Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1301 E. 2022/2176 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1301 – 2022/2176
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1301
KARAR NO : 2022/2176

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI : 2018/245 Esas 2020/81 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 17/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 30.11.2017 tarihinde, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı aracın önündeki aracı sollamak için sol şeride geçtiği sırada yol kenarında yürüyen yaya davacı …’ya çarptığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, HMK‘nın 107. Maddesi gereğince 1.000,00 TL sürekli iş görmezlik tazminatı ve 500,00 TL bakıcı giderinin başvuru tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 87.394,40 TL bakıcı gideri talebini 1.066,50 TL olarak belirlemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, kusur oranlarının ve maluliyetin tespit edilmesi gerektiğini, davalının geçici iş görmezlik tazminatından ve bakıcı giderlerinden sorumluluğunun olmadığını, bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu, aktüer hesabının trafik sigortası genel şartlarına göre yapılması gerektiğini, davalı şirkete herhangi bir belge sunmayan davacının faiz talep edemeyeceğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile yaya davacı …’ya çarpması neticesinde yaralamalı kaza meydana geldiği, davalı tarafın sigortalısı olan …’un %60, davacı yaya …’nın %40 kusurlu olduğu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda Özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre toplam özür oranının %28 olduğu, kaza nedeni ile davacının tedavisine başlanmasından itibaren bakıcı ihtiyaç süresinin 1 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, heyet raporu ile davacının yaralanması nedeni ile davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu sürekli iş gücü kaybı zararının 87.394,40 TL, bakıcı giderinin 1.066,50 TL olduğunun belirlendiği belirtilerek davanın kabulü ile, 87.394,40 TL sürekli iş görmezlik tazminatının ve 1.066,50 TL bakıcı giderinin 23.03.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının dava dilekçesi ile yaya olarak yol kenarında yürüdüğü sırada … plakalı aracın çarpması sonucu yaralanmasına bağlı olarak sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri talepli dava açtığını, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından verilen raporda kişinin beden özür oranının %28 olduğunun belirlendiğini, ancak rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, Hacettepe Üniversitesi’nin karara esas alınan raporunda kişinin beden özür oranının %4, zihinsel, ruhsal ve davranışsal bozukluklar maddesi kapsamında %25 olmak üzere kişinin beden özür oranının Balthazard yöntemi ile toplandığında %28 olarak belirtildiğini, ancak Antakya Devlet Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümüne ait 29.11.2018 tarihli sağlık kurulu raporunda kişinin her ne kadar antidepresan tedavisi alsa da ruh sağlığının kazaya bağlı etkilenmiş olabileceği yani geçirmiş olduğu kazanın mevcut hastalığı tetikleyici bir faktör olabileceği, işlevselliği kısıtlamadığı ve çalışma olanağı verdiği tıbbi kanaatine varıldığının belirtildiği, bunun yanı sıra davacının iddia edilen hastalığının kronik nitelik kazanıp kazanmadığı hususunda karar verilebilmesi için psikiyatri kliniğinin olduğu bir devlet hastanesi veya araştırma hastanesinden uygun doz ve uygun sürede tedavi görmesi ve belli aralıklarla psikiyatrik takip görmesi gerektiği, 1 yıllık takip sonucunda kronosite açısından karar verilebileceği hususunun da tıbbi olarak birçok rapor ve kararda ortaya konulduğunu, yani davacının herhangi bir devlet hastanesinin hangi muayeneler yapıldığı dahi belli olmadan tek seferlik verdiği rapora dayanarak davacının kalıcı maluliyet hesabına esas alınmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, uzman görüşünde kabul anlamına gelmemek kaydıyla %4 maluliyet belirlemesi yapılmasına ve dosyadaki raporun açıkça hatalı olduğu belirtilmesine rağmen maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalının poliçe kapsamında davacının tedavi giderlerinden sayılan geçici iş görmezliğe ilişkin tazminat talebi ile sair tedavi giderleri ve bakıcı gideri taleplerinden sorumlu olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacı yaya çarpması sonucu yaralandığını belirterek sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
