Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/131 E. 2022/1499 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/131
KARAR NO : 2022/1499

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2019
NUMARASI : 2018/186 Esas 2019/973 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/06/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/07/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalıya Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın 21/11/2017 tarihinde davacının kullandığı araç ile kazaya neden olduğunu, bu kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı nedeni ile şimdilik ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 29.10.2019 tarihli artırım dilekçesi ile toplam 34.438,88 TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tazminini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığını, dava açılmadan önce başvuru dava şartı olup, davacı tarafın bu eksikliği gidermediğini, davanın dava dışı … şirketine ihbarını istediklerini, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusursuz olduğunu, sigortalı araç sürücüsü ile davacının kusur dağılım oranları ile çalışma gücü kayıp oranlarına ilişkin raporların ATK’dan alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, sigortalı araç sürücüsünün yol üzerine kazanın varlığını ortaya koyan ve diğer sürücüleri uyaran işaretler koymadığı için %50 oranında, davacının ise aracını yol koşullarına uygun hızda kullanmadığı için kaza yapan aracı fark edemediği, bu nedenle % 50 oranında kusurlu olacak şekilde yaralanma ile sonuçlanan kazaya neden olduklarının kabul edildiği, davacının olay nedeni ile geçici ve sürekli çalışma gücü kaybına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi için … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda, kaza tarihinde yürürlükte olan yasa ve diğer düzenleme hükümleri gereğince davacının %8 oranında sürekli çalışma gücü kaybı olduğu, 6 ayda iyileşebilecek şekilde yaralandığının belirtildiği, davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenebilmesi için bilirkişiden yeni Trafik Sigorta Genel Şartlarına göre hesaplama yapılan rapor alındığı, raporda davacının sürekli çalışma gücü kaybı nedeni ile oluşan zararının 29.536,72 TL ve geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zararının 4.902,16 TL olduğunun belirlendiği, geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararın sigorta şirketlerinin sorumluluğunda davalı tarafından giderilmesi gereken zararlar arasında yer aldığı, dava açılmadan önce başvuru yapılması 26/04/2016 tarihinde dava şartı haline getirilmiş olup, somut olayda dava açılmadan önce 20/02/2018 tarihinde yasal düzenlemeye uygun biçimde başvuru yapıldığı için dava şartı eksikliği olmadığı, dava ve ıslah dilekçesinde faizin dava tarihinden itibaren talep edilmesi nedeni ile dava tarihinde davalı yönünden temerrütün gerçekleştiği, sigortalı aracın ticari nitelikli olarak tescilli olması nedeni ile davacı alacağına uygulanması gereken faizin avans faizi olması gerektiğinin kabulü ile davacının sürekli ve geçici işgöremezlik nedeniyle oluşan toplam 34.438,88 TL davacı alacağının 12/03/2018 dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … şirketi vekili istinaf dilekçesinde; Geçici iş göremezlik zararlarının poliçelerin teminat dışında kaldığının kabulü gerektiğini, zira bir sigorta şirketi olan davalının 6111 sayılı yasa ve Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” gereği, bu yönetmelik kapsamında belirlenen sorumluluklarını yönetmeliğin belirlediği vadelerde ve Sigorta Bilgi Merkezinin ilgili dönemlerde ne kadar ödeneceğini bildirdiği tutarları SGK’ya düzenli ödemeler gerçekleştirerek yerine getirdiğini, yine trafik kazalarına teminat sağlayan zorunlu sigortalarda, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamının sigorta şirketleri ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde düzenlenen durumlar için … tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarıldığını, aktarım ile sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülüklerinin sona erdiğini, mevzuatlar kapsamında sigorta şirketlerinin prim aktarımı yapmama inisiyatifi bulunmadığını, davalı şirketin anılan yönetmelik gereği aktarımlar yapmaya başladığını, dolayısıyla 2918 sayılı K.T.K’nın 98. maddesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5/b ve 6111 sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesi kapsamında davalı şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı bakımından sorumluluğu bulunmadığını (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 23.09.2013 tarihli 2013/11820 E., 2013/16321 K. sayılı güncel kararı),
