Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/1273 E. 2022/2159 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1273 – 2022/2159
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1273
KARAR NO : 2022/2159

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2019
NUMARASI : 2018/482 Esas 2019/680 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı 3. kişiye ait aracın … ilinden yüklediği kömürü boşaltması sırasında aracın lastiğinin patlaması ve yerinden çıkarak davacıya çarpması sonucunda davacının yaralandığını belirterek şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava tarihi itibari ile zaman aşımı süresinin dolduğunu, sigorta şirketinin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davaya konu olayın Karayolları Trafik Kanunu ve poliçe genel şartlarına göre motorlu aracın karayolunda işletilmesi sırasında gerçekleşen bir kaza olmadığını belirterek öncelikle zaman aşımı nedeniyle davanın reddine, olmadığı takdirde kazanın karayolunda meydana gelmemesi nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine yönelik olduğu, yapılan yargılama neticesinde davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 13/06/2018 tarih, 2017/1653 esas, 2018/972 karar sayılı kararı ile “kaza yerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda sayılan karayolu yada bağlantı yolu olup olmadığının belirlenmesi” suretiyle değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, dava konusu yere ilişkin olarak mahallinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu yerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 2. maddesinde sayılan kapsamın dışında kaldığı, ayrıca olayın aynı Kanunun 3. maddesinde tanımlanan trafik kazasına da uymadığının tespit edildiğinin anlaşıldığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun Kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsar. Bu Kanun, karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa; a) Karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, b) Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu kanun hükümleri uygulanır.” hükmünü; tanımlar başlıklı 3. maddesine göre ise Trafik kazası “Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm,yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaydır.” şeklinde tanımlandığı, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının Tanımlar başlıklı A-2. maddesinin (d) bendine göre zararın “Motorlu bir aracın işletilmesi ile oluşan bir trafik kazası sonucunda üçüncü şahısların ekonomik değeri olan mal varlığında doğrudan azalma olmasına veya vücut bütünlüğünde eksilmeye, sürekli sakatlığa veya ölümüne sebebiyet verilmesi nedeniyle ilgililerin uğradıkları bu Genel Şartlar ile içeriği belirlenen maddi kayıpları,” şeklinde tanımlandığı,
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, mahallinde yapılan keşif ve sonrasında düzenlenen bilirkişi raporuna göre dava konusu olayın meydana geldiği yerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 2. maddesinde sayılan yerlerden olmadığı, meydana gelen olayın da aynı Kanunun 3. maddesinde tanımı yapılan trafik kazası olarak nitelendirilemeyeceği, bu hali ile davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesi maddesi uyarınca Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-2/d maddesinde tanımı yapılan zarardan sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan 03.09.2019 tarihli raporun hatalı olduğunu, zira bilirkişinin raporun açıklama kısmında açıkça izah etmiş olmasına rağmen yani; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 2. maddesinde de açıkça izah ettiği üzere; “Karayolları dışında kamuya açık olan alanlar ile park, bahçe, garaj, park yeri, yolcu ve eşya terminali, akaryakıt istasyonları vs.” gibi yerlerde oluşacak kazalarında bu kanun kapsamında sayılacağını, bilirkişi tarafından da söz konusu bu durum raporda belirtilmiş olmasına rağmen, sonuç kısmında davaya konu olayın trafik kazası sayılamayacağı değerlendirmesi tamamen hukuka aykırı olduğu gibi, bilirkişi raporunun açıklama kısmı ile sonuç kısmının ne denli birbiriyle çelişkili olduğunun da ortada olduğunu, kaldı ki dava dosyasında görüleceği üzere davaya konu olayın garaj, saha diye tabir edilen bir mahalde vukuu bulduğunu, davanın kabulü gerekirken reddinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince İstinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece olayın, karayolu sayılmayan yerde meydana geldiği, ayrıca aracın işletilme halinde olmadığının kabulü ile davalı sigorta yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 2/2 maddesinde “Bu kanun, Karayollarında uygulanır. Ancak aksine bir hüküm yoksa; a)Karayolu dışındaki alanlarda kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile b) Erişme kontrolü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da bu kanun hükümleri uygulanır” denilmektedir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından kazanın karayolu bağlantısı olmayan fabrikanın deposunda meydana gelmesi sebebi ile teminat dışı olduğu yönünde itirazda bulunulmuşsa da, emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bir başka ifade ile Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, bağlantı sağlayan tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Dosya kapsamına, araç sürücüsü, davacı ve olay mahallinde bulunan görgü tanığı …’nun kazanın oluşumuna ilişkin beyanları, resmi görevlilerce düzenlenen 24.06.2006 tarihli tutanak ve ekindeki krokiye göre dava konusu olayın … Fabrikasının kömür deposunda meydana geldiği, aracın kasasındaki kömürün depoya boşaltımı sırasında, aracın damperinin elektrik teline takıldığı, araç sürücüsünün davacıyı da yardıma çağırarak, damperi elektrik telinden kurtarmak isterken orta lastiklerden sol taraftaki lastiğin patlayıp yerinden çıkarak, yardım için gelen davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, yükün boşaltılması ve elektrik teline takılan damperin kurtarılmak istenmesi sırasında kazanın meydana geldiği, bu halde aracın işletilme halinde olduğunun kabulünün gerektiği, yine mahkemece 08.08.2019 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda olay yerinde şu an fabrika kalmadığı, fabrika kalıntılarının olduğu, fabrika alanından tel örgü ile çevrili elektrik havai hattı geçirildiği belirtilmiş ise de, kazanın meydana geldiği 24.06.2006 tarihinde (olay tarihinde) çizilen krokide fabrika sahasının eski … yoluna sınır olduğu, fabrika alanı etrafı tel örgülerle çevrili ise de tel örgülerde bırakılan açıklıkların giriş ve çıkış kapısı olarak kullanıldığı anlaşılmakla, somut olayda fabrika sahasının ve dolayısı ile bu alan içinde yer alan deponun, kara yoluyla bağlantısının bulunduğu, kara yolunun bir uzantısı olduğu dikkate alındığında kazanın 2918 sayılı KYTK.nın 2. maddesi uyarınca kara yolu sayılan fabrika sahasında meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu çerçevede ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; fabrika sahasının karayolu ile bağlantısının bulunduğu, karayolunun bir uzantısı olduğu, dava konusu kazanın meydana geldiği yerin karayolu bağlantısı olduğu, davalıya trafik sigortalı aracın olay anında işletilme halinde bulunduğu anlaşılmakla davacının yaralanmasına neden olan olayın trafik kazası olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, kazanın 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi uyarınca karayolu sayılan fabrika sahasında meydana geldiğinin, aracın işletilme halinde olduğunun kabulü ile yargılamaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.09.2019 tarihli, 2018/482 Esas – 2019/680 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54.40-TL maktu istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği,harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.