1-Mahkemece davacının kaza sonucu yaralanmasına bağlı maluliyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın rapor alınmasına karar verilmiş, 16.10.2018 tarihli raporda davacının muayenesi sırasında kazadan sonra unutkanlık, sinirlilik, irkilme, uykusuzluk, araçlara binememe, rüyalarında kazayı görme gibi şikayetleri olduğu, Hatay Devlet Hastanesi’nde düzenli olarak psikiyatriye gittiği, ilaç tedavisi gördüğünü, unutkanlık şikayetinin olduğunu belirtmesi nedeniyle bir devlet üniversitesi hastanesi, eğitim araştırma hastanesi veya devlet hastanesinde Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından muayenesinin yapılarak psikiyatrik hastalığının bulunup bulunmadığını, kaza ile illiyetinin olup olmadığını, tedavi ile çalışma olanağı verip vermediğini, kişinin işlevselliğini etkilemesi bakımından değerlendirilmesinin istendiği, davacının Hatay Devlet hastanesi Psikiyatri uzmanı doktor tarafından düzenlenen raporda kişinin 02.08.2016 tarihinde depresyon nedeniyle tedavi görmekte olduğu, ancak 30.11.2017 tarihli kaza ile anksiyete semptomlarının eklendiği, her ne kadar antidepresan tedavisi alsa da ruh sağlığının kazaya bağlı etkilenmiş olabileceği, tedavisinin devam ettiği, çalışmasına engel teşkil etmediği, önemli derecede sosyal ve fiziksel işlevselliğini etkilemediği belirtilmiş, buna göre Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 25.12.2018 tarihli raporda davacının Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre sol el bileğindeki kısıtlılık nedeniyle %4 oranında, Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar, nevrotik, stresle ilgili ve somatoform bozukluklar; (yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, fobi, konversiyon bozukluğu, somatizasyon bozukluğu, hipokondriyazis, ağır stres tepkisi ve uyum bozukluğu, Dissosiyatif bozukluk) tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen maddesi uyarınca özür oranının %25 olduğu, Balthazard Formülü uygulandığında %28 oranında maluliyetinin bulunduğu belirtilmiş ise de; alınan rapor hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece Hatay Devlet Hastanesinden alınan raporda davacının kaza tarihinden önce 02.08.2016 tarihinden itibaren depresyon nedeniyle tedavi gördüğü, kaza ile anksiyete semptomlarının tetiklenebileceği, çalışmasına engel olmadığı, işlevselliğini etkilemediği ve tedavisinin devam ettiği belirtilmiş olmasına göre davacının zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile ilgili olup olmadığı, tedavisinin devam ettiği belirtildiğinden kaza ile illiyeti varsa tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği ve kalıcı maluliyet haline gelip gelmediği, kaza öncesinde var olan rahatsızlığının da konusunda uzman bilirkişi heyeti tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece davalının rapora itiraz etmiş olması da gözetilerek öncelikle davacının kaza tarihinden önceki tedavi evrakları da getirilerek zihinsel ve ruhsal bozukluğunun kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, tedavisinin sona erip ermediği, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması gerekirken bu hususların değerlendirilmediği rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre TRH 2010 yaşam tablosu kullanıldığı ve 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapıldığı belirtilmiş ise de raporda hesaplama yöntemine ilişkin ayrıntılar belirtilmediği gibi aktif ve pasif dönem başlangıç ve bitiş süreleri de açıklanmamış, davacının iyileşme süresi dikkate alınmadan olay tarihinden başlayarak sürekli iş göremezlik tazminatı belirlenmiş olması ve işleyecek dönem hesabının denetlenememesi nedeniyle eksik, yetersiz ve denetime uygun olmayan raporun hükme esas alınması da isabetli değildir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.