Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2020/125 E. 2022/1418 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi 2020/125 Esas – 2022/1418 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/125
KARAR NO : 2022/1418

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2019/121 Esas 2019/755 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde: Davacının oğlu …’nın 31/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, kazanın müteveffa …’in kendi sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek sağında bulunan bariyere çarparak yere düşmesi ve o esnada şağ şeritte yan istikamette seyir halinde olan …’in kullandığı … plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı olan … plakalı dorsenin adı geçenin üzerinden geçmesi şeklinde meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsü olan davacının desteği …’nın kazanının meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, aracın davalı sigorta şirketine Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile sigortalandığını, oğlunun ölümü ile destekten yoksun kalan davacının zararının oluştuğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 1.000,00 TL destek tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiş; 27/01/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettikleri 1.000,00 TL’yi 42.186,15 TL artırarak toplam 43.186,15 TL destek tazminatının tazminini istemiştir.
Davalı … Sigorta Aş vekili cevap dilekçesinde; 31/07/2015 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı şirkete 23/07/2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta poliçesi ile sınırlı bulunduğunu belirterek, dava konusu talebin poliçe genel şartları gereği teminat dışı kalması sebebi ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, alınan kusur raporu, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, kaza tespit tutanağı, gelen yazı cevapları, bilirkişi raporu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 22. Hukuk Dairesinin 07/02/2019 gün ve 2017/2116- 2019/177 Karar sayılı kaldırma kararı ve tüm dosya içeriğine göre; kazaya karışan ve davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan aracın hususi araç olduğu, Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi döneminin kaza ve ölüm tarihini kapsadığı, davalı sigorta şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı motorsiklet sürücüsü …’nın olayda %100 kusurlu olduğu, vefat eden kişinin mirascısı olan davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı ve yasal koşulların bulunduğu, müteveffanın ölümü ile davacının 57.692,93 TL destekten yoksun kalma tazminatı alacağı oluştuğu, ancak davacı tarafça 43.186,15 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği, HMK’nın 26. Maddesi gereğince taleple bağlı olunduğu, aracın hususi olması nedeniyle dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak 43.186,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde; Kazaya karışan sigortalı motosikletin poliçe düzenlenme tarihinin 23.07.2015, kaza tarihinin ise 31.07.2015 olduğunu, dolayısıyla KMMS Yeni Genel Şartlar’ın yürürlük tarihi de dikkate alındığında işbu uyuşmazlıkta 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Trafik Sigortası Genel Şartlarının uygulanması gerektiğini(T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1541 Karar No: 2017/9897 ilamı),
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması gerektiğini, oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın kapsamının tüm taraflarca bilindiğini, sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmenin mümkün olmayacağını, Genel Şartların A.6. maddesi (d) bendine göre destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle, somut olayda %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü sigortalı murisin tam kusuruna isabet eden destek tazminatının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, 2017 tarihli emsal Yargıtay kararında da görüleceği üzere istinaf başvurusuna konu yerel mahkeme kararında davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı aracın poliçe tanzim tarihi; 23.07.2015 olup, işbu uyuşmazlıkta Temmuz 2015 tanzim tarihli poliçede trafik sigortası yeni genel şartlarının evleviyetle uygulanması gerektiğini, aksinin hukuk düzenine duyulan güveni ve yargıda ulaşılmak istenen birliği temelden sarsacağını, 01.06.2015 tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Genel Şartlarında yapılan değişiklikle kanun koyucunun ölümlü trafik kazalarında müteveffa desteğin tam kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, bu değişiklikle, destekten yoksun kalma talepli tazminat davalarında, destek görenlerin müteveffanın kusurundan yararlanmasının engellenmeye çalışıldığını, kimsenin kendi kusuru ile kendisine veya yakınlarına çıkar sağlayamayacağının kabul edildiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Teminat dışı haller başlıklı A.6 başlığı (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin” teminat kapsamında olmadığının belirtildiğini, kanun koyucunun bu düzenlemesinin destekten yoksun kalma talepli davalarda, davacı yanın sebepsiz ve hakkaniyete aykırı olarak zenginleşmesini önleme saikini açıkça gösterdiğini, hatta 2198 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılan değişiklikle ile de bu çözümün pekiştirildiğini, hal böyle iken Genel Şartların dikkate alınmayacağını savunmanın hukuk düzeni ve hakkaniyetle bağdaşmayacağını, 6704 sayılı Kanunun 3. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesinin “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı kanunun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki hükümle zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi kılındığını, Bu maddenin en önemli sonucunun, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişikliklerin uygulanmasının önünü açmak olduğunu, Yine, 2198 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2016 yılında değişiklik yapılan 92. Maddesinin (g) bendinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerin teminat kapsamında olmadığının düzenlendiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı A.5 başlığının (ç) bendinde “Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı: Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde ölen kişi esas alınır.