Davacının maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumuna gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu md. 16/c bendinde Üçüncü İhtisas Kurulunun görevlerinin “İkinci İhtisas kurulunun görevine girmeyen Sosyal Sigortalar İş Kanunu ile ilgili olaylar, maluliyetler, meslekte kazanma gücü kaybı, meslek hastalıkları ve mesleki kusurlar, hürriyeti tahdit eden cezaların tehiri sebepleri, sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebepleri ile belirli kişilerin cezalarının hafifletilmesi veya kaldırılmasına ilişkin işlemler hakkında bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmek” şeklinde sayıldığını, bu çerçevede “maluliyet” hakkında bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmek Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun görev alanına girmekte olup dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna gönderilmesi gerektiğini (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 31.05.2016 tarihli 2015/3822 E. 2016/7240 K. Sayılı ilamı), işbu Yargıtay kararlarının da aynı yönde olup maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilmesini talep ettiklerini, kusur oranlarının tespiti bakımından Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumundan rapor alınması gerektiğini,
Davayı kabul anlamına gelmemekle ve itirazları baki kalmak kaydıyla, bir tazminata hükmedilmesi halinde davalı şirketin yalnızca sigortalının kusuru oranında bu tazminattan sorumlu olacağını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2004 tarihli 2004/11-115 E. 2004/108 K. sayılı ilamında, sürücüye izafe edilen kusurun derecesinin hukuk hakimi tarafından ayrıca tayin edilmesinin yasa gereği olduğu ve kusur oranının uzman bilirkişilerce belirlenmesi gerektiği yönünde karar verildiğini, kusur oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna gönderilmesi gerektiğini, sigortalı aracın poliçe bilgilerinde ticari kullanıma tahsis edildiğine dair herhangi bir ibareye rastlanmadığını, bu durumda ticari iş niteliği haiz olmayan işbu poliçe ilişkisi kapsamında davalı şirket aleyhine avans faizine hükmedilemeyeceğini(T.C. YARGITAY 17.Hukuk Dairesi, 2014/22035 E., 2014/17799 K, Tarih: 04.12.2014), kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin ancak poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … şirketi vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının karşı aracın ZMMS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda trafik kazası davacı yönetimindeki araç ile davalıya trafik sigortalı kamyonet arasında meydana gelmiş olup, olayda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %50, davacının %50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı kaza sonucu yaralanması nedeniyle, karşı aracın ZMMS şirketinden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan kusur, maluliyet ve hesap bilirkişi raporuna göre neticeten 4.902,16 TL geçici ve 29.536,72 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 34.438,88 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacının davaya konu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunda … Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp ABD Başkanlığınca düzenlenen 07.08.2019 tarihli raporda, özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümleri esas alındığında davacıda mevcut T5 vertebra fraktürü için kişinin özürlülük oranının %8 olduğu, yine 20.02.2019 tarihli RG’de yayımlanan erişkinler için engellilik değerlendirilmesi hakkında yönetmelik hükümlerine göre de aynı araz için %8 engel oranı olduğu, davacının 6 ay süre ile işgörmezlik halinde kaldığı tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı … şirketince davacının maluliyet durumu hakkında İstanbul ATK 3. İhtisas dairesinden rapor aldırılması gerektiği yönünde itirazda bulunulmuş ise de, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince maluliyet raporlarının ATK ihtisas daireleri ile birlikte, Üniversite Hastanelerinin Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp ABD Başkanlığından alınmaları da yeterli görüldüğünden davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki davacının ilgili hastanede muayenesinin yapıldığı, tüm tıbbi evraklarının incelendiği, davaya konu trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma durumuna göre geçici ve sürekli maluliyetinin yöntemince tespit edildiği, davalı … şirketinin itirazının raporun içeriğine değil sadece düzenleyen kuruma yönelik olduğu, dosya kapsamında davacının tespit edilen maluliyeti ile çelişki oluşturabilecek başkaca somut bir delil de bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebi doğru görülmemiştir.
