel Şartlara atıf yapan hükümlerin AYM tarafından iptal edilmiş olması ve AYM’nin iptal kararlarının devam eden uyuşmazlıklar açısından da uygulanacak olması karşısında, … şirketinin sorumluluğu da, TBK ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen gerçek zararın belirlenmesine yönelik ilkeler çerçevesinde tespit edilmelidir.
Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ve 4. Hukuk Dairesi kaza tarihi itibariyle zararın hesaplanmasında muhtemel yaşam süresinin PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre belirlenmesi, işlemiş geçici iş göremezlik zararlarının ve işlemiş dönem maluliyet zararlarının zararın meydana geldiği tarihteki gelirine, geliri belirlenemiyor ise asgari ücrete göre belirlenmesi, işleyecek dönem zararlarının ise “progresif rant yöntemi” uygulanarak aktif dönem yönünden bilinen son geliri üzerinden, pasif dönemin ise bilinen son AGİ’siz asgari ücret üzerinden 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanması kabul edilmişken, İçtihat değişikliğine gidilerek hesaplamada “progresif rant yöntemi” uygulamasının devam edeceği kararlaştırılarak, muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosunun uygulanmasına geçilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı)
Mahkemenin hükme esas aldığı 29.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda, anılan biçimde herhangi bir hesaplama yapılmamış; hesaplamada işleyecek (bilinmeyen) dönem zararının hesabında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve tam anüite nazara alınarak “Devre Başı Ödemeli Rant Forümülü” kullanılmıştır. Rapor içeriğinde yanıltıcı olarak kısmi anüite (muhtemel yaşam süresi kadar) hesaplama yapıldığı ve “devrebaşı ödemeli belirli süreli rant formülü” uygulandığı belirtilmiş ise de,özellikle pasif dönem için yapılan tazminat hesabında tam anüiteye göre hesaplamanın 99 yaşına kadar yapıldığı anlaşılmaktadır.
Eldeki davada, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiş ve davalı yönünden usulü kazanılmış hak oluşmuş ise de; alınan hesap raporu Yargıtay tarafından benimsenen yönteme uygun olmadığı gibi ZMMS Genel Şartlarında belirlenen yönteme de uygun değildir. Söz konusu rapor hatalar içerdiğinden ve raporda yapılan hesaplamaya yönelik yanıltıcı bilgiler yer aldığından, rapor Genel Şartlarda belirtilen ve uygulanma imkanı ortadan kalkan hesaplama yöntemine ve bilinmeyen dönem için uygulanan “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülüne” dahi uygun görülmemiştir. (“bilinmeyen pasif dönem hesabında hesaplamanın 24.05.2065 sonuna kadar yapıldığı raporda açıklanmış olmasına rağmen, hesaplamanın “n60/d29” formülü ve “7.6476” değer faktörü katsayısı kullanılmasına göre tam anüite yaşam tablosu uygulanarak yapılmış olması vs hatalar nedeniyle) Bu nedenle bu raporun davalının lehine olup olmadığının değerlendirilebilme imkanı da bulunmamaktadır. Buna göre uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin eksiksiz toplandığından ve değerlendirildiğinden söz edilmeyeceğinden, davalı … şirketi vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Bu itibarla; davalı … şirketi vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece davanın yeniden görülerek, kararın davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle, davalı … … AŞ. lehine oluşan usulü kazanılmış hakları korunarak, kaldırılan hükme esas alınan 29.01.2020 tarihli bilirkişi raporundaki verilere göre tazminat belirlenerek (bilinen dönem 31.12.2020 tarihinde sonlandırılarak ve davacı tarafından istinaf edilmeyen miktarı aşmamak üzere), ancak Genel Şartlara KTK’nın 90. Maddesindeki atfın AYM tarafından iptalinden sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesi içtihat değişikliğine giderek, muhtemel yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanması gerektiğini kabul ettiğinden, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel Yaşam süresi belirlenerek, %1,8 teknik faiz uygulanmaksızın, “progresif rant formülüne” göre hesaplamanın yapıldığı, yeni bir aktüer bilirkişiden denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … … A.Ş. vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23.06.2020 tarihli 2017/368 Esas 2020/254 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davalı … … A.Ş. tarafından yatırılan 4.071,00 TL nispi istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
3-Davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4- Şanlıurfa 2.İcra Müdürlüğü 09/11/2020 tarih ve 2020/14337 esas sayılı dosyasına yatırılan 405.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi

Başkan

Üye

Üye

Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.