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin kabul edilmediğini, ZMSS Genel Şartlar değişikliğinden sonra tanzim edilen sigorta poliçelerinde sürücünün kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin sigorta teminatı dışında kaldığını, bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağını, genel şartların 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, madde metnine göre, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelere yeni genel şartların uygulanacağını, açık bir kanuni düzenlemeye ve yüksek mahkemenin emsal kararlarına rağmen yerel mahkemece davanın kabulünün doğru olmadığını, müteveffa …’nın araç sigortasını 23.07.2015 tarihinde tanzim ettirdiğini, poliçe tanzim tarihinde yeni genel şartların yürürlükte olduğunu, müteveffanın yürürlükte olan mevzuat dolayısıyla teminat kapsamını bilebilecek durumda olduğunu, kaldı ki sigorta poliçesini tanzim eden araç işleteninin bu hususu bilip bilmemesinin bir önemi olmadığını, zira mevzuat hükümlerinin o mevzuattan doğacak uyuşmazlığa uygulanması için ilgilinin o hükmü bilmesini aramadığını, kişi poliçeyi tanzim ederken zaten teminat dışı hallerin belli olduğunu, davacının “… sigorta sözleşmesini imzalarken yürürlükteki uygulamaya göre, 3. Kişi kabul edilen sürücü ve işletenin desteğinden mahrum kalanların zararları sigorta şirketlerinde karşılanmaya devam ediyordu” iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ilgili mevzuat ve poliçe tarihleri dikkate alındığında bu iddianın haksız olduğunu, davanın reddinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi gereğince davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise Genel Şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinden olan destekten yoksun kalma tazminatı A.5. maddesinin (ç) bendinde “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. Maddesinde ise teminat dışı kalan haller düzenlenmiş, belirtilen maddenin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ile (d) bendindeki “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan haller kapsamında sayılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında oluşan destekten yoksun kalma zararının, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için; talep edilen destek tazminatının sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında kalması, ölenin üçüncü kişi olması ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna da denk gelmemesi gerekmektedir. Bu üç şarttan birini taşımayan taleplerin zorunlu mali mesuliyet sigortasının teminat kapsamında olamayacağı açıktır. Sonuç olarak; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Malî Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, karayolu motorlu araçlar zorunlu malî sorumluluk sigortası, bir motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişinin ölümü veya yaralanması veya malının zarara uğraması durumunda zararı teminat kapsamına almaktadır. “Üçüncü kişi” ise işletene göre belirlenecektir. Bir başka deyişle sigortacı, işletene göre üçüncü kişi olan kişilerin ölmesi veya yaralanması veya malına zarar gelmesi durumunda işletenin bu sorumluluğunu üstlenmektedir.
6704 Sayılı Kanun 4. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesine eklenen “h” ve “i” maddelerinde de bu konuda düzenleme yapılmış, ilgili maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesince 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı ve 17/07/2020 tarihli karar ile teminat kapsamının belirlenmesine ilişkin 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinin “i” bendinin Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş, “h” bendinde yer alan sigorta teminatı kapsamında kalmadığı belirtilen “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” maddesine ilişkin gerekçesinde ise “2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinin itiraz konusu (h) bendinde ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir. Kanun’da ilgililerin kimler olduğu belirtilmemiş ise de anılan ibareyle ifade edilenin kazaya uğrayan kişi dışında tazminat talep edebilecek kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Kuralda yer alan “…sigortalının sorumluluk riski…” ibaresinin anlamı da değerlendirilmelidir…..zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönleriyle kuralın belirsiz olduğu söylenemez. Kural uyarınca sigortalının sorumluluk riski kapsamında değerlendirilemeyecek risklerden doğan tazminat taleplerinden dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak sigorta şirketinden talepte bulunulmayacaktır. Mali sorumluluk sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır. Sigorta şirketinin sorumluluğunun zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına aldığı riskler ile sınırlandırılması suretiyle ilgililerin, işletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmelerinin önüne geçilmesinin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkının korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasının Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen hakları ihlal ettiği söylenemez. Kuralın ilgililerin menfaatleri ile sigorta şirketinin menfaatleri arasında makul bir denge kurulmasını engelleyen bir yönünün bulunmadığı görülmektedir.” denilerek, 2918 Sayılı yasanın 85. maddesi kapsamında kalmayan üçüncü kişilerin zararlarının sigorta kapsamında kalmadığına yönelik bir düzenleme olduğundan bahisle, düzenlemenin belirli olduğu ve Anayasaya aykırı olmadığından iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı aracın işleteni, sürücüsü (ve davalının sigortalısı) olan müteveffa …’nın işleteni ve sürücüsü olduğu motosikletin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi şeklinde gerçekleşen trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm olayında, hak sahibi davacı annenin, destek zararından sigortacının sorumlu olup olmadığının, 6704 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki dönem açısından 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir.Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile de 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartlar C.11 maddesine göre, Genel Şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi (Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40 Esas-2020/40 Karar sayılı kararı ile de Anayasa’ya aykırı olmadığına hükmedilmiştir.) gereği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı Kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta Sözleşmeleri” başlıklı 11. maddesinin birinci cümlesinde; “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” ifadesi mevcut olup bu doğrultuda, yapılacak sözleşmeler (poliçeler) genel şartlara uygun olmak zorundadır. ZMSS Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından, Kanundan alınmış olan yetkiye dayalı olarak belirlenir. Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen “tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği” ilkesine aykırı olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423. maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur. 01.06.2015 tarihinde düzenlenen Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi de, 2019/3490 Esas – 2020/4957 Karar sayılı 08.09.2020 tarihli kararında “Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.” denilerek, sorumluğun belirlenmesinde poliçe tanzim tarihindeki genel şartların nazara alınacağını belirtmiş, yine aynı kararında “01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde ‘Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.’ şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde ‘Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.’ şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı ‘Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.’ şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde ‘İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri’ ve (d) bendinde ‘Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri’ zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayılmıştır” denilerek, 01/06/2015 tarihinden sonra tanzim edilen ZMMS poliçelerine istinaden yeni genel şartlar uygulanacağından, işletenin kendisinin vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kalan üçüncü kişilere karşı, sigortalının (işletenin) sorumluluğu olmamasına göre, yapılan düzenleme ile sigortanın da sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. Bu itibarla, 2918 Sayılı Yasanın 91. Maddesinde, işletenin 85/1 madde kapsamında oluşan sorumluluğu yönünden ZMMS yapılmasına ilişkin zorunluluk bulunması, 2918 Sayılı Yasanın 85/1 maddesi kapsamı dışındaki zararlar yönünden ise kanunda ZMMS yaptırılmasına ilişkin emredici hüküm bulunmamasına göre, işletenin sorumluluğunda olmayan zararların sigorta teminatı kapsamında olmayacağı da genel şartlar ile belirlenebilir. Kanun gereğince ZMMS yaptırılması zorunlu olmayan hususun genel şartlarda belirtilmesi kanuna aykırılık oluşturmayacağından, sigortanın sorumluluğunun belirlenmesinde nazara alınır.
Somut olayda, davaya konu trafik kazası 31.07.2015 tarihinde meydana gelmiş olup, 23.07.2015/2016 vadeli ZMSS poliçesi de davalı sigorta şirketince 23.07.2015 tarihinde düzenlenmiştir. Davalı, kaza yapan aracı ZMMS ile sigortalayan sigorta şirketi olup kanunla sınırları belirlenen işletenin zararlarından sorumludur. ZMMS poliçesinin düzenlenme tarihi ve kaza tarihi itibari ile davaya konu olayda 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS genel şartları hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Somut olayda söz konusu ZMSS Poliçesinde, davacının oğlu olan desteği sigortalı, aracın işleteni ve sürücüsü olan … dava konusu trafik kazası nedeni ile hayatını kaybetmiştir. Ölenin aracın işleteni, sürücüsü ve davalının sigortalısı olması sebebi ile üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir. Kaldı ki, işleten ve haksız fiil faili sürücü olarak, kendi ölümü nedeni ile tazminat yükümlülüğü olamayacağından, işletenin sorumluluğunu poliçe limitleri dahilinde üstlenen zorunlu mali mesuliyet sigortacısının da bu ölüm nedeni ile doğan zarardan sorumlu olmayacağı açıktır.
Her ne kadar Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 07.02.2019 tarihli, 2017/2116 Esas-2019/177 Karar sayılı kararı ile davanın reddine dair önceki hükmün davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine, kaza ve dava tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri gözetilerek davacı tarafın tazminat isteminin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle kaldırılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu kaldırma kararından sonra verilen Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih 2019/40 Esas-2020/40 Karar sayılı kararı, yerleşik Yargıtay uygulamaları, KTK hükümleri ve ZMMS Genel şartları hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 01.06.2015 tarihinde düzenlenen ZMMS Genel Şartlarının A.6. maddesinin (c) bendi ile (d) bendindeki düzenlemeler nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün (ve aynı zamanda işleteninin) %100 oranında kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kaza sonucu ölümü nedeniyle meydana gelen destek zararları sigorta teminatı kapsamında olmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı sigorta şirketi vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.10.2019 gün ve 2019/121 Esas-2019/755 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davacı tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının REDDİNE,
2-Davalı sigorta şirketi kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/4 maddesi gereğince takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … sigorta şirketine ödenmesine,
3-Davacı tarafından kaldırma kararından önce ve sonra yapılan 1.422,20 TL yargılama giderinin davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davanın reddi sebebiyle davacıdan alınması gereken 80.70TL maktu harcın, peşin ve ıslahla alınan 173,70 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 93.00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı … Sigorta AŞ. tarafından yatırılan 738.00 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı sigorta şirketine iadesine,
2-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan toplam 31,50 TL istinaf yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile davalı sigorta şirketine verilmesine,
3-Davalı … Sigorta AŞ. tarafından yatırılan 150.00TL gider avansından kullanılmayan kısmın, karar kesinleştiğinde adı geçen davalıya iadesine,
4-Kararın tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.