Davalı … şirketi vekili geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını, bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesinin gerekmesi, 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararı 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını davalı … şirketinden talep edebilmesine, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik gideri ödemesinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamasına (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) göre davalı … şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi de doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin kusur tespitinin ATK Trafik İhtisas Dairesince belirlenmesi gerektiğine dair istinaf talebine gelince; somut olayda araç sürücülerinin kusur durumunun tespiti için …’den emekli makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Söz konusu raporda, kazanın 21.11.2017 tarihinde saat 12:05 sıralarında meydana geldiği, davalıya sigortalı araç sürücüsünün hafif yağan yağmur ve zeminin kaygan olması nedeniyle aracın direksiyon hakimiyetini kaybettiği, yolun sağındaki tarlaya girip oradaki kavak ağacına çarptığı, daha sonra sola manevra yaparak orta refüjdeki beton aydınlatma direğine çarparak kamyonu yola devirdiği, yolun bir kısmını kapattığı, birkaç dakika sonra aynı yönden gelen davacının sağa virajlı yolda yolun sağındaki ağaçlar nedeniyle kamyonu önce farkedemediği, virajı dönünce kamyonu ve el kol hareketleri ile işaret eden kamyon sürücüsünü gördüğü, yol üzerinde kalan kamyona ve elektrik direğine çarpmamak için sağa kontrolsüz manevra yapması sonucu kaplama dışına çıkarak ağaca çarptığı olayda davacının, hızını ayarlamadığı, ön ilerisine azami dikkati vermediği, tedbir almakta geciktiği, hızlı olduğundan sağa kontrolsüz manevra yaptığı, 14 mt frene rağmen yol üzerinde kalamadığından bahisle %50 oranında kusurlu olduğu, davalıya sigortalı kamyonet sürücüsünün ise, azami hızın 50 km olduğu yerleşim yeri içinde seyrederken daha dikkatli ve tedbirli davranmadığı, aracının hızını aracın yük ve teknik özellikleri,görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre ayarlamadığı, yağışlı havada,eğimli ve ıslak satıhlı yolda,viraja yaklaşırken aracının hızını düşürmemesine bağlı olarak direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüjdeki elektrik direğine çarparak direğin yola devrilmesine ve kamyonun yolun bir bölümünü kapatarak durmasına neden olduğu, kaza sonrasında da derhal aracın arkasına 150 mt mesafeden görülecek şekilde uyarı işareti koymadığı gibi, araçtan uzaklaşarak arkadan gelen araç sürücülerinin viraja girmeden kendisini farkedip tedbir almalarını sağlamaya da çalışmayarak sebebiyet verdiği kazada %50 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Kusurun tespitine ilişkin raporun mutlaka ATK Trafik İhtisas Dairelerinden alınması gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmadığı gibi, somut olayda kusur raporu konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenmiştir. Rapor gerekçeli, denetime ve hükme elverişli olup, sürücülerin olaydaki kusur oranları da dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun bulunduğundan davalı … vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de, davalıya sigortalı araç … model … kamyon niteliğinde araç olup, ruhsatında ticari araç olduğu belirtilmiştir. Ayrıca aracın dava dışı … Ve Tic. Ltd. Şti. adına trafikte kayıtlı olduğu, davalının sigortalısının da aynı şirket olduğu, aracın trafik kayıt maliki olan dava dışı ticari şirket tarafından ticari faaliyette kullanıldığı dosya kapsamından anlaşıldığından talep gibi avans faizine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi, ZMMS poliçesinde kişi başına azami sakatlık teminatı 330.000,00 TL olup, davalının sigortalısının kusuru oranında ve teminat limiti kapsamında tazminatla sorumluluğuna karar verildiğinden davalı sigortacının bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri de doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun (HMK.nın 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …Ş. vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 2.352,52 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 589,00 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 1.763,52 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirilmesi ve harç ikmali işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile 03.06.2022 tarihinde karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.